Ozellikle Cin, Tayland ve Kore gibi ulkelerde, hayvanları canlı canlı yerken video cekilecek kadar normalleşmiş bir durum bu (aslında oyle olmasa da). O zaman gelin, buna maruz kalan canlılara bir bakalım.
İlk orneğimiz ahtapot:

Hatta ahtapotun kollarına susam yağı dokuyorlar ki insanlar yerken canlı et boğazlarından aşağıya kayabilsin. Siz ne duşunursunuz bilemem ancak her yıl yaklaşık olarak 6 kişiyi olduren bu girişimi, insanların hala daha bayıla bayıla devam ettirmelerine ben anlam veremiyorum.
Coğunuzu şaşırtmayacak ornek: Balık

Balığı canlı pişirme sevdasının bir diğer orneğini Cin'deki ''yin yang balığı'' yemeğinde goruyoruz. Tamamen ikizukuri ile aynı mantık. Bundaki fark, balığın govdesinin yağda kızartılması ve kafasının ciğ bırakılması diyebiliriz. Hatta yemek sofrada insanların onune geldiğinde bile balığın kafasının hareket ettiği gorulebiliyor. Aslında balığın hareket etmesini sağlayan şey de vucudundaki sinirlerden kaynaklı, yoksa balık coğu zaman olmuş oluyor.
Cin'in 'sarhoş karides' yemeği de bir hayli ilginc

Canlı canlı kurtcuk (larva) yiyenler bile var

Mesela Avustralya'da kucuk beyaz kurtcukları yiyorlar. Hatta onların tadını cheetos'a benzetiyorlar. Ozellikle Aborjin topluluklarının uzun suredir bu alışkanlığa sahip oldukları biliniyor. Herhalde onlardan kalma olacak ki bolgedeki insanlar icin ara oğun atıştırmalığı gibi bir şey olmuş bu kurtcuklar.
Larvaları direkt olarak ağactan topluyorlar ve sanki dut toplamışsın da ağzına atıyormuşsun gibi yiyorlar.

İnsanlar bu gıdanın kıvama geldiğini, actıkları delikten sıvı damlamaya başladığında anlıyor ve onu yemeye başlıyor. Ancak bu peyniri bulmak kolay değil cunku 1962'den beri İtalya hukumetince yasaklanmış durumda. Satanlara da sattıranlara da ceza veriliyor.
Kurbağa yemeyi secenler de var

Japonya'nın meşhur kurbağa sashimisinden bahsedecek olursak, kurbağa genelde olu ve ciğ servis ediliyor. Fakat kurbağanın kalbi, hayvan yeni olduğu icin taze oluyor ve hala atabiliyor. Bu ilk olarak Tokyo'da Asadachi adlı bir restoranda, bu hayvanın canlı olarak servis edilmesiyle ortaya cıkıyor. Hayvan canlı bir şekilde geliyor, sonra şef bıcağı eline alıp onu olduruyor.
Ardından şef hayvanın kalbini direkt cıkarıyor ve vucudunun geri kalanını ciğ et olarak dilimliyor. Burada soz ettiğimiz tum ornekler eleştirilse de bu, hayvan haklarını koruyan dernekler dahil olmak uzere bircok kesimin işkence olarak tanımladığı bir ornek diyebiliriz.
Deniz kestanesi ve midye:

Ancak bizim ulkemizde Mayıs 2022 tarihinde ekosistem devamlılığını sağlamak icin Marmara denizinde deniz kestanesi avcılığı yasaklandı.

İstiridye ve ıstakoz:

Istakozun etinde ise kendinden kaynaklanan doğal bakteriler vardır. Bu nedenle ıstakoz olunce bu bakteriler coğalabildiği icin bu hayvan canlı pişirilerek gıda zehirlenmesi onlenmek istenir. Istakozların uzunca bir sure canlı pişirildiklerinde acı cekmedikleri biliniyordu ancak bu tamamıyla yanlış.
Onların merkezi sinir sistemleri olmasa bile hormonal olarak acıyı hissettikleri soylenebilir. Hatta uzmanlara gore, canlı pişirildikleri zaman kuyruklarını hareket ettirmeleri bunun belirtisi cunku kacış refleksi olarak bunu yapıyorlar.
Duşunun bir lokantaya gidiyorsunuz, yemeğinizin ustune sus niyetine karınca koyuyorlar...

Bir de civcivlerin canlı canlı kıyma makinalarına atıldıkları iddiaları var

İngiltere'de vejetaryen bir grubun uyesi, gizlice tavuk ciftliğinde cekim yapıyor. Sonra hayvanların cinsiyetlerine gore ayrıldığını ve erkek olanların canlı canlı kıyma makinesine atıldıklarını goruyor. Bu kişinin soylediğine gore bunun nedeni de yumurta uretiminde erkek civcivlerin işe yaramaz gorulmesinden kaynaklanıyor.
Velhasıl hayvan haklarını koruma orgutleri ve hayvan severler, tum bu verdiğimiz orneklerin hayvanlara acı cektirmekten başka bir işe yaramadığını duşunuyor. Yani hayvanların canlı canlı pişirilmesi kulağa zaten pek mantıklı gelmiyor. Ustune bir de bu şekilde tuketme merakı nereden geliyor diye insan sorgulamadan edemiyor. Peki siz bu konuda ne duşunuyorsunuz? Duşuncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: Tree Hugger, Quora, Irısh Hexaminer, Ozhan Ozturk, Science Focus