Prostat Nedir?
Prostat, erkekte yardımcı ureme organı olarak gorev yapan bir salgı bezidir. Yaklaşık bir kestane buyukluğundedir. Kalın barsağın son kısmının onunde ve mesanenin (İdrar kesesi) hemen altında yer alır. Prostat, uretra denilen ve idrarı mesaneden penis ucuna kadar taşıyan kanalın başlangıcındaki yaklaşık 3 cm.lik bolumu cepecevre sarar. Prostat bezi, orgazm sırasında sperm ile karışan, spermin taşınmasını kolaylaştıran bir sıvı salgılar.
Prostat Kanseri
BPH ile tek benzerliğinin aynı yaş grubunda olduğu kabul edilse de prostat kanseri tamamen farklı bir hastalıktır. Prostatta malign (kotu karakterde) buyumeyi tanımlamaktadır. Kanser hucrelerinin en onemli ozelliği vucutta başka organlara yayılıp orada da coğalabilme yeteneklerine sahip olmalarıdır. Dolayısıyla bir cok kanserde asıl amac hastalık organa sınırlı iken tanı koymak ve boylece kesin tedavi imkanı sağlamaktır. Prostat kanseri icin de aynı durum soz konusudur. Oncelikle artık prostat kanseri erkeklerde en sık gorulen kanser haline gelmiştir. Kanser olumlerinde de ikinci sırada yer almaktadır. Nitekim A.B.D.’de yılda 360.000’den fazla prostat kanseri tanısı konmakta ve 44.000’den fazla olum meydana gelmektedir. Gunumuzde kesin tedavi imkanı sadece hastalık organa sınırlı iken sağlanabilmektedir.
Prostat kanseri hastalığına ait ozel bir şikayet yoktur. Genelde aynı yaş grubunda olması sebebiyle BPH’da gorulen yakınmalar soz konusu olabilir. Bunun yanı sıra ileri evre hastalarda kemik ağrısı gibi yakınmalar ilk başvuru sebebi olabilir. Ancak amac hastalığın hic bir belirti ortada yokken erken tanısı olduğundan prostat kanseri icin tarama yapılması gundemdedir. AUA (Amerikan Uroloji Birliği) 50 yaş uzeri her erkekte yılda bir, ailesinde prostat kanseri olan kişilerde ise 40 yaştan itibaren prostat kanseri taraması yapılmasını onermektedir.
Prostat kanseri tanısı nasıl konulur?
Prostat kanseri taramasında bugun icin 4 metod kullanılmaktadır:
1.Parmakla rektal yoldan prostat muayenesi
2.Rektal yolla prostat ultrasonografisi (TRUS)
3.Prostat spesifik antijen (PSA)
4.TRUS eşliğinde prostat biyopsisi
Parmakla rektal yoldan prostat muayenesi ile hekim sadece prostatın buyukluğu konusunda fikir sahibi olmamakta, aynı zamanda ozellikle sert bir alan hissedilmesi prostat kanseri şuphesini uyandırmaktadır. Tum dunyada sadece rektal muayene bulgusu şupheli olanalarda bile prostat biyosisi gerekli gorulmektedir.
Rektal yolla prostat ultrasonografisi (TRUS) ile prostatın anatomik ozellikleri ayrıntılı olarak ortaya konabilmektedir. Prostat buuyukluğu saptanabilmektedir. TRUS’un en onemli lullanımı prostat biyopsisi sırasında olmaktadır. Ote yandan TRUS’da saptanan soğuk sahalardan ek biyopsi alınması da onerilmektedir.
Prostat spesifik antijen (PSA) ise prostat kanseri taramasında en onemli parametridir. PSA, prostat hucrelerinden salgılanan ve meninin akışkanlığını sağlayan bir maddedir. Belirli bir oranda seruma da karışmaktadır. Hastadan alınan serum orneğinde yuksek bulunması biyopsi ihtiyacını doğurmaktadır. Ote yandan BPH, prostatitler ve uretral (idrar borusu) girişimler de PSA’da yuksekliğe yol acabilir. Son yıllarda PSA’nın bir alt grubu olan serbest PSA’nın da olculmesi tavsiye edilmektedir. Serbest PSA’nın total PSA’ya oranı ne kadar duşukse o oranda kanser olasılığının arttığı bilinmektedir. Ozellikle ailesinde prostat kanseri olan hastalarda takip edilmesi gereken yıllık Total PSA artışıdır. Artış hızı onemli olduğundan Total PSA testinin her yıl aynı laboratuarda yapılması onemlidir. Yıllık PSA artış hızı 0.5ng/ml olan kişilerin doktora başvurması gerekir.
Bu aşamadan sonra PSA ve/veya parmakla rektal muayene bulgusu anormal olanlarda TRUS eşliğinde prostat biyopsisi gerekmektedir. Bu biyopsi işlemi hastaneye yatırılmadan kolayca yapılabilmektedir. Biyopsi sonucu kanser saptanmayan hastaların takibi onerilirken, biyopsi sonucu prostat kanseri tespit edilenlerde hastalığın evresini değerlendirmek icin ileri tetkikler gereklidir. Bunlar hekimin gerekli gormesi halinde akciğer grafisi, kemik sintigrafisi, batın tomografisi gibi hastalığın yayılıp yayılmadığını araştıran goruntuleme metodlarıdır.
Bu aşamadan sonra hastaya evresine gore uygun tedavi alternatifleri sunulmaktadır.
Genc hastalarda lokal (yayılmamış) hastalıkta artık tum dunyada cerrahi tedavi ilk secenek olarak sunulmaktadır. Radikal prostatektomi adı verilen bu ameliyatla hastaya kesin tedavi şansı verilmektedir. Bu ameliyat BPH’daki ameliyatlardan tamamen farklı olup, prostatın tumunun meni keseleriyle birlikte cıkartılması ve idrar yolunun yeniden oluşturulması işlemidir. Tecrubeli merkezlerde son derece duşuk komplikasyon oranlarına sahiptir. Bu operasyon son zamanlarda laparaskopik ya da robot yardımı ile de yapılmaktadır. Bu yontemlerin en onemli avantajı kanama riski, idrar kacırma riski ve ereksiyon ile ilgili yan etkiler acık operasyona gore daha az olmasıdır, dezavantajı ise kanserli hucrelerin vucutta kalma ihtimali ve maliyetleri acık cerrahiye gore fazladır.
Lokal hastalıkta diğer bir tedavi alternatifi de ozellikle yaşlı, ceşitli ciddi dahili hastalıkları olan ya da lokal olarak cevre dokulara yayılmış hastalarda on planda duşunulen radyoterapidir (şua tedavisi). Bunun da yan etkiler acısından teknik donanıma sahip deneyimli merkezlerde yapılması gereklidir.
Son zamanlarda yine lokal hastalıkta, prostat icine ceşitli radyoaktif elemanlar konularak uygulanan ve brakiterapi adı verilen bir tedavi seceneği gundeme gelmiştir. Prostatı 50 gramın altındaki hastalarda kullanılan bir yontemdir. Bu yontemde ameliyathane şartlarında anestezi altında yaklaşık 80-100 adet radyoaktif cekirdek prostatta belirli bolgelere yerleştirilir. Ancak bu yontemin uzun donem etkinliği henuz bilinmemektedir.
Cryoterapi adı verilen prostat dokusunun dondurulması esasına dayanan diğer alternatif bir yontem son yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. Yan etkileri, maliyeti ve uzun donemde etkinliği bilinmediğinden acık operasyona tercih edilmemektedir.
İleri evre (yayılmış) hastalıkta ise tedavi hormonaldir. Prostat hucreleri testosteron hormonuna (erkeklik hormonu) hassastır. Bu hormon, ilaclarla (depo iğneler) ya da lokal anestezi altında basit bir cerrahi ile testislerin ic kısmı alınarak ortadan kaldırıldığında hastalıkta gerileme olmaktadır. Bu tedaviye rağmen hastalık ilerler ve hormon bağımsız hale gelirse ceşitli kemoterapatik ajanların kullanımı soz konusu olmaktadır.
PCA 3 Tahlili
PCA3, 1999 yılında varlığı gosterilen, prostat kanserli hucrelerde bulunan kucuk bir RNA molekuludur. PCA3’un tumorlu prostat dokusunda 60–100 kat arttığını gosteren calışmalar bulunmaktadır.
PCA3 ile Total PSA arasında ki fark nedir ?
Irka ve prostat kanseri tipine gore yuksekliği değişiklik gosteren PCA3 prostat hastalıklarıyla ilgili onemli bir takip belirteci ve biyopsi on belirleyicisidir. Rutinde prostat kanseri tanı ve takibinde kullanılmakta olan kan testi PSA (prostat spesifik antijen) ile karşılaştırıldığında, PCA3 daha duşuk duyarlılık ama daha yuksek bir ozgulluğe sahiptir. PSA’dan farklı olarak PCA3’un prostat hacmine bağımlı olmaması da onemlidir.
PCA 3 hangi durumlarda gereklidir ? PCA 3 tahlili yaptırmak biyopsi olasılığını ortadan kaldırır mı ?
PCA3, PSA duzeyleri yuksek, ancak ilk biyopsi sonucu normal bazı olgularda gereksiz biyopsi tekrarının onlenmesinde yol gosterici olabilir. Gereksiz biyopsi tekrarı oranları yuksek olan bu hastaların PCA3 duzeyleri ile takip edilmesi ve PCA3 değerinin 35’ten yuksek olması durumunda hastaların biyopsiye yonlendirilmesi onerilmektedir. Yuksek PCA3 duzeylerinde ileri takip şarttır.
PCA3 numune icin on hazırlık gerekli midir ?
Hayır, PCA3 olcumunun ideal olarak parmakla yapılan rektal prostat muayenesi sonrası idrarda olculmesi onerilmektedir. Bu nedenle hastanın on hazırlık yapmasına gerek yoktur.
ProPSA
Pro PSA,Serbest PSA’nın gunumuz yontemleriyle tespit edilebilen uc komponentinden (ProPSA, BPSA ve inaktif PSA) biridir.PSA, Serbest PSA ve ProPSA testlerinin analizi, değerlerinin matematiksel kombinasyon şeklinde değerlendirilmesi ile Prostate Health Index (phi) hesaplanmakta, kanser teşhis oranı yukselmektedir. Klinik calışma verileri prostat kanserini saptamada ProPSA testinin doğruluğunun diğer PSA parametrelerinden yuksek olduğunu gostermektedir.
ProPSA ile Total ve Serbest PSA arasında ki fark nedir ?
Prostat spesifik antijen (PSA) ve Serbest PSA prostat kanserinde yaygın olarak kullanılan tumor belirtecidir. Ancak belirli bir duzeyin altında (10 ng/ml) bu hastalık icin ozgulluk değeri duşuktur.
Prostat buyumesi ve prostatit gibi prostatın iyi huylu hastalıklarında da kan duzeyleri yukselebilmektedir. Kanser saptama oranını arttırmak amacıyla ek olarak Serbest PSA’nın total PSA’ya oranı hesaplanmaktadır. Bu şekilde PSA değeri 4-10 ng/ml arasında olan hastalarda kanser tanısında onemli bir artış sağlanmaktadır. Ancak yine de bazı duzeylerde iyi huylu-kotu huylu ayrımında yeterli olmamaktadır. Son yıllarda prostat kanseri ile ilgili yapılan pek cok calışmada yuksek oranda prostat kanserini saptayabilen ideal bir tumor belirteci bulunması amaclanmıştır.Bu alanda saptanan en onemli tumor belirteclerinden biri ProPSA’dır.
ProPSA hangi durumlarda gereklidir ? ProPSA tahlili yaptırmak biyopsi olasılığını ortadan kaldırır mı ?
ProPSA, Total ve Free PSA testlerinin birlikte calışılması ile elde edilen phi gereksiz biyopsi oranını %25 kadar duşurebilir. Prostat kanseri icin takip edilen hastalarda duşuk phi skorları sağlıklı prostatı gosterirken, yuksek phi skorları prostat kanseri riskinin artmış olduğunu veya mevcut kanserin yuksek gleason skoruna sahip agresif bir kanser olabileceğini işaret eder. ProPSA oranı yuksek olması durumunda hastaların biyopsiye yonlendirilmesi onerilmektedir. Yuksek ProPSA duzeylerinde ileri takip şarttır.
ProPSA numune icin on hazırlık gerekli midir ?
Hayır, ProPSA olcumu icin hastanın on hazırlık yapmasına gerek yoktur.
[h=2]Bursa Urolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Prostat kanseri nedir, hakkında merak edilen her şey
Sağlıklı Yaşam0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Sağlık Forumları
- Sağlıklı Yaşam
- Prostat kanseri nedir, hakkında merak edilen her şey