Anne baba olarak hayatımızın belki de en onemli secimlerinden biriyle karşı karşıya kaldığımız anlar bizi en cok bunaltan donemlerdir. Cocuğumuz soz konusu olduğunda cok secici olduğumuz bir gercek. Gozumuzden sakınarak buyuttuğumuz yavrularımızı emanet edeceğimiz okulu secmek başlı başına bir sorun. Cevremizde birbirinden farklı ve iddialı pek cok okul varken biz cocuğumuzu ve eğitimini emanet edeceğimiz kurumları cok iyi secmek, tanımak ve araştırmak zorundayız. Soz konusu olan cocuğumuzun sadece okuma yazma oğrenmesi ya da bir takım derslerde başarı elde etmesi değil. Bu kadar sınırlı bir tanımdan ya da kavramdan soz etmiyoruz. Bahsettiğimiz cocuklarımızın neredeyse butun bir omrunu, karakterini, mesleğini ve geleceğini belirleyecek uzun bir eğitim sureci. Bu uzun surecteki ilk basamaklar ise en onemli nokta olmuştur.Her şeyin otesinde cocuklarımız ister ilkoğretime başlasınlar, ister ortaoğretime, ya da universiteye; okul secimi her zaman kafa karıştırıcı ve anne babaları en cok sıkıntıya sokan konudur.
Butun bu acılardan bakıldığında okul seciminde nelere dikkat etmeliyiz, en onemli kriterler neler olmalıdır ve bir okulda olmazsa olmaz diyeceğimiz şeyler nelerdir sorularına yanıt verelim istedik.
Okulun Misyonu ve Vizyonu:
Okul bir eğitim ve oğretim kurumudur. Bunu hepimiz biliriz elbette. Ancak cocuklarımızın bu bilincte olmasını beklemek biraz hayalperestlik olur. Onlar hem yaşları itibarıyla, hem de henuz o bilişsel olgunluğa ulaşamamış olmaları nedeniyle okulun onemini ve kendilerine katacağı değerleri algılayamazlar. Cocuklara okulun ne olduğunu ve orada neler oğreneceğini anlatabilmek icin somut anlatımlarda bulunmak gerekir. Ustelik bir okuldan beklentilerimizi iyi saptamak gerekiyor. Hem anne babalar olarak biz yetişkinler, hem de cocuklar okulun neler sağlayacağı ve ne tur bir vizyon ve gorev ustlendiğini tam olarak bilmek zorundayız. Zira okul tek başına bir binadan oteye gitmez,okulu tanımlayan asıl değerler, bir butun oluşturmaya yonelik farklı kavramlardan oluşur. Okul eğer aşağıdaki ogeleri kapsıyorsa, eğitim alan cocuk icin ve ebeveyn olarak bizler icin bir eğitim kurumu olarak amacına ulaşmış, gorev ve sorumluluklarını yerine getirmiş olacaktır:
•İyi bir okul ve iyi bir oğretmen:
Okula başlayan cocuk icin oğretmen aile kadar hatta belki daha fazla yakınlık duyacağı bir modeldir. Oğretmenin tavrı cocukta motivasyonu ve ilgiyi olumlu yonde etkiler.
•Cocukla işbirliği yapan, ona guven duyan ebeveynler:
Eğitim hayatı boyunca ailesinden destek goren ve kendisine guven duyulan cocuk, başarılı ve daha ozguvenli olur.
•Cocuğun secimiyle alınmış okul malzemeleri:
Okul malzemeleri cocuğu heveslendirmek acısından buyuk onem taşır. Onun zevkleri goz onunde bulundurularak yapılan okul alışverişi o malzemeleri kullanarak ders yapacak cocuk icin derse oturmak daha keyifli olur.
•Yeni arkadaşlar, yeni oyunlar:
Okul cocuğun aile dışındaki ilk sosyal cevresidir. Burada yeni arkadaşlar edinecek, yeni oyunlar oğrenerek paylaşma bilinci edinecektir.
•Artık kendi başına okuyup yazabilmek:
Daha once okuyamadığı kitapları artık kendi kendine okuyabilme ve yazabilme becerisini kazanmak cocukta kendini ifade etme yeterliliğini artıracaktır.
•İlgi ve yeteneğine gore bir faaliyete katılmak:
Okullar genellikle cocukların bir sosyal faaliyete katılmalarını destekler. Eğitsel kollar gibi calışmalara katılmak, spor ya da muzik etkinliklerinde yer almak bir gruba ait olma duygusu vermesi acısından onemlidir.
•Arkadaşları tarafından kabul gormek, onaylanmak:
Aile icinde sınırlı sayıda insanla muhatap olan cocuk okulla beraber artık kalabalık bir topluluğun uyesidir. Bu topluluğun kurallarını ve bu kurallara uygun davranmayı oğrenecektir,sınırlar icinde kalması halinde onay gorecek, uyumlu bir birey olarak kabul edilecektir.
•Başarılı calışmalarda kazanabileceği sozel taktir ve oduller:
Sorumluluk almak ve bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmek gibi sosyal bir birey olmanın da ilkelerini okulla beraber kazanan cocuk, başarılarıyla taktir ve teşvik edilirse olumlu davranışları pekişecektir.
•Arkadaşlarıyla eğlenceli bir eğitim ortamı:
Okula başlayan ve bir gruba dahil olan cocuk pek cok kararı sınıf arkadaşlarıyla beraber alacaktır. Grup calışmalarına katılan cocuk eğlenirken aslında oğrenecektir.
•Zorluklarla başa cıkabileceği yeni cozum yolları oğrenme:
Aldığı eğitimi hayatına uygulama becerisi ve kazandığı becerilerle sorunlarla başa cıkma yontemleri geliştirecektir.
Okulun Eve Yakınlığı:
Bu en onemli konulardan biridir ve cevabı da cok basittir. En yakın, en kolay ulaşılacak okul en iyi okuldur. Henuz 6-7 yaşında bir cocuğu sabahın erken saatlerinde uykusundan kaldırıp servislere bindirmek ve neredeyse saatlerce surecek yolculuklara gondermek cok da akıllıca değildir. Bu kadar kucuk yaştaki bir cocuk henuz oyun cağı cocuğudur ve sabah ve akşam uzun saatlerini yollarda gecirmesine hic gerek yoktur. Ustelik ozellikle ilkoğretimin ilk basamağına başlayacak cocuklar icin aileler sık sık okula gitme ihtiyacı duyabilirler.
Okulun uzun sureli bir eğitim kurumu olduğunu unutmadan, her tur hava koşulu olabileceğini goz onunde bulundurarak,zaman zaman sağlık sorunları yaşanabileceğini duşunerek,hatta bazen sınavlar ve etut donemleri olduğunda yaşanacak sıkıntıları da dikkate alarak olabilecek en yakın okulu duşunmekte fayda var. Bu anlamda da eve yakın bir okulun tercih edilmesi son derece yararlıdır. Sadece adı duyulduğu icin ya da tavsiye edildiği icin cocuğu uzun yollara gondermek yerine ailelerin de rahat ulaşabileceği ve cocuğun eğitimini takip ederken sıkıntı yaşamayacakları bir okul secimi onemlidir.
Amacımız cocuğu okula gondermek ve geri kalan her tur sorumluluğu okul yonetimine ya da oğretmenin kontrolune bırakmak değil elbette. Okul, aile ve oğretmen işbirliğinin ne kadar onemli olduğuna dair pek cok hatırlatma yapıldığını anımsatmakta fayda var. Sık sık okula gidilerek, her tur bilgi alışverişinde bulunulması, oğretmenlerin cocukla ilgili her durumdan zamanında haberdar olması gibi bir cok sebepten dolayı okul seciminde eve olan uzaklık mutlaka goz onunde bulundurulmalıdır.
Eğitimin Kalitesi ve Oğretmen Secimi:
Okul ve eğitimin kalitesinden bahsediyorsak en onemli konunun oğretmen secimi olduğunu bilmek zorundayız: Cunku en hayati nokta budur; iyi bir oğretmen.
Okulları okul yapan binanın gorkemi, boyaları, malzemeleri değil, o okulda eğitim verecek oğretmenlerin niteliği, deneyimi ve yeterliliğidir. Bu ilk oğretmenler cocuğun kişiliğindeki yapı taşlarını oluşturan ve aileden sonraki en onemli insanlardır. Oğretmen sadece ders anlatan, ders suresi bitince okulla ve cocukla ilişiğini kesen bir insan değildir. Gercek anlamda bir oğretmen cocuğu ailesiyle ve cevresiyle bir butun olarak goren, değerlendiren eğitim hayatına daha baştan doğru şekil veren gercek eğitmendir. Aileler okul seciminde oncelikle oğretmen secimi uzerinde durmalıdır. Her sene oğretmenleri değişen bir okul ozellikle cocuktaki devamlılık duygusuna zarar vereceğinden asla onerilmez. Okul yapı olarak pek cok donanıma ve muhteşem teknik imkanlara sahip olabilir. Ancak o donanımı cocukların eğitiminde kullanma yeterliliğine sahip oğretmenler yoksa butun o malzemeler sadece goz boyama ve gosteriş malzemeleri olarak kalmaktan başka bir işe yaramazlar.
Eğitimin kalitesi derken;
•Yeterli deneyime ve eğitime sahip oğretmenler,
•Okulun sahip olduğu deneyim,eğitim alanındaki bilinirliği.
•Okulun, veli oğretmen işbirliğindeki tutumu ve calışmaları,
•Okulun sahip olduğu teknik donanım ve alt yapı.
•Okulun sunduğu eğitim olanaklarının uygulanabilirliği.
•Oğrenci sayısı.
•Oğrencilerinin başarı duzeyleri gibi bircok değişkenden soz edildiğini hatırlatmakta fayda var.
Cocuğun Okulu Sevmesi:
Cocuklar okula başladıklarında genellikle cok istekli ve heyecanlı olurlar. Cunku okul yeni arkadaşlar, yeni bir cevre demektir.Ozellikle ilkokula başlayan bir cocuk icin okulun bir diğer anlamı kalemlerle ve kağıtlarla bol bol oynamak, yazı yazmak, resim yapmak gibi faaliyetlerden oluşur. Daha onceden okul oncesi eğitim almış bir cocuk icin bu, oyunun farklı bir yerde devamı anlamına gelir.
Ancak cocuk derslerle karşılaştığında işler değişir. Artık uzun surelerle oturmak, oğretmenini dinlemek ve onun anlattıklarını oğrenmek zorundadır. Ustelik her an istediği gibi gezip dolaşmasına ve konuşmamasına da izin verilmemektedir. Zil denilen bir şey vardır ve zil calmadan kimse oturduğu yerden kalkıp gidemez. Heyecanla arkadaşlarıyla konuşmaya calışan cocuk engellenmektedir ve canının istediği pek cok şeyi yapması yasaktır. Sadece kurallar ve odevler vardır. Kurallara uymayanlar da ceza almaktadırlar.
Boyle bakınca durum ne kadar tatsız gorunuyor. İşte cocuklar da bir sure sonra okulla ilgili olarak boyle duşunmeye başlayabilirler. Cocuklar artık buyudukleri yolunda mesajlar alarak okula başladıkları icin ders calışma sistemi oluşturmaya calışırken bunalabilirler.
Oysa okul cağı cocuğu aynı zamanda oyun cocuğudur. Oyuna ayırdığı zamanın buyuk bir bolumunu artık okulda ve derslerle geciren cocuk okuldan soğuyabilir.
Cocukların okulla ilişkisini aslında baştan belirleyen ebeveyn tutumlarıdır. Okula başlayan cocuğa ilk gunden ağır sorumluluklar vermek, ders, odev ve disiplin ucgenine hapsetmek, okula alışma aşamasını henuz atlatamamış cocuğu cok zorlar. Ozellikle ilkokula yeni başlayan cocuklardan bir yetişkin davranışı beklemek anlamsızdır. Onlar hala eve donup oyuncaklarına kavuşma hayalleri kurarken, okuldan gelir gelmez dinlenmesine bile fırsat verilmeden dersin başına oturtmak, butun calışmaları beraber yapmak yanlış bir tutumdur. İlk gunden itibaren odevlerini ya da dersleriyle ilgili faaliyetlerini kendi başına yapmasını sağlamak, ilgili bir izleyici olmak onemli bir yardım yontemidir. Cocuğun bu calışmalarında ozgur davranabilmesi onu rahatlatır. Yanlışlar yapar ama bu yanlışlarla doğruları da bulmayı oğrenir. Kendi başına bir şeyler başarabilme duygusunu yaşamasına fırsat vermek gerekir.
Her şeyin otesinde cocukların okulu sevmesinin en onemli koşulu iyi bir okul ve iyi bir oğretmendir. Cocuğu okula hazırlamak velinin gorevidir ama okula başlamış bir cocuğun okulu sevip sevmemesi oğretmenin becerisine kalmıştır. Normal şartlarda bir cocuk zaten okulu sevmek icin pek cok nedene sahiptir.
Onlar:
•Kendisinden buyuk yaşta kardeşleri varsa onlar gibi abi ya da abla olmak.
•Yeni arkadaşlar
•Yeni bir cevre
•Yeni şeyler oğrenmek vb. gibi pek cok gerekcelerle okulu sevmeye hazırdırlar.
Ama hazır olmakla cocuğun bu beklentilere uygun bir okulla ve eğitimle karşılaşıp karşılaşmayacağı farklı şeylerdir. Beklentiler oluşturulduktan sonra gercekleşmezse buyuk hayal kırıklıkları yaşanır.İş bu noktaya gelmeden doğru onlemleri alarak cocuğun okula alışmasını ve severek gitmesini sağlamak icin, ailelerin okulla yakın işbirliği icinde olmaları buyuk onem taşır. Cunku okul kısa donemli bir surec olmadığı icin cocuğun enerjisini uzun surelerle canlı tutmak kolay değildir.
Okula başlayan cocuğun okula niye gitmesi gerektiğini acıkca anlayabilmesi, neler yapması, gerektiğini bilmesi gerekir. Okulu sadece bir oyun yeri olarak gostermek yanlıştır. Bazı sorumluluklar alacağını, artık buyuduğunu,kitaplarını kendi kendine okuyabileceğini soylemek ve beklentilerine uygun ama gercekci bir okul portresi cizmek yararlı olur. Hayal ettiğinden farklı bir okul hayatıyla karşılaşan cocuğa okulu sevdirmek cok zor olacaktır.
Bu acıdan cocukların anlayabileceği ifadelerle, okulu sevmek icin bazı nedenler sunmak olumlu bir etki yapabilir.
Sosyal Etkinlikleri:
Okulun sadece bazı bilgilerin oğretildiği bir bina olmadığını biliyoruz. Okul olarak tanımladığımız kurumlar aynı zamanda eğitim yuvalarıdır. Eğitim yuvaları demekse, ders vermenin otesinde başka bazı değerlerin de verildiği, cok yonlu cocuklar yetiştirmenin en onemli amac olarak gorulduğu eğitim oğretim anlayışı demektir.
Her cocuğun en az bir yeteneğe sahip olarak doğduğunu duşunerek, cocukların sahip oldukları yetenekleri, ilgi alanlarını ortaya cıkarmakta okulun onemli bir rolu vardır. Hem akademik anlamda, hem de sosyal faaliyetler konusunda tam donanımlı, kendine guvenli, yeterli, ilgisi ve yeteneği doğrultusunda eğitim almış cocuklar yetiştirmek amacındaki bir okulu secmek en onemli şeydir.
Bir cok okulun sosyal kulupler adıyla bir cok faaliyete yer verdiğini bilmek cok sevindirici. Bununla beraber yeterli olup olmadığı sorgulanmalıdır.Maalesef bu tip calışmalar her zaman amacına ulaşamıyor. Ya okuldaki oğrenci sayısına gore cok yetersiz kalıyor ve ihtiyaca cevap veremiyor ya da kulupler gorunuşte var ama faaliyet gostermiyorlar.Bazı okullarda ise bir cok sosyal faaliyet var gibi duruyor ama bu kuluplerde yer alabilmek neredeyse imkansız.Zira cocuklar sadece bir ya da iki calışmada yer alabiliyorlar veya cocuklar istedikleri sosyal faaliyetlerde oğrenci kapasitesi doldu gerekcesiyle,ilgileri olmayan başka kuluplere yonlendiriliyorlar. Boyle bir durumda cocuğun yeteneği ve eğilimi olan konularda eğitildiğini soylemek mumkun değil.
Butun bunların dışında bazen cocuk da ice donuk yapısı nedeniyle cekimser davranıyor ve hicbir kulup faaliyetine katılmak istemiyor. Oysa Her cocuk mutlaka bir takım calışmalar yapmak zorundadır.Burada en onemli gorev yine oğretmenlere duşmekte.Durumu daha başından fark ederek,oğrencilerin yapılarına ve ihtiyaclarına gore yonlendirmeler yapabilmesi ve durumdan aileleri de haberdar etmesi gerekiyor.
Bizler cocukların,en yoğun sınav donemlerinde bile mutlaka sosyal faaliyetlerde yer almasını,hatta ozellikle bu donemlerde muzik gibi,spor gibi bir hobi edinmesini oneriyoruz.
Okul İcinde Yemek:
Okulların buyuk bir kısmında artık cocuklar icin yemek servisi de verilmekte.Bu hem sağlıklı bir durum hem de bazı durumlarda kafa karıştırıcı olabiliyor.
Ozellikle ilkoğretim cağındaki cocukların beslenmesinin ne kadar onemli olduğunu biliyoruz. Yemek verilen okullarda hazırlanan yemeklerin uzman denetiminde hazırlandığını da biliyoruz.Dolayısıyla yemeklerin cocukların vitamin ve mineral ihtiyacları duşunulerek hazırlanıyor olması son derece olumlu bir yaklaşım. Bununla beraber ailelerin endişe ettiği konuların başında cocukların kendilerine verilen yemekleri yiyip yemediği şuphesi var.Doğal olara cocukların yemek konusunda ne kadar secici davrandıklarını da duşunduğumuzde bircok ailenin endişesini haklı bulmamak mumkun değil.Yemeklerin yenip yenmediği takip edilmiyorsa ve cocuklarımız yeterli miktarda gıda almıyorsa,okullarda yemek verilmesinin hicbir anlamı kalmıyor.
Ayrıca yemeklerin uzman denetiminde yapılıyor olduğunu duşunuyoruz ama bu her zaman sağlık ve temizlik kurallarına uyulduğunu gostermiyor.Bir başka konu ise yemek verilse dahi yine bircok okulda hazır gıdalara, fastfood tarzı hazır yemeklere yer veriliyor olması.Bu durum da haklı olarak aileleri duşunduruyor.Biliyoruz ki cocuklar bu tip gıdalara yoneliyorlar ve sağlıklı beslenmekten uzaklaşıyorlar.
Bu tip sorunlarda okulun sıkı takibi,denetimi gerekiyor.O nedenle secilecek okulun bu gibi konulardaki duyarlılığını da goz onunde bulundurmakta fayda var.
Servis:
Servis konusu zaman zaman bir sorunlar yumağı olarak anne babaları zorlayan konudur. Gonul ister ki cocuklarımız yakın okullara gitsinler ve servis problemleriyle uğraşmasınlar.
Servis meselesinde maalesef son zamanlarda yine bir cok olumsuz duyumlar var.Bir okul secerken cocuğunuzu emanet ettiğiniz kurumun oğretmenleri,ciddiyeti,sorumluluğu,gorev bilinci ne kadar onemliyse, kuruma cocuklarınızı ulaştıracak servis şirketi ve personeli de o kadar onemlidir.Oncelikle;
• Servisin guvenilir olup olmadığı,
• Servis şirketinin ismi,tanınırlığı,
• Servis araclarının kac yıllık oldukları,
• Servis şoforlerinin yeterliliği,ustalığı ve guvenilirliği,
• Servis şirketinin referansları ve ne kadar suredir o okulla calıştıkları,
• Servis elemanlarının ne kadar sure ile o şirkette calıştıkları,
• Eleman seciminde şirketin kriterleri gibi bir cok konuyu iyi sorgulamak durumundasınız.
Yine bir başka onemli konu da serviste bir gozetmen bulunup bulunmadığı olmalıdır.Ozellikle ilkoğretim birinci kademe olarak bilinen 5.sınıf sonuna kadar olan cocukları taşıyan servis araclarında mutlaka bir ya da iki gozetmen bulunmalı ve cocukların servise binmeleri ve servisten inmeleri sırasında refakat etmelidir.Okulun calıştığı servis şirketinin bunları karşılayıp karşılamayacağını iyi oğrenin.
Aileler ile İletişim, Rehberlik Hizmetleri:
İyi bir okul-aile işbirliği cok onemlidir..Zaman icinde bazı sorunlar yaşanması normaldir. Cocuklar eğitim hayatları boyunca bazı iniş cıkışlar yaşayabilirler. Hayata hazırlanan cocukların kendi yaşam deneyimlerini kazandıkları unutulmamalıdır. Bu deneyimler olumlu ve olumsuz sonuclarıyla beraber bir butundur.Onemli olan ailenin cocuğun yanında yer alması, sorunlarına karşı dikkatli ve ilgili davranmasıdır.Doğru eğitimle yoğrulmuş cocuklar kendi cozumlerini kendileri bulma yeterliliğini kazanmış bireyler olurlar. Eğitimin amacı da bu olmalıdır.
Butun bu amacları gercekleştirmek icin secilecek okulun oncelikli olarak aile ile iletişim konusunda son derece hassas ve dikkatli davranıyor olması gerekiyor. Cocukların yaşayacağı sorunlarda,cocuklarda gorulebilecek herhangi değişik duygu durumlarında okulun konuyu aileyle paylaşması ve cozume yonlendirmesi, bunun icin de butun bunları fark ederek doğru adımlar atacak kapasite ve deneyimde olması gerekiyor.
Okul aile işbirliği hafife alınamayacak kadar onemli bir sorumluluktur.Ozellikle Rehberlik hizmetleri bilindiği gibi kılavuzluk etmek demektir.Bunu yapamayacak okullara cocuk emanet etmek, el yordamıyla eğitim verilen okullara cocukları teslim etmek demektir. Sonrasında pek cok olumsuz durumla karşılaşmak mumkundur.
Sececeğiniz okulun,rehberlik hizmetlerini iyi araştırmanız gerekiyor.Aileleri bilgilendirecek seminerler,eğitim calışmaları,cocukların durumuyla ilgili olarak duzenli yapılan bilgilendirme toplantıları gibi bir cok calışmanın rehberlik ve okul yonetimi tarafından yapılıp yapılmadığına cok dikkat edilmelidir.
Cocuklarda Okula Tepki-Okul Sendromu:
Cocuklar okula yeni başlarken ya da daha ust sınıflarda eğitim gorurken okula gitmekten kacınma yonunde davranışlar gosterebilirler.Boyle bir davranış gunluk endişelerden kaynaklanabileceği gibi bazen uzun sureli olabilir ve kaygı verici boyutlara ulaşabilir.
Eğer gunluk endişelerden kaynaklanıyorsa muhtemelen arkadaşlarıyla arasında ufak tefek sorunlar vardır, dersini ya da odevini yapmamıştır,kotu bir not almıştır ya da ailesine kucuk kaprisler yapıyordur ve bunlar birkac gun icinde duzelebilecek kucuk sorunlardır. Ancak okula gitme konusundaki isteksizlik uzun sureliyse ve cocuk şiddetli tepkiler veriyorsa durum ciddi demektir.Cocukların ısrarla okula gitmekten kacınma davranışları ‘Okul Sendromu’ olarak adlandırılır ve cok tipik olarak kendini ortaya koyan altı belirtisi vardır:
• Cocukta belirgin olarak gorulen istek ve heveste,buna bağlı olarak enerjisinde azalma.
• Uyku duzeninde bozulma ve huzursuzluk.
• Aşırı bir bicimde alınganlık,sinirlilik.
• Sebepsiz yere ya da olur olmaz her şeye ağlama.
• Baş ve karın ağrıları,mide bulantısı,kusma gibi fiziksel ama aslında psikolojik kaynaklı rahatsızlıklar.
• İştahsızlık.
Bu belirtilerle ortaya cıkar ama sebepleri ceşitlidir. Onceleri cok basit sebeplere dayansa da zamanla yerleşik davranışlara donuşebilir ve hem cocuğun hem de ailenin hayatında zamana yayılarak uzun surelerle devam edebilir.Ailenin hayatında onemli gerginliklere neden olabilir.Boyle bir durumda soruna yol acan etken ve nedenlerin kısa surede ve doğru olarak saptanabilmesi cozumu kolaylaştıracağından,okula gitmekten kacınan cocuğun davranışları ciddi olarak gozlemlenmelidir.
Boyle bir sorunun en onemli sebebi aileden ve evden uzak kalmanın yarattığı gerilim ve endişedir.Uzun surelerle ve her gun yaşadığı bu ayrılık cocuğu mutsuz etmektedir. Bu duygu durumundan kurtulmanın en kolay yolu da okula gitmeyi reddetmektir. Ancak cocuklar sebebin bu olduğunu dile getiremezler.Ozellikle kucuk cocuklar sebebin bu olduğunun acık bir bicimde farkında bile değillerdir.Bu tip bir kacınma davranışı genellikle okul oncesi eğitim almamış ya da aşırı koruyucu ailelerde buyumuş ve tek cocuklarda gorulur.
Cocukların okula gitmek istememelerinin altında pek cok neden yatarsa da en sık rastlanan nedenler şoyle sıralanabilir:
Arkadaşlarıyla ama ozellikle en yakın arkadaşla yaşanan sorunlar.
Sınıfın duzenine ve ders işlemedeki duzene uyum sağlayamama.
Diğer cocukların giyim ve davranış tarzlarından farklı olma.
Gorunuşunden kaynaklanan alay edilme ve sozlu ya da şiddet iceren davranışlarla karşılaşma.
Oğretmenini sevmemesi.
Derslerdeki başarıda duşukluk.
Okul yemeklerini veya malzemelerini sevmeme.
Oz guven eksikliği.
Aşırı koruyucu ailede yetişmiş olmak.
Aile bireylerine karşı geliştirilen aşırı bağımlılık.
Okulun,arkadaşların ya da oğretmenin değişmesi.
Okul Sendromu yaşayan cocuğa yardım etmek icin bazı sebepleri ve bu davranışa neden gosterilebilecek ihtimalleri iyi bilmek gerekir.
•Kızgınlık:Okula gitmek istemeyen cocuğa sinirlenmek durumu değiştirmez. Tam aksine daha ciddi tepkiler vermesine yol acabilir.Sakin ve iletişime acık bir tavır takınmalı ve cocukla neden okula gitmek istemediği konusunda konuşmalısınız.
•Okulun Amacı: Cocuklar bazen neden okula gittikleri konusunda net bir bilgiye sahip olmadıklarından,okulu cok gereksiz gorebilir ve gitmek istemeyebilirler. Ozellikle daha once okul deneyimi yaşamamış cocuklar neden bu kadar uzun surelerle evden ayrı kalması gerektiğini anlayamaz ve evde istenmediği şeklinde bir duşunceye kapılabilir. Cocuk okulun onemi konusunda net olarak bilgilendirilmelidir.
•Cocukla Okul Hakkında Konuşma: Cocuklar okula gidip geldiklerinde evde onları bekleyen ilgili ebeveynler bulmayı umit ederler. Okul donuşu onunla konuşmak, okulda yaptıkları calışmaları anlatmasını istemek, cocuğa onemsendiğini hissettirir ve rahatlatır.
•Okuldaki Vedalaşmalar:Cocuğu okula siz bırakıyorsanız, vedalaşmalar işin en can alıcı kısmıdır. Uzayan veda torenleri cocuğu duygusallaştırır ve sizin okuldan ayrılmanızı istemeyebilir. O nedenle okula gittikten sonra ona sarılıp operek hemen ayrılmak en doğru davranıştır.
•Cocuğun Duyguları: Okula gitmemek icin direnen cocuk en onemli silahı olan gozyaşlarını kullanacaktır. Ağlayan bir cocuğu asla hafife almayın ve alay etmeyin. Kızıp bağırarak da durumu duzeltmeniz mumkun değildir. En doğru yol onunla konuşmak ve duygularına saygı gostermektir.
•Oğretmenle İşbirliği:En onemli cozum yollarından biri de durumdan oncelikle oğretmenini haberdar etmektir.Oğretmenle karşılıklı bir işbirliği ve ortak tutumlar belirlemek ciddi ve olumlu etkiler yaratır.
Butun bunların dışında ev icinde birlikte kitap okumak ve resim yapmak gibi değişik faaliyetlerde bulunmak, cocuğun yaşadığı endişeler uzerine konuşmak cocuğun okula uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır. Okulda yapılan bazı calışmaların evde de yapılıyor olması okulda bu calışmaları yapmasında yardımcı olması beklenen bir yontemdir.
Ancak cocuk okula gitmek istemiyor diye asla okulu değiştirme yolunu secmeyin. Sorunun nedenini acıklığa kavuşturmadan yapılacak bir okul değişiminde aynı sorun yeni okulda da devam edecektir.
Sorunun kaynağı gercekten de cok farklı ya da cok onemsiz gibi gorunen sebeplere dayanabilir. Arkadaş edinmede gucluk yaşayan cocuklar,doğal olarak kabul edilmediklerini duşundukleri bir okula gitmek istemezler. Boyle bir sorun yaşayan cocuğunuzun arkadaşlarını evinize davet ederek kaynaşmalarını sağlayabilirsiniz.
Okuldaki diğer cocuklar tarafından şiddete uğrayan cocuklar bunu acıkca dile getirmeyebilirler. Ama Okul Sendromu’nun en onemli nedenlerinden biri de budur. Cocuğun fark etmeyeceği bir bicimde okuldaki durumunu gozlemlemelisiniz. Başkaları tarafından zarar goren cocukların sayısı cok yuksektir ve bunu oğrenmenin yolu da iyi bir takiptir. Sozlu tehditler ve alay edilme de cocuk uzerinde aynı etkiyi yaratırlar. Boyle bir durumda karşı taraftaki cocuğa ya da ailesine aynı şekilde saldırgan bir tavır takınmak sorunun cozumu değildir. Ama mutlaka oğretmene ve okula durumu bildirmeli ve sonrasında da sorunun cozumlenip cozumlenmediği konusunda izlemede kalmalısınız.
Sorunu ve bu soruna yol acan nedenleri doğru saptadığınızda cozum cok kolaylaşır. Ancak yine her zaman olduğu gibi,sabırlı olmak, ilgili davranmak cok onemlidir. Cozume giden yolda izleyeceğiniz yontem ise kararlı olmak ve okula gitmesi gerektiğinin bilincine varmasını sağlamaktır.
SBS Başarı Puanı:
Cocukların son yıllarda yine sıklıkla gundeme gelen sınav telaşlarını hepimiz biliyoruz. Neredeyse onlar kadar, hatta zaman zaman onlarda daha cok biz telaşlanıyoruz. Maalesef eğitim sistemi neredeyse tum eğitim sureclerinde olayı bir sınav ve yarışma haline donuşturmuş durumda. Cocuklar bu konuda ciddi psikolojik sorunlar yaşayabiliyorlar ve ailelerini de endişelendiriyorlar. Anne babaların endişesi, hem cocukların icine duştuğu durumdan, hem de iyi bir okula yerleşmeye yetecek duzeyde yuksek puan alıp alamayacağının verdiği kaygıdan kaynaklanıyor.
Son yıllarda okul secimini en cok etkileyen kriterlerden biri de secilen okulun SBS sınavlarındaki başarı duzeyi, okullara yerleştirdiği oğrenci sayısı. Bu konuda ortaya konulan her rakamı doğru kabul etmeden once durumun gercekliğini ciddi olarak sorgulamak gerekir. Ancak asıl onemli olanın okulun duzeyinden cok cocuğun sahip olduğu alt yapı ve yeterlilik olduğunu unutmamak lazım. Eğer cocuk hedeflediği okul icin yeterli bir puan elde edecek duzeyde sağlıklı eğitim alamamışsa okulun başarı ortalaması bu cocuk icin belirleyici olmayacaktır. Aynı şekilde yıl icinde cocuğun elde ettiği sınav ortalamalarının duşukluğu cocuğun sınavı kazanamayacağının bir gostergesi değildir.
Sonuc Olarak:
Okul secimi gercekten onemli bir iştir. Gunubirlik kararlarla ya da kulaktan dolma bilgilerle alınamayacak bir karardır.Bu konuda alınacak kararın cocuğunuzun omru boyunca etkisi olacağını ve onun neredeyse butun bir hayatını etkileyecek bir adım olduğunu unutmayın. Burada aslında okul seciminden daha cok iyi eğitmen ve
oğretmen secimi olarak konuyu netleştirmek daha sağlıklı olur. Ancak iyi eğitici ve oğreticilere sahipse bir okulun iyi bir okul olduğunu soyleyebiliriz. Okul kararı verirken oğretmenlerin yeterliliği,almış oldukları eğitim,bu konudaki deneyimleri ve bulundukları okulda ne kadar sureyle bulundukları gibi onemli konuları baştan oğrenmek ilerde cıkması muhtemel sorunları baştan onleyecektir. Ayrıca kararınızı verirken okul yonetiminden, cocuğun oğretmeninin yıl icinde değişme ihtimali olup olmadığı hakkında kesin acıklama istemelisiniz.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Okul secimi
Sağlık0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Okul secimi