Polikistikover sendromuKadınlarda en sık rastlanan hormon bozukluğu polikistik over sendromudur. Polikistik over sendromu kronik bir yumurtlama bozukluğudur ve yumurtlamanın neden bozulduğu tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Gunumuzde bu kesin olarak aydınlatılamayan sendromun nedenleri arasında en sık suclananı genetik ozelliklerdir. Ancak beslenme alışkanlıkları aşırı kilo alımı ve egzersiz yapmama gibi dışsal faktorler de olayda tetikleyici durumdadır.Bu hastalığı daha iyi anlayabilmek icin normal bir adet dongusunun nasıl işlediğini bilmek gerekir;

Normalde bir kız cocuğu dunyaya her iki yumurtalığında bulunan yaklaşık 500.000 yumurta hucresiyle dunyaya gelir.Ergenlik cağına kadar bu yumurta hucreleri istirahat halinde bekler.Ergenlikte artmaya başlayan hormonların etkisiyle, daha doğru bir anlatımla beyinden yumurtlamayı sağlayıcı hormonların uretildiği bolgenin olgunlaşmasıyla gelişim surecine girer ve her ay yumurtalıkların icindeki 20-40 kadar yumurta gelişmeye başlar.Bu yumurta hucreleri yumurtalıklarda ici su dolu minik keseciklerin (follikul) icerisinde bulunmaktadır. Bu yumurtalardan bir tanesi dominans kazanır ve diğer yumurtaların buyumesini engeller.(Boylece coğul gebelik engellenmiş olur).Belirli bir buyukluk ve olgunluğa erişen yumurta yine beyinden salınan bazı hormonların etkisiyle icinde bulunduğu su keseciğinin catlamasıyla dışarı atılır ve yumurtlama gercekleşir.

Polikistik over sendromunda ise yumurtalıklar normalde olması gereken boyutundan daha buyuktur ve icerisindeki yumurtaları barındıran minik su keseciklerinin (follikul) sayısı cok fazladır ve fazla sayıdaki yumurtalar yeteri kadar buyuyemez, iclerinden bir tanesi gelişip catlaması gerekirken hic biri yeterli olgunluğa ulaşamaz ,catlama , dolayısıyla yumurtlama gercekleşmez.Buna bağlı olarak adet gecikmeleri kacınılmaz olur.Her ay olması gereken yumurta buyumesi ve catlama birkac ayda bir gercekleşebilir ve yumurtlamanın olmadığı donemlerde de gebelik oluşması mumkun değildir. Dolasıyla infertilite (kısırlık) sorunu ortaya cıkabilir.
Yumurta hucresi gelişimini surdururken follikul icindeki hucrelerde hormon yapımı suregelmektedir.Normal gelişmekte olan bir yumurta hucresinde ilk basamakta oncelikle erkeklik hormonu olarak bilinen androjen hormonu uretilir.Beyinden gelen bazı hormonların etkisiyle follikul icerisinde androjen hormonu kadınlık hormonu olarak bilinen ostrojen hormonuna ,cok az miktarda da testesteron hormonuna donuşur.Polikistik over sendromunda ise yumurta sayısı cok fazla olduğu icin cok bol miktarda androjen hormonu uretilir ve bunların coğunun yumurtalık icinde ostrojene donuşumu gercekleşemez.Yeteri miktarda ostrojen hormonu uretilmesine rağmen yine de androjen oranı ostrojenden daha fazladır. Bunların bir kısmı da testerona donuşur. Dolayısıyla yumurtalıkta uretim androjen hormonu lehinedir ve buna bağlı olarak erkek tipi kilo artışı ve kıllanma soz konusu olur.
Yukarıda bahsedilen androjen-ostrojen hormon donuşumu sağlıklı bir yumurtlama icin cok onemli bir koşuldur ve bu donuşumun bozulması yumurtlamanın olmasını engeller. Donuşumun surekli bozuk olması kronik bir yumurtlama bozukluğunun ortaya cıkmasına neden olur.

Ozetle polikistik over sendromunu , yumurtalık icinde var olan ortamın androjen hakimiyetinde olmasına indirgeyebiliriz.
Hastalığın bulguları tipik olarak puberte ile başlar. Hastalık genelde adet duzensizliği, sivilce, yağlı cilt, tuylenmede artış, infertilite (kısırlık), ve kilo artışı gibi belirtiler verir. PKO her kadında farklı seyreden bir durumdur.
En sık rastlanılan şikayet ergenlik cağından itibaren adet duzensizlikleridir.Bu duzensizlik genellikle adet gecikmeleri şeklindedir. Zaman zaman amenore yani hic adet gormeme olabilir. Gecikmeyi takiben gorulen kanama genelde fazla miktarda ve uzun sureli olur.
Sonraki donemde yıllar icersinde giderek artan erkek tipi kıllanma (hirsutism) izlenir. Kadında “erkek tipi kıl bolgeleri” olarak kabul edilen ust dudak uzeri, cene kemiği uzeri ve yanaklar, goğus kafesi uzeri bolge ve gobek cevresi, kasık ile gobek arasındaki orta hat, bacakların ic yuzleri, sırt ve kalca gibi bolgelerde kıllanma oluşması durumunda “tuylenme” veya tıbbi adıyla hirsutizm soz konusudur. Pubis (genital) bolgede kıllanma ergenliğe gecişin ilk belirtisidir ve kıllanması erken (8 yaş oncesinde) başlayan kız cocuklarında ileride polikistik over sendromu gelişme olasılığı yuksek bulunmaktadır. Daha onceleri cenede ve dudak uzerindeki tek tuk , ince olan tuyler giderek kalınlaşır ve sayı olarak artarak estetik bir problem yaratır. Tuylenme sorunu nedeniyle doktora başvuran kadınların %15-40'ında temel sorun Polikistik over sendromudur.Yine Polikistik over sendromu tanısı almış kadınların %80'inin tuylenme yakınması olduğu gorulmektedir.

Genetik ozelliklere bağlı olarak bazı kadınlarda kollarda ve bacaklarda ince kalın ve koyu renkli kıllar olabilmekte ve bu durumlarda kadınlar muhtemel bir hormonal bozukluk endişesiyle doktora başvurabilmektedirler. Hipertrikozis olarak bilinen bu durum bazen yanlışlıkla PKO sanılabilmekte ve kadının gereksiz tıbbi tanı ve tedavi işlemlerine tabi tutulmasına neden olmaktadır. Bu tur durumlarda coğu zaman gereksiz yere yapılan hormonal incelemeler normal sonuclanmakta ve epilasyon ile kıl koklerinin alınması dışında kalan tedavi yontemleri sonuc vermemektedir. Ayrıca yaşla birlikte vucut kıllarının (ozellikle yuz bolgesinde) bazı kadınlarda artma eğiliminde olduğu bilinmektedir. Yine dudak ustu bıyık bolgesinde gorulen hafif bir bıyık ve memebaşında gorulen tek tuk kıllanma bolgeleri coğu zaman kalıtsal olan durumlardır.

Polikistik over sendromunda sık gorulen diğer bir bulgu obezitedir, insulin hormonu metabolizmasıyla olan yakın ilgisi nedeniyle şişmanlama eğilimi yaratan bir durumdur. Polikistik over sendromu olan kadınlar kolay kilo almaktan ve zor kilo vermekten yakınırlar. Kilo sorunu coğu durumda ozellikle gobek kısmındadır ("android" yani erkek tipi obezite).

Polikistik over sendromunda kanda artan erkeklik hormonları sivilcelenme (akne)sorununa neden olabilir. Coğu durumda tuylenmeyle beraber olan bu sorun genellikle ergenlik doneminde kendini gostermeye başlar.Yine yağlı cilt ve uzun suren ve başa cıkılması zor kepek sorunu gorulebilir. Cilt sorunlarının şiddeti adet dongusu boyunca değişme eğilimindedir ve adet kanamasının başlamasıyla kanda ostrojen hormonunun duşmesi ve testosteron hormonu hakimiyetinin artmasıyla cilt sorunlarının şiddetlenmesi sık gorulen bir durumdur.

Acanthosis Nigricans (Akantoz) cok ciddi bir cilt belirtisidir ve genellikle insulin direncine, yani şeker hastalığı veya şeker hastalığı eğilimine işaret eder. Koltukaltlarında, boyunda, kasıklarda,dirseklerde, meme altlarında veya cildin herhangi bir bolgesinde gorulen bu lekeler gri-kahve renkli olup, adeta o bolge kirliymiş ve silince veya keselenince leke kaybolacakmış izlenimi verir. Genellikle kilolu olan kadınlarda gorulen ve aslında bir şeker hastalığı belirtisi olan bu durum ozellikle diğer temel belirtilerin varlığında polikistik over sendromuna işaret edebilir.

Polikistik over sendromunda kanda erkeklik hormonu seviyesini artıran bir durumdur ve bazı kadınlarda “erkek tipi” sac dokulmesine, sac cizgisinin alından giderek yukarıya doğru cıkmasına neden olabilir. Nispeten ender gorulen bir belirtidir.

Cinsellik İsteğinde artış(Libido): Libidoyu yoneten hormon testosteron hormonudur ve kadında seviyenin artması libidonun artmasına neden olabilir. Cok geri planda polikistik over sendromunu duşunduren bir belirtidir.
Kronik Kasık Ağrısı: Ozellikle ileri derece polikistik over sendromu, yumurtalıkların buyumesine neden olur ve bu buyume yumurtalıkları koruyan dış kılıfın gerilmesiyle kasıklarda surekli bir ağrıya yol acabilir. Ender gorulen bir belirtidir.

Son yıllarda diyabet (şeker hastalığı) ve diyabet oncusu olan insulin direncinin polikistik over sendromu ile olan ilişkisi konusunda oldukca onemli bilgiler edinilmiştir. Polikistik over sendromu tanısı almış olan kadınların bir kısmında şeker hastalığı veya şeker hastalığına eğilim (insulin direnci) bulunmakta veya bu kadınlarda belli bir sure sonunda bu durumlar gelişebilmektedir.İnsulin, karın icinde bulunan pankreas bezinden salgılanan ve kan şekerinin normal seviyeler icinde kalmasını sağlayan hormondur.Gıdalarla aldığımız glikoz (şekerin en ufak birimi) ince bağırsaklardan kana gecer ve direkt olarak insulin hormonu salgısını uyarır. İnsulin hormonu glikozun hucreler icine girerek kullanılmasını ve fazlasının karaciğer ve kasta direkt depolanmasını, yağ dokusunda ise yağa donuşerek depolanmasını sağlar.
Genellikle genetik bir zeminde gelişen insulin direncinde insulin hormonunun hedefi olan hucreler insulin hormonuna duyarlılıklarını yitirmekte ve bu nedenle insulin bu hucrelere yine de etki edebilmek icin salgısını artırmaktadır. Şeker hastalığının oncusu olarak kabul edilebilecek bu durumda insulin salgısındaki artış sayesinde kan şekeri henuz normal sınırlar icindedir. Ancak insulin direnci arttıkca bir sure sonra artmış insulin salgısı kan şekerini normal seviyeler icinde tutma konusunda yetersiz kalacak ve kan şekeri yuksekliğiyle başlayan ve temel olarak damarları olumsuz yonde etkileyen olaylar zinciri olan diyabet (şeker hastalığı) ortaya cıkacaktır. Yukarıda anlatılan kısır donguye artmış olan insulin hormonu salgısı indirekt olarak katılır: Fazladan uretilen insulin hormonu yumurtalık icerisinde IGF (ınsulin like (insulin benzeri) growth factor) adı verilen ve androjen hormon uretimini sağlayan bir madde gibi davranır ve yumurtalık ici androjen /ostrojen dengesini daha da bozar.
İnsulin hormonu artışının polikistik over sendromuna diğer onemli bir katkısı da SHBG adı verilen ve kanda androjen hormonu taşıyan proteinlerin seviyelerini duşurmesidir. Bu protein azaldığında kanda daha cok androjen hormon serbest kalır ve hastalığın belirtileri artar.

İnsulin hormonu seviyeleri arttığında hipertansiyon gelişme riskinin ve damarlarda pıhtı oluşma riskinin arttığı bilinmektedir.Obezite olan bayanlarda kandaki yağ oranları artacağından ileri yaşlarda damar tıkanıklığı ve kalp hastalığı riski artar.
Polikistik over sendromunda ozellikle kilolu bayanlarda artmış ostrojen hormonlarının etkisiyle rahim kanseri ve menopoz sonrası meme kanseri riski artar .

Teşhis genellikle ultrasonografi ,hormon tahlilleri ve kilinik bulgular ile konur. Ultrasonografide buyuk ve icinde 2-10 mm capında 10-20 adet kucuk kistin (follikul) adeta bir gerdanlık goruntusunde dizildiği yumurtalıklara polikistik over (PCO) denir. Ancak son bulgular PCO goruntusu ile hastalık durumunun alakası olmadığı icin ultrasonografi ile tanı konulmasından kacınılmasını tavsiye etmektedirler. Cunku her PCO problem yaratmaz. Normal kadınların %8-25 kadarında ultrasonografide PCO gozlenebilir. Bu kadınlarda yukarıda bahsedilen adet gormeme (anovulasyon), kıllanma veya kısırlık gibi şikayetler yoktur. Ote yandan adet gormeyen kadınların %75'inde PCO vardır.PCO durumu bir hastalık değildir, ama hastalığın bir bulgusu olabilir.
Bazı kadınlarda muayene ve laboratuvar bulgularında cok hafif değişiklikler olmasına rağmen belirtiler cok ciddi boyutlarda olabilirken , bazı kadınlar muayene ve laboratuvar bulgularında cok ciddi bozulmalar olmasına rağmen yalnızca “zaman zaman adet gecikmesi” belirtisi gosterebilmektedirler.

Polikistik over sendromu tanısını kesin olarak koyduracak “elle tutulabilir, gozle gorulebilir” bir tıbbi kriter yoktur. Polikistik over sendromundan şuphelenilmesini sağlayacak belirtinin diğer muhtemel nedenleri tumuyle gozden gecirildikten ve bu tıbbi durumların olmadığı belirlendikten sonra bu tanı konur. Bir ornekle acıklamak gerekirse, adet gecikmesi yapan nedenler arasında prolaktin hormonu yuksekliği, tiroid hormonu salgı bozuklukları ve bircok sayıda hormonal neden soz konusu olabilir. Bu durumlar gerekli incelemelerle değerlendirildikten sonra ancak polikistik over sendromu tanısı konulabilir.
Kanda hormon olcumleri yapıldığında ceşitli dengesizlikler saptanır; ozellikle LH (Luteinizan Hormon) ve erkeklik hormonları (testosteron, DHEAS) yukselmiştir.

Bu sendromda; beyindeki hipofiz bolumunden salgılanan ve yumurtalık hormon uretimini duzenleyen, FSH ve LH hormonları arasındaki denge bozulmuştur.

Tedavi
Tedavisinde hastalığı tamamı ile ortadan kaldırabilecek etkili bir yontem yoktur. Hastanın durumuna ve bulgularının şiddetine gore tedavi duzenlenir.
Adet duzensizliği ve tuylenme şikayeti belirgin olan kadınlarda tedavi de doğum kontrol ilacları oldukca etkilidir. Buradaki tedavi ile yumurtalıklardan uretilen erkeklik hormonunu baskılanmaktadır. Bu tedavi şeklinde amac vucutta yeni tuylerin oluşumunun engellenmesidir. Başlanan tedaviden sonuc alabilmek icin en azından 6ay- 1yıl beklemek gereklidir. PCOS tedavisinde Metformin ve troglitazone adlı şeker ilacları son birkac yıldır kullanılmaya başlanmıştır. Ozellikle insulin metabolizmasında sorun olan hastaların bu ilaclardan daha fazla yarar gormeleri beklenir. Yapılan bir calışmada 22 anovulatuvar (adet gormeyen-yumurtlaması olmayan) kadından 21'i 8 haftalık ilac kullanımı sonucu duzelmiştir.
Ne yazık ki eskiden oluşmuş tuyler icin etkili ve hızlı bir ilac tedavisi yoktur. Daha onceden oluşmuş tuyler icin yapılması gereken ağda, elektroliz, lazer gibi yontemlerle bunların giderilmesidir
Polikistik over sendromlu kadınların bir coğunda yumurtlama gercekleşmediği icin infertilite (kısırlık) problemi de olabilir. Eğer cocuk istemi varsa kullanılacak tedavi yumurtlama sağlayıcı ilacların kullanımıdır. Bu tedaviler ile polikistik overli kadınların % 80'inden fazlasında yumurtlama sağlanabilir.
Kilo verme en etkili tedavi metodlarından biridir. Ancak şiddetli PCOS hastalarında kilo verme kolay değildir. Muhtemelen insulin direncinin arttığı ve insulin duzeyi yuksek olan hastalarda kilo alımı cok kolay olmaktadır Gerek kısırlık gerekse tuylenme tedavilerinde izlenecek ilk yol bir diyetisyen eşliğinde kilo verilmesidir. Cunku ancak kilo kaybı ile hormonal duzenin normal şekle girebildiği izlenmiştir. Buradaki neden, kilo artışına bağlı vucutta hormonal bir kısır dongu oluşmuştur ve bunu kırmanın tek yolu zayıflamaktan gecer. Ancak; bazı durumlarda ise plikistik over sendromu hastaları normal ve hatta zayıf kilolu olabilirler.
Polikistik over sendromunun tedavisindeki ilaclar oldukca etkilidir. Ancak, bazen ilacla tedavi ile başarı sağlanamadığında laparoskopik olarak yumurtalıklara cerrahi girişim (ovarian drilling) uygulanabilir.
PCO'lu hastalara hicbir şikayetleri olmasa bile, artmış olan rahim kanseri riskini azaltmak amacıyla mutlaka tedavi verilmeli ve en azından aylık duzenli adet gormeleri sağlanmalıdır.
Polikistik over sendromunda tedavi oldukca uzun bir sure devam etmelidir. Cunku yumurtalıklar uzerindeki baskı ortadan kaldırıldıktan sonra yumurtalıklar yeniden duzensiz hormon uretimine başlamakta ve şikayetler yeniden başlayabilmektedir.

[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]