Cocuğunuzda aynı yaştaki diğer cocukların davranışlarından farklı davranışlar gozluyorsanız kaygılanabilirsiniz. Bu davranışların otizm belirtisi olabileceğini duşunuyorsanız otizmin ne olduğunu, sizi ve ailenizi ne şekilde etkileyeceğini bilmek isteyebilirsiniz. Otizm, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk uc yılında ortaya cıkan karmaşık bir gelişimsel bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlardan kaynaklandığı sanılmaktadır.
Sizin hatanız değil!
Otizme neler yol acar?
Bugun icin bu soruya verilebilecek en doğru yanıt Otizme nelerin yol actığı bilinmiyor yanıtı olacaktır.Otizmin anne-babadan kalıtım yoluyla gecmiş olabileceğinden kuşkulanılmaktadır. Dolayısıyla, bu yonde pek cok araştırma yapılmaktadır. Ancak, henuz otizmin geni bulunabilmiş değildir. Otizmin cevresel faktorlerle tetiklendiği duşunulmektedir.
Otizme her ceşit toplumda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır. Dolayısıyla, bu ozelliklerin hic birinin otizmle ilişkili olmadığı kabul edilmektedir. Oyleyse, otizmin cocuk yetiştirme ozellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla ilişkisi yoktur.
Yalnız değilsiniz!
Otizm, gunumuzde rastlanan en yaygın norolojik bozukluktur ve her 150 cocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir. Ayrıca, otizmin erkeklerdeki yaygınlığı, kızlardan uc-dort kat fazladır. Otizm tanısı alan cocukların coğunda değişik derecelerde oğrenme gucluğu ve zeka geriliği de gorulur. Otizm, tum dunyada olduğu gibi ulkemizde de son yıllarda adı cok sık duyulan bir ozel eğitim kategorisidir.
Otizm terimi, zaman icinde yerini, otizm spektrum bozuklukları (ASD - autism spectrum disorders) terimine bırakmıştır. Otizm spektrum bozuklukları, yaygın gelişimsel bozukluklarla (pervasive developmental disorders - PDD) eşanlamlı olup, ileri duzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizlik anlamında kullanılmaktadır.
Otizm ise, bu şemsiye altında yer alan kategorilerden yalnızca biridir. Otizm spektrum bozukluğu kavramı ile ilişkili belli başlı olgular şoyle sıralanabilir
Otizm spektrum bozukluğunun norolojik nedenlerden kaynaklandığı sanılmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin onemli bir bolumunde (yaklaşık %35), beyindeki anormal elektrik hareketlerine bağlı olarak; nobet, istemsiz hareketler, bilinc yitimi vb. norolojik sorunlar da gorulebilir.
Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir; ancak, belirtileri bazı ruh hastalıklarını cağrıştırabilir.
Yapılan bilimsel araştırmalar, otizm spektrum bozukluğunun cocuk yetiştirme ozellikleriyle ya da ailenin sosyo-ekonomik ozellikleriyle ilişkisi olmadığını gostermiştir.
Otizm spektrum bozukluğunun kalıtsal olabileceği yonunde bulgular vardır; ancak, buna yol acan gen ya da genler henuz bulunmuş değildir.
Onceki yıllarda otizm spektrum bozukluğunun gorulme oranının 500'de bir olduğu kabul edilirken, son verilere gore, otizm spektrum bozukluğunun yaklaşık her 150 cocuktan birini etkilediği duşunulmektedir. Ayrıca, erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan dort kat fazladır.
Sanıldığının aksine, otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin coğunda, farklı duzeylerde zeka geriliği gorulur. Ayrıca, zeka testlerinde, belli alanlar, diğer alanlara kıyasla cok daha geri cıkabilir.
OTİZMİN CEŞİTLERİ :
Otizm ile ilgili bircok bozukluk “Yaygın Gelişimsel Bozukluk” adı altında toplanmıştır. Bu gruba giren ve otizimle benzerlik gosteren bazı rahatsızlıkların ozelliklerini şoyle ozetleyebiliriz:
*Otistik Bozukluk: Sosyal ilişki, iletişim ve hayali oyunlar kurma konularındaki bozukluklar gorulur. Bu bozukluklar ilk uc yaş icerisinde ortaya cıkar. Basmakalıp davranışlar,ilgiler ve aktiviteler gorulur.
*Asperger Sendromu: Sosyal iletişimde bozukluklar, kısıtlı ilgi alanları ve faaliyetler gosterirler. Monoton ve mekanik olmamakla beraber dil gelişiminde gecikme olmaması, test edildiği zaman ortadan yukseğe kadar uzanabilen zeka duzeyi bulgularıyla karakterize edilir.
*Rett Sendromu: İlerleyen bir bozukluktur. Cocuk ilk yıllarda normal bir gelişim gosterir. 1-4 yaşlarından itibaren kazandığı pek cok beceri geriler, ellerinin amacına uygun olarak kullanımı giderek yerini tekrarlayan el hareketlerine bırakır. Bu gune kadar yalnızca kız cocuklarında gorulmuştur.
*Başka Şekilde Adlandırılamayan Yaygın Zeka Gelişim Bozuklukları: Bu tanı cocuğa belli bir teşhis konulamadığı fakat pek cok konuda gelişim bozukluğu gosterdiği zaman konulur.
OTİZMİN BELİRTİLERİ
Eğer cocuğunuz:
Başkalarıyla goz teması kurmuyorsa,
İsmini soylediğinizde bakmıyorsa,
Soyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
Parmağıyla ile istediği şeyi gostermiyorsa,
Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,
Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi gostermiyorsa,
Bazı sozleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda soyluyorsa,
Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
Sallanmak, cırpınmak gibi garip hareketleri varsa,
aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,
Gozleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
Bazı eşyaları dondurmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa,
Gunluk yaşamındaki duzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa,
otizm acısından değerlendirme yapmak gerekir.
Otizmin belirtileri nelerdir?
Otizm, uc alanda sorunlarla kendini gosterir. Bu alanlar ve bu alanların her birinde gozlenebilecek belirtiler aşağıda yer almaktadır.
A. Sosyal İlişkilerde Gucluk
1. Başkalarıyla goz teması kurmakta zorlanmak
2. Arkadaşlık ilişkileri geliştirememek
3. Pek cok şeyi başkalarıyla birlikte değil de kendi başına yapmayı yeğlemek
4. Cevredeki kişilerin yaptıklarıyla ilgilenmemek; onlar kendisiyle ilgilendiğinde ise kayıtsız kalmak
B. İletişim Zorlukları
1. Dil ve konuşma gelişiminde akranlarının gerisinde olmak ya da hic konuşmamak
2. Başkalarıyla sohbet başlatmada ve surdurmede zorlanmak
3. Bazı sozleri tekrar tekrar ve ilişkisiz zamanlarda soylemek
4. Cevresinde bulunan aynı yaşlardaki cocukların oynadığı oyunlara ilgi gostermemek
C. İlgi ve Davranış Takıntıları
1. Bazı sıra dışı konulara karşı aşırı ilgi duymak; orneğin, asansorlerin nasıl calıştığı
2. Gunluk yaşamdaki duzen değişikliklerine katlanamamak; orneğin, eşyaların yerinin değişmesi
3. Sıra dışı beden hareketleri yapmak; orneğin, sallanmak ya da cırpınmak
4. Bazı nesnelerle sıra dışı hareketler yapmak; orneğin, nesneleri dondurmek ya da sıraya dizmek.
Amerikan Psikiyatri Birliği, otizm spektrum bozukluğu icinde yer alan otizm tanısı icin, cocuğun yukarıda sıralanan 12 belirtiden en az altısına sahip olmasını ve bu belirtilerden en az ikisinin sosyal etkileşim sorunları kategorisinden, en az birer tanesinin ise diğer iki
kategoriden (iletişim sorunları ve sınırlı/yinelenen ilgi ve davranışlar) gelmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Ayrıca, bu belirtilerden en az birinin 36 aydan once varlığı da aranmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu şemsiyesi altında yer alan diğer kategoriler icin daha farklı olcutler soz konusudur. Orneğin, Asperger sendromu tanısı icin, iletişim sorunları alanında herhangi bir belirti gorulmemesi gerekmektedir
Aşağıda, her bir belirtiye ilişkin ayrıntılar yer almaktadır.
A. Sosyal Etkileşim Sorunları
1. Sosyal etkileşim icin gerekli sozel olmayan davranışlarda yetersizlik:
Sıra dışı goz kontağı ozellikleri: Goz kontağı hic kurmamak, cok kısa sureli kurmak ya da alışılmadık bicimde kurmak. Orneğin, birden bire gozlerini karşısındakinin gozlerine dikmek ve kacırmak.
Jest ve mimik kullanımında sınırlılık: Konuşurken cok az jest ve mimik kullanmak.
Başkalarına yaklaşmada sıra dışı ozellikler: Sosyal ortamların gerektirdiği uzaklıkları ayarlayamamak; başkalarına fazla yakın ya da uzak durmak.
Ses kullanımında sıra dışılık: Konuşurken alışılmadık ses kalitesi ve vurgu ozellikleri gostermek.
2. Yaşa uygun akran ilişkileri geliştirememek:
Arkadaşlık kurmakta zorlanmak: Cok az sayıda arkadaşa sahip olmak ya da hic arkadaş edinememek.
Akranlarla etkileşimde bulunmamak: Kendi yaşıtlarıyla oynamada, konuşmada vb. cok isteksiz davranmak; orneğin, yalnızca kendisinden cok kucuk ya da buyuk kişilerle etkileşmek.
Yalnızca ozel ilgilere dayalı ilişkiler geliştirmek: Belli kişilerle, yalnızca belli ilgilere dayalı olarak (orneğin, favori konularda) etkileşimde bulunmak.
Grup icinde etkileşimde bulunurken zorlanmak: Orneğin, işbirliğine dayalı oyunların kurallarına uymakta zorlanmak.
3. Başkalarıyla zevk, başarı ya da ilgi paylaşımında sınırlılık:
Yalnızlığı yeğlemek: Başkalarının genellikle aile uyeleriyle ya da arkadaşlarıyla birlikte yaptığı pek cok şeyi (orneğin; TV izlemek, yemek yemek, oyun oynamak vb.) yalnız başına yapmayı yeğlemek.
Belli olay ya da durumlara başkalarının dikkatini cekme cabası gostermemek: Orneğin; şaşırtıcı bir durum karşısında başkalarına işaret etmemek, bir şey başardığında başkalarıyla paylaşmamak vb.
Sozel ovgu karşısında tepki vermemek: Başkalarının kendisine yonelttiği ovgu sozleri ya da sozel onaylamalar karşısında cok az tepki vermek ya da hic tepki vermemek. Orneğin, hoşnutluk belirtisi gostermemek.
4. Sosyal-duygusal davranışlarda sınırlılık:
Başkalarının ilgisi karşısında tepkisiz kalmak: Birileri kendisine seslendiğinde ya da kendisiyle etkileşmek istediğinde tepki vermemek, duymuyormuş ya da fark etmiyormuş gibi davranmak.
Başkalarının yaptıklarına karşı ilgisizlik: Ortama birinin girmesi, ortamdan birinin cıkması, birinin konuşmaya başlaması gibi, başka cocukların cok ilgisini ceken bazı olaylar karşısında ilgisiz kalmak; boyle durumlarda, gulumseme gibi hoşnutluk ya da ağlama gibi hoşnutsuzluk ifadeleri gostermemek.
Başkalarının duygularını anlamada yetersizlik: Uzulen, ağlayan, kızan, sevinen vb. kişiler karşısında duyarsız davranmak; orneğin, uzgun birini rahatlatma cabası gostermemek.
B. İletişim Sorunları
5. Dil gelişiminde gecikme:
İki yaşından buyuk olup da tek bir sozcuk bile soylememek.
Uc yaşından buyuk olup da iki sozcukluk basit ifadeler (orneğin, ‘baba git’) kullanmamak.
Konuşmaya başladıktan sonra basit bir dilbilgisi yapısı kullanmak ya da belli yanlışları tekrarlamaya devam etmek.
6. Karşılıklı konuşmada zorluk:
Karşılıklı konuşma başlatmada, surdurmede ve sonlandırmada onemli sorunlar gostermek: Orneğin, bir kez konuşmaya başlayınca, konuşmayı uzun bir monolog şeklinde surdurmek ve karşısındakilerin yorumlarını goz ardı etmek.
Konuşma konularında secicilik: Kendi favori konuları dışındaki konularda cok zor ve isteksiz olarak konuşmak.
7. Sıra dışı ya da yinelenen dil kullanmak:
Başkalarının kendisine soylediklerini yinelemek.
Televizyondan duyduklarını ya da kitaplardan okuduklarını, ilişkisiz zamanlarda ve bağlam dışı olarak yinelemek.
Kendisinin uydurduğu ya da yalnızca kendisine anlam ifade eden sozleri yinelemek.
Aşırı resmilik ve didaktiklik gibi konuşma ozellikleri gostermek.
8. Gelişimsel duzeye uygun olmayan oyun:
Senaryolu oyunlarda sınırlılık: Oyuncaklarla evcilik, okulculuk, doktorculuk vb. hayali oyunlar oynamamak.
Sembolik oyunlarda sınırlılık: Bir nesneyi başka bir nesne olarak (orneğin, kupu mikrofon olarak) kullanarak oyun oynamamak.
Oyuncaklarla alışılmadık bicimlerde oynamak: Orneğin; topu zıplatmak yerine surekli olarak bir eliyle vurmak, Legoları birbirine takıp bir şeyler yapmak yerine sıraya dizmek vb.
Sosyal oyunlara ilgisizlik: Kucuk yaşlardayken, ‘ce-e’ vb. sosyal oyunlara karşı ilgi gostermemek.
C. Sınırlı/Yinelenen İlgi ve Davranışlar
9. Sınırlı alanda, yoğun ve sıra dışı ilgilere sahip olmak:
İlgi takıntıları: Bazı konulara karşı aşırı ilgi duymak ve başka konuları dışlayarak surekli o konularla ilgili konuşmak, okumak, ilgilenmek vb. istemek.
Bazı sıra dışı konulara aşırı ilgi duymak: Orneğin; astrofizik, ucak kazaları ya da sulama sistemleri.
İlgi duyduğu konularla ilgili ince ayrıntıları anımsamak: Kendi favori konularındaki en ince ayrıntıları bile ezbere bilmek.
10. Belli duzen ve rutinlere ilişkin aşırı ısrarcılık:
Belli etkinlikleri her zaman belli bir sırayla yapmak istemek: Orneğin, arabanın kapılarını hep aynı sırayla kapatmak.
Gunluk rutinlerde değişiklik olmamasını istemek: Orneğin, eve gelirken hep aynı guzergahı izlemek ya da eve geldiğinde once televizyonu acıp sonra tuvalete gitmek.
Gunluk yaşamdaki değişiklikler karşısında aşırı tepki gostermek: En ufak bir değişiklik karşısında aşırı kaygılanmak ya da ofke nobeti yaşamak.
Değişiklikleri daha kolay kabullenebilmek icin, meydana gelecek değişikliklerle ilgili onceden bilgi sahibi olmaya gereksinim duymak.
11. Yinelenen (kendini uyarıcı) davranışlar:
Sıra dışı beden hareketleri: Orneğin; parmak ucunda yurumek, cok yavaş yurumek, kendi ekseni etrafında donmek, durduğu yerde sallanmak, farklı bir beden duruşuna sahip olmak vb.
Sıra dışı el hareketleri: Orneğin; ellerini sallamak, parmaklarını gozlerinin onunde hareket ettirmek, ellerini farklı bicimlerde tutmak vb.
12. Nesnelerle ilgili sıra dışı ilgiler ve takıntılar:
Nesneleri sıra dışı amaclarla kullanmak: Orneğin, oyuncak arabanın tekerleklerini cevirmek ya da oyuncak bebeğin gozlerini-acıp kapamak vb. davranışları tekrar tekrar yapmak.
Nesnelerin duyusal ozellikleriyle aşırı ilgilenmek: Orneğin, eline aldığı her nesneyi koklamak ya da gozlerinin onunde tutarak ve evirip-cevirerek incelemek.
Hareket eden nesnelere aşırı ilgi gostermek: Orneğin; tekerlek ya da pervane gibi donen nesnelere, akan su ya da yanıp sonen ışık gibi hızlı hareket eden goruntulere uzun surelerle bakmak.
Nesne takıntıları: Bazı sıra dışı nesneleri (orneğin, bir silgi ya da kucuk bir zincir parcası) elinden bırakmak ya da gozunun onunden ayırmak istememek.
TANILAMA SURECİ
Otizmin tanısı nasıl ve kimler tarafından konur?
Tanı koyabilecek kişiler, yalnızca konunun uzmanı olan doktorlardır. Otizmli cocukların dış gorunumleri diğer cocuklardan farklı değildir; ancak, davranışları farklıdır. Tanı, uzmanlar tarafından cocuğun gozlenmesi, gelişim testleri yapılması ve anne-babalara cocuğun gelişimi hakkında sorular sorulmasıyla konur. Otizmin tanısı 12 aylıktan itibaren konabilir. Erken yaşta tanı konması, bir an once eğitimin başlaması acısından onemlidir.
Ulkemizde otizm tanısı koyabilecek uzmanlar cocuk ruh hastalıkları uzmanları ve cocuk norologlarıdır.
1.Cocuk ruh hastalıkları uzmanı: Cocuk ruh hastalıkları uzmanı, cocuk ruh sağlığını değerlendiren, tanılayan ve tedavi eden doktordur. Cocuğunuzu gozler, sizinle goruşme yapar, tanı olcutlerine gore cocuğunuzu değerlendirir, tıbbi muayenesini yapar ve tanısını koyar. Gerekirse tıbbi tetkik ve ilac tedavisi onerir. İlac, eğitime destek ve istenmeyen hareketleri kontrol altına almak amacıyla verilir. Otizmin ilacla tedavisi henuz mumkun değildir.
Değişiklikleri takip edebilmesi, gerekli duzenlemeleri yapabilmesi icin duzenli aralıklarla (yılda bir ya da iki kez) cocuğunuzu cocuk ruh hastalıkları uzmanına goturmelisiniz.
2. Cocuk norologu: Cocuk norologu cocuklardaki beyin ve sinir sistemi sorunlarının uzmanıdır. Cocuk norologu da otizme ilişkin değerlendirme yapabilir. Ayrıca, cocuğunuzda otizmle ilişkili olabilecek bazı hastalıkların (sara nobetleri gibi) olduğu ya da otizm dışında başka sorunların varlığı duşunulurse, cocuk norologu tarafından bazı tıbbi tetkikler (MR, BT, EEG vb.) ve tedaviler de yapılabilir. Ancak, butun otizmli cocukların yalnızca dortte birinde bu tur sorunlar gorulur. Dolayısıyla, doktor tarafından mutlaka ihtiyac olduğu soylenmediğinde, bu tetkiklerle kendinizi ve cocuğunuzu maddi ve manevi olarak yıpratmayın.Eğer cocuğunuz otizm tanısı alırsa, Ozurlu Sağlık Kurulu Raporu cıkartmanız gerekir.
Ozurlu Sağlık Kurulu Raporu almak icin ne yapmalısınız?
Ozurlu Sağlık Kurulu Raporu almak icin, Ozurlu Sağlık Kurulu bulunan bir hastaneye başvurmalısınız. Ozurlu Sağlık Kurulu; ic hastalıkları, genel cerrahi, goz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, noroloji veya ruh hastalıkları uzmanlarından oluşur.
OTİZM YELPAZESİNDE YER ALAN HER COCUĞUN BİLMENİZİ
İSTEYECEĞİ 10 ŞEY
1) Ben “otizm”i olan bir cocuğum. “Otistik” değilim. Otizm karakterimin sadece bir bolumudur. Beni tek başına tanımlayacak bir kavram değil. Siz duşunceleri, duyguları, yetenekleri olan bir birey misiniz yoksa sadece şişman, gozluklu ya da sakar bir kişi mi?
2) Duyusal algılarım bozuktur. Gundelik yaşam icerisinde sizin coğunlukla fark etmediğiniz kokular, sesler, tatlar, goruntuler, temaslar benim icin cok rahatsız edici olabilir. Yaşadığım cevre benim icin genellikle tehdit edici bir ortamdır. İcine kapalı ya da kavgacı gorunebilirim ama aslında bu kendimi koruduğum anlamına gelir.Sıradan bir market alışverişi benim icin tam bir kabus olabilir.
Seslere karşı aşırı hassas olduğumu bir duşunun. Aynı anda konuşan onlarca insan, gunun indirimli urununu tekrar tekrar anons eden mekanik bir ses, kasadaki işlem sesleri, alışveriş arabalarının tekerleklerinin cıkardığı gıcırtılı ses vb. Bu uyaranları beynim filtre edebilir ama bu ciddi anlamda aşırı yuklenmedir benim icin.
Koku alma duyum da aşırı hassas olabilir. Kasap reyonundaki etler taze olmayabilir, yanımızdan gecen adam o gun duş alamamış olabilir, kasa sırasında onumuzde duran bebeğin bezi kirlenmiş olabilir… Bunlar benim icin oldukca tiksindiricidir.
En yoğun kullandığım gorme duyum aşırı uyarana maruz kalmış olabilir. Orneğin aşırı parlak floresan ışıkları mekanı surekli titreşiyor gibi gostererek gozlerimi rahatsız edebilir. Camların yansıttığı parlak ışık, tavanda donen fan, etrafımda surekli hareket eden insanlar odaklanmam ve baş etmem gereken şeylerdir. Tum bunlar denge duyumu etkiler ve vucudumun konumunu bile algılayamaz hale gelebilirim.
3) “Yapmam” (Yapmamayı seciyorum) ve “ Yapamam” (Yapmayı beceremiyorum) arasındaki farkı dikkate almayı unutmayın. Komutlarınızı dinlemediğimi sanmayın. Sizi anlamıyor olabilirim. Bana diğer odadan seslendiğinizde duyduğum sadece “^/^’(/(%&’(+&’((‘” olabilir. Bunun yerine yanıma gelin ve basit kelimeler secerek benimle direkt konuşun. “Lutfen kitabını masana bırak. Şimdi oğle yemeği yeme zamanı.” gibi. Bu şekilde benden ne istediğinizi ve sonrasında ne olacağını bana net bir şekilde soylemiş olursunuz. Boylece uyum gostermek benim icin daha kolaylaşır.
4) Somut duşunurum. Dili sadece sozcuklerin anlamına gore yorumlarım. “Koşturmayı bırak” yerine “Arkandan atlı mı kovalıyor” derseniz aklım karışır. “Cantada keklik” demek yerine “Bunu yapmak senin icin cok kolay” demelisiniz. Deyimler, kinayeler, imalar benim icin anlamsız ve akıl karıştırıcıdır.
5) Sınırlı sozcuk dağarcığıma karşı anlayışlı olun. Duygularımı tarif etmek icin doğru kelimeleri bilmiyorsam ihtiyac duyduğum şeyi size anlatmak benim icin oldukca zorlaşabilir. Acıkmış, incinmiş, korkmuş, aklı karışmış olabilirim ve bu duygularımı size aktaracak kelimeleri bilmiyor olabilirim. Vucut dilime ve rahatsızlık duyduğumda gosterdiğim tepkilere dikkat edin.
Bir de bunun tam tersini duşunelim. Yaşımın cok ilerisinde bir duzeyde adeta kucuk bir profesor gibi konuşuyor olabilirim. Bu turde konuşmalar dildeki eksiğimi telafi edebilmek icin cevremde yaşananlarda, izlediklerimden, okuduklarımdan ezberlediğim replikler olabilir. Buna “ekolali” denir. Kullandığım kelimeleri ya da iceriklerini anlamıyor olsam da size yanıt vermek zorunda olduğumda buna başvurabilirim.
Dil benim icin cok zor olduğundan gorsel odaklıyımdır. Bana soylemek yerine yapmam gereken bir şeyi bana gosterin. Ve bunu defalarca tekrarlamaya da hazırlıklı olun. Aynı şeyi surekli tekrarlamak oğrenmemi sağlar.
6) Otizmin benim tum yonlerimi algılamanıza engel olmasına izin vermeyin. Yapamadıklarım yerine yapabildiklerime odaklanın ve bunlar uzerinde bir şeyler inşa etmeye calışın. Diğer tum insanlar gibi yeterli olmadığımı ve surekli duzeltildiğim ortamlarda oğrenemem. Ne kadar “yapıcı” olsa da bir eleştiriyle karşılaşacağımı bilmek beni yeni bir şey denemekten alı koyar. Guclu yonlerimi keşfedin. Bir şeyi yapmak icin bir cok farklı yontem olduğunu da unutmayın.
7) Sosyalleşme konusunda bana yardım edin. Dışarıdan bakıldığında parktaki cocuklarla oynamak istemediğimi duşunebilirsiniz. Oysa bazen bunu nasıl yapacağımı –yani onlarla nasıl konuşmaya başlayıp oyunlarına katılabileceğimi- bilmiyor olabilirim. Diğer cocukları beni oyunlarına davet etme konusunda cesaretlendirmek işe yarayabilir.
8) Ofke nobetlerimi tetikleyen şeyleri bulmaya calışın. Onceliği buna verin. Kriz, patlama, ofke nobeti… Bunu nasıl adlandırırsanız adlandırın unutmayın ki bunu yaşamak benim icin cok daha korkutucudur. Duyularımdan biri aşırı yuklendiğinde boyle durumlar ortaya cıkar. Eğer ofke nobetlerimin sebebini bulursanız onları onleyebilirsiniz.
9) Lutfen beni koşulsuzca sevin. “Keşke şoyle olsaydı…” “Keşke bunu yapabilseydi…” turunde duşunceleri kafanızdan uzaklaştırın. Siz ailenizin tum beklentilerini karşılayabildiniz mi? Otizm benim secimim değil. Unutmayın bu durumu ben yaşıyorum, siz değil. Sizin desteğiniz olmadan başarılı ve bağımsız bir hayat surmem uzak bir ihtimal. Desteğiniz ve rehberliğinizle olasılık o kadar yuksek ki… Soz veriyorum, ben buna değerim!
10) Sabır, sabır, sabır… Otizme bir eksiklik olarak değil, farklı bir yetenek olarak bakmaya calışın. Evet sohbet sırasında gozlerinize bakmıyor olabilirim. Ama yalan soylemediğimi, oyunlarda hile yapmadığımı, arkadaşlarımla dalga gecmediğimi, insanlara onyargılarla yaklaşmadığımı hic fark etmediniz mi? Evet belki bir sonraki Michael Jordan olamayabilirim ama detaycı bakış acım ve olağanustu odaklanma kapasitemle bir sonraki Einstein, Mozart ya da Van Gogh olabilirim. Gunumuzde bu kişilerin de otizmli olduğu duşunuluyor.
Siz dayanağım olmazsanız bunu başaramam. Benim arkadaşım, oğretmenim, avukatım olun. Ne kadar yol alabildiğimi goreceksiniz.
Eğitim
Otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrenciler yalnızca Turkiye’de değil dunyanın hemen her yerinde, ozel eğitim cabalarından en az yararlanan ozel gereksinimli oğrenci grubunu oluşturmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilerle calışacak ozel eğitim oğretmenleri, temel duzeyde genel ve ozel eğitim bilgi ve becerisine sahip olmalıdırlar (or., bireyselleştirme, sınıf yonetimi, etkili oğretim vb.).
Otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilerle calışacak ozel eğitim oğretmenlerinin sahip olmaları gereken ozel nitelikler ise şunlardır:
(a) otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilerin ozellikleri ve gereksinimleri,
(b) sosyal etkileşim becerisi kazandırma yontemleri (or., sosyal oykuler, videoyla model olma vb.),
(c) iletişim becerisi kazandırma yontemleri (or., PECS, repliklerle iletişim oğretimi vb.),
(d) bağımsız yaşam becerisi kazandırma yontemleri (or., etkinlik cizelgeleri, toplum temelli oğretim vb.),
(e) duyusal ve cevresel duzenlemeler (or., gorsel stratejiler, rutinler vb.),
(f) olumlu davranışsal destek.
Otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilere, ozellikle de Asperger sendromlular dışında kalan gruba yonelik eğitim calışmaları, cok farklı bicim ve iceriklerde calışmayı gerektirebilmektedir. Orneğin, pek cok cocuk, cok erken yaşta, bire-bir, yoğun ve kesintisiz davranışsal eğitim aldığında en hızlı ilerlemeyi gosterebilmektedir. Ya da, grup icinde cok yoğun bire-bir davranışsal eğitim verilmesi gerekebilmektedir. Tum bu ozellikler, otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilerle calışacak oğretmenlerin cok ozel donanımlara sahip olmalarını gerektirmektedir.
Turkiye’de ise otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilere oğretmen ya da uzman yetiştirmeye yonelik bir lisans ya da lisansustu programı yoktur. Dolayısıyla, zihin engellilerin oğretmenleri, otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilerle de calışmak durumunda kalmaktadırlar. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilerin eğitim gereksinimleri, diğer ozel eğitim gruplarının gereksinimlerinden farklılaşmaktadır. Bu nedenle, zihin engelliler oğretmenleri, otizm spektrum bozukluğu tanılı oğrencilerle calışırken onemli sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
EĞİTİM YONTEMLERİNE GİRİŞ
Otizmli cocuklara erken yaşta, tercihen uc yaştan once tanı konması buyuk onem taşır. Cunku otizmli bir cocuk ozel eğitim almaya ne kadar erken başlarsa, o kadar hızlı ilerleyebilir. Otizmli cocuklara haftada en az 20 saat, tercihen 35-40 saat sureyle ve otizmli cocuklar icin ozel olarak hazırlanmış eğitim programlarıyla ozel eğitim verilmesi gerekir.
Ozel eğitimin yanı sıra ozel eğitime destek olarak verilen terapilerin en onemlileri dil-konuşma terapisi ve uğraşı terapisidi. ABD ve Kanada gibi pek cok gelişmiş ulkede, otizm başta olmak uzere ceşitli ozur grubundan cocuklara destek hizmet vermek uzere okullarda dil-konuşma terapistleri ve uğraşı terapistleri gorevlendirilmektedir. Bu terapilerin finansmanı ise devlet ya da eyalet tarafından karşılanmaktadır.
Dil-konuşma terapistleri ve uğraşı terapistleri, cocuklara terapi hizmeti sunmanın yanı sıra, oğretmenlere ve ailelere de danışmanlık hizmeti sunarlar. Dil-konuşma terapistleri otizmli cocuklarda dil ve iletişim becerilerini geliştirmek icin ceşitli terapiler uygularlar. Bu terapilerin temel hedefi, otizmli cocukların icinde bulundukları tum ortamlarda iletişim kurmalarını sağlayacak iletişim becerilerini onlara kazandırmaktır.
Bu amacla, hem kendilerine yoneltilen konuşmaları daha iyi anlamaları, hem kendilerini daha anlaşılır şekilde ifade etmeleri, hem de karşılıklı konuşma başlatma ve surdurme becerilerini kazanmaları sağlanmaya calışılır. Dil-konuşma terapistlerinin otizmli cocuklarla sıklıkla kullandıkları yontemlerin bazıları (orneğin, fırsat oğretimi) ilerleyen bolumlerde tanıtılmaktadır.
Uğraşı terapistleri ise, otizmli cocukların gunluk yaşam becerilerini, toplumsal becerilerini ve uyumsal davranışlarını geliştirmek ve davranış sorunlarını azaltmak amacıyla ceşitli terapiler yuruturler. Uğraşı terapistlerinin otizmli cocuklarda en sık uyguladıkları yontem ‘duyusal butunleştirme terapisidir’. Bu yonteme ilişkin ayrıntılı bilgileri ‘Terapi Yontemleri’ bolumunde bulabilirsiniz.
Otizmli cocuklarda ozel eğitimin yanı sıra bazı terapi ve psikiyatrik tedavi yontemlerine de başvurulabilir. Ancak, farklı terapi ve tedavi yontemlerine başvurulması, ozel eğitime olan ihtiyacı azaltmaz. Bu nedenle, ne tur bir terapi ya da tedavi alırsa alsın otizmli her cocuğun mutlaka ve oncelikle ozel eğitim alması gerekir. Diğer yontemler, ozel eğitime yardımcı olabilir ama hic biri ozel eğitimin yerini alamaz.
Yontemlerin Secilmesi Ve Değerlendirilmesi
Otizm alanında kullanılan eğitim, terapi ve tedavi yontemleri cok ceşitlidir ve her gecen gun bunlara yenileri eklenmektedir. Tohum Otizm Vakfı web sitesinde bu yontemlerin en bilinenlerine ve yaygın olarak kullanılanlarına yer verilmiştir.
Bir eğitim, terapi ya da tedavi yonteminin yararları, bilimsel araştırma sonuclarıyla ortaya konmalıdır. Ancak, bir yontemle ilgili yapılan her bilimsel araştırma, o yontemin işe yaradığını ya da yaramadığını gosteremez. Bir bilimsel araştırmanın sonuclarının bir yontemin etkilerini gosterebilmesi icin o araştırmanın iki ozelliği taşıması gerekir:
1. Araştırma ‘deneysel’ olmalıdır.*
2. Araştırma ‘hakemli bilimsel dergi'de makale olarak yayımlanmış olmalıdır.**
* Deneysel araştırmalar, deneysel kontrol sağlanarak yurutulen ve neden-sonuc ilişkisi kurmaya olanak veren araştırmalardır.
** Hakemli bilimsel dergiler, her makalenin yayımlanması icin birden fazla uzmanın hakemliğine başvuran bilimsel dergilerdir.
Uygulamalı Davranış Analizi
Uygulamalı davranış analizi (ABA: Applied BehaviorAnalysis), davranışsal yontem olarak da bilinmektedir. Bu yontem, birey davranışlarını ve bu davranışlarla ilişkili cevresel ozellikleri objektif olarak analiz etmeye dayalıdır. Pek cok davranışın cevre tarafından bir şekilde odullendirildiği ya da cezalandırıldığı duşunulmektedir.
Dolayısıyla, ceşitli odul mekanizmaları ve cok gerektiğinde bazı caydırıcı mekanizmalar kullanılarak uygun davranışlar artırılmaya, uygun olmayan davranışlar ise azaltılmaya calışılmaktadır. Otizmli bireylerde artırılması hedeflenen davranışlara ornek olarak taklit becerileri, oyun becerileri, sosyal beceriler, iletişim becerileri ve ozbakım becerileri; azaltılması hedeflenen davranışlara ornek olarak ise ofke nobetleri ve kendini uyarıcı (sterotipik) davranışlar verilebilir.
Uygulamalı davranış analizinde bireye kazandırılmak istenen ya da bireyde azaltılmak istenen davranışlar sistemli bir gozlem ve kayıt tutmayla belirlenir. Daha sonra bu davranışlara mudahalede bulunulur ve aynı gozlem ve kayıt tutma yontemleriyle mudahalenin etkililiği değerlendirilir. Normal gelişim gosteren cocuklar oğrendikleri bir davranışı birden fazla ortamda uygulayabilirken (genellerken), otizmli cocuklara bu becerileri genelleyebilme; bir başka deyişle, farklı ortamlarda kullanabilme becerileri de oğretilir.
Uygulamalı davranış analizinde, otizmli cocuklarda gorulen problem davranışların azaltılması ile ilgili ozel programlar hazırlanır. Bu yontemde, davranışın nedeni kişilerde değil, kişinin cevreyle etkileşiminde gorulur. Bu nedenle, problem davranış azaltılmaya calışılırken oncelikli olarak davranış oncesi, davranış ve davranış sonrası durumların ya da olayların gozlenmesi gerekir. Daha sonra ise davranışa zemin hazırlayan durumlar ortadan kaldırılır, azaltılmak istenen davranış ortaya cıktığında gormezden gelinir ya da caydırılır (orneğin, cocukpuan kaybeder) ve problem davranışa alternatif olarak artırılmak istenen davranışlar etkili şekilde odullendirilir.
Otizmli cocuklara yonelik uygulamalı davranış analizi calışmalarında:
► Cocuğun uyanık olduğu her an,
► Cocuğun butun davranışlarını hedef alan,
► Cocuğun yaşamının gectiği tum cevrelerde,
► Cocuğun yaşamındaki tum onemli kişiler tarafından,
► Haftada 20-40 saat uygulanan olabildiğince erken yaşta başlatılan eğitim hedeflenir.
Uygulamalı davranış analizinin otizmli cocuklar icin nihai hedefi, bu cocukların akranlarıyla birlikte kaynaştırma programlarına devam edebilecek duzeye gelmeleridir.
Uygulamalı davranış analizi otizmde uygulanan diğer yontemlerle karşılaştırıldığında, başarısını deneysel araştırmalarla bilimsel olarak gosterebilen tek yontem olarak dikkat cekmektedir. Orneğin, Lovaas ve meslektaşları tarafından yurutulen deneysel calışmalarda, iki yıl sureyle uygulamalı davranış analizine dayalı eğitim alan cocukların %90'a yakınında cok onemli zek ve sosyal gelişim kazancları gorulmuştur. Dahası, bu cocukların yarısına yakınının zek ve uyum acısından normal gelişim gosteren cocuklardan onemli bir farkları kalmadığı belirlenmiştir. Ayrıca, belirtilen gelişmelerin ergenlik doneminde de korunduğu saptanmıştır. Deney grubundaki cocuklarla aynı ozellikleri taşıyor olup boyle bir eğitim alma şansı olmayan cocuklardan oluşan kontrol grubunda bu gelişmelerin hicbiri gozlenememiştir.
Uygulamalı davranış analizinde ceşitli teknikler yer alır ve bu teknikler otizmli bireylerin eğitiminde cok ceşitli şekillerde kullanılır. Ayrıca, bu tekniklerin farklı şekillerde bir araya getirilmesiyle de ceşitli uygulamalar geliştirilmiştir. Bu uygulamaların belli başlıları ilerleyen bolumlerde kısaca acıklanmaktadır.
Lovaas yontemi olarak da bilinen ayrık denemelerle oğretim (DTT: Discrete Trial Teaching), bire bir oğretim oturumunda art arda pek cok oğretim sunumu yapılmasıdır. Bu sunumlarda cocuğa bir soru, komut ya da arac yoneltilir; karşılığında cocuktan bir tepki beklenir; doğru tepkiler odullendirilir; yanlış tepkiler ise duzeltilir. Bu sistemle otizmli cocuklara tum gelişim alanlarından beceriler kazandırılabilir.
Ayrık denemelerle oğretimin daha sistematik bicimi olan yanlışsız oğretimde ise oğretim sırasında ceşitli ipucları kullanılır. Boylece, cocuğun yanlış yapma olasılığı en aza indirilir. Cocuk ipucları yardımıyla belli davranışları yapar hale geldikten sonra bu ipucları yavaş yavaş ortadan kaldırılır.
Ayrık denemelerle oğretimin otizmli cocuklar icin kritik beceri alanları olan taklit, eşleme ve sınıflama, alıcı dil, oyun, ozbakım vb. becerilerin kazandırılmasındaki etkililiği ceşitli deneysel araştırmalarla gosterilmiştir.
Yontemin Değerlendirmesi:
İyi: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren cok sayıda deneysel araştırma vardır.
b. Erken Yoğun Davranışsal Eğitim
Erken yoğun davranışsal eğitim (EIBI: Early Intensive Behavioral Intervention) 40 yılı aşkın bir s ure once Lovaas'ın onculuğunde UCLA'de (Los Angeles'daki California Universitesi) başlatılan ve cok ceşitli deneysel araştırmalarla desteklenen bir uygulamadır. Uygulama olabildiğince erken yaşta ve bire bir oğretimle başlatılır ve haftada 20-40 saat olarak yurutulur. Uygulamada onceleri ayrık denemelerle oğretim tekniği kullanılırken giderek başka teknikler ve grup eğitimi de işin icine katılır. Uygulama coğunlukla her cocuğun kendi evinde yurutulur. Ayrıca, tum gelişim alanlarını kapsayan bir mufredat izlenir.
Yapılan araştırmalarda bu tur eğitim alan cocukların yarısına yakınının tum alanlarda cok buyuk ilerleme gosterdiği ve eğitimlerinin geri kalanını kaynaştırma ortamlarında akranlarıyla birlikte surdurebildiği gorulmektedir.
Yontemin Değerlendirmesi:
İyi: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren cok sayıda deneysel araştırma vardır.
c. Etkinlik Cizelgeleriyle Oğretim
Etkinlik cizelgeleriyle oğretimde (activity schedules), cocuğa oğretilecek beceri kucuk basamaklara bolunur ve bu basamakları gosteren bir gorsel cizelge (orneğin, fotoğrafı defter) hazırlanır. Daha sonra ise cocuğun bu cizelgeyi takip ederek (orneğin, defterin sayfalarını cevirerek), her bir basamağı yapması sağlanır. Basamakları yapabilmesi icin cocuğa fiziksel yardım sunulur. Orneğin, cocuğun arkasında durulup elinin uzerinden tutularak defterin sayfasını cevirip fotoğrafta gorduğu şekilde aracı tutması sağlanır. Oğretim sırasında kullanılan ipuclarının sistematik olarak sunulmasında ve ortadan kaldırılmasında ise yanlışsız oğretim tekniklerinden yararlanılır.
Etkinlik cizelgeleriyle oğretim otizmli cocukların başkalarından bağımsız olarak ceşitli becerileri, ozellikle de ozbakım, gunluk yaşam ve serbest zaman becerilerini yerine getirebilmelerini sağlamada cok etkilidir. Cocuğun ozelliklerine gore cizelge olarak, tek sayfalı ya da cok sayfalı yazılı ya da gorsel materyaller kullanılabileceği gibi, bilgisayar gibi teknolojik araclar da kullanılabilir.
Yontemin Değerlendirmesi:
İyi: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren cok sayıda deneysel araştırma vardır.
d. Replik Silikleştirmeyle Oğretim
ya da dinlemesi ve tekrarlaması sağlanarak otizmli cocuğa sosyal ortamlara uygun sozel iletişim becerileri ve karşılıklı konuşma becerileri kazandırılır. Orneğin, bir cocuğun repliği oğle yemeği sırasında yanında oturan arkadaşına sabah neler yaptığına ilişkin sorulacak bir sorudan; bir başka cocuğunki ise birinin yanından ayrılırken "goruşuruz" demekten oluşabilir. Yazılı ya da sozlu olarak sunulan replik modelleri zamanla ortadan kaldırılır.
Boylece, cocuk herhengi bir yardım olmaksızın o ifadeyi uygun zamanlarda kullanır hale gelir. Bu sistemin etkililiğini gosteren ceşitli deneysel araştırmalar mevcuttur.
Yontemin Değerlendirmesi:
Orta: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren deneysel araştırmalar oldukca sınırlıdır.
e. Videoyla Model Olma
Videoyla model olma (video modeling) uygulamasında, cocuğun model alması istenen becerilerin yerine getirilişi videodan cocuğa gosterilir. Videodaki goruntu bir başka cocuğa ya da yetişkine ait olabileceği gibi, cocuğun kendisine de ait olabilir. Cocuk oğrenmesi planlanan becerileri; orneğin, ciftlik hayvanlarıyla hayali oyun oynama becerilerini videodan izler. İzlerken onunde aynı araclar bulunur. Cocuğa goruş alanının dışından sunulan fiziksel yonlendirmelerle cocuğun videoda izlediklerinin aynısını yapması sağlanır. Orneğin, cocuğun ellerinin uzerinden tutularak ekranda gorduğu hayvanları hoplatma davranışı yaptırılır. Cocuğa sunulan yardım sistematik olarak ortadan kaldırılır ve oğretim sırasında ceşitli odullendirme sistemleri kullanılır.
Videoyla model olmanın sosyal, iletişimsel, oyun, ozbakım ve gunluk yaşam becerilerinin kazandırılmasında etkili olduğunu gosteren cok sayıda deneysel araştırma vardır.
Yontemin Değerlendirmesi:
İyi: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren cok sayıda deneysel araştırma vardır.
f. Fırsat Oğretimi
Fırsat oğretimi (incidental teach'mg), iletişim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılan biryontemdir. Fırsat oğretimi uygulamaları icin cocuğun iletişim girişiminde bulunmasına zemin hazırlayacak bir cevresel duzenleme yapılır. Orneğin, cocuğun gorebileceği ama ulaşamayacağı bir yere cocuğun cok sevdiği bir oyuncak konur.
Cocuk oyuncağa uzanma girişiminde bulunduğunda ise cocuğun oyuncağı istemek icin sozel ya da jestsel bir iletişimsel davranış yapması cesaretlendirilir. Cocuğun iletişimsel cabaları, cocuğun istediği yerine getirilerek odullendirilir. Giderek cocuktan daha gelişmiş iletişimsel davranışlar beklenir ve gerektiğinde cocuğa model olunur.
Yapılan deneysel araştırmalar fırsat oğretiminin ozellikle kucuk yaşlardaki cocuklarda etkili olduğunu ve kazanılan iletişim becerilerinin genellenme olasılığının yuksek olduğunu gostermektedir.
Temel tepki oğretimi (PRT: Pivotal Response Training) adıyla bilinen teknik de fırsat oğretiminin bir uyarlaması olup otizmli cocuklarla yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yontemin Değerlendirmesi:
İyi: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren cok sayıda deneysel araştırma vardır.
g. İşlevsel Değerlendirme ve Analiz
İşlevsel değerlendirmeye analiz, geleneksel davranış yonetimi sistemlerine bir alternatif olarak geliştirilmiştir. Uygulamanın amacı, davranış sorunlarının işlevlerini belirleyerek aynı işlevlere yonelik uygun davranışlar kazandırmaktır. Davranış sorunlarının temel işlevlerinin başkalarının ilgisini elde etmek, nesne ya da etkinlik fırsatı elde etmek, istenmeyen etkinliklerden kacmak ya da duyusal haz elde etmek olduğu kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalar otizmli cocuklarda sık rastlanan ofke nobetlerinin genellikle ilk uc işleve hizmet ettiğini; kendini uyarıcı davranışların ise esas olarak duyusal haz elde etme işlevine sahip olduğunu gostermektedir. Bu işlevlere yonelik uygun davranışların kazandırılmasında, başta odullendirme olmak uzere davranış artırmaya yonelik teknikler (orneğin, şekil verme ve zincirleme) kullanılmaktadır.
Uygulamanın etkililiğine ilişkin ceşitli deneysel araştırma bulguları soz konusudur.
Yontemin Değerlendirmesi:
İyi: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren cok sayıda deneysel araştırma vardır.
h. PECS
PECS (Picture Exchange Communication System/Resim Değiş Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi), Amerikalı psikolog Andy Bondy ve konuşma terapisti Lori Frost tarafından geliştirilmiş olan bir alternatif iletişim sistemidir. PECS'de cocuğa, istediği bir nesneyi ya da etkinliği elde etmek icin, o nesnenin ya da etkinliğin resmini karşısındakine vermesi oğretilir. PECS konuşamayan ya da konuşmayı işlevsel olarak kullanamayan herotizmli cocuğa oğretilebilir.
PECS oğretimi altı aşamaya ayrılmıştır. İlk başta gereksinimini tek bir resimle anlatan cocuk, zamanla değişik resimleri ayırt etmeyi ve resimlerle cumleler kurmayı oğrenir. Resimler ve cumleler taşınır bir cırtcırtlı klasore konur. Bunun amacı, cocuğun istediği zaman, istediği yerde yeni bir cumle kurarak iletişime gecmesine fırsat vermektir. PECS sistemi arkadaşlarla etkileşimde bulunma, sırasını bekleme ve oyun oynama becerilerini geliştirmek amacıyla da kullanılır.
Yapılan araştırmalar PECS oğrenen cocukların onemli bir bolumunun işlevsel iletişim kurabildiklerini; bu cocukların bir bolumunde resimlerle iletişimin yanı sıra konuşmanın da geliştiğini; davranış sorunlarının ise azaldığını gostermektedir. Ote yandan, PECS'in belirli bir evresinde takılan ya da PECS'ten yeterince yararlanamayan otizmli cocuklarda bulunmaktadır.
Yontemin Değerlendirmesi:
Orta: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren deneysel araştırmalar oldukca sınırlıdır.
i. Sozel Davranış
Sozel davranış (VB: Verbal Behavior/AVB: Applied Verbal Behavior) yontemi, Skinner'ın 1957 yılında dil gelişimine ilişkin yazmış olduğu "Sozel Davranış" başlıklı kuramsal kitapta one surduğu goruşlerin otizmli cocuklara iletişim becerileri kazandırmak amacıyla kullanılmasıdır. Bu yontemde cocuklara işlevsel iletişim becerileri kazandırmak amacıyla ceşitli davranışsal uygulamalar yapılır. Bu uygulamalarda oncelikle istek bildirme (mand) ve isimlendirme/betimleme (tact) becerilerini kazandırmak hedeflenir. Daha sonra ise daha ust duzey iletişim becerilerini kazandırmak icin planlama yapılır.
Sozel davranış yonteminde alıcı dil becerilerinin belli bir duzeye gelmesi beklenmeksizin, ifade edici dil becerileri uzerinde calışılmaya başlanır. Bu yontemde her zaman icin işlev bicimden daha onemli gorulur. Dolayısıyla, ilk basamak olan istek bildirme oğretimi sırasında cocuğun gercek bir istek bildirme bağlamında konuşma, jest, işaret ya da herhangi bir başka yolla istek bildirmesi ve isteğine ulaşması sağlanır. Bu oğretimi, diğer dil becerilerinin oğretimi izler.
Sozel davranış oğretiminde, her bir kavrama ilişkin olarak cocuğun aşağıda sıralanan becerileri yerine getirmesi sağlanmaya calışılır:
• Su icmek istediğinde su istemesi,
• Sorulduğunda suyu gostermesi,
• Ne ictiği sorulduğunda "su" demesi,
• "Elini neyle yıkarsın?" diye sorulduğunda yanıtlaması.
Bu yontem oldukca mantıklı gorunmekle ve alandaki onemli uzmanlar tarafından onerilmekle birlikte, otizmli cocuklar uzerindeki etkilerine ilişkin yayımlanmış bilimsel araştırma bulgusu sınırlıdır. Ayrıca, bu yontemin ayrı bir yontem olmayıp uygulamalı davranış analizi icindeki teknikleri yeni bir harmanlamayla kullandığı yonunde goruşler de one surulmektedir.
Yontemin Değerlendirmesi
Orta: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren deneysel araştırmalar oldukca sınırlıdır.
TEACCH
TEACCH (Treatment and Education ofAutistic and Related Communication Handicapped) ıgyo'li yıllarda Eric Schopler tarafından ABD'nin Kuzey Karolayna eyaletinde geliştirilmiş olan ve yapılandırılmış oğretim olarak da bilinen biryontemdir. Programda otizmli cocuğun becerileri, ilgi alanları ve gereksinimleri temel alınır. Bu yontemde, cocuğun cevreye uyması değil, cevrenin cocuğa uyması amaclanır. Dolayısıyla, fiziksel ortam ozel olarak yapılandırılır, etkinlikler tahmin edilebilir şekilde duzenlenir, takip edilebilecek gorsel planlar hazırlanılır ve yapılandırılmış calışma alanları kullanılır. Cocuklar kendilerine ait calışma koşelerinde gorsel planlarını takip ederek belli becerileri yerine getirirler. Boylece başkalarına bağımlılıkları en aza indirilmeye calışılır.
Tum dunyada ve Turkiye'de yaygın olarak kullanılmasına karşın TEACCH'in otizmli cocuklar uzerindeki etkilerini gosteren araştırmaların coğu betimsel nitelikte olup, deneysel araştırma ozelliği gostermez. Dolayısıyla, TEACCH'in başka yontemlere kıyasla etkilerini gosteren deneysel araştırmalara gereksinim vardır.
İlişki – Temelli Yontemler
İlişki-temelli (relationship-based) yontemler, cocuklarda duygusal gelişimi ve bağlanmayı on planda tutan yontemlerdir. Bu yontemler icinde en populer olanlar Floortime (DIR) ve RDI'dır. Bu yontemlerde cocukla serbest oyun ortamlarında sosyal etkileşimlerde bulunmak esastır. Boylece cocuğun sosyal etkileşimlerde bulunma becerilerini geliştirmek ve bu becerilerden keyif almasını sağlamak hedeflenir.
Etkileşimler sırasında cocuğun liderliği izlenir ve cocuğun her yaptığının derin bir anlamı olduğu kabul edilir. Dolayısıyla, cocuğun yaptıkları engellenmez ya da kesintiye uğratılmaz; tam tersine, cocuğun yaptıklarına benzer şeyler yaparak cocukla etkileşimde bulunmaya calışılır. Floortime'dan farklı olarak RDI'da dinamik zekayı geliştiren etkinliklerin de yer aldığı one surulmektedir. Ancak, bu etkinliklerin nasıl yapıldığı kaynaklardan tam olarak anlaşılamamaktadır.
Otizmdeki en temel yetersizlik alanlarından biri sosyal etkileşim olduğu icin, ilişki-temelli yontemler uygulamacılara ve ailelere cekici gelebilmektedir. Ancak, bu uygulamaların etkilerini gosteren calışmalar vaka orneklerinin ya da betimsel calışmaların otesine gecmemektedir. Dolayısıyla, etkileri deneysel araştırmalarla gosterilmedikce, bu yontemleri bilimsel dayanaklı kabul etmek olanaksızdır.
Yontemin Değerlendirmesi:
Orta: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren deneysel araştırmalar oldukca sınırlıdır
Sosyal Oykuler
Sosyal oykuler (socialstories), eğitimci Carol Gray tarafından cocukların eğitiminde kullanılmak uzere 1991 yılında geliştirilmiştir. Sosyal oykuler hazırlanırken, okuma-yazma bilen cocuklarda basit cumlelerden, okuma-yazma bilmeyen cocuklarda da resimlerden yararlanılarak oykuler hazırlanır. Hazırlanan oykuler cocuklara sosyal ortamlarda ne yapmaları gerektiğini anlatır. Sosyal oykuler ile belli sosyal becerileri oğrenen cocuk oykunun sahibi olmalıdır; yani oyku onun icin yazılmış olmalıdır.
Bu oykulerin coğu sosyal davranışın icindeki "nasıl"ı ve bazı "neden"leri acıklamaktadır. Her oyku, cocuğun anlamakta gucluk cektiği durum hakkında ayrıntılı bilgi vererek başlar. Sonra oykunun nerede gectiği, kimlerin olduğu, cekilen zorluğun doğası ve gercek yaşamda ne olduğu oykuye dahil edilir. "Genelde" ya da "yapmayı, etmeyi deneyeceğim" sozleri cumlelerde kesin sozler yerine tercih edilir. Bunun sebebi hata veya istisnaya da yer vermektir. Cunku otizmli cocuk kendisine soyleneni anladıktan sonra kuralda yapılacak bir değişikliği ya da uyarlamayı kabul etmekte cok zorlanır.
Sosyal oykulerin otizmli cocuk davranışları uzerindeki etkilerini gosteren deneysel araştırma bulguları yeterli duzeydeydin
Yontemin Değerlendirmesi:
Orta: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren deneysel araştırmalar oldukca sınırlıdır
Kolaylaştırılmış İletişim
Yardımlı iletişim olarak da bilinen kolaylaştırılmış iletişim (FC: Facilitated Communication), sozel iletişim kuramayan otizmli cocuklarla kullanılan bir alternatif iletişim yontemidir. Bu yontem, cocuğun mesajının, biryardımcınm fiziksel desteğiyle yazılı hale getirilmesidir. Yardımcı, cocuğun elinden ya da bileğinden tutarak cocuğun klavye uzerinde yazı yazmasına yardımcı olur. Bazı sistemlerde cocuğun yazdıkları sozlu hale donuşur. Bu yontemin kullanılabilmesi icin otizmli cocuğun okuma-yazma bilmesi gerekir. Yardımcının cocukla doğrudan kontağı olduğu icin, istemeden de olsa iletişimi etkileyebileceği, cocuğu kendi doğrultusunda yonlendirebileceği, bu iletişim yonteminin şiddetle eleştirilmesine neden olmuştur. Yapılan araştırmalarda, cocuğu tanımayan yardımcıların desteğiyle anlamlı cumleler uretilemediğini gostermektedir. Dolayısıyla, yazılan mesajların cocuktan cok yardımcıya ait olduğu duşunulmektedir.
1994 yılında Amerikan Psikologlar Birliği bu yontemin bilimsel olmadığı yonunde bir goruş yayımlamıştır. Gunumuzde, bu konuda daha fazla araştırma yapılmasına gerek olmadığı cunku yapılan araştırmaların yontemin etkisizliğini gostermede ikna edici olduğu kabul edilmektedir.
Yontemin Değerlendirmesi:
Zayıf: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren deneysel araştırma henuz yoktur ya da yapılan deneysel araştırmalar bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde herhangi bir olumlu etkisi olmadığını gostermiştir.
Duyusal Butunleştirme Terapisi
Duyusal butunleştirme (SI: Sensory Integration) terapisi, otizmli cocuklarda duyu organlarının sağladığı bilgileri algılama, işleme ve anlamlandırma yeteneğinde bazı sorunlar olduğunu varsayar. Dolayısıyla, bu sorunları gidererek ve duyusal butunleştirme yeteneğini geliştirerek zihinsel işlevleri artırıp, davranış sorunlarını azaltmayı hedefler.
Genellikle uğraşı terapistleri tarafından yurutulen duyusal butunleştirme etkinlikleri arasında; vucudu fırcalamak, dizleri ve dirsekleri sıkıştırmak, hamakta sallanmak vb. sayılabilir. Birde, duyu diyeti adı verilen uygulamalar soz konusudur. Duyu diyetine ornek olarak vucut corabı ya da ağırlıklı yelek giymek verilebilir.
Duyusal butunleştirme otizm alanında 1970'lerden bu yana yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, henuz yeterli bilimsel dayanağa sahip değildir. Yapılan kapsamlı bir araştırma derlemesi, ikna edici deneysel araştırma bulgusu eksikliğine işaret etmektedir (Baranek, 2002).
Yontemin Değerlendirmesi:
Zayıf: Bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde olumlu etkileri olduğunu gosteren deneysel araştırma henuz yoktur ya da yapılan deneysel araştırmalar bu yontemin otizmli cocuklar uzerinde herhangi bir olumlu etkisi olmadığını gostermiştir
İşitsel Butunleştirme Terapisi
İşitsel butunleştirme terapisi (AİT: Audito
Otizm rehberi
Sağlık0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Otizm rehberi