Myomlar, uterusun (rahim) duz kas dokusundan gelişen selim tabiatlı yani iyi huylu tomoral yapılardır. Birden fazla sayıda olabileceği gibi değişik buyukluklerde de olabilir, buna bağlı belirti verebilir veya vermeyebilir.
En sık 30-45 yaş grubu kadınlarda rastlanır. Ergenlik doneminde pek gorulmez. Menopozdan sonra gerilemesi hatta kaybolması, gebelikte buyume eğilimi olması, myomun icinde estrojen reseptorlerine daha yoğun rastlanması, GnRH agonistleri kullanıldığında kuculmesi patogenezinde estrojenin rolu olduğunu gostermektedir.
Myomlar rahimde bulundukları yere gore subseroz, intramural, submukoz myom, intraligamenter, servikal myom adını alırlar. En sık intramural myom gorulmektedir.
Myomlar capı 2-3 mmden 25-30 cm'ye kadar olacak şekilde değişik buyuklukte olabilir. Tek bir tumor halinde olabileceği gibi cok sayıda da olabilir. Ozellikle buyuk myomlarda bazen dejeneratif değişiklikler gorulur. Bunlar: hyalin dejenerasyon (en sık), karneoz dejenerasyon (daha cok gebelikte), kistik (%5-10), kalsifik (postmenapozal donemde), yağlı (nadir), septik, nekrotik, malign dejenerasyon (%0.1-0.5) şeklindedir.
Myomlar genellikle belirti vermedikleri icin sıklıkla genel jinekolojik muayene ve ultrasonografi esnasında fark edilmektedirler. Ancak adet duzensizliği, aşırı adet kanaması, kansızlık (anemi), cinsel ilişki esnasında ağrı, sık idrara cıkma, karında buyume ve şişlik, ağrı, tuplere yakın veya rahim icinde yerleşimine bağlı olarak kısırlık ve duşuk, bağırsaklara basıya bağlı olarak kuyruk sokumuna vuran ağrı, kabızlık, buyuk ve saplı myomun kendi etrafında donmesine bağlı torsiyon..vs şikayetlere sebep olabilir.
Tanıda en iyi yontem jinekolojik muayene ve ultrasonografidir. Muayenede uterus normalden daha iri ve sert olarak palpe edilir, myom sayısı cok olduğu zaman normal uterus şekli bozulmuştur, vajene doğmuş myom serviksten vajene uzanan kitle olarak gorulur. Eğer myomda dejeneratif değişiklikler varsa myom nodulleri yumuşak olarak hissedilir. Myomun boyutları ve lokalizasyonu ultrasonografi ile kolaylıkla tanınır, ozellikle kucuk submukoz myomların tanısında vajinal USG daha iyi sonuc verir. Ayrıca Histereskopi, Histerosalpingografi, Laparaskopi, CT ve MR ayırıcı tanıda kullanılabilir. Ancak kanayan myomlarda birlikte olan diğer patolojileri ekarte edebilmek icin Dialatsyon ve Kuretaj yapılır.
Ayırıcı tanıda: Gebelik, Adenomyosis, Adneksial kitle, Dış gebelik, Endometrial polip, Endometrium kanseri, Doğuştan uterus anomalileri duşunulmelidir.
Myomların kansere donuşme olasılığı 1000 de 2 civarındadır, genellikle menopozdaki kadınlarda gorulur. Eğer myom hızla buyuyorsa kanser riski acısından mutlaka araştırılmalıdır.
Myomlar kucuk ve şikayete neden olmadıkları taktirde genellikle tedavi gerektirmezler, 6 ayda bir rutin jinekolojik muayene ve ultrasonla takibi yeterlidir.
GnRH analogları ve bazı ilaclar yumurtalıkları baskılayarak gecici menopoz etkisiyle myomların kuculmesini sağlayabilir. Kullanımındaki amac myomu ameliyat etmeden once biraz kuculterek operasyonu kolaylaştırmak ve kanamayı azaltmaktır. Ancak bu etki gecicidir, ilac tedavisi kesildiği anda myom eski buyukluğune geri doner. Ayrıca var olan kucuk myomların daha da kuculmesine sebep olarak ameliyat esnasında gozden kacmasına sebep olabilir. Ayrıca bu ilaclar uzun sure kullanımları halinde kemik erimesi, sıcak basması gibi şikayetlere sebep olmaktadır.
Eğer myom belirgin şikayetlere sebep olacak buyuklukte ve sayıda ise, kısırlık veya duşuğe neden olacak yerleşimde ise, aşırı adet kanaması ve anemi sebebiyse ve kanser gibi kotu huylu tumorlerle ayrımı net yapılamıyorsa cerrahi tedavi gereklidir. 40 yaşından buyuk kadınlarda overlere yakın yerleşimli myomlar over tumorleri ile karışabileceğinden mutlaka alınmalıdır.
Myom tedavisinde secilecek cerrahi yontem hastanın yaşı, sosyal durumu ve cocuk isteğine bağlı olarak değişir. Ayrıca myomların sayı, buyukluğu ve yerleşimi de ameliyat şeklini belirlemektedir. Bu faktorlere gore sadece myomların cıkartılması (myomektomi) veya rahmin tamamen alınması (histerektomi) tercih edilir. Genellikle acık cerrahi operasyon (laparatomi) şeklinde yapılmaktadır, son yıllarda uygun vakalarda laparaskopi de tercih edilmektedir.
Myomektomi ameliyatında myomların kapsulunden sıyrılıp cıkartılması amaclanır. Genellikle cocuk isteyen hanımlarda rahmin korunmasını sağlayan bir yaklaşımdır. Ancak myomektomi ile myomları alınmış hanımlarda tekrar myom gelişme riski 5 yıl icinde %50-60 dır. Cunku ameliyatta tum myomların alındığı duşunulebilir ancak henuz gozle farkedilmeyecek kadar kucuk myomlar ameliyattan sonra zamanla buyuyup farkedilir hale gelebilir ve tekrar ameliyat edilmeyi gerektirebilir. Myom cıkartıldıktan 1 yıl sonra gebeliğe izin verilir. Doğum eylemi esnasında myom operasyonuna ait bolgede incelme ve ruptur riski artacağı icin doğum şekli olarak sezaryen tercih edilmelidir.
Hızlı buyuyen myomları olan ve ileride gebelik duşunmeyen hanımlarda histerektomi tercih edilmelidir. Rahim komple alınır ancak hastanın menopoza girmesini onlemek amacıyla yumurtalıklar bırakılabilir. Bu operasyondan sonra kişi sadece bir daha adet goremeyecek ve bebek sahibi olamayacaktır. Ancak vajinaya dokunulmadığı icin vajina şeklini ve uzunluğunu kaybetmez, yaklaşık 1 ay sonra hasta normal cinsel yaşamına rahatlıkla donebilir.
Myom ve Gebelik: Gebeliklerin %5'inde uterusta myom bulunur, buyuk coğunluğu gebeliğin gidişini etkilemez. Ancak abortus (duşuk) insidansı 2 misli artmıştır, erken gebelik kanamalarına neden olabilir. Myomların %30'u gebelik sırasında buyur, bu buyume en fazla gebeliğin ilk 10 haftasında olur, karneoz dejenerasyona gebelikte sık rastlanır. Bu dejenerasyon akut batına benzer bir tablo yaratır, genellikle istirahat ve analjeziklerle kontrol altına alınır. Eğer başarısız olursa cerrahiye başvurulur ve myomektomi yapılır. Ancak bu hem aşırı kan kaybına hem de fetal kayıba neden olduğu icin pek başvurulmaz.
Myomla birlikte olan gebeliklerde plasentanın yerleşme ve bebeğin duruş anomalileri artmıştır, ozellikle servikal myomlar doğum yolunu tıkayabilir, intramural myomlar rahimin koordineli kasılmalarına engel olabilir. Erken doğum, erken membran rupturu, malprezentasyon, plasenta dekolmanı, plasenta retansiyonu ve doğum sonu kanama olasılığı artar. Sezaryen ile doğum insidansı yuksektir. Genel kural olarak gebe uterusta myomektomi yapılmas ancak birden cok myomu olan ve artık cocuk istemeyen kadınlarda sezaryen sırasında histerektomi yapılması iyi bir tedavi seceneğidir.
[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Myom!
Sağlık0 Mesaj
●17 Görüntüleme