Yaşam herkes icin mucadelerle dolu bir seruvendir. Dunyaya geldiğimiz ilk andan itibaren varoluşumuzu devam ettirmeye, dunyayı keşfetmeye, insanları tanımaya, sosyal cevreye adapte olmaya ve yaşamımıza bir anlam katmaya cabalarız. Hayatta kalmak başlı başına bir mucadeledir. Hic kimse bu yolculuğu hic yara almadan, duşmeden, hata yapmadan, mutsuz olmadan tamamlayamaz. Yaşamın her evresinde başa cıkılması gereken sorunlarla karşı karşıya kalınır. Ancak yaşam bazıları icin cok daha fazla engellerle doludur.
Aile ortamında ceşitli olumsuzlara maruz kalmak, ekonomik sıkıntılar yaşamak, istismara uğramak, doğal afetlere maruz kalmak, sevilen kişilerin kayıplarına şahit olmak, hastalık gecirmek, hasta bakımı ustlenmek, goc etmek zorunda kalmak ve daha sayamayacağımız bir cok olumsuz hayat olayı… Tum bu yaşantılar ruhsal alanımızda birer yara acar. Ozellikle erken yaşlarda bu tarz travmatik yaşantılara maruz kalmak normal gelişimi sekteye uğratabilecek sonuclar doğurabilir.
Ama tum olumsuz yaşam koşullarına rağmen yaşamı boyunca ruhsal bir hastalık yaşamayan, akademik ve sosyal hayatında- ilişkilerinde başarılı olan, yaşamayı seven, geleceğe umutla bakan, mutlu olabilen insanlar da var.
Peki bu insanları olumsuz yaşantılara karşı koruyan faktorler neler?
İnsanı anlamaya calışan bilim insanları bu sorunun cevabını merak etmiş ve ceşitli araştırmalarla yanıt bulmaya calışmıştır. Psikolojik sağlamlık kavramını ortaya atmış ve bu alanda araştırmalar yurtumuşlerdir.
Psikolojik sağlamlık latince ‘’resiliens’’ kokunden turetilmiştir. Esneklik, aslına donebilme becerisi olarak tanımlanmaktadır. Sert bir tahta bukmeye calıştığımız zaman kırılır, cok esnek bir hamur ise nasıl bukersek o şekli alır ve oyle kalır. Esnek bir kalem ise buktuğumuzde eğri bir şekil alsa da bıraktığımız zaman eski haline donebilir. Sağlam bir ruhsallıkta tıpkı esnek bir kalem gibidir. Olumsuzluklar karşısında eğilip bukulse de eski haline donebilme becerisine sahiptir. Psikolojik olarak sağlam olan bireyler sorunlar karşısında etkili cozum yolları bulmaya calışırlar, uyum sağlama becerileri yuksektir, hayata ve geleceğe karşı iyimserdirler.
Yapılan araştırmalarda psikolojik sağlamlığı etkileyen bir cok faktor saptanmıştır. Bu faktorleri bireysel ve cevresel olarak ayırmak mumkundur. Bireysel faktorler icinde en onemlisi zekadır. Yuksek bir zekaya sahip akademik başarısı yuksek cocukların olumsuz yaşam olaylarından duygusal olarak daha az etkilendiklerini tespit edilmiştir. Espiri yapabilme becerisi yuksek, olayları kişiselleştirmeyen, sosyal ilişkileri kuvvetli, kendine saygısı olan, olayları kontrol edebilme becerisine sahip olan kişiler psikolojik sağlamlığı yuksek olan kişilerdir.
Bu sonuclardan hareketle olumsuz yaşam olaylarına maruz kalan cocukların baş etme becerilerini arttırmak icin bazı tavsiyeler verilebilir. Cocuğun akademik yaşama ilgisini arttırmak, başarılarını pekiştirmek, cocukla duygusal paylaşımlar yapmak, sosyal etkileşimi arttırıcı faaliyetlere teşvik etmek, yaşanan olumsuz olayın cocuğun şahsıyla ilgisi olmadığını acıklamak psikolojik sağlamlığı arttırıcı cozumler olabilir.
Ozellikle aile ici kavgalarda, kucuk cocuklar olaydan kendini sorumlu tutma eğilimindedir. Anne babanın tartışmasından kendini sorumlu tutabilir. Boyle durumlarda mutlaka olayın cocukla ilgili olmadığını, ebeveynler tartışsa dahi cocuğu cok sevdiklerini belli etmelidirler. Eğer ebeveynlerden birinin ruh sağlığında bozulmalar varsa o kişinin hasta olduğu, tartışmaların bu sebeple cıktığı cocuğa anlayacağı bir dille ifade edilmelidir. Sabit bir ev ortamı sağlanıp cocukla tutarlı ilişkiler kurulmalıdır. Evde nasıl bir ortamla karşılacağını tahmin edemeyen cocuk sağlam bir ruhsallık geliştiremez.
Hic kimse sonsuza kadar pamuklara sarılı yaşayamaz.Cocuklara sorunsuz bir yaşam sunmaya calışmak nafile bir cabadır. Bunun yerine sorunlarla baş edebilen, kendini yeterli hissedebilen psikolojik olarak sağlam cocuklar yetiştirmeye calışmak cocuğunuza verebileceğiniz en guzel hediyedir.
Psikolog E. Elanur GURBUZ

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]