Otizmin tedavisinde anne babanın rolu ve onemiOTİZMİN OLASI SEBEPLERİNE DAİR GORUŞLER
Gunluk hayattaki kullanımda "Otizm" olarak bildiğimiz Otistik Spektrum Bozukluğu, tıp literaturunde ilk defa 1943 yılında tanımlanmış bir bozukluktur. Belirli davranış oruntulerini tekrarlama, sozlu ve sozel olmayan iletişimde bozukluk, toplumlaşamama gibi suregelen temel belirtileri bulunmaktadır. Otizmin ortaya cıkışı ve tedavisi ile ilgili ceşitli bilimsel yaklaşımlar farklı yorumlar getirmektedir. Psikoloji bilimine ait ceşitli ekoller; yaşamın ilk donemlerinde ebeveynlerle kurulan guvensiz bağlanmanın, olumsuz yetiştirme stillerinin, cocuğun temel ihtiyacların karşılanmamasının, sevgi ve ilgi yoksunluğu gibi faktorlerin otizmin ortaya cıkışında etkili olabileceğini one surmektedir. Biyolojik yaklaşımlar ise otizmin norobiyolojik bir nedenle ortaya cıkabileceği goruşu uzerinde durmaktadır. Otizmin ortaya cıkmasında nelerin etkili olabileceği konusu halen araştırılmakta ve farklı yaklaşımlarla, olası sebeplerine dair yorumlar getirilmektedir.
OTİZM TEDAVİSİ
Gunumuzde ilac tedavisinden daha cok psikolojik teknikler (ozellikle davranışcı yontemler) otizm belirtilerinin azaltılmasında etkili ve kalıcı sonuclar vermektedir. Tedavinin hızı ve etkililiği otizm spektrum bozukluğunun turune bağlı olarak değişmektedir. Otistik spektrum bozukluğu farklı belirtilerle ortaya cıkmaktadır. Otizm (Otistik bozukluk), Asperger sendromu, Atipik otizm (Başka turlu adlandırılamayan otistik/yaygın gelişimsel bozukluk), Cocukluk dezentegratif bozukluğu, Rett sendromu otistik spektrum bozukluğunun alt turleridir.
Otizmli cocuklar icin en onemli tedavi araclarından birisi "Eğitim"dir. Bu eğitim ulkemizde gerek otizmli cocukların eğitimi amacıyla kurulmuş vakıflarda, gerek ozel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde, gerek ilkoğretim okullarında ve ozel eğitim oğretmenleri aracılığıyla gercekleştirilmektedir. Ozel eğitim oğretmenleri ve psikologlar, ceşitli davranışcı yontemlerle (Orneğin; olumlu pekiştirme, odullendirme gibi) ve otizmli cocuklara yonelik programlanmış eğitim-oğretim teknikleri aracılığıyla, otizm bozukluğunun belirtilerinin azaltılmasında yardımcı olmaktadırlar.
AİLELERİN OTİZMLE TANIŞMALARI
Otizmli cocukların ailelerinin genellikle ilk başvurdukları birimlerden biri cocuk hekimleridir. Hekime başvurulurken "Cocuğumuz bizimle goz kontağı kurmuyor.", "Israrla seslenmeme rağmen donup bakmıyor.", "Belirli bir davranışı surekli tekrarlıyor" ve "Engellendiğinde ofke atakları geciriyor." gibi şikayetler sıklıkla belirtilir. Şikayetler değerlendirildikten sonra otizm tanısının konulmasıyla birlikte, bazı aileler ilk defa otizm bozukluğu ile tanışırlar. Neden ortaya cıktığı ve tedavisinin geleceği ile ilgili belirsizlikler barındıran bu bozuklukla ilgili aileler ilk etapta buyuk bir şaşkınlık yaşayabilirler. Uygun bir eğitimin alınması amacıyla ozel eğitim kurumlarına başvurulmasının ardından, ailelerin cocuklarıyla birlikte yola cıktıkları bir surec başlamış olur.
Otizm spektrum bozukluğunun tedavisinde en onemli etkenlerden birisi "erken teşhis"tir. Erken teşhiste ailenin cocuğuna dair gozlemleri ve bu gozlemlerinden cıkarttığı sonucları nasıl yorumladığı cok onemlidir. Her cocuk ozel ve değerlidir; hic bir aile cocuğunun olumsuz deneyimler yaşamasını istemez. Bu nedenle ebeveynler cocuklarındaki dikkat cekici belirtileri gormezden gelmeyi tercih edip, olası normal dışı durumları inkar etme yoluna gidebilirler. Ancak bu tutum, mevcut olan bir bozukluğun tedavisinde gecikmelere yol acabilir. Bu nedenle cocuklarda farkedilen belirtilerle ilgili gecikmeden bir uzmana danışmak oldukca onemlidir.
OTİZMLİ BİR COCUĞUN EBEVEYNİ OLMAK
Otizmli bir cocuğun ebeveyni olmak, cocuğun gelişimi icin cokca cabalamak, sabırla vakit ayırmak ve daha fazla bilgi arayışına girmek demektir. Buna karşılık; onun soylemeyi başardığı "anne" "baba" kelimesinden, ya da sevgisini hissettiren en ufak davranışından dolayı kat be kat mutlu olmak demektir. Bu bozukluğun aşılmasında tıbbi ve psikolojik yontemler kadar ailenin cocuğa ilgisi, sevgisi ve sıcaklığı en vazgecilmez unsurlardan biridir. Oyle ki, tum cocuklar ebeveynleri tarafından korunmaya, desteklenmeye, kabul edilmeye ve onlara guvenmeye ihtiyac duyarlar.
Aileler bu desteği cocuklarına vermek icin yoğun caba gosterirken kimi zaman umutsuzluğa kapılabilirler ve kendilerini gucsuz hissedebilirler. Hatta cevrelerinden destek gormeyebilirler. Bu gibi durumlarda ebeveynler sucluluk, endişe gibi olumsuz duygulara kapılabilirler. Ailelerin bu aşamada kabul etmeleri gereken şey bu duyguların ortaya cıkmasının beklenir olduğudur. Ancak; sucluluk, endişe, uzuntu ve benzeri duygulara yol acan olumsuz nitelikteki duşunceleri değişmez yaşam kalıpları olarak kabul etmemek gerekir. Olumsuz duygulardan ziyade olumlu duyguları pekiştirecek duşunce stilleri geliştirmek onemlidir.
Otizme sahip daha pek cok ozel cocuğun olduğunu bilmek ve bu bozuklukla mucadele eden diğer ailelerle iletişime gecerek onların tecrubelerinden faydalanmak, ebeveyn destek grupları oluşturmak ve buna benzer girişimlerde bulunmak bu surecte ihtiyac duyduğunuz duygusal ve sosyal desteğin sağlanmasına katkıda bulunabilir. Ayrıca ebeveynler cocuklarının gelişim suresi boyunca, kendi fiziksel ve psikolojik ihtiyaclarını gozardı etmemelidir. Gerekirse bir ruh sağlığı uzmanından psikolojik destek almak, yaşadıkları bu surecle daha barışık ve guclu adımlarla ilerlemelerinde faydalı olabilir.
Cocuklar hangi koşullar icerisinde olursa olsun ebeveynlerin varlığından, sevgisinden ve sağladıkları guvenden guc alırlar. Duyguları anlarlar ve bu duyguları paylaşırlar. Ulkemizde ve dunyada bu bozukluğun yenilmesinde gorulen başarı hikayelerinde en buyuk rol alan kişiler anne ve babalardır. Anne ve babalar olarak; sevginiz, ilginiz ve her şeyden once inancınız onlarla paylaşabileceğiniz en guclu rehberiniz ve tedavi aracı olacaktır.


[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]