Psikolojik Kas Ağrıları ve Diş Sıkma Ruhsal Durum Muayenesi sırasında hastalarımızın buyuk kısmı baş-boyun-bel ağrısından şikayet etmektedir. Bir grup hasta ise ozellikle gece diş sıkmasından şikayet etmektedir. Bu hastalar maalesef doktor doktor gezmekte ancak semptomları ya anlaşılamamakta ya da cok gec anlaşılmaktadır. Bu ağrıların ve diş sıkmalarının psikiyatri ile olan ilgisini anlatmaya calışacağım. Genel olarak ruhsal sıkıntılarla ilişkili ancak bendensel semptomlar veren hastalıklara “Psikosomatik Bozukluklar” adı verilir. Ceşitli baş ağrıları, ciltte lezyonlar, irritabl barsak sendromu bunlara ornek verilebilir. Boyun ve sırtta gorulen agrılarla da bunlardan biridir ve bunlara Miyofasyal Ağrı Sendromu adı verilmektedir. Miyofasyal ağrı sendromu kaslarda oluşan tetik noktalardan kaynaklanan lokal veya yansıyan ağrıya kas spazmı, yorgunluk, hareket kısıtlılığı, lokal hassasiyet, tutukluğun eşlik ettiği bolgesel bir sendromdur. Bu sendromda ağrılar akut olarak da başlayabildiği gibi yavaş yavaş da gelişebilir. Hastaların şikayetleri yorgunluk, soğuk hava, hareketsizlik, aşırı egzersiz ve duygusal gerilim ile artar; sıcak, masaj ve germe ile de azalır. Klinik belirtileri; ağrı, hareket kısıtlılığı, gucsuzluk, dengesizlik, baş donmesi, kulakta dolgunluk hissi, goz yaşarması, gorme bozukluğu, uyuşmalar, deride kızarma, aşırı tukruk salgısı, aşırı duyarlılık ve tutulan kol ya da bacakta soğukluk hissidir. Ayrıca bu hastalarda gunluk yaşam aktivitelerinde zorlanma ve yaşam kalitesinde bozulmalar gorulur. En cok tutulan bolgelerin ise baş-boyun, omuz ve bel olduğu bildirilmiştir. Bu sendromda en cok etkilenen vucut yapılarından biri gunde yuzlerce defa ısırma, ciğneme, konuşma ve esneme icin kullanılan cene eklemidir. Bruksizm aşırı diş sıkma ve gıcırdatma olarak tanımlanır ve bruksizmi olan coğu hasta sabahları cene ve kulak ağrısı ile uyanır. Bu hastalar bir yakını uyarana ya da diş doktoru bu durumu tanımlayana kadar coğunlukla durumun farkına varmazlar. Miyofasyal ağrı sendromu en cok 30-49 yaşları arasında ve ozellikle kadınlarda daha sık gorulmektedir. Bu sendromun nedenlerine bakılacak olursa biyolojik ve psikolojik olarak ikiye ayırabilirz. Biyolojik nedenler genellikle bir kas travmasının başlattığı travmatik tetik noktanın uzerine bu bozukluğun eklenmesidir. Bir psikiyatrist olarak bu sendromun daha psikosomatik duzlemde değerlendirilimesi gerektiğini duşunmekteyim. Bu hastalarda yapılan calışmalarda %50 den yuksek oranda depresyon, %60 tan yuksek oranda anksiyete bozukluğu saptanmıştır. Fizik tedavi uzmanı araştırmacıların coğu bu hastalıklara uzun suren stres ve gerilimin neden olduğu ve psikolojik girişimin gerekliliğini yazılarında belirtmektedirler.
Kişi ağrı duygusunu yaşıyor kaslar kasılıyor peki bu nasıl oluyor?
Kişi herhangi ruhsal bir catışmayla karşılaştığında stres ve gerilim yaşar. Stres ve gerilim beyinde duyu, duygu ve kaygı merkezlerini barındıran limbik sistemde mevcut dengeyi bozar. Kişilerin bu durumda en cok kullandıkları savunma mekanizması bastırmadır. Duygusal olarak engellenmenin fiziksel etkileri kolayca kas sistemine yansır. İlkel savunma mekanizmaları, engellenmiş durtulerin harekete gecmesini onlemeye calışır; yani bazı hareketleri engeller. Hareketlerin bu engellenmesi de, hareket alanındaki istemli kontrolu zayıflatır. İşte bu savunma cabası istemli kas sisteminin bozukluklarına yol acar. İcgudusel catışmalar kaslarda aşırı kasılma şeklinde bir anlatım bulabilir. Bu aşırı kasılma ve gevşeyememe hali bastırma savunma mekanizmasını surdurme cabasıdır. İstemli kaslarda meydana gelen kasılmalar bir anksiyete eşdeğeri olarak kabul edilir. Daha kolay anlaşılması icin hastalarıma verdiğim orneklerle acıklayacak olursak; Acemi bir şoforun yanında oturan adam kaygıdan yol boyunca frene gaza basar gibi kendince kaslarını kasmaktadır. Gundelik hayatta bir şeye ofkelendiğimizde yumruğumuzu sıkarız. Televizyonda carpma-duşme sahnesinde gozlerimiz kısarız. Bu orneklerle duşunecek olursak stres, kaygı ve ofkeye bağlı kas ağrısının nasıl geliştiğini daha kolay anlayabiliriz.
Peki hangi gerilim ve stresler bu gibi kas kaynaklı psikosomatik ağrıya sebeb olabilir?
İstenmeyen bir duygunun uzamış bir şekilde ifade edilmemesi ile bunu daha sık gormekteyiz. Ornek vermek gerekirse; bekar evinde ev işleri surekli ona kalan oğrenci, borc verdiği arkadaşından parayı odemediği halde isteyemeyen adam, kayınvalidesi tarafından surekli laf sokulan ve cevap veremeyen gelin bu tip ağrıları geliştirebilir. Herkesi memnun etmeye calışan, kimseyi kırmak istemeyen, “hayır” diyemeyen kişilerde daha cok gorulmektedir. Psikosomatik hastalıkların gelişiminde etkisi olan “aleksitimi” kavramına daha sonraki yazılarımda ayrıntılı değinmeyi duşunuyorum. Diş sıkmak yuzde saldırgan bir ifadedir. Bruksizm bu anlamda gerginliği atmak icin meydana gelmekte ancak cene kaslarında spazmlara yol acabilmektedir. Bu durumda dış sıkmanın aslında ofkenin aşırı bicimde kontrolunun bir yansıması olduğu soylenebilir.
Miyofasial ağrı sendromunun en onemli semptomu olan ağrı, olumsuz bir uyarana karşı savunma tepkisidir. Freud hoşnutsuzluk yaratan duyguların ağrıya donuşturulduğunu ve sembolik bir anlam kazandığını ifade etmiştir. Bazı araştırmacılar ağrının sosyal olarak kabul edilebilir bir agresyon bicimi olduğunu, sucluluk, pişmanlık ve duşmanlık duygularıyla bağlantılı olduğunu bildirmişlerdir. Miyofasial ağrı sendromunun tedavisinde eğer bruksizm varsa Diş hekimi ve psikiyatrist beraber calışmalı, bruksizm dışındaki miyofasyal ağrı sendromlarında Fizik tedavi uzmanı ve psikiyatrist beraber calışmalıdır. Son yıllarda uygun psikotrop ilaclar geliştirilmiştir. Tedaviye psikoterapi eklendiğinde tedavi iyi oranda sonuc vermektedir.

[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]