İnsanlar ergenlik doneminin başladığı yıllardan (11-12 yaş) itibaren kendilerine, hem kendileri hem de dunyayla ilgili sorular sormaya başlarlar. Bu sorular kendilerini değerlendirip sonucunda da varoluşlarıyla ilgili fikir oluşturmalarına yol acar. Benlik dediğimiz kavram da tam olarak bununla ilişkilidir; kişinin kendini nasıl algıladığı ve nasıl değerlendirdiğinin cevabıdır.
Kişi ozellikle ergenlik doneminde dışardan nasıl gorunduğu ve nasıl biri olduğu ile ilgili cok fazla duşunur. “Kendilik bilgisi” oluşturma ile o kadar meşguldur ki cevreden kendine dair aldığı mesajlar, hic olmadığı kadar onemli hale gelir. Bu yaşlarda anne-babalardan ve arkadaşlardan alınan geribildirimler, yaşam boyunca kendini değerlendirirken kullandığı araclar olurlar.
Ozellikle anne babaların, cocuklarını değerlendirirken kullandıkları uslup ve sectikleri kelimeler, onların kendilerini yargılama şekliyle aynı olmaktadır. Cocuğun yaşı ne kadar ilerlese de doğru olanın bu olduğunu zanneder. Artık hayata onların gozluklerinden bakmaya başlar. Peki bu gozlukler bir gun cıkarılabilir mi? Bunun icin oncelikle gozlerindeki gozluklerin kime ait olduğunu farketmeleri gerekir.
Bazı anne babalar mukemmel cocuk yaratmaya calışırken, maalesef acımasız olabiliyorlar. Bunun sonucunda da cocuklar kucuk yaşlardan itibaren olduğu gibi kabul edilmediğini ve saygı gormeye değer bir insan olmadığını duşunebiliyor. Tabi ki her anne babanın tutumu boyle olmadığı gibi her cocuğun duygusu da bu şekilde olmayabilir. Ancak anne babanın cocuğu onceden belirlenmiş kalıplara sokmaya calışması, davranışlarını onaylamaması ve surekli eleştirmesi sonucunda cocuk coğunlukla kendini kabullenmekte ve takdir etmekte cok zorlanan, kendini acımasızca yargılayan, eleştiren ve en kotusu de cezalandıran bir yetişkin haline gelebiliyor.
Kendine yaptığı bu ağır yargılamalar sonucunda, kişinin elinde sevgi ve değer gormekten mahrum kalmış bir benlik kalıyor. Bu yuzden insanlarla kurdukları ilişkilerde değer gorme ihtiyacı o kadar fazla oluyor ki diğerlerine karşı cok buyuk beklentiler icinde oluyorlar. Bu ihtiyaclar karşılanmadığında ise “ben değer gormeyi hak etmiyorum, ben zaten değerli değilim” gibi sağlıksız inanclar kişiyi ele geciriyor. Oysa insan, sadece insan olduğu icin ve kalbinde sevgi barındırdığı icin değerlidir, sevilmeyi ve saygı gormeyi hak eder.
Kişi kendini gercekci ve olumlu değerlendirdiğinde, olumlu benlik algısı geliştirmeye başlayacaktır. Kendine, cevresini ve dunyaya ilişkin algıları da bununla paralel olarak daha pozitif olacaktır. Enerjisi ve icsel motivasyonu yukselecek, hayatı keyif alarak yaşayacaktır. Kişi var olan potansiyelini ve icindeki gucu, kendine iyi gelen kanallara yonelttiği icin fiziksel ve ruhsal sağlığı da olumlu yonde gelişmeye başlayacaktır.
Şimdi, kendinize surekli soylediğiniz sozleri duyun! Kendinize kızarken kullandığınız cumleler, kimin cumlelerine benziyor? O eleştirel ve acımasız ses gercekten size mi ait? Haydi gelin, birlikte gozluklerinizin kime ait olduğunu bulalım. Gozluklerinizi nasıl şekillendirmek istersiniz? Artık yenilemenin vakti gelmedi mi ya da tamamen cıkarmanın, ne dersiniz?
[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Olumlu benlik algısı
Sağlık0 Mesaj
●18 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Olumlu benlik algısı