Anne ve babaların en cok korktukları ve asla başlarına gelmeyeceklerine inanmak istedikleri bir konu ; cocuklarının madde kullanması ve erken mudahale edilmez ise bağımlı olmaları.
Aslında korku, ardından kacmayı getirir. Bu konuda konuşmak, hatta okuyup, bilgi sahibi olmak bile istememelerine sebep olur. Oysa ki anne ve babalar bu konuda ne kadar bilgi sahibi olurlarsa cocuklarına o kadar doğru yaklaşımlarda bulunurlar ve tehlike buyumeden onlemiş olurlar.
Tum dunyada en yaygın kullanılan bağımlılık yapıcı maddeler arasında sigarayı sayıyoruz. Her ne kadar sigara icimi basit gibi gorunse de diğer tum bağımlılık yapıcı maddelerin başlangıc noktasıdır aslında. Bağımlılık yapan ikinci madde alkol, ucuncusu ise esrardır.
Ulkemizde de kullanımı giderek artmakta ve gencler arasında “ ottur, zararı yoktur, bağımlılık yapmaz “ şeklinde inanılmaktadır.
Esrar, Hint keneviri bitkisinin yapraklarının kurutulup bastırılması suretiyle hazırlanan ve aktif maddesini bu kısımlardan salgılanan recine icindeki kannabinoidlerin oluşturduğu bir maddedir. Esrarın farmakolojik etkilerinden sorumlu olan etkin ana maddesi ise THC dediğimiz Tetrahidrokannabinol’dur.
Hint keneviri bitkisinin ufalanıp elenmesi ile ince “toz esrar”, bu tozun ısıtılıp kalıplaştırılmasıyla ile de “plaka esrar” elde edilmektedir. İnce toz esrarın elenip altta kalan kısmına “Gubar “ , eleğin ustunde kalanların tekrar elenmesi ile elde edilene "Marihuana" , en altta kalan ucuncu kalitesiz kısma ise "Paspal" ismi verilmektedir.
Hint keneviri ile Afyon haşhaşı aynı değildir. Afyon haşhaşından eroin, morfin, kodein, afyon gibi maddeler uretilir iken , hint kenevirinden esrar, ganja gibi maddeler elde edilmektedir.
Sokakta ceşitli isimler altında tanınmakta ve satılmaktadır. Bunlar; ot, plaka, muhur, sarıkız, anten, sarma, paspal, gıya, gogo, gonca, kuru, cigara, cigaralık, deli gonca, ahna, henry, patates, keci, yeşil, kendir, elek altı, siyah, saddam, kenevir, jelatin, mal, sarı cicek, sunduz , cam macunu, kına, kuriş, gubar, esrar icin kullanılan diğer isimlerdir.
Esrar kullanımı genellikle “gateway” yani geciş/giriş kapısı olarak bilinir ve kişinin daha guclu maddeleri kullanmaya devam edip etmeyeceğinin buyuk bir belirleyicisidir. Cunku yapılan araştırmalar esrar kullananların buyuk kısmının sonra kokain, eroin gibi maddelere geciş yaptıklarını gostermektedir.
Fiziksel ve Psikolojik Etkileri
Esrarın bir kişi uzerinde etkili olduğu doz; eğer ağız yoluyla THC maddesini alır ise 50-200mg/kg, sigara ile icilir ise 25-50mg/kg’dır.
Alındıktan 30 dk. sonra etkisini gosterir.
Esrarın etkisi sigara ile icilmişse 2-4 saat; sindirim yoluyla alınmışsa 5-12 saat, marihuana ise en fazla 3 saat sonra sonlanır.
Nabız hızında artış, gozlerde kızarma, ağız kuruluğu, baş donmesi, sık sık idrar yapma ihtiyacı hissedilir.
Kişinin icinde bulunduğu duygu durumuna gore etkisi farklılaşsa da değişmeyen etkileri şunlardır;
Zaman algısında değişim yaşanır. Zamanının yavaşladığı duygusu; orneğin, 1 saatlik bir donem 8-10 saat gibi algılanabilir,
Renkleri ve sesleri algılamaya karşı duyarlılık artar. Yaratıcılığı arttırıyor diye duşunulmesinin nedeni de budur. Ancak gecicidir.
Refleksleri bozar; bu nedenle reflekse dayalı işler yapılması bazı kazalara ve yaralanmalar yol acabilir . Bu nedenle araba kullanılması tehlikelidir.
Kişiler esrar aldıktan sonra sakinleşme ve gevşeme yaşarlar; Ofori ve bazen onune gecilemeyen gulme krizleri gercekleşir. Daha konuşkan olurlar. Ancak hepsi sahte iyilik hali dediğimiz gecici bir durumdur.
Yuksek dozda alındığında bunaltı , ruhsal cokuntu, aşırı uclara varan ruhsal değişiklikler , cevreye karşı ilgisizlik, calışma ve hareket gucunde duşme, konsatrasyon yeteneğinde kayıp yaşarlar.
Uzun sure kullananlarda karakter değişimi, uyku hali, uyuşukluk, dengesizlik, fazla terleme, kaslarda eşgudum bozukluğu , bazı motor yetilerin kaybı, ayaklarda karıncalanma , goğus sıkışması yaşanabilir.
Akciğer kanseri , bronşit, astım gibi solunum yolu hastalıklarına yakalanma olasılıkları 70 kat daha fazladır. Kısa sureli hafıza etkilendiği gibi, bellek işlevleri zarar gorur, oğrenme ile ilgili fonksiyonlar bozulur.
Sık kullananlarda paranoid tipte psikoz yaratır; hezeyanlar gozlenir. Uzun sureli kullanımı, esrar entoksikasyonuna bağlı olmayan, esrar kullanımından bağımsız, kalıcı bir psikotik tablonun oluşmasına neden olabilir.
Haftaya gencleri madde kullanmaya iten sebepleri ve anne ve babaların cocuklarının madde kullandığını nasıl anlayabileceklerini paylaşacağım.
Madde kullanımı gorulebilecek cocukların bazı ozellikleri olabilmektedir:
Ruhsal sorunları ya da bağımlılığı olan ebeveynin bulunduğu kaotik ailelerde yaşan cocuklar.
Doğru olmayan yetiştirme yolları ile buyutulmuş cocuklar.
Ebeveyn-cocuk arasında bağlanma ve ilgi eksikliği bulunan cocuklar.
Sınıfta aşırı utangaclık ya da şiddet iceren davranışlar gosteren cocuklar.
Okul başarısında duşuş olan cocuklar.
Sosyal becerileri zayıf olan cocuklar, sapkın davranışlar sergileyen arkadaşlarla “takılma” eğiliminde olan cocuklar.
Okul, iş, aile ortamlarında uyuşturucu kullanımını onaylandığı ortamlarda yaşayan cocuklar
Madde kullanımına gecişte ilk basamaklardan olan sigaraya başlama nedenlerini şoyle sıralayabiliriz:
Buyumenin bir sembolu olarak gorulmesi
Reklam ve filmlerin ozendirici etkisi
Kız cocuklarında erkeksi olma hevesi
Meydan okuma tarzı
Arkadaş grubuna ayak uydurma cabası
Yapılan araştırmalara gore madde kullanmaya başlama nedenleri arasında şunlar belirtilmiştir.
Arkadaş baskısı % 23.3
Merak % 29.4
Bir gruba ait olmak
Sorunlara cozum aramak % 27.1 ve/veya sorunlardan kacmak % 26.0
Farklı gorunme isteği
Beğeni toplamak % 24.3
Eğlenmek % 25.9
Madde kullanımını anlayabilmek icin kişilik, aile ve cevre gibi temel etmenlerin gozardı edilmemesi gerekmektedir. Eğer bu etmenlerden bir tanesi yeteri kadar guclu bir olumsuz etkiye sahipse, diğerlerinin olumsuz etkileri minimal olsa dahi yine kişide madde kullanma olasılığı yuksektir. Bu etmenlerden bir veya daha fazlası guclu pozitif etki gosteriyorsa, kişi yuksek risk altında olsa dahi bu onu madde kullanımına karşı koruyabilmektedir.
Ergenlerin madde kullanımı daha cok kollektif bir davranıştır. Bu sadece kulturel olarak şekillenen veya sosyal olarak kontrol edilen bir davranış değil neredeyse tamamen bir grup eylemidir. Gencin kişisel deneyimi ve tercihinden cok diğerlerine bir performans gosterisidir. Kişisel tercihlerden cok davranışının diğerleri tarafından algılanış şekli onem kazanmaktadır. Madde kullanımına yol acan ceşitli etmenleri şu şekilde ozetleyebiliriz.
Arkadaş grubuna bağlı etkenler
Ebeveyne bağlı etkenler
Kişiye bağlı etkenler
Biyolojik etkenler
Toplumsal, kulturel, sosyal etkenler
Arkadaş grubuna bağlı etkenler
Arkadaş grubuna bağlı etkenler arasında en onemlisi kişinin arkadaşlarının madde kullanmasıdır. Arkadaşları madde kullanan bir kişinin madde kullanması beklenebilir bir durumdur. Arkadaş grubunun madde kullanımı ile ilgili tutumları da kişinin madde kullanmasında rol oynamaktadır. Madde kullanımına yonelik olumlu tutumu olan arkadaş grubu olan kişilerde madde kullanımı daha sıktır. Arkadaş grubuna bağlılık ve yonelmenin fazla olduğu kişilerde de yine madde kullanımı daha sık olarak bulunmuştur.
Aile ve ebeveyn
Aile buyuklerinden biri madde kullanıyorsa, bu kişide madde kullanımı daha sıktır. Ebeveynlerin madde kullanımı ile ilgili tutum ve duşunceleri, madde kullanımı yonundeyse, kişide madde kulanım riski artmaktadır. Ebeveynlerin madde kullanımı ve sapkın davranışlara gosterdiği toleransın fazla olması da madde kullanımı icin risk oluşturmaktadır. Ebeveyn-cocuk arasında yakınlık ve bağlılığın olmaması, ebeveynlerin cocuğun yaşamı ile ilgili olmaması ve uygun olmayan disiplin yontemlerinin varlığı madde kullanımını artıran risk etkenleri arasındadır.
Bireysel etkenler
Erken cocukluk doneminde ofkeli, sinirli olma, erken yaşlarda davranım sorunları olan kişilerde madde kullanımı daha fazladır. Ote yandan icine kapanık, duygularını ifade etmekte gucluk ceken, kendini ortaya koyamayan genclerde madde kullanımı ve bağımlılık riski yine yuksektir. Ceşitli yaşam becerileri eksik olan kişilerde madde kullanımı daha yaygın olarak bulunmuştur. Buna ornek olarak, sorun cozme yetisi duşuk olan, durtulerini ve ofkesini kontrol edemeyen, stresle başa cıkmakta zorluk ceken, cevre baskısına karşı koyamayan kişiler verilebilir. Okulda başarısızlığı olan veya tehlikeli davranışlar sergileyen ergenlerde madde kullanım riski yuksek olarak bulunmuştur. Erken yaşta madde kullanmaya başlayanlarda, bağımlılık riski cok daha fazladır.
Biyolojik etkenler
Genetik yukluluk, maddelere verilen fizyolojik tepkiler ve ergende var olan noropsikolojik eksiklikler de ergenlerde madde kullanım riskini artıran etkenler olarak belirtilmiştir.
Sosyal ve cevresel etkenler
Duşuk sosyoekonomik duzey bazı ulkelerde bir risk etkenidir. Nufusun cok ve fiziksel şartların kotu olması da madde kullanımı icin bir risk olarak bulunmuştur. Yuksek suc işleme oranı olan ortamlarda madde kullanım oranı da yuksektir. Aynı şekilde yaygın madde kullanımı olan ortamlarda ve maddeye ulaşmanın kolay olması da ergende madde kullanım riskini artırmaktadır.

[h=2]Adana Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]