Omurilik ve omurilikten cıkan sinirlerin omur kemikleri icinde seyrettiği kanala spinal kanal denir. Omurgada boyun, goğus, bel ve sakral bolge olmak uzere 4 ayrı omur grubu vardır. Omurilik kanal daralması daha cok bel ve boyun bolgesinde gorulur. Bel bolgesinde 5 adet omur vardır. Bu bolge beden ağırlığının en cok yoğunlaştığı omurga bolgesidir. Travma, vucudu kotu kullanma, genetik faktorler gibi bircok etken sonucunda spinal kanalı oluşturan yumuşak doku ve kemik yapıların kalınlaşması ve kabalaşması ile bu kanal daralması meydana gelebilir. Burada yer alan anatomik oluşumlar; omurlar arasında bulunan disk (bel fıtığı bu yapıdan oluşur), omurların birbirleriyle eklem yaptığı faset eklemleri, omurların govdesinin arkasından gecen kuvvetli bağ dokusu ve omurilik kesesi arkasında yer alan sarı bağdır. Tum bu yapıların dejeneratif yani yaşa bağlı değişimleri surecinde hasta bir sure sonra dar kanal sorunu ile karşı karşıya kalabilir. Disk ic tabakasını oluşturan kısmın su oranı cocukluk ve genc yaş grubunda fazladır. Yaşlanma ile beraber su oranı azalır, disk yuksekliği azalmaya başlar, dış tabakada kucuk yırtılmalar gelişir. Diskin yuk taşıma ve hareket yeteneği azalır. Diskin dış kısmında bulunan sinir liflerinin uyarılması ile bel ağrısı acığa cıkar. Bu hastalarda bel ağrısı, bacak ağrısından daha fazladır.
Omurilik kanal darlığı bu kanalının cepecevre daralarak, yukardan aşağı icinden gecen omuriliği ceşitli seviyelerde sıkıştırması ve beraberinde de sinir koklerine yaptığı basıdır. Hastalık ilerlediğinde hastaların yaşam kalitesi bozulur, gunluk aktiviteleri belirgin derecede kısıtlanır. Bu hastalarda ozellikle ayakta fazla kalmakla ve yurumekle ortaya cıkan baldırda ağrı, uyuşukluk, kramp ve kasılma olur. Oturduklarında ve one doğru eğildiklerinde ağrı yakınmaları hafifler veya gecer. Ayakta durmak veya yurumekle cıkan bu klinik tabloya "norojenik klaudikasyon" denir. Zamanla bu bulguların ortaya cıktığı mesafe azalır ve cok ileri donemlerde hastalar ev icindeki yurume donemlerinde dahi bacak krampı ve bacak kasılması sorunlarıyla karşı karşıya kalırlar. Bel ve omurilik kanal daralması olan hastalar, sırtustu yatmakta da gucluk cekebilirler. İleri donemlerde bu hastalarda, one eğilerek yurume eğilimi ortaya cıkar.
Bu tarz şikayetlerle gelen hastalar cok iyi araştırılmalıdır. Cunku spinal tumor gibi bazı hastalıkların belirti ve bulguları dar spinal kanal tablosunu taklit edebilir. Bir kişide "dar kanal" varsa buna ilave olacak kucucuk bir fıtığın bile buyuk ıstırap verebileceği, kliniğinin cok gurultulu seyredebileceği unutulmamalıdır. Hastalarda bu klinik tablo ortaya cıktığında coğunlukla omurilik kanal capı belli bir derecenin uzerinde daralmış, omurilik ve ondan cıkan sinir kokleri sıkışmış durumdadır. Direkt grafiler, bel omurlarının 3 boyutlu rekonstruksiyonlu bilgisayarlı tomografisi (BT), manyetik rezonans goruntuleme (MR) vazgecilmez tanı araclarıdır. Bu tetkiklerde gorulen omurilik kanal capının belirli bir duzeyin altına duşmuş olması, hastalığın oldukca ilerlediğinin bir işareti olarak kabul edilebilir. EMG de bazen yardımcı tanı aracı olarak kullanılır.
İlerlememiş olgularda hastalara cerrahi olmayan yontemler yani yatak istirahati, ilac tedavisi, fizik tedavi, spinal enjeksiyon uygulanabilir. Ancak norojenik klaudikasyon dediğimiz hastada zamanla yuruyuş mesafesinin azalması ve beraberinde bacak krampı ve bacak kasılması, hatta kuvvet kaybı olması durumunda; idrar ve buyuk abdest problemi olması ve hastanın yaşam kalitesinin duştuğu durumlarda cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahide amac omurilik kesesi ve icindeki sinirlere olan basının kaldırılmasıdır. Deneyimli ellerde mikrocerrahi teknik ile yapılan "internal dekompresyon" ameliyatlarında, omurganın dinamiğini daha fazla bozmamak icin sadece bir taraftan yaklaşımla kanal iceriden genişletilerek yuz guldurucu sonuclar elde edilmektedir. Beraberinde bel fıtığı varsa aynı seansta fıtık da boşaltılmaktadır.



[h=2]Ankara Beyin Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]