Okullar acıldı ve cok şukur biz anneler ve cocuklar da hep beraber daha duzenli bir hayata geciş yaptık. Erken yatıp erken kalkmak konusunda zaman zaman sıkıntılar yaşasak da sonuc olarak uyulması gereken bazı duzenlemelerden sonra cok fazla sorun yaşanmıyor. Okul fobisi yaşayan ya da daha ilk gunlerin heyecanıyla anne babasından ayrılmak istemeyen cocukların bir coğu da artık okula alıştı ve ailelerin okul onlerinde perişan olma donemleri de bitti.
Milli Eğitim Bakanlığı,İstanbul Valiliği ve İl Sağlık Mudurluğu tarafından yapılan acıklamalar bir anne olarak beni cok mutlu etti.
Okul kantinlerinin sıkı denetim altında tutulacağı, şekerli gıdaların satılmasına izin verilmeyeceği, gazlı iceceklerin kantine sokulmayacağı, hamburger, cips ve benzeri yiyeceklerin zararları nedeniyle satışına musaade edilmeyeceği yonundeki acıklamalardan sonra, epeyce icim rahatlamıştı.
Zira gecen sene birinci sınıfa başlayan ve bir devlet okuluna giden kızımı arkadaşları farklı şekil, desen ve tatta uretilen şekerlerden yerken, onun neden yememesi gerektiği konusunda ikna etmekte epeyce zorlanmıştım. Sonuc olarak kucuk bir cocuktu ve canı gorduğu rengarenk şekerlerden istiyordu. Gectiğimiz yılı zor zahmet atlattık.
Okulun bahcesinin hemen bitişiğinde yer alan bufeden alışveriş yapmak icin bahce demirlerine tırmanan,birbirini ezen cocukları gorunce okul yonetimiyle goruşup bahce duvarı ile bufe arasına epeyce bir mesafe bırakarak yeni bir duzenleme yaptırdık ve cocukların okul dışı alışverişinin onunu kestik. Gayet mutluyduk. Ancak okulun bahcesindeki kantinde her tur şekerlemenin, iceceğin, hamburgerin, sosisli sandvicin, bircok gereksiz oyuncağın satıldığını gorunce inanamamıştım.
Uye olduğum ve aktif gorev yaptığım bir takım derneklerin vasıtasıyla bu kantinlerle ilgili bir takım calışmalar yapmak icin ilgili kurumların kapısını calalım derken bu yıl o ilgili kurumlardan gelen acıklamayı duyunca nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Sonuc olarak once anneyiz, yavrularımızı korumak istiyoruz, sağlıklı beslensinler istiyoruz. Butun bu sureclerden sonra bu yıl okullar acıldığında bir de ne gorelim; kantinde satılanlarda hicbir değişiklik yok. Aynı sağlıksız gıdalar, bulunduğumuz bolgenin en iyi devlet okullarından biri olarak bilinen okulumuzun kantininde satılmaya devam ediyor.
Siz cocuğunuza sağlıklı beslenme bilinci aşılamaya calışırken, sınıfta oğretmeni sebze, meyve yemenin onların gelişimi icin ne kadar onemli olduğunu anlatırken, aynı okulun bahcesinde bulunan kantinde envai ceşit cazip ama gereksiz madde satılmakta. Bu konuyla ilgili neler yapılabilir diye duşunurken gectiğimiz hafta cok uzucu bir olay yaşanınca durumun onemini ve ciddiyetini sizlerle paylaşmak istedim.
Okulumuzda, diğer bircok okulda olduğu gibi diyabet hastası cocuklar da var. Bu cocukların bir kısmı gunde birkac kez insulin iğnesi olmak zorundalar. Bu cocuklar ve aileleri acısından durum bizden bin kat daha zor. Cocukların şeker duzeyleri bir anda cok yukselebiliyor ya da cok duşebiliyor. Şeker komasına girebiliyorlar.
Kızımın yan sınıfta boyle diyabet hastası, dunya tatlısı bir arkadaşı var. Annesi mumkun olduğunca yanında bulunmaya calışıyor, teneffuslerde takip etmeye calışıyor. Kaldı ki anne de calışan bir kadın ve gecimini sağlamak zorunda.
Buna rağmen okula gelip kızının insulin duzeylerini takip etmek,iğnesini yapmak ve yavrusunun psikolojisini duzeltmek zorunda.
İşte sorun da burada başlıyor. Okulun da kendi kuralları var ve hicbir anne babayı, okul binasına almıyorlar. Karar doğru mudur derseniz, evet doğrudur ancak bu tip sağlık sorunu yaşayan cocuklar icin kurallar bu kadar katı olmamalı.
Gectiğimiz hafta şeker duzeyi epeyce bir duşen kızımız şeker komasına giriyor ve ne sınıfta ne okulun kendi bunyesinde durumu duzeltmeye yardımcı olacak bir kesme şeker dahi bulunamıyor. Hatta yavrucağın şeker komasına girdiğini fark eden yok. Annesi gelmese, duruma mudahale etmese yaşanan olumsuzluğun sorumlusu kim olacak?
Diyabet hastası kızımız okulun bahcesine cıktığında elinde ceşit ceşit şeker yiyen arkadaşlarını gorup onun da canı şeker istediğinde hep birlikte ne diyeceğiz?
Biz yetişkinlerin alamadığı sorumluluğu kucucuk bir cocuktan nasıl bekleyebiliriz ki?Onun buyuk bir olgunluk gostererek, kendi nefsine hakim olmasını bekleyeceğiz ama biz kucucuk cocuklar uzerinden kazanılan ticari ranta 'dur' diyemeyeceğiz.
Bu cocuklar, benim, sizin, hepimizin cocukları…
Sağlığı bozulan her cocuk once ailesi icin uzuntu kaynağı, sonra butun toplum icin sorun olacak. Bir şeyi bozulmadan, onlemini almak daha kolay değil mi?
Olayın en uzucu tarafına gelince; cocuğuyla ilgili sıkıntılarını okulun mudurune anlatmaya calışan anneye,’ ben diyabet filan anlamam kardeşim, okula girmek yasak’ diyen bir mudur gormeydim keşke, okulun temizlik gorevlilerinin dahi annenin varlığından rahatsız olduklarını duymasaydım keşke, keşke bu tartışmalara ağlayarak tanık olan diyabet hastası yavruyu gormeseydim…
Keşke her sınıfta bu tip rahatsızlıklarda ilk yardım icin bazı duzenlemeler yapılabilseydi, keşke okulun butun personeli diyabet konusunda yeterli bilgiye sahip olsalardı ve bu cocuklara yardımcı olmak amacıyla bizleri de bilgilendirebilecek seminerleri verebilselerdi.
Aramızda pek cok doktor velimiz olduğunu biliyorum, en azından onların gonullu desteğini alabilirdik. Ben kendi adıma hem okulumuzda hem de bolgedeki neredeyse butun okullarda eğitim ve kişisel gelişim seminerleri vermiş bir anne ve uzman olarak boyle bir seminerin cok onemli ve yararlı olduğunu biliyorum. Keşke okullar, yonetimler de bu konularda doğru yonlendirmeleri yapabilseler ve sağlık sorunu yaşayan cocuklarımızın da sağlıklı bir eğitim almalarına yardımcı olabilseler.
Muhtemelen sizlerin de ya yakınları ya cocukları benzer sorunlar yaşıyordur.
Ne tur sıkıcı ve uzucu olaylar yaşandığını biliyorsunuzdur. Lutfen hem kantinlerdeki sağlıksız gıdalar icin hem de sağlık sorunu yaşayan cocuklarımız icin daha duyarlı olalım.
Sağlıklı,duyarlı bir toplum olabilmek dileğiyle..

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]