Bundan bir ay once en yakın arkadaşlarımdan biri aradı. Sesi titriyordu. ”Kendimi kotu hissediyorum, hayatımda olumlu diyebileceğim hic bir şey yok. Neye elimi atsam kuruyor, gulemiyorum artık ben! Eskisi gibi değil hic bir şey!” dedi ve ağlamaya başladı. Bir yandan ne olmuş olabilir acaba diye duşunurken bir yandan da sakinleşmesini sağlamaya calışıyordum.

Pelin annesinin ani olumunden sonra babasıyla yalnız kaldı. Annesinin olumunu cabuk atlattığını duşunmuştum o zamanlar ama babasının olur olmaz kaygıları ve gereksiz kavgaları onu derinden yaralıyordu. Apar topar tum işlerimi yarıda bırakıp yanına gittim.

Kotu gozukuyordu. Ağlamaktan gozleri şişmişti. Ben sormadan anlatmaya başladı.'' her şey cok kotu gidiyor hayatımda bir bilsen...” O gun bircok şeyden bahsetti bana. Kendini halsiz hissettiğini, iştahının olmadığını, hic birşey yapmaktan zevk almadığını, işe gitmenin onun icin ne denli kulfet olduğunu, bu işkenceye daha fazla dayanamayacağı icin dun istifasını verdiğini soyledi. Arada konun anlaşılabilirliğini sağlayabilmek icin yonelttiğim kucuk sorular dışında ona hic mudahale etmeden sadece dinledim. Konuşması bitiğinde derin bir nefes aldı '' depresyon değil mi bu yaşadığım'' dedi.

Tahmininde yanılmıyordu, Pelin depresyondaydı.

Peki, neydi bu depresyon?

Depresyon cok sık karşılaştığımız bir sağlık sorunudur. Toplumun her kesiminden, her yaş grubundan, insanda ayırt etmeksizin gorulebilir. Yaşam boyunca her 100 erkekten 10'u, her yuz kadından 20'sinin depresyon gecirdiği araştırmalarda saptanmıştır.

Kişinin icinde bulunduğu durum, kendinden hoşnut olmamasına yol acar. Bu, beceriksizlik, değersizlik, yeteneksizlik gibi yakınmalarla dile getirilir. Kişi onceden ilgi gosterdiği, zevk aldığı kişilere, nesnelere, olaylara karşı ilgisizdir.

Gunluk yaşamdan, yaşantıdan doyum sağlayamaz. Bu doyumsuzluk durumu kişinin ailesiyle, cevresiyle, işiyle ilişkisini azaltır ya da tumuyle koparır. Butun ilgiler, ilişkiler ona anlamsız, gereksiz gelir. Hasta, caba, calışma, sorumluluk gerektiren durumlardan kacıp uzaklaşmak ister.

Durgunluk, ilgisiz ve isteksiz olma duyu durumunun temelini oluşturur. Kişi bir yandan ailesine, annesine, babasına, cocuğuna, eşine, dostuna eski ilgisini yitirdiğinden yakınır; ote yandan kendisinden hoşnut olmaması ve kendine guvenmemesi nedeniyle onlara daha cok bağımlı olur. Onların desteği ve yardımı olmadan doğru duşunup karar veremez.

Olaylara kotumser bakarlar ve her olayı ciddi olarak duşunurler. Şakadan hoşlanmazlar. Gudulenmede azalmalar gorulur. Geleceğe dair umutları azalmış ya da tamamen kaybolmuş olabilir.

Olumsuz yaşam olayları ile karşılaşma, buyuk uzuntulere neden olabilecek kayıplar ve yas, iş yaşamı sorunları, partner, evlilik, aile sorunları, hamilelik ve lohusalık sureci, kalıtsal yatkınlık, fazla alkol kullanımı, menopoz - antrapoz donemi, mevsim değişiklikleri, ulke, şehir değiştirme, yeni yaşam koşulları depresyon nedenleri olarak karşımıza cıkmaktadır.

Depresyon tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Yukarıda bahsettiğim belirtilerin en az beşini gosteriyorsanız bir uzmandan yardım almanız gerekmektedir. Pelin’in terapi seansları devam ediyor ve şu anda anlattığım durumdan cok daha iyi bir durumda. Eğer bu dertten muzdaripseniz, hayatın guzelliklerini yeniden fark edebilmek, eski gunlerinize geri donebilmek icin kendinize bir şans verin...

[h=2]Bursa Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]