Son donemde kalp krizi vakalarının sayısında buyuk bir artış olduğuna yonelik bazı ifadelere denk gelmiş olabilirsiniz. Oyle ki bunun bir tur 'kalp krizi salgınına' donuştuğu yonunde ifadeler de sık sık kullanılıyor.
Bahsi gecen bu artışın nedenlerine yonelik sorulara ise genellikle 'koronavirus aşıları' cevabı verilmiş. Aşıların orta ve uzun donem yan etkileri ile ilgili tartışmalar ve bunun yanında bazı komplo teorilerinin sosyal medyada guc kazanması nedeniyle 'kalp krizi sayıları arttı, sebebi de aşılar' deniyor. Peki bu ifadeler ne kadar gerceği yansıtıyor? Bilim bu konuda ne soyluyor?
Oncelikle sorumuza cevap bulalım; kalp krizi vakaları gercekten de arttı mı?
Kalp krizi vakalarında artış olduğu doğru. Ustelik yalnızca kalp krizi değil, genel olarak kalp hastalıklarının sayısında dunya genelinde buyuk bir artış soz konusu.
Fakat bu vakalar yalnızca son bir iki yılda artışa gecmedi. Zaten uzun yıllardır dunya genelinde en cok olume neden olan hastalıkların başında kalp hastalıkları birinci sırada geliyor. Ustelik bu sayının artacağı da aynı şekilde uzun yıllardır turlu araştırmalarla desteklenen bir durum.
Covid sonrası gozlemlenen 'ekstra artış' olduğu da doğru. Ancak burada sorumlu aşılar demek buyuk bir hata. Hem bu artışın hem de yıllar icerisinde yukselişe gecen kalp hastalıklarının pek cok sebebi var. Dilerseniz biraz da 'kalp krizi salgını' olarak anılan bu durumun nedenlerine goz atıp koronavirus aşıları ile ilişkisi olup olmadığına bakalım.
Kalp hastalıkları her gecen yıl daha cok insanın olmesine neden olmaya devam edecek
Genel olarak kalp hastalıklarının en onemli sebepleri arasında sağlıksız bir yaşam tarzı var. Kotu beslenme, stres, cevre kirliliği gibi sayısız etken, kalp hastalıklarının surekli artmasına neden oluyor. Bu etkenlerin her biri, yapılan bilimsel araştırmalarla da destekleniyor.
Orneğin hava kirliliğinin hem genclerde hem de yetişkinlerde kalp hastalıkları uzerinde onemli bir etkisi olduğuna dair pek cok araştırma var. Aynı şekilde beslenme ve stresin kalp hastalıkları ve kalp krizi riski uzerindeki etkileri cok uzun zamandır bilinen durumlar.

Yani kısaca, modern hayatın insanın gunluk aktivitelerini getirdiği nokta, kalp hastalıklarına davetiye cıkarıyor. Her gecen gun daha kotu besleniyor, daha stresli yaşıyor, daha kirli bir gune uyanıyoruz. Bu da haliyle vakaların artmasını doğrudan etkiliyor.
Ustelik surekli artan nufus ve yaşlı nufusun sayısının da genc nufusa oranla artışta olması, kalp hastalıklarıyla ilgili raporlara doğal olarak yansıyor. Ayrıca yukarıda saydığımız nedenlerin buyuk oranda gencleri ve genc yetişkinleri etkiliyor olması, genc yaşta kalp krizi ve kalp hastalıkları sayılarını da artırıyor.
Gelelim Covid-19 ve kalp hastalıkları bağlantısına…
Covid-19'un kalp hastalıklarının sayısını ve şiddetini artırdığı gectiğimiz 3 yılda yapılan pek cok araştırma ile desteklendi. Bu konuda şubat 2022'de yurutulen geniş kapsamlı bir araştırma, Covid-19'un kalp yetmezliğinden kalp krizine pek cok kalp hastalığı ve damar hastalıklarının riskini ozellikle hastalık atlatıldıktan sonraki bir sene icerisinde yuksek oranda artırdığı tespit edildi.
Calışmada araştırmacılar, kalp yetmezliği ve felc gibi bircok hastalığın oranlarının, Covid-19 atlatan kişilerde hastalığı atlatmayan kişilere gore onemli olcude yuksek olduğunu tespit etti.
Ustelik Covid-19'un kalp hastalıkları ile ilişkisi yalnızca hastalığın kendisi ve vucuda etkileri ile sınırlı değil
Malumunuz, pandeminin başlaması ile birlikte tum dunyanın hayat tarzı baştan aşağı değişti. Neredeyse hic hareket etmediğimiz, sağlıksız beslendiğimiz ve yoğun stres yaşadığımız uzun bir donem gecirdik. Ayrıca bu donemde dunyanın pek cok yerinden uzmanların acıkladığına gore kalp rahatsızlıkları olanların hastaneye gitme ve tedavi gorme oranı da duştu.
Tum bunlar, Covid-19 salgını ve sonrasında kalp krizi ve kalp hastalıklarının zaten artış gosteren oranlarını cok daha yukseğe cıkardı. Tum bu veriler, dunyanın farklı boglelerinde yurutulmuş araştırmalarla desteklendi.
Aşıların kalp hastalıklarıyla hic mi ilgisi yok?
Ulkemizde de uygulanan mRNA Covid-19 aşıları sonrası bir 'yan etki' olarak bazı kalp hastalıklarının gozlemlendiği doğru. Kalp kası iltihaplanması ve kalp zarı iltihaplanması olarak bilinen bu iki durum, genellikle ergen ve genc yetişkin kişilerde, oldukca nadir oranla gozlemleniyor.
Kalp kası iltihaplanması ve kalp zarı iltihaplanması, aynı zamanda Covid-19'un da etkilerinden biri. Hatta oyle ki sıradan, hepimizin sık sık atlattığı gripler ve antibiyotik kullanımı da zaten bu iki durumun ana nedenleri arasında yer alıyor. Yani bu durumlar yalnızca Covid-19'a ya da mRNA aşılarına bağlanabilecek durumlar değil.
Genellikle aşı uygulamasından sonraki bir hafta icerisinde kendini gosteriyor. Nefes darlığı, goğus ağrısı, kalp carpıntısı gibi belirtileri olan bu iki durum, yuksek oranda iyileşme ile sonuclanıyor ve kalıcı hasara dair bir belirti gozlemlenmedi. mRNA aşıları sonrası yaşanan bu etkiler zaten bilim cevrelerince araştırılmış, acıklanmış ve kabul edilmiş durumlar. Ancak 'aşılar kalp krizi salgınına yol actı' gibi bir soyleme neden olabilecek sıklıkta ve şiddette değiller. Yani bu ifadeler gerceği yansıtmıyor.

Bu konuyu danıştığımız bir uzman cocuk doktoru, cocuklarda da kalp kası iltihaplanması vakalarının yaşandığını ancak tum cocukların iyileştiğini ifade etti. Aynı zamanda kalp krizi vakasına ise hic rastlamadığını belirtti.
Bu konudaki algı sanki bilim 'aşıların hicbir yan etkisi yok' diyormuş da bir şeyler saklanıyormuş gibi kuruluyor. Nasıl ki ictiğimiz bir ağrı kesiciden bir antibiyotiğe tum ilacların asla okumadığımı prospektuslerinde bir suru yan etkiden bahsediliyorsa, aşılarında yan etkilerinin olması ihtimali oldukca normal. Ancak yan etkilerin gozlemlenme oranları aslında oldukca duşuk. Basit bir matematikle, milyarlarca insana uygulanan bir aşının yan etkisinin binlerce insanda ortaya cıkması da aynı oranda normal.
Ancak aşıların hic olmadığı bir senaryoda daha ağır atlatılan Covid-19 semptomlarının insan vucuduna zararları cok daha buyuk. Bu nedenle, insan sağlığını bu kadar fazla etkileyen bir konuda kişisel yorumlarımızı yapmadan once bin kere duşunmeliyiz.
Başının ağrısına cozum bulan ilacları bilincsizce adeta su gibi icerek kullanıp 'ne de guzel ilac yapmışlar valla, ictim, hicbir şeyim kalmadı' diyen insanların; milyonlarca insanın hayatını etkileyen bir hastalık icin geliştirilen ve milyonlarca hayat kurtaran aşıları komplo teorilerine kurban etme cabası, halk sağlığını tehlikeye atıyor ve buna dur demeliyiz.
Kaynaklar: Centers for Disease Control and Prevention, Long-term Cardiovascular Outcomes of COVID-19, American College of Cardiology, Myocarditis and Pericarditis After mRNA COVID-19 Vaccination, American Heart Association, American Heart Association (II), University of Rochester Medical Center, British Heart Foundation, Johns Hopkins Medicine, Premier Cardiology Consultant, Prof. Dr. Taner Yavuz