Otizm nedir?
Otizm, cocuğun 0-3 yaş arasında gelişim alanlarının tumunde birden global bir bozulmayla kendini gosteren, motor beceriler, sosyal etkileşim becerileri, dil ve iletişim becerileri, bilişsel becerilerin tumunde ortaya cıkan, sınırlı ve stereotipik davranışlara yol acan beynin gelişimini engelleyen karmaşık noro-gelişimsel bozukluktur. Akademik calışmalarda otizmin henuz nedeni ile ilgili net bir bilgi ulaşmamakla birlikte, otizmin nedenleri multifaktoriyel olarak değerlendirilmektedir. Bazı bilim cevrelerince, merkezi sistemin yapısını ya da işlevlerini sınırlayan bazı sorunlardan kaynaklandığı inancı vardır. Diğer bir goruşe gore ise genetik olduğundan kuşkulanılmakta ve bu konularda cok sayıda araştırma yapılmaktadır. Ancak hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu henuz bilinmemektedir. Cevresel faktorlerin (ailesel ozellikler, cevre kirliliği ve kimyasal maddeler gibi) otizmi tetiklediği duşunulmekle birlikte, henuz bu konuda bilimsel dayanak mevcut değildir.

Otizmin Gorulme Sıklığı

Otizm gunumuzde en sık rastlanan ve giderek artan gelişimsel yetersizliklerden biridir. Dunyada otizmin gorulme sıklığının 110’da 1 olduğu ve erkeklerdeki yaygınlığının kızlardan 3-4 kat fazla olduğu bildirilmektedir.
Otizmin cocuk yetiştirme ozellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla hicbir ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm bozukluğuna her ceşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.
Otizm, gunumuzde zihinsel yetersizlikten sonra en sık rastlanan norogelişimsel yetersizliktir. Ayrıca, otizmin erkek cocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır (Her 54 erkek cocuktan birini ve 252 kız cocuğundan birini etkilediği gozlenmiştir).

Otizmin populasyonda gorulme sıklığı son calışmalarda % 0,2 -0,5 olarak bildirilmektedir. Klasik otizm tanısı almamakla birlikte otistik bozukluk belirtilerinden bazılarını taşıyan bireyler de otistik yelpaze icinde değerlendirildiğinde sıklık % 4’e yukselmektedir. Otistik bozukluk sıklığı cinsiyetler arasında da farklı dağılım gosterir. Erkek cocuklarda bu soruna kız cocuklarına gore 4-5 kat daha sık rastlanmaktadır.

Otizmin Belirtileri ve Tanısı

Cevreye karşı duyarsızlık, tepkisizlik ve ilgisizlik
Komut almama durumu
İşaret dili kullanmama
Oyun oynama yeteneğinde yetersizlik
Yaşıtlarına karşı ilgisizlik
Ses tekrarları, ekolali
Dil ve konuşmada gozle gorulur gerilik
Stereotipik davranışlar (el cırpma, sallanma, melodik konuşmalar vb.)
aşırı hareketlilik ve kurallara uyumsuzluk
Bir şeye sabitlenip uzun sure bakma
Gunluk yaşamındaki duzen değişikliklerine aşırı tepki gibi belirtileri gozlenen cocuğun otizm acısından değerlendirme yapmak gerekir.

Ayrıca;
Kendisine bakan kimselere nadiren gulumseme.
Başkalarının cıkardığı sesleri veya gulucuk gibi hareketleri nadiren taklit etme.
Ses cıkarmada gecikme veya nadiren ses cıkarma.
6-12 aylıkken ismine tepki vermeme.
10. aydan itibaren el işaretleri ile iletişim kurmama.
Goz teması kuramama.
Nadiren dikkatinizi cekme.
Ellerde, ayaklarda, bacaklarda sertleşme veya el bileklerini cevirme gibi olağan dışı vucut hareketleri ve olağan dışı duruş ve diğer tekrarlayıcı davranışlar.
Onu kaldırmak istediğinizde size doğru uzanmaması.
Yuvarlanma, emekleme gibi hareketler acısından motor gelişim geriliği.

DSM-4’te otizm, “başkalarıyla etkileşimde zorlanma; konuşma, dil ve iletişim guclukleri (orneğin, gecikmiş konuşma, ekolali); tekduze rutinlere ve cevreye aşırı bağlılık; takıntılı, kendini-uyarıcı, yineleyici davranışlara sahip olma ve duyusal uyarana aşırı ya da sıra dışı tepki verme gibi yetersizlikler” olarak tanımlanmaktadır (American Psychiatric Association, 2000; Simpson & Myles, 1998).

Sosyal Etkileşim Sorunları

Otizmli cocuklarda;

Sosyal etkileşim icin gerekli sozel olmayan davranışlarda yetersizlik.
Sıra dışı goz kontağı ozellikleri gosterme.
Ses kullanımında sıra dışı ozellikler gosterme.
Yaşa uygun akran ilişkileri geliştirememek.
Arkadaşlık kurmakta zorlanmak.
Akranlarla etkileşimde bulunmamak.
Başkalarıyla zevk, başarı ya da ilgi paylaşımında sınırlılık, yalnızlığı tercih etmek.
Sozel ovgu karşısında tepki vermemek.
Sosyal-duygusal davranışlarda sınırlılık.
Başkalarının ilgisi karşısında tepkisiz kalmak.
İletişim sorunları, dil gelişiminde gecikme, karşılıklı konuşmada zorluk.
Sıra dışı ya da yinelenen dil kullanmak.
Gelişimsel duzeye uygun olmayan oyun oynama.
Sınırlı alanda, yoğun ve sıra dışı ilgilere sahip olmak.
Belli duzen ve rutinlere ilişkin aşırı ısrarcılık.
Yinelenen (kendini uyarıcı) davranışlar, stereotipik davranışlar gosterme (el cırpma, kendine ozgu bedensel hareketler).
Nesneleri sıra dışı amaclarla kullanmak gibi, bir takım sosyal etkileşim icin gerekli sozel olmayan davranışlar gorulebilmektedir.

Otizm Tanı Sureci

DSM-5 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-5) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı'na gore, otizm tanısının konulabilmesi icin, aşağıda sıralanan 12 belirtiden en az 6'sının gorulmesi gerekir. Ayrıca, bu belirtilerden en az ikisinin sosyal etkileşim sorunları kategorisinden, en az birer tanesinin ise diğer iki kategoriden (iletişim sorunları ve sınırlı/yinelenen ilgi ve davranışlar) olması şarttır. Bu belirtilerden en az birinin 36 aydan once ortaya cıkmış olması da bir diğer koşuldur.

DSM-5'e gore otizmli bireylerde gozlenen temel sorunlar genel olarak şoyle ozetlenebilir.

Sosyal etkileşimde gucluk: Arkadaşlık ilişkileri geliştirememek, pek cok şeyi başkalarıyla birlikte değil de kendi başına yapmayı yeğlemek, başkalarıyla goz teması kurmakta zorlanmak, cevresindeki kişilerin yaptıklarıyla ilgilenmemek ve bu kişiler kendisiyle ilgilendiğinde
İletişim-dil-konuşma guclukleri: Dil ve konuşma gelişiminde akranlarının gerisinde olmak ya da hic konuşmamak, başkalarıyla sohbet başlatmada ve surdurmede zorlanmak, bazı sozleri tekrar tekrar ve ilişkisiz zamanlarda sergilemek, cevresindeki aynı yaştaki akranlarının oynadığı oyuna ilgi gostermemek.
Sınırlı İlgi ve Yineleyici-Takıntılı Davranışlar:

- Belli konularda aşırı bilgi sahibi olma (orneğin su altı canlılarının ozellikleri, ya da tropik meyvelerle ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olma).
- Gunluk yaşamdaki duzen değişikliklerine aşırı tepki vermek
- Bazı nesnelerle tek tip hareketlerde bulunmak ( orneğin ip dondurme, kalem sallama)
- Sıra dışı beden hareketleri yapmak (orneğin sallanmak , surekli el cırpmak vs )

DSM-5’in yeni tanımlamasında otizm tanı olcutu iki başlık altında sınıflandırılmış ve duzeylere ayrılmıştır. Bunlar, sozel ve sozel olmayan sosyal iletişim becerilerinde (dil ve konuşma) yetersizlik ve sınırlı ilgi ile yineleyici-takıntılı davranışlar şeklinde tanımlanmaktadır.

Bu ozelliklerle birlikte, otizmli bireyler sıklıkla tipik fiziksel buyume ve gelişim, geniş bir aralıkta bilişsel ve dil yeteneğine sahip olabilirler; hatta, bazı bireylerin yuksek duzeyde ozel yetenekleri olabilmektedir.

Otizm tanısı kimler tarafından ve nasıl konur ?

Otizm tanısını sadece konunun uzmanları tarafından kanulabilir. Uzmanlar cocuğu gozler, gelişim testleri uygular, değerlendirme olcutlerine gore anne–babalarına cocuğun gelişimi hakkında sorular sorarak tanısını koyar. Genel yaklaşım, cocuklara 1 yaşından itibaren tanı konulabileceği doğrultusundadır. Erken yaşta tanı konması, eğitime de erken başlanması acısından onemlidir. Erken tanı ve erken eğitimle otizmli bireyin yetersizlik derecesi duşurulebilir. Dunyadaki başarılı programlar bu işbirliğini dil ve konuşma terapisti, psikolog, oğretmenler (sınıf oğretmeni ve ozel eğitim oğretmeni), okul psikoloğu, aileler, odyolog, ve gerektiğinde diğer meslek uzmanlarının katılımıyla gercekleştirmektedir. Otizmli cocukların ozellikle sozel ve sozel olmayan sosyal iletişim (dil-konuşma ve etkileşim) yetersizliklerinin en temel tanı olcutu olarak kabul edildiği goz onune alındığında, tanıda disiplinlerarası işbirliğine gereksinim vardır. Başta Amerika olmak uzere pek cok ulkede dil ve konuşma terapisti oncelikle onleme, erken tanı/ayırıcı-tanı ve değerlendirme surecinde ekibin en kritik rolunu ustelenmektedir (ASHA, 2006 a,b,c,d). Ulkemizde otizm tanısı cocuk noroloğu ve cocuk ruh hastalıkları uzmanları tarafından konmaktadır.

Cocuk ruh hastalıkları uzmanı: Cocuk ruh hastalıkları uzmanı, cocuk ruh sağlığını değerlendiren, tanılayan ve tedavi eden doktordur. Cocuğunuzu gozler, sizinle goruşme yapar, tanı olcutlerine gore cocuğunuzu değerlendirir, tıbbi muayenesini yapar ve tanısını koyar. Gerekirse tıbbi tetkik ve ilac tedavisi onerir. İlac, eğitime destek ve istenmeyen hareketleri kontrol altına almak amacıyla verilir. Otizmin ilacla tedavisi henuz mumkun değildir.
Değişiklikleri takip edebilmesi, gerekli duzenlemeleri yapabilmesi icin duzenli aralıklarla (yılda bir ya da iki kez) cocuğu cocuk ruh hastalıkları uzmanına goturmek gereklidir.
Cocuk norologu: Cocuk norologu cocuklardaki beyin ve sinir sistemi sorunlarının uzmanıdır. Cocuk norologu da otizme ilişkin değerlendirme yapabilir. Ayrıca, cocuğunuzda otizmle ilişkili olabilecek bazı hastalıkların (sara nobetleri gibi) olduğu ya da otizm dışında başka sorunların varlığı duşunulurse, cocuk norologu tarafından bazı tıbbi tetkikler (MR, BT, EEG vb.) ve tedaviler de yapılabilir. Ancak, butun otizmli cocukların yalnızca dortte birinde bu tur sorunlar gorulur.

Cocuk henuz otizm tanısı almamışsa, cocuk ruh sağlığı ve hastalıkları anabilim dalı veya cocuk norolojisi anabilim dalı bulunan bulunan universite hastanelerine ya da devlet hastanelerinin ilgili kliniklerine başvurulabilmektedir.

Cocuk otizm tanısı alırsa, engelli sağlık kurulu raporu alınmaktadır.
Engelli sağlık kurulu raporu almak icin; engelli sağlık kurulu bulunan bir hastaneye başvurmak gerekmektedir. Engelli sağlık kurulu; ic hastalıkları, goz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, genel cerrahi veya ortopedi, noroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluşur.

Otizmin Tedavisi Var mıdır ?

Tedavide amac, cocuğun yaşına uygun iletişim, dil, konuşma, bilişsel ve sosyal ve akademik becerilerini geliştirmesini sağlamaktır. Bu amacla sozel ve sozel olmayan iletişim becerilerini geliştirmeye yonelik ozel eğitim programları, dil ve iletişim terapileri olabildiğince erken donemde başlatılmalı. Ailenin cocuğun iletişim tarzını kavramasına ve geliştirmesine yardımcı olacak eğitim ve destek sağlanmalı. Duyuların duzenlenmesine ve bedensel aktivitelere dayalı terapiler, dans ve muzik calışmaları yararlı olabilmekte. Otizmle birlikte gorulen davranış ve dikkat sorunları da yuku ağırlaştıran, eğitime uyumu ve katılımı bozabilen durumlar arasında. Bu sorunlara yonelik ilac tedavilerinin olumlu etkilerini ortaya koyan cok sayıda bilimsel calışma mevcut. Ozetle erken tanı, zamanında ve uygun mudahale ve duzenli takip tedavi sonucunu etkileyen cok onemli faktorler.
Literaturde otizmin ilacla tedavisini kanıtlayan herhangi bilimsel calışma henuz bulunmamaktadır. Gunumuz koşullarında bunun mumkun olmadığı ancak dikkat eksikliği, hiperaktivite, uyum, oğrenme ve davranış sorunlarını ilacla kontrol altına almanın gerektiği durumlar olmaktadır.
Otizm belirtileri erken tanı ve yoğun eğitim programları (terapi ve oğretim) sayesinde azaltılıp ortadan kaldırılmaktadır. Otizm, terapiler, davranışsal modifikasyonlar, uygun yaklaşımlar, beceri geliştirme, uyum ve toplumsal yaşam becerileri edinme, gelişimsel uygulamalar vb. ile coğu olumsuz davranışsal ozellikler değiştirilebilmektedir. Otizmin tedavisi konusunda yapılan bircok calışmanın sonucunda en iyi tedavinin en azından şu an icin ozel eğitim ve dil ve konuşma terapisi olduğu anlaşılmıştır. Doktorların yazdığı ilaclar da dahil olmak uzere diğer tum yontemler cocuğun eğitimini desteklemek icin kullanılır. Bu nedenle, hangi yontem kullanılırsa kullanılsın, bunun yanında erken, yoğun ve surekli eğitim şarttır

Dil ve Konuşma Terapisinin otizmde rolu

Otizmde karşılaşılan sorunlardan en onemlisi otizmli bireyin sosyal iletişimidir. Sosyal iletişimi en etkili gercekleştirmenin yolu sozel ve sozel olmayan bicimleriyledil*kullanmaktan gecer. Dili başkalarını anlamak ve kendimizi anlatmak icin kullanırken dilin ses sistemi, dilbilgisi sistemini bilmemiz gerektiği kadar, dili nerde, ne zaman, kime, nasıl kullanacağımızı belirleyen sosyal boyutunu da oğrenmemiz onemlidir. O halde, dil-konuşmanın, sosyal etkileşime girmenin de en temel unsuru olduğu goz onune alındığında dil ve konuşma terapisinin onemi ve gerekliliği ortaya cıkmaktadır. Bu nedenle de, ileri ulkelerde dil ve konuşma terapistleri ayırıcı-tanı sonrasında da eğitim mudahalelerine yonelik bireyselleştirilmiş program geliştirme ve uygulama ekibinde yer almakta ve gerek terapi/oğretim yaparak gerekse danışmanlık hizmetleri vererek ilgili oğretmenler, aileler ve uzmanlar ile işbirliği icinde calışmaktadır (ASHA, 2006a, b, c, d). Otizmli cocuklara verilen dil ve konuşma terapisi ozel eğitimle birlikte goturulduğunde cocuğun bu sorunlarına etkili bir şekilde mudahale edilebilmektedir. Kuşkusuz, gerektiğinde diğer disiplinlerin (fizyoterapi, iş-uğraşı terapisi, gibi) desteğine de yer verilmesi sonucların verimliliğini arttıracaktır. Dil ve konuşma terapistleri, otizmli bireylerle calışırken alanda geliştirilmiş bilimsel dayanaklı uygulamaları kullanmaktadırlar. Burada onemli bir not olarak otizmli cocukların terapisinde bilimsel dayanağı olmayan bazı oral-motor egzersizlerin yeri olmadığını da belirtmek gereklidir.

KAYNAKCA

Landa, R.J., Diagnosis of autism spectrum disorders in the first 3 years of life. Nat Clin Pract Neurol 4(3): 138–47. DOI:10.1038/ncpneuro0731.PMID*18253102. (2008).Konrot, A., İletişim, Dil ve Konuşma Bozuklukları, Dil ve Kavram Gelişimi, S.Topbaş (Ed.), Kok Yayıncılık, Ankara, (2007).
Konrot, A., İletişim yetersizliği olan cocuklar. A. Ataman, (Ed.), Ozel gereksinimli cocuklar ve ozel eğitime giriş icinde (263-289). Ankara: Gunduz Eğitim ve Yay. (2003).
Strock, M Autism Spectrum Disorders (Pervasive Developmental Disorders). National Institute of Mental Health. (2008).
The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition (DSM-5), update to the American Psychiatric Association's (APA) classification and diagnostic tool. (2013)


[h=2]Hatay Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]