
oje bi tutkudur, hastalıktır bi nevii.
Once bu hastalığa nasıl kapıldığımı paylaşmak istiyorum sizlerle, devamında da oje calışmalarımı..
Sene 1989 karlı kışlı bi istanbul.
Amonra o zamanlar daha 4 yaşında minik bi cimcime
evin ilk cocuğu o zaman, daha saltanatı sarsılmamış olmanın verdiği
rahatlıkla evde herkesi parmağında oynatmakta:90:
en cok da ona buyuk zaafı olan babasını.
Baba kendi halinde bi işci, klasik bi turk babası
az biraz tutucu, fena kıskanc ve o kadar da sevgi dolu yavrusuna
kızı ne istese yapmak icin sonsuz gayret icinde

kızıyla arasında sanki bi aşk var...

Amonra eli uff olsa anne diye değil baba diye ağlar
tabi anne fena bozulur bu duruma..

Ama baba sadece bişeyi yapmaz hic haz etmediği kırmızı ojeyi kızına almaz
dedik ya baba kıskanc, tutucu, klasik turk babası diye...
Bi gun gelir Amonra hastalanır 40 derece ateş icinde yatar:2:
o yıl da son yılların en buyuk karı yağar İstanbul' a
bi adam boyu kar olur yollar evden cıkmak ne mumkun

Amonranın hemşire komşusu duruma mudahale eder iğneler ilaclar
ama duşmez amonranın ateşi bi turlu.

Anne ve baba caresiz bekleşirler
o sırada amonroş sayıklamaya başlar belli belirsiz
ocee, oceee, oceee diye..

bunu duyan baba soğuğa, kara aldırmadan duşer sokaklara
o zamanlar tabi kozmetik sektoru gelişmemiş hatta oyle bi sektor bile yok

oje denen meret de sadece eczanelerde satılmakta

sabaha karşı baba butun nobetci eczaneleri gezer
gun ışımasına yakın elinde bi torba ojeyle gelir amonroşun yanına
baba bilemez kızının hangi renk oje istediğini almışken butun renkleri alır yavrusuna
en cok da kırmızılardan

yanaşır kızının yanına
- bak bocek sana ne aldım ben
- ne aldın:26:
- oce aldım, hem de bi suru
eğer iyileşirsen bunların hepsi senin olcak
- kırmızı da aldın mı baba
- evet kızım kırmızı da aldım
amonroş doğrulur yataktan
-e o zaman sen surceksin bana
- ?!

bu diyolağa ve amonroşun oceleri duyunca ateşinin duşmesine
evdeki amcalar, yengeler, hala, babaanne ve anne
şaşkınlıkla bakarlar taş fırın erto kızına oce mi surecek diye

ama baba hic istifini bozmadan gayet ciddi bi edayla gun ışırken kızının minicik
ellerini avucuna alır ve amonroşa oje surmeye başlar
babannenin sessiz serzenişi ortalıkta cınlanır
- başımıza taş yayacak, kime cekti bu kız bilmem ki
artiz mi olacak, kesin anası tarafa cekti diye:76:
ama o an amonroş ve babası icin dunya durmuştur
ne baba duyar kimseyi ne de amonroş..
onlar mutlu mesut oce surmeye devam ederler.
o gunden sonra amonroşun başlar oce koleksiyonu seruveni.
aradan 20 yıl gecer ve Amonra koca bi kadın olup evlendiğinde oğrenir
bu hikayeyi
evdeki oje cılgınlığından bıkan kocik

annenin dilinden dokulur bu hikaye artık kocik de onu oyle kabul eder caresiz
oyle ki oceleri icin bi dolap bile yaptırır amonraya.. ve amonra mutlu mesut yaşar oceleri ve kocikiyle..
hikayenin sonunda gokten bi suru elma duşmuş....
birisi Amonraya, birisi babacığına, diğerleri de bu hikayeyi okuyan kk daki dostlarına

http://www.kadinlarkulubu.com/guzel...irnak-bakiiminda-denenmis-etkili-urunler.html
tırnak bakım urunleri hakkında yorumlar da burda[/B]