Metastatik evrede prostat kanseri sıklıkla kemik ve lenf bezlerine yayılım gostermektedir. Nadir de olsa akciğer, karaciğer, ve diğer organlara da metastaz yapabilir. Gunumuze kadar ileri evre prostat kanseri tedavisinde ilk adım testosteron hormonunun baskılanmasıdır. Bu amacla testisler operasyonla alınabilmekte veya testislerden testosteron hormonunun uretiminin durdurulması icin aylık veya 3 aylık enjeksiyonlar şeklinde LHRH ilacları kullanılmaktadır. Bir grup hastada ise bikalutamid adı verilen, hucrelerdeki testosteron reseptorlerine bağlanan ilaclar eklenerek kombine tedavilerler uygulanmaktadır. Hormon baskılamadaki amac tumor hucrelerinin buyumesi icin temel gereksinim olan testosteron uretiminin baskılanması ve sonucta tumor buyumesinin durdurulması ve geriletilmesidir.
Hormon baskılaması ortalama 1-3 yıl sure ile hastalığı kontrol altına alabilmekte, fakat zaman icinde hormon baskılayıcı tedaviler yeterli olmamakta ve hastalık ilerlemeye başlamaktadır. Bu aşama hormon direncli prostat kanseri olarak tanımlanmaktadır. Hormon direncli prostat kanserinde temel tedavi dosetaksel kemoterapisi ve /veya abirateron, enzalutamid gibi ikincil hormonal tedavilerdir. Hormon direncli aşamaya gecen hastalarda bu tedaviler yaşam suresini uzatmakla beraber istenildiği kadar yuz guldurucu sonuclar verememektedir. İkincil hormonal tedavilerin bu aşamada zayıf kalmalarının en onemli nedeni; genetik bir varyasyon olan AR-V7 adı verilen androjen tedaviye genetik olarak daha başlangıcta direncli hastalığa sahip bireylerin toplumda sık olarak gorulmesidir.
Prostat kanserlerinde, bugune kadar kemoterapi uygulamaları hormon tedavilerine direnc gelişmesinden sonrasına saklanmaktaydı. Ancak son yıllarda yapılan klinik calışmalar sonucunda, (STAMPEDE ve CHAARTED calışmaları) metastatik prostat kanserinde erken başlanılan dosetaksel kemoterapisinin hastaların sağ kalımına gec donemde başlanılan kemoterapiye gore cok daha fazla katkıda bulunduğu gosterilmiştir. Bu calışmaların sonucları standart tedavi prosedurlerini baştan değiştirecek devrim niteliğinde kabul edilmektedir.
Bu calışmalarda tedavinin başında hormon baskılayıcı ilaclarla birlikte uygulanan dosetaksel kemoterapisinin hastalarda 10 ila 17 aya ulaşan sağ kalım avantajı sağladığı gosterilmiştir. Kemoterapi alan hastalarda PSA seviyelerinde yukselme en az 6 ay daha gec gorulmektedir. Klinik ve radyolojik bulgularda ilerleme daha gec donemde ortaya cıkmaktadır. Bu calışmalarda elde edilen sonuclar, hastalığın daha hızlı seyrettiği olgularda ve tum hasta gruplarında kemoterapiyi sona saklamak yerine hastalığın başında kullanmanın daha yararlı olacağını gostermektedir. Bugun icin metastatik prostat kanseri tedavisinde kemo-hormonal tedavi standart tekli hormon tedavisinin yerini almıştır. Kemo-hormonal tedavide Doseteaksel kemoterapisi standart dozda ve 6 kur olarak uygulanmaktadır. Beraberinde hormon baskılama tedavisi de eş zamanlı olarak verilmektedir.
Tıp bilimindeki gelişmelerin hızı baş dondurucu nitelikte olup prostat kanseri tedavisi de aynı hızda ilerlemektedir. Erken evre prostat kanserinde fokal tedavilerden robotik cerrahi tedavilere varan yenilikler son 10 yıla damgasını vururken metastatik hastalıkta uygulanacak tedavi secenekleri de aynı hızda artmıştır. Burada onemli olan tedavi sıralamasının nasıl olacağıdır. Hormonal tedaviler halen onemini korurken sıralamada kemoterapi one cekilerek daha guclu etki sağlanabilmektedir.

[h=2]İzmir Urolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]