ben nişanlanana kadar hep 45 kilo civarıydım. bu arada boyum 1.62
sonra son sınıfta nişanlandım, depresyona girdim, ilaclar, vs, hep 55 kilo olayım diye dua eden ben, bir gun denk gelen bir tartıya bir cıktım, 59 kilo olmuştum! o yaz telaşlandım ama pek takmadım. mezun olunca bir sene evde bekledim. annemle gunlere gider, yer icer yan gelip yatardım. her gun başka diyete başlar, hafta dolmadan bozardım. elma diyeti, protein, montignac.... hic birine devam edemedim. 1-2 kilo veriyor, geri 2 katını alıyordum. komşumuz "kız az ye, gelinliğe giremeyeceksin" derdi. giremedim de



sonra ne goreyim, obur kız o gelinliği giymiş kuğu gibi suzuluyor ortada. ağladım cıktım oradan.
pekiii, akıllandım mı? HAYIR...
Duğunde erkek tarafı "gelin hamile" demiş. Allahtan 10 ay oldu hala bebek yok

evlendim, koyde oğretmeniz ikimiz de. doğudayız, sebze yok... et, hamur işi... yağlı corekler, bazlamalar, ekmekler, tereyağları....
tartı 71i vurdu...eşim dalga geciyor artık "tabakları ayıralım, sen kilo aldıkca ben veriyorum" diye.

"koca kadınlara benzedin" diyor. haklı cunku selulitler karnıma kadar cıktı...
cok uzattım. 1,5 ay once ağır ateşle hastalandım. tıpta yattım1 hafta. kollarımla damarlar kuruyunca delinmekten, hemşireye serumun alternatifi yok mu diye sordum. "GUNDE 3 LT SU İCEBİLİR MİSİN?" dedi. duşunmeden kabul ettim. ve ictim. vucudumda ağır enfeksiyon vardı ve ateşim 39dan duşmuyordu. 5 gun boyunca, her gun 3,5 ltye yakın su ictim. midem hastane yemeğini kaldırmadı, eşime fındık, leblebi aldırdım. bol meyve yedim aralarda. zaten akşam 6 da yeniyordu yemek sonra bir şey yoktu. neyse, yattığım sure boyunca sadece ateş takibi yaptılar anlamak icin. ve 5 gun sonunda enfeksiyon sıfırlandı. idrar yollarında, alt tarafta, boğazımda,vs. hepsi bitti. doktorlar su ictiğin icin dediler. hic ilac kullanmamıştım. bu arada gobeğim gitmişti. abartmıyorum. hastaneden cıkarken eteğim bollaşmıştı bile.
eve gidince tartıldım, 66 kilo! su kaybıdır dedim.
evde de duzenimi surdurdum. en az 2 litre suyu mutlaka bitirdim. ama zayıflamak aklımda yoktu. iştahımı da kesiyordu gerci su. ben ilac kullanmamak icin iciyordum. bol bol fındık+leblebi+meyve yedim. bir de akşam yemeğini midem kaldırmıyordu. oğle arası yiyor, 4 gibi de yoğurt falan yiyordum.
gecen hafta tartıldım, 64 kilo. bu sabah 63 olmuşum

asıl onemli olan şu: artık hastalanmıyorum. grip, boğaz ağrısı, akıntı, altta sıkıntı falan kalmadı. univ. sonda 58 kiloyken aldığım, kilo alınca rafa kalkan montumu giyiyorum ve rahat oluyor. sıkmadan. ki o montu evleneceğim zaman getirmek istememiştim cunku giydiğimde kollar gergide kalıyordu. ondeki 1 karış acıklıktan bahsetmiyorum bile.
2 ay sadece 2 ay once aldığım 46 beden etek artık giyince yer duşuyor ve şu an 40 beden eteklerim artık ta goğsumun altında değil, olması gerektiği gibi kalcamda duruyor.ustune dokulen gobeğimin yerinde yeller esiyor. hala var tabi ama ne derler, ayva gobeği

nasıl oldu?
eski hayatımdan fark şu:
gunde 3 lt su
akşam 6 dan sonra meyve bile yememek.
bu arada selulit mi? o da ne

bir şey farkettim. ben en cok, her zaman yeme imkanım olmayan şeylere kıtlıktan cıkmış gibi saldırıyorum. cocukluktan kalma da olabilir. hani cikolatalar misafire saklanırdı, bayramda onlara tuttuktan sonra dişler curumesin,vs. diye hemen vitrinin ustune kalkardı. tum bunlar icimde doymamış bir cocuk bırakmış meğer.
evde şoyle bir dolaştım. en cok ne yemek istiyorum, neyi gorunce dayanamıyorum diye. baktım tahin helvası cok cekici. eşimi yolladım, en buyuk teneke kutu var ya, daire şeklinde. ondan aldırttım. bir iki gun saldırdım, baktım bir yere kacmıyor

bimde 20 krşa gofretler var hani. en sevdiğim bitterinden aldım suruyle. zaten 2 lira verseni,z 10 gofretiniz oluyor

cikolataya dayanamazdım. hobbynin kucukleri var. pembe olan. ya marka yazıyorum ama anlaşılsın diye. yanlış anlamayın. ondan bir torba aldım. icinde baya var. onu da bir kaseye koydum, masada. "istediğin kadar ye."
vs.vs.
ben, icimdeki cocuğun, o ac bebenin gozunu doyurdum once. canım ne cekiyorsa, butcem el verdiğince yaptım, bir kenara koydum. sonunda icimdeki ac canavar anladı ki, yiyecekler hic bir yere gitmiyor. o tepsinin hepsini şimdi yememe gerek yok. cikolata biterse yine alırım.vs.
şimdi hic ac kalmıyorum evde. surekli atıştırıyorum. ama bu kelimeye dikkat: atıştırıyorum. tıkınmıyorum artık. arada bir avuc leblebi, bir ısırık gofret, bir portakal, canım mı cekti, kocaman bir pasta yapıyorum. dolaba koy, canın cekerse yersin diyorum. arada bir catal alıyorum. okuldaki oğrencilerin nasibi oluyor coğu kez.
midemizi doyurmak kolay. insan midesi yumruğu kadar yiyecekle doyar. dengeli beslenirse.
onemli olan gozunu doyurmak yeğen
