POLİKİSTİK BOBREK HASTALIĞI

Nefroloji ve Hipertansiyon Uzmanı Doktor Kadir Gokhan ATILGAN Nefrolojinin en sık gorulen kalıtımsal bobrek hastalığı olan “Polikistik Bobrek Hastalığı” hakkında bilgilendiriyor.

Polikistik bobrek hastalığı kalıtımsal gecişli bir hastalıktır. Gorulme sıklığı 1/400 ile 1/1000 gibi bir sıklıkta gorulmektedir ve %2,5 gibi bir sıklıkta son donem bobrek yetmezliği gelişimi olur. Kalıtımsal geciş dolayısı ile ailede bir veya daha fazla jenerasyonda bobrek yetmezliği ve diyalize girme hikayesi vardır. Bolgelere gore gorulme sıklığında bir değişim yoktur. Erkek ya da kadın cinsiyette gorulme sıklığı aynıdır. Bobrek hastalıklarının sessiz bir kliniği olduğunu da goze alırsak hastaların buyuk coğunluğu son donem bobrek yetmezliği ile gelirler. Bu hastaların buyuk bir coğunluğunun da yine ailesinde polikistik bobrek hastalığına bağlı diyalize girme oykusu vardır. Otozomal dominant geciş vardır, yani sizde ya da eşinizde polikistik bobrek yetmezliği varsa kız olsun erkek olsun cocuğunuzda gorulme olasılığı %50'dir. Son donem bobrek yetmezliği dediğimiz diyaliz ya da bobrek nakli gereken hastaların %5-10'u gibi bir oranı oluşturmaktadırlar.
Polikistik bobrek hastalığı olan kişiler hangi şikayetlerle karşılaşır veya nefroloji polikliniğe gelmesi gerekir dersek ;
1- HİPERTANSİYON: Hastalığın ilk doneminden itibaren gozlenebilir. Semptomatik ya da asemptomatik olabilir. Hipertansiyonun tedavisi ve kontrol altında olması onemlidir. Cunku hastalık seyrinde ciddi etkisi olmaktadır.

2-HEMATURİ: İdrarda kan gorulmesi demektir. Kist rupturleri, ya da hepimizde olabilecek idrar yolu taşları, idrar yolu enfeksiyonları gibi nedenlerle gorulebilir. Mutlaka idrarda gorunur bir kan değil, mikroskop seviyesinde yani basit idrar tahlilinde fark edilebilecek duzeyde olabilir. Her ne seviyede olursa olsun mutlaka goruntuleme yontemleri ile araştırılması gereken bir durumdur.

3-YAN AĞRISI: Sıklıkla cok sayıda kisti olan veya ileri derecede buyumuş kistleri olan hastalarda karşılaşılır. Bobreğin cevresinde bulunan, kapsul dediğimiz yağ dokusundan oluşan yapı temasa bağlı ağrıya duyarlıdır. Kistler kapsulu germeye başlarsa ağrı duyusu oluşabilir. Bel ağrısı gibi de yansıyabilir. Ayrıca hastalıkta karaciğer gibi pankreas gibi organlarımızda da benzer kistler oluşabilir. Bu organları saran zar dediğimiz yapınların gerilmeside ilaveten karın ağrısı tablosu oluşturabilir.

4-İDRAR YOLU ENFEKSİYONU: Bobrekte oluşan kistlerin orijini tubul dediğimiz ilk oluşan idrarı taşıyan sistemden oluşması dolayısı ile buyuyen her kist idrar yoluna bası ya da tıkac oluşturarak idrar yolunda enfeksiyon gelişimi icin uygun ortam sağlamaktadır. Bu durum idrar yolu ya da bobrek taşı oluşumunu da tetikleyebilmektedir. Esas korkulan ise nadir gorulen bir durum olmakla birlikte kist ici enfeksiyonlardır. Su tuketiminin artırılması ve idrar yolu hijyeninin sağlanması bu hastalıkta bir kat daha onem arz etmektedir.

Polikistik bobrek hastalığında bobrek harici organ tutulumları da gorulmektedir. Biraz evvel bahsettiğimiz gibi karaciğer ve pankreasta kist oluşumlarının yanı sıra kalp kapakcığı kusurları (Mitral kapak prolapsusu), beyin damarlarında anevrizma dediğimiz genişleme ile seyreden olumcul olabilen durumlar olabilmektedir. Karaciğer daha sık olmakla birlikte pankreasta bir-iki, nadiren daha cok sayıda kistler olabilmektedir. İlgili organda fonksiyon bozukluğuna neden olduğu gorulmemekle birlikte, aile oykusu olmayan yeni tanı hastada goruntulemede tanısal amaclı olarak onemlidir. Kist enfeksiyonu, kist yırtılması gibi durumlar acısından takibi onemlidir. Beyin damarları anevrizması denen durum cok sık rastlanmaz.


Hastalıkta tanı koymak goruntuleme yontemlerimiz olan ultrasonografi, tomografi ve MR ile oldukca mumkundur. Bunların haricinde kan orneği alınarak gen analizi ile polikistik bobrek hastalığı gelişme olasılığını gormek mumkundur. Gen analizi ozellikle istediğimiz tek durum; polikistik bobrek hastalığına bağlı bobrek nakli olmak zorunda olan hastada verici olan kardeşi ya da dorduncu dereceye kadar olan akrabada hastalığın bulunma riskinin değerlendirilmesi icindir. Bunun dışında gen analizi istemi tamamen hastanın isteğine bağlıdır.

Bir onemli nokta da polikistik bobrek hastalığında herkes mutlaka kronik bobrek yetmezliği ile diyalize girmek zorunda kalmamaktadır. Bunun nedeni de etkilenen genetik değişim bolgesi farklılıklarındandır.
Ama tum polikistik bobrek hastaları icin onerilerimiz aynıdır. Bunlar:
1- Tuz kullanımını azaltın. Tuz tuketimi ozellikle hipertansiyona eğilimli olunması dolayısı ile onemlidir. Tansiyon gelişimi ve bobrek etkilenimini bozan “renin-angiotensin-aldosteron kaskatını aktive etmesi acısından onemlidir. Kist gelişimi ve buyumesinde etkili olan Anti-Diuretik Hormon (ADH) salınımını uyaracaktır.
2- Su tuketiminizi artırın. Bu uyarımız ure kreatinin değerleri, idrar protein atılımı olmayan hastalar icin idamede ozellikle onemlidir.
3-Fazla kilolarınız varsa zayıflamaya bakın. Kilo her kronik bobrek hastalığı surecinde onem arz etmektedir.
4- Sigara, kahve, demli cay tuketimi gibi alışkanlıklar diğer bobrek hastalıklarına olan bobreğe olan etkileri, tansiyona olan etkileri ve kısmen kist gelişimi uzerine olan etkileri nedeni ile bırakılması onerilir.
5-Şakalaşma ile bile olsa spor amaclı bile olsa darbelerden sırt ve karın bolgenizi koruyun. Kistlerin etkilenimi hayatiyet arz edecek duruma kadar ilerleyebilir.
6- Ağrı kesici olarak zorunlu hallede paracetamol grubu tercih edin. Diğer ağrı kesicileri mumkun olduğunca tercih etmeyin.
7-Her turlu ilac kullanımında nefroloji doktorunuzla irtibatta olun. Kist gelişimi ve bobrek yetmezliğinde ilerlemeye neden olabilecek ilaclar konusunda uyanık olmak onemlidir.
8- Fitness gibi yuruyuş gibi hafif sporları tercih edin. Karın bolgesine ya da sırta carpma, darbe alma riskiniz olan sporlarıve izotonik egzzersiz dediğimiz ağır sporları tercih etmeyin

Polikistik bobrek hastalığı duzenli takiplerle, ilac ve diyet onerileri ile sağlıklı bir yaşamı uzun sure sağlayabilirler. Kesin cozum oluşturacak yani kist gelişimini engelleyen ve bobrek fonksiyon testlerinde artışı durduracak bir ilac halen tum calışmalara rağmen kullanılamamaktadır. Ama calışmaları devam etmektedir.




[h=2]Ankara Dahiliye uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]