Onaylanmak isteriz. Onaylanan insan kolay yol alabilir. Maslow en temel ihtiyaclarımızdan birisinin guven duygusu olduğunu soylemiştir. Onaylanmak guven duygumuzu pekiştirir ve devam etmemizi sağlar.
Sadece onaylanmak amacıyla bize uygun olmayan rolleri kabul eder, isteyip istemediğimizi duşunmeye bile fırsat bulamadan bize sunulan yoldan yuruyup gidebiliriz.
En caresiz canlılar olarak dunyaya geldiğimizde bakıma ve sevgiye muhtacızdır. Bakımı daha kolay, sevgiyi daha zor alabiliriz. Bir bebek dunyaya getiren yetişkinler, kendilerinde varsa, yeni bebekle de maddi varlıklarını paylaşmayı goze alırlar. Gercekte coğunlukla bu bebeği seveceklerini de duşunurler. Ancak bir insanın diğer bir insanı, kendi cocuğu bile olsa, sevebilmesi icin, oncelikle kendini sevmesi ve kendisiyle barışık olması gerekir.
Halbuki bir bebeğin dunyaya gelmesindeki sureclerde genellikle sevgiden farklı itici gucler on plandadır. Toplumun yonlendirmeleri veya kişinin caresizliğine ya da hırsına yonelik nedenler cocuk yapmak icin yeterli olabilir.
Evlendin, şimdi cocuk yapmalısın
Cocuğa kardeş gerekir
Cocuk yaptığında eşini elinde tutarsın
Miras senden olana kalmalıdır
Bir de oğlun (kızın) olsun
Cocuk bozuk giden bir evliliğin bile devam etmesini sağlar
İyi bir anne (baba) olduğunu gostermelisin
Senin başaramadıklarını cocuğun başaracaktır
Cocuk yaşamına anlam katacaktır
Cocuğun olmazsa eksik olursun
Bu ve bu gibi nedenlerle cocuk dunyaya gelirken, anne babanın kendileriyle ne kadar barışık olduğu ya da kendilerini ne kadar sevdikleri ile ilgili bir farkındalık pek konu edilmez. Cocuk dunyaya gelir ve bakım ve sevgi almak icin genellikle bir caba icine girer.
Daha kucucuk yaşlarda anne babasını mutlu etmek icin uğraşı başlamıştır. Anne babası mutlu olsun diye, onların verdikleri eğitimi, bu nasıl bir eğitim olursa olsun kabul eder. Eğer bu eğitimde onaylanma yoksa bir insan bunu alabilmek icin hayatı boyunca caba harcayacaktır. Genellikle başarılar onaylanır. Bazen başarılar bile onaylanmaz, bir turlu yeterli bulunmaz. Aile cocuk şımarmasın diye ya da kendi yapamadıklarını cocukları yaptığında kendileri icin uzulduklerinden ya da eleştiri dışında bir eğitimi bilmediklerinden ya da korktukları icin cocuğa bir turlu onay vermezler. Cocuk onay almak icin surekli ailesini mutlu edecek davranışlar icinde olmaya calışırken yıllar gecip gider. Onaylanmayan cocuk buyudukce bağımlı bir davranış icine girer. Bu bağımlı davranış bazen boyun eğen ‘uslu bireyler’ ortaya cıkartırken, bazen de ne yaparsam yapayım başarılı olamıyorum duşuncesiyle olgunlaşmaya başlayan ‘asi bireylerin’ yetişmesine neden olur. Ama sonucta her ikisi de bağımlı bir davranış icindedir.
Bağımlı davranış sergileyen bireyler kendi duşuncelerini ozgurce ortaya koyamadıkları icin bir sure sonra, cocukluklarında var olan, spontanlık ve yaratıcılıklarını kaybetmeye başlarlar. Bu nedenle uretim gercekleştiremezler. Aralarında daha zeki olanlar akademik eğitimlerini uzun sure devam ettirebilirler. Bir işe girip calışabilirler. Ancak kendi başlarına karar verme ve risk alma becerisi geliştiremediklerinden daima bir otoriteye bağlı kalmak durumundadırlar. Bu otorite bazen gercek anne babalar olsa da, coğu zaman anne babanın transfer edildiği yeni otorite figurlerine bağımlılık olarak devam eder.
Yeni otorite figurleri ilk genclik donemlerinde, kendilerine guvenen akranlar ya da diğer buyukler olabilir. İlerleyen yıllarda ‘eş’, ‘eşin ailesi’, ‘iş yerindeki daha tecrubeli ya da yetkili bir kişi’ hatta bazen ‘bir arkadaş’ olabilir. Bağımlı yapıya sahip kişi kendini onaylayan kişilerin isteklerini yerine getirmek ve onlardan sevgi almak icin uğraşacaktır. Bu istekler anlamsız ya da olumsuz olsa bile ‘hayır’ demekte zorlanılacak ve coğu zaman da ‘hayır’ denilemeyecektir.
Cocukken onaylanmayan ve hayır deme becerisi gelişmeyen, otoriteye bağlı, kendi duşuncelerini fark ve ifade edemeyen, spontanlık, yaratıcılık ve ureticilik yonunden zayıf kalmış bir insan yetişkinlik yıllarında bu davranışlarını değiştirmek isteyebilir. Bu mumkundur. Bireysel danışma alarak kendini yeniden buyutebilir. Bu surecte oncelikle bağımlılıklarını fark etmesi, bunları oluşturan gecmiş telkinlerini tanıması, icindeki ofkeyi boşaltması ve kendini yeniden buyutmesi gerekir. Yeniden buyume sureci, işine yarayan ve inandığı yeni doğrularını oluşturup, icselleştirmesiyle mumkun olabilecektir. Son aşama ise bu yeni doğrularıyla surekli pratik yaparak hayata gecirmesi surecidir.
Bu bir eğitim sureci gibidir. Hatta yeniden eğitim surecidir. Burada bilgiler kitaplardan ya da oğretmenlerden gelmez. Bilginin neredeyse tumu kişinin icindedir. Oncelikle bu bilgiler acığa cıkartılıp yerine yenileri uretilerek yerleştirilir. Gelişim icinde olan tum insanlar farkında olmayarak ya da olarak bunu gercekleştirirler. Okunan her kitap, izlenen her film ya da tiyatro, gezilen her yeni yer, tanınan her yeni insan bu gelişim icin kullanılan birer kaynaktır. Terapi sureci ise, butun bunlarla birlikte, sistematik olarak bu gelişimi hızlandırarak destekler. Bu surec sayesinde kişi belki gozunden kacırabileceği bilgileri yakalayabileceği gibi, aynı zamanda uzun yıllarda fark edebileceği bilgileri cok daha kısa zamanda cozumleme şansını yakalar. Sonucta 50 yaşında yakalanan bir farkındalığın 25 yaşında, 70 yaşında fark edilen detayların 40 yaşında yakalanması kişinin tum hayat secimlerini değiştirmesini sağlayabilir.
Cocukken aldığımız eğitimden memnun değilsek, değiştirebiliriz. İnsan 7’sinde neyse 70’in de odur, eğer kendisine 7 yaşından sonra bir şey katmazsa…
Elbette cocukken alınan tum bilgiler cok kalıcıdır ve değiştirmek zaman ve emek ister. Ancak caresiz değiliz. İnsan olmanın en buyuk ozelliği zekamız, bize yaşamak istediğimiz hayatı sunmak icin, gorev başına gecmekten buyuk keyif alacaktır.
En onemli ‘onay’ mekanizması kişinin kendisidir. Eğer istersek bizi onaylayacak birilerini mutlaka buluruz. Hayat cok daha keyifli ve guvenli hale gelecektir. Kimseye muhtac değiliz. Ozguruz. Korkulardan ve bağımlılıklardan ozgurleştikce gercekleri daha net gorme şansımız olacaktır. Ve gercekleri gordukce anlama ve kabul etme becerimizde gelişecektir.
Gelişen insanlar olarak yaşamımıza devam etmenin keyfini yaşama hakkına sahibiz.
İc onayını kendinden alan bireyler olma yolunda keyifle ilerlemenizi dilerim.
Uzm.Psk.Dan.-Aile Terapisti & Psikodramatist
RUYA TURNA
[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Onaylanmak istiyor musunuz?
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Onaylanmak istiyor musunuz?