Polikistik over sendromu (PKOS), santral sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, bobrekustu bezi ve diğer dokular arasındaki etkileşimlerin bozulmasına bağlı olarak; ureme cağındaki kadınlarda en sık ortaya cıkan endokrin bozukluktur.
Kronik seyreden ve gelecekte yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen kompleks bir hastalıktır.
Başlatıcı faktor veya faktorler henuz tam olarak anlaşılamamakla beraber genetik ve cevresel faktorlerin etkileşimi ile ortaya cıkmış bir hastalık olarak değerlendirilebilir.
Temel olarak adet duzensizliği, tuylenme artışı, yağlı veya sivilceli bir cilt yapısı, sac dokulmesi ve şişmanlık ile ilişkili bir hastalık tablosudur. PKOS lu kadınların anne ve kızkardeşlerinde de benzer bulgular sıklıkla bulunmaktadır. Gorulme sıklığı genel olarak %6-8 civarındadır.
Anahtar bulgu ovulasyonun( yumurtlama) olmamasıdır. Tipik polikistik overler (cok sayıda kist iceren over dokusu), uzun sure yumurtlama olmaması sonrasında oluşmaktadır. Tek yada cift taraflı 2-9 mm’lik 12 adet folikul kisti varlığı veya en az 10 cm3’luk over hacmi bulunması( over hacminde artış) polikistik over gorunumunu oluşturur. Normal kadınların %25 kadarında polikistik overin tipik ultrasonografi bulguları (overlerde inci tanesi gibi dizilmiş follikul kistleri) gorulmektedir. Doğum kontrol hapı kullanan kadınların %14’unde de bu ultrasonografik bulgu izlenmiştir. Bu durumda sadece polikistik over goruntusu tanı koymada yeterli değildir.
Uzun sure yumurtlamanın olmamasının klinik sonucları
1-Kısırlık
2-Adet duzensizliği
3-Tuylenme artışı, sac dokulmesi ve akne( sivilce)
4-Rahim kanseri ve muhtemel meme kanseri riskinde artış
5-Kalp-damar hastalıkları riskinde artış
6-İnsulin (kanşeker kontrolunu sağlayan hormon) artışı mevcut olan kadınlarda Şeker hastalığı riskinde artış.
TEDAVİDE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ
Polikistik over sendromu aslında anne karnında başlar. Bu durum tutumlu genler hipotezi ile acıklanır. Bu kişilerde anne karnında bebek iken gelişme geriliği gorulur. Anne karnında besinlerden ve enerjiden yoksun kalan bebek, doğduktan sonra bu yoksunluk ortadan kalktığında bunları vucudu tutumlu kullanmaya başlar ve biriktirme alışkanlığı ortaya cıkar. Bu sebeple obezite gorulur.
Tedavide kilo kontrolu birinci basamaktır. Bu hastalarda dengeli beslenme yaşam tarzı olmalıdır. Kilo alımı polikistik over sendromu belirtilerinin şiddetini arttırır ve ileriye donuk sağlık sorunlarının ortaya cıkma riskini arttırır.
PKOSlu hastalarda obezite (şişmanlık) gorulme sıklığı %40-60 olarak bildirilmektedir. Obezite vucut kitle indexi ile hesaplanabilir. (Vucut kitle indeksi vucut ağırlığın (kg) boyun (metre) karesine bolunmesi ile elde edilir. 30 un uzeri obezite kabul edilir.) Normal vucut ağırlığına sahip PKOS hastalarında da ağırlık yonunden eşleştirilmiş sağlıklı kontrollere gore bel cevresi ve bel/kalca oranı artmıştır. PKOS hastalarında artmış androjen duzeyleri erkek tipi obeziteye neden olur. Erkek tipi obezitede bel cevresi ve bel /kalca oranı artmıştır. (Bel cevresi ≥80cm, Bel /kalca oranları ≥0,85 ) İdeal kilonun sağlanması ve karın bolgesindeki yağlanmanın azaltılması yumurtlama, androjen fazlalığı ve metabolik anormalliklerin duzeltilmesine yararı vardır
Polikistik over sendromunda diyet kompozisyonunun ne olacağı tam olarak acıklanmamıştır. Sık sık ara ara beslenilmelidir. Bu aclık krizlerini azaltır, vucut yağlanmasını ortadan kaldırır. Doymuş yağlardan fakir, glisemik indeksi duşuk ve yuksek lif iceren diet onerilmektedir.
Beslenmede gunluk toplam yağ tuketimi enerjinin %30 unu gecmeyecek şekilde olmalıdır. Doymuş yağlardan fakir doymamış yağlardan zengin beslenilmelidir. Doymuş yağlar kan kolesterolunu yukseltir. Diyetle doymuş yağ asitleri gunluk toplam enerjinin % 7 sinden az tuketilmelidir. Bu da toplam yağ tuketiminin ucte biri kadardır. Coklu doymamış yağlar gunluk toplam enerjinin % 10’u, tekli doymamış yağlar % 15 ini oluşturmalıdır. Hayvansal kaynaklı yağlar ve katı margarin yerine bitkisel yağlar (zeytinyağı, soya, ayciceği) tercih edilmelidir.
Kolesterol iceren besinler dietten cıkarılmamalıdır ancak sınırlandırılmak gerekir.
Kolesterol iceren besinler. Sut, peynir, tavuk, balık, et
Duşuk glisemik indeksli gıdalardaki glikoz kana daha yavaş karışır; kan şekeri ani yukselip ani duşmez. Hemen acıkma olmaz ve daha uzun sure tokluk hissi oluşur.
Yuksek glisemik indeksli gıdalar: beyaz un, beyaz pirinc, recel, bal, makarna, kek, şeker, kızarmış patates, havuc
Duşuk glisemik indeksli gıdalar. Kepekli un, esmer şeker, kepekli pirinc, kepekli makarna, kurubaklagiller, meyveler(muz, incir, kavun haric), yulaf, cavdar ekmeği, bezelye, yeşil fasulye, barbunya.
Posa besinlerde bulunan karbonhidratların sindirilemeyen kısımlarıdır. Yuksek lif iceren( posalı) besinler kan şekerinin yukselme hızını duşurur, insulin ihtiyacının azaltır, tokluk hissi vererek kilo kaybını sağlar. Aynı zamanda yuksek oranda kan yağlarının duşurur, barsakların calşmasını duzenleyerek kabızlık oluşmasını engeller.
Yuksek lifli gıdalar: Kuru baklagiller, taze ve kuru meyveler, sebzeler, kepekli urunler, cavdar, yulaf, tam buğday ekmeği ve bulgur
Kilo kontrolunde beslenme dışında egzersiz de cok onem taşır. Kalp sağlığı icin hafif veya orta duzeyde aktivite yapılmalıdır. Egzersiz;
HDL yi arttırır, kalp krizi riskini azaltır.
Glikozun hucre icinde kullanımını arttırarak kandaki şeker duzeyini azaltır.
Dolaşımı arttırarak pıhtılaşma riskini azaltır.
Kan basıncını azaltarak hipertansiyon riskini azaltır.
Obezitenin ortaya cıkardığı risklerden korur.
Op.Dr. Alparslan DEMİR

[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]