Bağlanma davranışını başka bir bireyde yakınlık arama ve surdurme olarak tanımlayabiliriz. Bağlanma davranışını ciftleşme davranışı ve ebeveyn davranışı ile eşit oneme sahip bir sosyal davranış sınıfı olarak gorulur. Bağlanma davranışı ve ayrıca bakıcılık davranışı memelilerin tum turlerinde mevcuttur. Gelişimde bazı aksilikler olmadığı surece bağlanma davranışı başlangıcta daima anneye yonelir.
İnsan olmayan primatlarda bebeğin anneye yapışması doğumdan hemen sonra gorulurken, insanlarda bebek annesinin cok yavaş farkına varır. Ainsworth’un araştırma bulgularına gore cocukların kucuk bir azınlığı dışında herkeste bağlanma davranışı altı aylıkken acık bir şekilde mevcuttur ve sadece anne odadan ayrıldığında cocuğun ağlamasıyla değil aynı zamanda gulumseme, kollarına atlama, sevinc cığlıkları atma gibi davranışlarıyla da bu bağlanma davranışının gozlenebilir.
Bebek doğduğunda bir tabula rasa olmaktan cok uzaktır. Tam tersine cok sayıda aktive olmaya hazır davranış sistemleriyle donanmıştır. Yapılan araştırmalar bebeğin doğumunda ya da cok kısa bir sure sonra nerdeyse tum duyusal sistemlerinin calıştığını gosterir. Bir cocukta bağlanmaya aracılık eden davranış sistemleri, cocukların yetiştiği aile ortamlarında bu sistemlerin nispeten belirli, stabil bir bicimde buyuyup geliştiğinden dolayı var olmaktadır.
Peki bebeklerimizin guvenle bağlanması icin ne yapmalıyız? Bebeklerin en guvenle bağlandıkları anneler, bebeğin sinyallerine zamanında ve uygun şekilde cevap veren ve onlarla cok fazla sosyal etkileşim icinde olan annelerdir. Bunun dışında annenin bebeğin gerginliğini alabilmesi ve ozellikle ilk altı ay boyunca anne ve bebek arasında devam eden fiziksel temas da bebeğin guvenli bağlanma geliştirmesi icin gerekli olan annelik davranışlarıdır.
Buraya kadar ifade ettiklerimizden de anlaşılacağı gibi cocuk bebekliğinden itibaren annesi ile yaşadığı deneyimleri ve onunla geliştirdiği ilişkisini, ilerleyen yaşlarında her turlu yakın ilişkisinde(partneri, yakın arkadaşları, eşi vs.) model olarak kullanır. Kişinin benlik modeli( kişinin kendini ne olcude sevgiye layık gorduğu) ve başkaları modeli(kişinin diğer insanlara ne olcude guvendiği, diğer insanları ilgi ve sevgi sunmaya hazır bireyler olarak algılayıp algılamadığı) bu ilişki sayesinde gelişir.
Bağlanma davranışının turleri hakkında literaturde farklı tanımlamalar olsa da ben bağlanma davranışının uce ayrıldığı bağlanma yaklaşımıyla bakmayı tercih etmekteyim.
Guvenli Bağlanma: Bu bağlanma tarzına sahip bireyler hem kendilerini hem de başkalarını genelde olumlu olarak gorurler. Yakın ilişkilere değer verirler, bu tur ilişkileri başlatmakta ve surdurmekte başarılıdırlar. Ancak bu ilişkiler sırasında kişisel ozerkliklerini yitirmemeyi de başarırırlar. Bu bağlanma stiline sahip kişiler cocukluklarında oyun sırasında aktif olan, anneyi guven ussu olarak kullanıp keşfe cıkan cocuklardır.
Kacınmalı Bağlanma: Bu bağlanma stiline sahip kişiler kendilerini ve başkalarını genelde olumsuz gorme eğilimindedirler. Yakın ilişki kurma konusunda cok başarılı olduklarını soylemek guctur. Bu bağlanma stiline sahip olan cocuklar genelde kısa bir ayrılıktan sonra anneyle birleşme konusuda kacınmalı davranan, zaman zaman bir yabancıya anneden daha dostca davranan cocuklardır.
Kaygılı Bağlanma: Bu bağlanma tarzında hem benlik hem de başkaları algısı olumsuzdur. Bu kişiler cocukluklarında yakınlık ve temas arasında kararsız, kaygılı cocuklardır.
Yapılan tum araştırmalara bakıldığında belirli bir yaştan sonra bağlanma davranışının hem yoğunluğu hem de sıklığı azalır. Ancak bağlanma davranışı asla yok olmaz; hem eski hem de yeni figurler secilir ve onlarla devam eder.
Ergenlik ve erişkinlik yaşamı boyunca bağlanma davranışının kapsamı genellikle aileden cok aile dışındaki kişilere ve gruplara yonelir. Yetişkin yaşamındaki bağlanma davranışını regrese olarak gormek, insan yaşamındaki hayati rolunu gormezden gelmek demektir.
Yakın ilişkiler, psikolojik iyilik halinin en onemli belirleyicilerinden biri olarak gorulur. Yakın, istikrarlı ve uzun sureli ilişkiler kurmak ve surdurmek yetişkinin kişilik gelişimi sureclerinin en onemli gorevlerindendir. Bağlanma stilleri ise terapi ortamında calışılmadığı surece yaşam boyunca kalıcı ve durağan yapılardır. Yukarıda bahsettiğimiz icsel işleyiş modelleri cocuklukta oluşur ve yetişkinlikteki algısal ve bilişsel sureci; dolayısıyla davranışları ve yetişkinlikte kurulan ilişki kalitesini doğrudan etkiler.
Cohn ve arkadaşları tarafından yapılan bir calışmaya gore; guvenli bağlanan yetişkinlerin cift etkileşiminde duygularını daha iyi duzenleyebildiği, daha uyumlu ve daha az catışmalı ilişkiler kurdukları bulunmuştur. Ayrıca partnerlerden en az birinin guvenli bağlandığı durumda daha yuksek evlilik uyumu gorulmuştur. Bu konuda yapılan calışmalardan ortaya cıkan en kayda değer sonuclardan biri guvenilir bağlanmanın yuksek evlilik uyumu ile ilişkili olduğu sonucudur.
Guvenli bağlanan bireyler sevgi ilişkilerini; mutlu, arkadaşca ve guvenli olarak tanımlamışlardır. Eşlerini eksiklerine rağmen olduğu gibi kabul ederler ve desteklerler. Diğer bağlanma stillerine sahip kişilere oranla daha uzun sureli ilişkiler surdurdukleri gorulmuştur. Kaygılı bağlanan kişilerin ilişkileri yakınlığa dair korku ve uzaklığa dair rahatsızlıkla karakterizeyken; kararsız bireyler sevgiyi takıntı, cinsel cekim ve kıskanclık olarak tanımlamaktadırlar.
Guvenli bağlanma stili ile bağlanmayan kişilerin duygu kontrolu duygunun eşle ilgili olup olmamasından bağımsız olarak yuksek bulunmuştur. Bu neden onemlidir? Cunku olumlu ya da olumsuz duygularının ifadesinde bir denge belirleyen kişilerin daha istikrarlı ve uyumlu ilişkiler kurdukları bilinmektedir. Guvenli bağlanma yaşamayan kişiler ya genelde olumsuz duygulanıma sahiptir ya da olumlu ya da olumsuz duygular arasında gelgitlerle yaşayıp onu aşırı kontrol etmeye calışır. Bu da ilişkideki duygusal kalitenin azalmasıyla sonuclanmaktadır. Guvenli bağlanma duygulanımda olduğu kadar olumlu ve yapıcı iletişim oruntusuyle de oldukca ilişkilidir.
Bağlanma stillerinin incelendiği ulkemizde yapılan calışmada ise, en sık karşılaşılan evlilik biciminin iki eşin de guvensiz olduğu bağlanma bicimi olduğu gorulmuştur. Ancak her iki eşin de guvenli bağlandığı ciftler en yuksek uyuma sahiptir.
Bu makaleyi anne, baba, eş ya da cocuk rollerinizle ya da hepsiyle birden okuyabilirsiniz. Onemli olanın icinde mutlu olamadığınız bir bağlanma stiliniz varsa bununla barışıp değişiklikler yapmak icin adımlar atmak ya da cocuklarınızın guvenli bir bağlanma stili oluşturabilmelerini sağlamak icin istendik davranış oruntulerini harekete gecirebilmektir.

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]