İyi huylu prostat buyumesi, gerek buyuyen prostatın mekanik etkisi gerekse yaşlanan prostatın esneme kabiliyetinin azalması nedeniyle, mesane cıkışında tıkanıklık oluşturarak idrar yaparken zorlanma, yanma ve acıma hissi, idrarı tam boşaltamamaya bağlı olarak kısa aralıklar ile idrar yapma ihtiyacı hissetme, idrar kesesi icerinde taş oluşumu, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve hatta ilerleyen donemlerde idrar yapamama nedeni olan ve sıklıkla 50 yaş ve uzeri erkeklerin hayat kalitesini ve cinsel hayatını olumsuz etkileyen bir hastalıktır.
İlk secenek olarak ağızdan alınan ilac tedavileri kullanılır. Devamlı ilac kullanma zorunluluğu, bu ilacların yan etkilerinin olması ve bazı durumlarda yeterince etkili olamaması bu konuda alternatif arayışlarına neden olmaktadır. Kapalı cerrahi yontemler ise ilac tedavisinden fayda gormeyen hastalar icin “altın standart” tedavi yontemi olarak kabul edilir. Ancak her hasta cerrahi tedavi icin uygun ya da istekli değildir. Genc yaşlarda başlayan şikayetler nedeniyle ya da eşlik eden diğer hastalıklar ve ileri yaşa bağlı ortaya cıkan cerrahi ve anestezi riski nedeniyle cerrahi tedavi uygulanamayabilir. İşte bu hasta guruplarında prostat icerisine ilac enjeksiyon tedavileri cerrahi risk ve hastanede yatıştan kacınmak ve istenmeyen yan etkilerden korunmak adına uygun bir secenek olabilir.
Guncel bilimsel veriler ışığında ilac tedavisinden fayda gormeyen hastalarda “altın standart” tedavi yontemi kapalı prostat operasyonları olarak kabul gorse de alternatif bir tedavi olarak prostat icerisine ilac enjeksiyonları ile iyi huylu prostat buyumesine care arayışları yuz yılı aşkın suredir var olan bir cabadır. İlk araştırmaları 1900’lu yılların başlarından başlayarak etanol dahil pek cok farklı madde bu amacla denenmiştir. Bu uygulamada amac apopitozis adı verilen programlı hucre olumu tetiklenerek ve hucre kaybı ve buna bağlı prostat boyutlarında kuculme sağlanarak idrar akımına engel olan tıkanıklığın ortadan kaldırılmasıdır.
Bu amacla 2003 yılından başlayarak kullanılmaya başlayan botulinum toksini, yaygın bilinen adıyla Botox®, gelecek vadeden bir yontem olarak gorulmuş ve giderek artan sayıda bilimsel araştırmaların konusu olmuştur. Clostridium botulinum adlı bir bakteriden elde edilen ve uygulandığı bolgedeki kasları gecici olarak felce uğratan bu toksin sadece kaslarda gevşeme yaparak değil, prostat dokusunda kuculmeye de neden olarak etki gostermektedir. Prostat dokusu icerisinde de kas dokusu bulunması nedeniyle uygulanmaya başlanan enjeksiyonlar ile hastaların devamlı ilac kullanımından kurtarılması ve hatta prostat ameliyatına gidişin engellenmesi amaclanmıştır.
Bu gune kadar yapılan pek cok araştırmada prostata Botox® enjeksiyonu ile başarılı sonuclar elde edildiği, işeme hızında %29-52 oranında artış, boşaltılamayan idrar miktarında %49-83 oranında azalma, prostat boyutlarında %30-68 oranında kuculme, PSA duzeylerinde %40-51 oranında gerileme olduğu rapor edilmiş olsa da en son 2013 yılında geniş bir hasta gurubu ile yapılan kontrollu bir calışmada Botox® enjeksiyonu ile elde edilen sonuclar ile kontrol amacıyla verilen serum sıvısı enjeksiyonu ile elde edilen sonuclar arasında bilimsel acıdan anlamlı olacak derecede bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Ancak bu araştırmanın detayına bakıldığında oncesinde prostat buyumesine yonelik ilac tedavisi kullanan ve fayda gormemesi uzerine Botox® uygulanan hastalarda daha iyi ve bilimsel acıdan anlamlı olacak derecede iyileşme olduğu izlenmiştir. Ek olarak elde edilen bu duzelmenin yaklaşık 1 yıl sonra kısmen de olsa ortadan kalktığı gozlenmiştir.
İl sonuclar umut vaat etse de Botox®’un iyi huylu prostat buyumesinde uygun bir secenek olup olmadığını kanıtlayacak kadar bilimsel bilgi birikimi elde edilememiştir. Uygulamanın etkinlik ve cinsel işlevler uzerindeki etkilerini gosterecek uzun donem sonucları olmadığı gibi ilacın ideal dozu, prostatın hangi bolgesine uygulanacağı ve en sağlıklı uygulama yontemi ile ilgili ortak bir karar yoktur.
Konu ile ilgili bilgi birikimi yeterli duzeye gelene kadar hastalara yapılacak onerilerin guncel bilimsel veriler ile sınırlı olacak şekilde geleneksel tedavi yaklaşımları cercevesinde olması en sağlıklı yaklaşım olacaktır. Sonuc olarak şu anki calışmaların ışığında prostat buyumesi nedeniyle oluşan idrar şikayetlerinde prostata Botox® enjeksiyonu henuz standart tedavi konumunda değildir.
Ancak duzenli olarak ve yeterli sure ilac tedavisi kullanmış, genel sağlık durumundaki bozulmalar nedeniyle cerrahi uygulanamayan ya da genc yaş ve başka nedenler ile cerrahi tedaviyi tercih etmeyen, secilmiş hastalarda, prostat kanseri olmadığı teyit edilerek klinik araştırmalar cercevesinde uygulanabilir bir tedavidir.

[h=2]Antalya Urolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]