Psikolog universitelerin Fen Edebiyat Fakultelerinin Psikoloji bolumlerinden mezun olan kişiye denir. Bircok universite diplomada ”psikoloji mezunu” ibaresi bıraksa da, Turkiye’de 4 yıllık psikoloji bolumunden mezun olan herkes psikolog diye adlandırılır. Bunun dışında her hangi bir universitenin dort yıllık bolumunden mezun olup, bunun uzerine psikolojinin bazı bolumlerinde yuksek lisans yapmış kişiler veya ucret karşılığı bazı eğitimler alıp kendisini terapist diye adlandıran kişiler psikolog sayılmaz.
Psikolojide Klinik Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Gelişim Psikolojisi, Adli Psikoloji, Endustriyel Psikoloji, Spor Psikolojisi gibi alanlarda yuksek lisans, doktora eğitimleri acılmaktadır. Klinik psikoloji yuksek lisans mezunu bir kişi artık bir psikiyatristin yonlendirmesiyle hastalarla calışabilir. Yani klinik psikolojinin alanı tam da hastalardır. Psikolojinin diğer alt dalları adlarından da anlaşılacağı gibi daha spesifik analarla calışırlar. Orneğin bir klinik psikolog bireysel psikoterapide travma ve yas, kişilik bozuklukları, depresyon, panik atak, fobiler, anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk(okb) rahatsızlığı, vajinusmus, disporini (ağrılı cinsel birleşme), kaygı bozuklukları, yeme bozukluklarına; cocuk ve ergenlerin psikoterapisinde boşanma surecinde cocuk, alt ıslatma, tırnak yeme, hiperaktif cocuk ve dikkat eksikliği, okula gidememe, kardeş kıskanclığı, cocuklarda gorulen davranım bozukluğu, sınav kaygısı ve baş etme yolları, bağlanma problemleri, ergenlik sorunları ve anababa tutumları, cocuk eğitiminde ana-baba eğitimi ve etkili ebeveynlik; aile ve cift psikoterapisinde ise aile icinde yaşanan travma yas veya kayıplar, eşler arasında yaşanan cinsel problemler, ciftlerden birinde gorulen psikolojik rahatsızlıklar, iletişim catışmaları, aileler arası catışmalar, aldatma / aldatılma, evliliğe alışma ve adaptasyon sorunları, boşanma kararsızlığı, boşanma sureci ve sonrasında yaşanan zorluklar, evliliğe karar verme surecinde genel danışmanlık, ciftler arasındaki ilişkiyi guclendirme alanlarda bireysel calışmaktadırlar.
Psikologlar genelde ilk mezun olduklarında rehabilitasyon merkezlerinde ve benzeri yerlerde calışmaya başlarlar. Psikolojiden mezun olan bircok kişi rehabilitasyonda calışma gecmişi vardır. Bir kac yıl bu gibi bir yerde calıştıktan sonra coğu zaman ya devlet kurumlarına gecerler, tabi hic devlet hastanelerinde psikolog olarak calışmayan kişilerde mevcuttur.
Hemen hemen Turkiye’nin tum psikoloji mezunları bunlara ODTU, Boğazici gibi en yuksek puanla alan universiteler bile oğrencilerine psikolojinin genel gecer kavramlarını oğretirler. Bu yuzden hepsi olmasa bile psikologların coğu tedavi kısmında eksiklikleri bulunmaktadır. Tabi ki bu durumun en buyuk nedeni Turkiye’de ki Psikoloji Bolumlerinin eğitim mufredatlarından kaynaklanmaktadır. İşte tam da bu nedenle de hasta goremeyen ve kendini yeterli hissetmeyen psikologlar bir terapi ekolunden eğitim alırlar. Bu eğitimlerin bazıları 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl surer, bazıları da tabi ki 2 gun hatta bir gunde terapi eğitimi verip, o bir gunluk eğitimle kendisine psikoterapist, aile danışmanı, cift terapisti, oyun terapisti diyen insanlarıda etrafta gormek mumkundur. Bu eğitimlerin en uzun surenleri genelde Psikodinamik Psikoterapilerdir. Psikodinamik terapinin yanında, Bilişsel Davranışcı Terapi, Varoluşcu Psikoterapi, Lego Terapi, Psikodrama, cocuklarla calışanlar icin Oyun Terapileri gibi uzayıp giden ekoller, alanlar vardır. Her terapi ekolunun Psikodinamik ve Bilişsel Davranışcı terapiler gibi kendine has yontem ve uygulamaları bulunmaktadır. Psikologların bu terapi ekollerinden birini secmeleri tamimiyle şahsi bir tercihtir.
Turkiye’de psikoterapist sadece psikiyatristlere verilen bir unvandır. Genelde sağlık camiası hem devlet hastane ve kurumlarında hem de ozel sağlık kuruluşlarında doktor uzerinden ilerler. Tanı koyma tedavi doktorların bunyesinde tanımlanan bir durumdur. Doktor yonlendirmesi ve gerekliliği durumunda diğer sağlık personeli hastaların tedavisinde uygulamalar yapabilirler. Buna psikologlarda dahildir. Bir pratisyen hekim sağlık bakanlığının mevzuatlarına gore psikologlardan hiyerarşik olarak daha ust bir konumdadır. Dışarda kendisine 30 yıllık deneyimi olmasına rağmen hicbir psikolog sağlık bakanlığı nezdinde terapi yapamaz. Ancak eğer psikolog klinik yuksek lisansını tamamlamış veya sağlık bakanlığının bir donem actığı psikolojinin tıbbi uygulamaları yetkilendirmesi sınavından 60 puan alıp sınavı gecenler doktorların yonlendirmesiyle terapi yapabilir ama tanı koyamaz, rapor, ilac gibi benzeri şeyleri yazamazlar. Bu terapiyi de bir psikiyatristin veya bir doktorun yonlendirmesiyle yapabilir.
Bu yazıyı yazmaktaki amac psikolog olmamalarına rağmen insanları dolandıran bircok kişinin Turkiye’nin bircok şehrinde hicbir kanun yasa tanımdan hasta bakıyor olmasıdır. Sosyal medya da bircoğuna rastlamış bulunuyoruz. Sosyoloji mezunu kişilerin terapiler yaptığı, fizik bolumu mezunlarının televizyonlara cıktığını, kendisini boyle bir bolum olmamasına rağmen ODTU psikiyatri mezunu olarak tanıtanı, nefes kocu, yaşam kocu gibi unvanlarla, şizofreni hastalarına ‘’nefes alamadıkları icin kafayı yiyorlar’’ tabirleri kullanarak tanı koyan bircok psikoloji alanını kullanan, istismar eden kişilerle karşılaşıyoruz.
Peki nasıl oluyor da bunlar bu kadar rahat muayene acabiliyorlar diye sormak geliyor icinizden biliyorum. Bunun en buyuk sebebi psikologların bir yasasının olmamasıdır. Şuan hemen herkes cok rahat vergi levhasını gostererek bir psikolojik danışmanlık merkezi acabilmektedir. Maliye bu konuda kimseye bir soru sormamakta ve ilgilenmemektedir. Yasanın olmayışı, psikologların yaptığı etik dışı davranışları da şikayet edebilecek bir merciinin olmamasını sağlamakta, 4 yıllık mezunu bir cok psikolog bu tarz merkezlerde calışmakta danışan gormektedirler. Bunun yanı sıra bir cok kişi değişik unvanı, yeterliliği bulunmamasına rağmen değişik terapi yontemlerini insanlara terapi eğitimi adı altında vermekte ve bundan para kazanmaktadırlar. Bu durum oyle bir hal almıştır ki artık bazı terapileri 2 gunde oğrenebilmekte 3. gun hasta gorulebilmektedirler. Tabi hal boyle olunca bu meslekten olmayanların iştahı kabarmakta, ‘’bu kadar basitken biz neden bu işi yapmayalım’’ mantığı ortaya cıkmaktadır.
Bu iş Avrupa’da Amerika’da bizden cok farklı ilerlemekte ve denetim altında tutulmaktadır. Psikologlar universitelerde 3+2, 5+1, 4+2 vb. eğitim modelleriyle mezun olmakta, ilk yıllar teorik alt yapı verilmekte, sonrasında 1 veya 2 yıllık gibi zaman surelerince de uzmanlaşmak istedikleri alanda eğitilmektedirler. Orneğin klinik anlamda calışmak isteyen bir psikolog universite eğitimi sırasında hastanelerde daha cok staj gormekte, hastalıkları daha yakından oğrenebilmektedir. Ne yazık ki bizde olan klinik yuksek lisanslarının bircoğu 1 aylık 15 gunluk stajlarla kişiyi mezun etmekte ve yeteri kadar oğrenciyi eğitememektedir. Zaten bircok ozel universitelerin temel amacı para kazanmak olduğu icin klinik yuksek lisansa psikoloji mezunu olmayan bircok kişiyi kabul etmekte, bazen acılan master eğitimleri 100’lerce kişiyi bulmaktadır. Haliyle boyle bir durum karşısında cok yuksek puanlarla universitelerin psikoloji bolumlerini okuyan kişilerin cabası yok sayılmaktadır. Duşunduğunuzde tıp okumayan bir kişinin tıbbın her hangi bir bolumunde uzmanlık yapamayacağı veya başka universite bolumlerinden mezun kişilerin gidip hukukta yuksek lisans yaptıklarında avukat, savcı veya hakim gibi sıfatları hak kazanamadıkları goz unune alındığında; psikolojinin yuksek lisanslarına işletme mezunu, oğretmen, felsefe mezunu, muhendislerin vb. gelip başvurması ve dışarda bu yuksek lisansa dayanaraktan kendilerine psikolog diyenlerin olduğu bu mecrada, bu yapılanın psikoloji bolumunu kazanıp okuyan kişilere yapılmış bir haksızlık ve kanunsuzluk olduğunu belirtmekte fayda vardır. Sizleri tenzih ederek bu yukarda adı gecen mesleklerin veya bolumu bitirmiş kişilerin bolumlerini kucumseme gibi bir durumda olmadığımı, sadece bu ve buna benzer bolumlerden mezun olan bazı kişilerin psikoloji mezunlarına yaptığı kucumseyici tavrı ortaya koymak cabasında olduğumu belirtmek isterim.
Peki, hastalar bu durum karşısında ne yapmalıdır?
Oncelikle bir sorun karşısında uzman arayışı icindeyseniz, goruştuğunuz kişiye diplomasını sorma en doğal hakkınızdır. Diyarbakır’da psikolog arayan bircok kişi goruyorum ki, hic kimseye bu konuda soru sormamaktadır. Bize hastalar maalesef kazıklandıktan sonra gelmektedir. Bu konun aşılmasının en buyuk yolu sizlerden gecmektedir. Diploma soran kişi coğaldıkca mesleğimizi somuren insanları suiistimal eden kişilerinde bu meslekten uzak duracağını goreceksinizdir.
Diploması varsa bu uzmanın sizin sorunlarınıza ne denli faydalı olacağını nerden anlayacaksınız?
Bu konuda cokca soru geliyor ama oncelikle bu kişinin diplomanın yanında her hangi bir terapi ekolunden eğitim alıp almadığının sorulması ve buna dair belge istenmesi yine başvuranın en doğal hakkı olduğunu unutmamanız gerekmektedir. Bunun yanında aldığınız hizmetin sizlere iyi gelmemesinin terapi sureci icerisinde bir cok dinamiğinin olduğunu bilerekten, terapistin etik kurallara uyması gerektiğini bilmeniz gerekir. Etik kurallara uymayan terapistin veya kendisini terapist olarak tanıtıp hicbir eğitimi olmayan birinin şikayeti ne kadar işlemese de bağlı olduğu derneklere veya bağlı olmasa bile bazı psikoloji derneklerine yapılabilmektedir. Unutmayın ki bu kişilerin ifşaa edilmesi bir başka kişiye yapacağı kotuluğu engelleyecektir.
Terapi meşakkatli bir surectir. Bir psikoterapist sizin karşınıza cıkana kadar yıllarca eğitim alır ve tek isteği sizi anlamak uzerine kuruludur. Bu anlamanın 2 gunluk, 15-20 saatlik eğitimlerle kazanılmayacağını bilmeniz gerekmektedir. Bu surec icinde size 2-3 seansta her şeyinizi cozerim diyen psikologlardan uzak durmanızın sizin faydanıza olacağını soylemeliyim.

[h=2]Diyarbakır Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]