İnsanın hayatını temelden değiştiren ve bir daha artık hicbir şeyin eskisi gibi olmayacağı duşuncesi yaratan onemli yaşam olayları vardır. Evlenmek, boşanmak, yeni bir şehre ya da ulkeye taşınmak, bir yakını kaybetmek, işten ayrılmak, işyerinde onemli bir goreve terfi etmek, vb. olaylar kişilerin yaşantısında onemli bir değişikliğe yol actığı icin kişilerin kaygıya kapılmasına, bocalamasına ve depresyona girmesine neden olabilir. Kişilerin depresyona girmesi icin bu yaşam olaylarının illaki olumsuz olaylar olması gerekmez, olumlu ve guzel değişiklikler de kişinin onunla nasıl baş edeceği ve olayı nasıl algıladığına bağlı olarak, kişinin anksiyete yaşamasına ve depresyona neden olabilir. Bebek sahibi olmak da kişinin ve ciftin hayatını kokunden değiştiren onemli bir yaşam olayıdır. Bebek sahibi olmak cift icin ne kadar arzu edilen bir durum olsa da, yine de stres vericidir.
Doğumdan sonra bircok kadında hafif huzunlu ve kaygılı bir ruh hali gorulmektedir. Buna da ‘’annelik huznu (baby blues)’’ adı verilmektedir. Annelik huznu yeni doğum yapan kadınların yaklaşık %70- 80 inde gorulmektedir. Doğumdan sonra ilk birkac hafta icinde surekli ağlamaklı, inişli- cıkışlı bir ruh hali ve depresif belirtiler olabilir. Hamilelik sureci kadında fiziksel, duygusal ve hormonal değişikliklerin yaşandığı bir surectir ve bu nedenle de doğum sonrasında bu değişikliklerin normale donmesi zaman alır. Annelik huznunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hamilelik surecinde yaşanan hormonal değişikliklerin ve doğum sonrasında da annelik, bebek bakımı ile ilgili kaygıların neden olabildiği duşunulmektedir. Bu nedenle annelik huznu denilen durum normal kabul edilir ve birkac hafta icinde duzelmesi beklenir. Bu donemde eşin ilgisi, anlayışı ve desteği, cevredeki kişilerin desteği, anneye bebek bakımında yardımcı ve destek olunması ve annenin fiziksel olarak dinlenmesi ile bu durum aşılabilir. Ancak eğer bu semptomlar birkac hafta icinde duzelmiyorsa ya da daha kotuye gidiyorsa, o zaman doğum sonrası depresyonundan soz etmek mumkundur. Doğum sonrası depresyonu kişin bebeğine gereken bakım ve ilgiyi gostermesine de engel olabilir, bu nedenle tedavi edilmesi gerekli bir durumdur.
Annelik huznu ve doğum sonrası depresyonunu birbirine karıştırılabilir. Cunku ikisinde de yeni anne olan kadında surekli ağlama hissi, uykusuzluk, gerginlik, konsantrasyon problemleri, vb. belirtiler gorulur. Ancak annelik huznunde bu belirtiler bir sure sonra yeni duruma alışılmasıyla birlikte duzelirken, doğum sonrası depresyonunda belirtiler daha da kotuye gidebilir. Ayrıca kadında intihar duşunceleri ve bebeğine gereken bakımı gosterememe gibi daha ciddi belirtiler vardır.
Doğum sonrası depresyonunun belirtileri:
Annenin bebeğe olan ilgisinde azalma
Bebeğine karşı olumsuz duygulara sahip olması
Bebeğine zarar vermekten korkması
Kadının kendine olan ilgisinde de azalma
Hicbirşeyden keyif alamama
Enerji ve motivasyon kaybı
Değersizlik ve sucluluk duyguları
Sinirlilik ve tahammulsuzluk
İştahta dengesizlik
Uyku duzeninde değişiklikler
Olum ve intihar duşunceleri
Doğum sonrası depresyonu, doğumdan hemen sonra ortaya cıkabilir ve zamanla belirtileri daha da artabilir. Bazı kadınlarda ise doğumdan aylar sonra da aniden ortaya cıkabilmektedir. Yeni doğum yapmış kadınların %7-17 sinde doğum sonrası depresyon gorulmektedir.
Doğum sonrası depresyonunun nedenleri:
Bazı kadınlarda doğum sonrası depresyonu gorulurken, diğerlerinde neden gorulmediği konusunda tam olarak bilgi sahibi olunmamakla birlikte, kişide buna yol acabilen bazı nedenlerin ve risk faktorlerinin olabileceği duşunulmektedir.
Doğum sonrası depresyonunun olası nedenleri arasında, hamilelik sureci ve doğumun yol actığı hormonal ve fiziksel değişklikler ve stresin onemli bir yer tuttuğu duşunulmektedir. Hamilelik ve doğum, kadın icin her acıdan yorucu bir surectir. Kadın bu surecte hem hormonal ve fiziksel bir cok değişikliğe alışmaya calışırken, hem de anne olmanın ve surekli annenin ilgisine ve bakımına ihtiyac duyan bir canlıyla iligilenecek olmanın stresini de yaşar. Bu onemli sorumluluğu başaramamak da kadının stres yaşamasına neden olabilir. Bu surecte bebeğiyle ilgili, bebeğin sağlığı ile ilgili, iyi bir anne olup olamayacağıyla ilgili de kaygılar geliştirebilir ve bu duşunceler annenin surekli huzursuz olmasına neden olur. Burada kadının kişilik yapısı ve duygusal durumu da onemlidir.
Bazı kadınlarda doğum sonrası depresyona yatkınlık olabilir. Kadının gecmişte depresyon gecirmiş olması, adet oncesi semptomlarını yoğun yaşaması ve adet donemiyle ilgili sorunlarının olması, anne ve bebekte hamilelik ve doğum surecinde sağlık sorunları olmuş olması, evlilik ilişkisinde yaşanan sıkıntıların var olması ve aile ve cevre desteğinin eksikliği kişinin doğum sonrası depresyonu yaşama ihtimalini artırabilen etkenlerdir. Doğum sonrası depresyonu kadının kendisiyle ve bebeğiyle ilgilenme becerisini olumsuz etkileyen bir durumdur. Doğum sonrası depresyonu yaşıyor olması, kişinin kotu bir anne olduğu anlamına gelmez. Ancak depresif ruh hali, yorgunluk, mutsuzluk ve surekli ağlama hali annenin bebeğin ihtiyaclarını da tam olarak karşılamasına engel olur. Eğer bu durum tedavi edilmezse, bebek de bundan olumsuz etkilenebilir.
Doğum sonrası depresyonundan cok daha ağır ve ciddi bir durum da doğum sonrası psikozudur. Doğum sonrası psikozu nadiren gorulur ancak son derece ciddi bir durumdur. Burada kişinin gerceği değerlendirme yetisinde bir bozukluk gozlenir. Genellikle doğumdan sonra ilk iki hafta icinde aniden ortaya cıkar ve tedaviye başvurulması gereken ciddi bir durumdur. Cunku annenin kendine ve bebeğe zarar verme riski vardır. Doğum sonrası psikozunun halusinasyonlar, garip davranışlar, kafa karışıklığı, gercekten kopukluk, intihar ve bebeğine zarar vereceği duşunceleri, ani duygu durum değişiklikleri, yemek ve uyku duzeninde bozukluklar, vb. belirtileri vardır. Bebeğin ve annenin sağlığı icin hastanede yatarak tedavi gerekir.
Doğum sonrası depresyonunun fark edilmesi ve bir uzman tarafından tanısının konulması onemlidir. Tabi ki oncelikle her sorunda olduğu gibi bunda da sorunun varlığının once kişi sonra da cevresi tarafından kabul edilmesi gereklidir. Bebek sahibi olmak hem anne- baba icin hem de diğer aile uyeleri icin keyifli ve heyecanlı bir surectir ve herkes doğum sonrası her şey yolunda gittiğinde sorunların biteceğini duşunur. Annenin sağlıklı bir bebeğe sahip olduğu icin mutlu olması ve hemen annelik rolune uyum sağlaması toplumca beklenen bir durumdur. Boyle bir beklenti yeni anne olmuş kadın uzerinde bir baskı oluşturabilir. Herkes mutlu olmasını beklerken mutlu olmamak, uzulmek, kaygılı olmak kadının da kabul edebileceği ve cevresine de itiraf edebileceği bir durum olmayabilir. Bu nedenle kişi olumsuz hislerinden dolayı sucluluk da hissedebilir. Nasıl toplumca cinsellik konusunda evlilik oncesi hicbir bilgisi olmayan bir kadının ya da erkeğin dahi evlenir evlenmez cinsel hayata hemen uyum sağlayacağı gibi bir beklentimiz varsa ki, bu coğu zaman boyle olmuyor, cinsel uyumun sağlanması bazen aylar hatta yılları alabiliyor. Kadının anneliğe uyum sağlaması, bebeğini kabullenmesi, bebeğine bakabilme becerilerini geliştirmesi ve genc kızlık ya da kadınlıktan anne rolune gecişe uyum sağlaması da zaman alan br surectir. Bunu bu şekilde kabul etmek gereklidir. Herkesin bireysel farklılıkları olabileceğini ve surecin her kadında farklı gelişeceğini kabul etmek ve yeni anne olan kadını da bu konuda bilgilendirmek onemlidir ve rahatlatıcıdır.
Doğum sonrası depresyonu yaşayan kişinin bu durumdan dolayı sucluluk ve utanc hissetmemesi gerekir, cunku bu kişinin elinde olan bir durum değildir. Ancak kişinin kendisinin bu sorunu fark edip ve kabul edip tedaviye başvurması gereklidir. Eğer kişi sorunu fark edemiyorsa ya da utandığı icin cevresine bunu soylemeye cekiniyorsa yakın cevresinin bu durumun uzadığını ve kendiliğiden duzelmediğini fark edip tedaviye başvurmaya teşvik etmesi onemlidir. Yeni anne olan bir kadın icin eşinin ve yakın cevresinin desteği cok onemlidir. Cunku kadın hem annelik hem de eş rolleri arasında bocalarken, erkeğin eşini anladığını ve onun yanında olduğunu gostermesi ve bebeğin bakımında diğer aile bireylerinin de anneye destek olmaları, bebek bakımı konusunda eleştirmekten kacınmaları bu surecin daha kolay atlatılması icin faydalı olacaktır.


[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]