Eğer bu yazıyla ilgileniyorsanız muhtemelen sizin de bir cocuğunuz var. Ne buyuk emekle, ozenle buyutuyorsunuz onu. Daha hamileyken başladı hazırlıklar. Ona her gun Mozart dinlettiniz, onunla konuşup onun hareketlerini hissetiniz. Hamile yogası yaptınız, bol bol cocuk bakımı ve psikolojisiyle ilgili kitaplar dergiler okudunuz. Hamile olduğunuzu oğrendiğiniz an tum kotu alışkanlıklarınızdan bir anda vazgectiniz, duzenli beslenip, duzenli uyumaya gayret ettiniz. Cinsiyetini acayip merak ettiniz, her ay kontrole gittiğinizde kalp atışlarını duymak ve onu gormek icin can attınız. Tabi eşinizle kime benziyor tartışması yapmayı da ihmal etmediniz. Bilgisayarınız milyonlarca guzel kız ve erkek bebek resimleriyle kaplandı bu dokuz ayda. Ona en guzel odayı hazırladınız, dergiler, mobilyalar teker teker tarandı. İşte evde her yerde tek muhabbetiniz bebeğiniz oldu artık. Siz saklasanız o şirin koca karnınız sizi eleveriyordu zaten, artık farklıydınız...Daha doğmadan minik ufaklığın marka giysileri hazırdı. Aylardır GAP, Zara, Nautica, Tommy, Mothercare, Nike, Puma gibi markalar sizin sayenizde zengin olmaya başladı bile. Bu bir başlangıctı cunku karşılıksız bir aşkla sevdiniz onu...

Minik yavrunuz ancak dokuz ay dayanabildi icinizde kalmaya. Vakti geldiğinde cıkıp geliverdi bu zorlu dunyaya. Ağlamaktan başka bir şansı yoktu derdini anlatmak icin, acıktı mı, gazı mı var, cişini kakasını mı yaptı, tum bebekler gibi icgudusel o da programlanmıştı şimdiden ağlamaya. Uykusuz geceler başladı sizin icin, geceyle gunduz birbirine karıştı. O kadar minik ve caresizdi ki. Siz ona o size alışmaya başladı. İlk 6 ay sizin uzantınızda adeta, sizden başkası yoktu onun icin. Minicik de olsa bir ritmi vardı, ona uymanızı istiyordu. Siz farketmeseniz de o daha icinizdeyken başladı herşeyi hissetmeye, kızgın mısınız, uzgun mu, onu gercekten istiyor musunuz hissediyordu. Sevilmek, doyurulmaktı ihtiyacı, fazla doyurulmak da az doyurulmak kadar zararlıydı bebeğiniz icin aslında. Sonra yavaş yavaş dış dunyayı algılamaya başladı. Tepkiler vermeye, emeklemeye, derken yurumeye başladı yavaş yavaş. Kocaman dunya maceralarla doluydu, ilk başlardaki sizden uzaklaşma korkusu, yavaş yavaş yerini cesur adımlara bıraktı, keşif yolculuklarına cıkmaya başladı. Veee... Şu meşhur ‘Terrible two’ geldi cattı. Herşeyle inatlaşan, tutturan, hayır diyen minik bir canavar oldu o şirin yavrunuz. Sinirlenmeye başlasanız bazen tahammul sınırlarınızın zorlandığını hissetseniz de kitaplar vardı aklınızda, her zaman kontrollu ve mukemmel olmalıydınız. Cocuğumun ozguveni icin sabırlı olmalıyım, ona herşeyi acıklamalıyım, ihtiyac ve beklentilerini doyurmalıyım. Cocuğum hic bir şeyden mahrum kalmamalı, her istediğine sahip olmalı. Anneler kluplerine uye oldunuz, 2 yaşını doldurmadan oyun gruplarına başlattınız bile miniğinizi. İngilizceyi ne kadar kucuk yaştan oğrenirse o kadar iyiydi. Eğitici oğretici oyuncaklarla donattınız evi. Daha doğmadan hazırdı plan. Yuzme, tenis, piyano, surf oğrenmeliydi cocuğunuz.

Bunların pek coğunuzu yaptığınızı ve bunun neresi yanlış dediğinizi duyar gibiyim. Tıpkı dun ablamın 1.5 yaşındaki yeğenim icin dediği gibi. Gunumuz anneleri eğer kendileri icin ulaşılabilir olan fırsatları değerlendirmezlerse, onları bir adım daha oteye taşıyacak şeyi kacırmış olurlar mı sorusuna takılmış durumdalar ve bu yuzden de fırsat sayılarını surekli arttırmaya calışıyorlar. Onemli bir nokta var ki acaba bu secimler cocuğun ilgi ve yeteneklerine uygun mu seciliyor yoksa medyanın etkisiyle belirlenmiş trendler ve bu surude yer almayı secen anneler mi takip ediliyor buna dikkat edilmeli. Evet bu ilgi ve yetenekleri keşfetmek icin cocuklarımıza ortam ve zemin yaratmak onemli ama iyi bir gozlemci olmaz ve bir heykeltraş gibi cocuklarımızı şekillendirmek ve onlardaki cevheri dışa cıkarmak icin etkin bir koc olmaz isek cocuklarımız daldan dala atlayan, hicbir başladığını tamamlayamayan, hemen sonuca ve başarıya ulaşmak isteyen istikrarsız sıkılgan kimlikler haline gelirler. Bu size tanıdık mı geliyor? O zaman daha iyi bir heykeltraş olmak icin kolları sıvama vakti. Evet kabul etmek gerekli sizin buyuduğunuz donemden farklı bir donemde buyuyor cocuklarımız. O kadar cok alternatif var ki bizim kafamızın karıştığı gibi onların da karışıyor, dikkatleri cabuk dağılıyor bu hız ve pazarlama dunyasında. Unutmayın ki onlara verebileceğiniz en buyuk guc doğru bir model olabilmek. İstikrarlı, kararlı, kendiyle barışık ve mutlu bir cocuk yetiştirmek, ona boyle bir model sunabilmekten geciyor. İkincisi mukemmel olmak cocuklar icin sıkıcıdır, onların mukemmel anneler yerine hata yapabilme rahatlığı taşıdığı, destek ama sorumluluğu cocuğunda bırakan vizyon sahibi annelere ihtiyacı var. Son olarak da Halil Cibran’ın dediği gibi onlar bizim aracılığımızla dunyaya gelseler de bizden farklılar, onların da kendilerine ait huyları ve mizacları var. Onları kabul edelim ki onlar da kendilerini sevsinler ve kabul etsinler. Bu yorucu ama bir o kadar da keyifli kocluk yolculuğunuzda dengede kalabilmeniz dileğiyle...

Manolya Ozek
Uzman Psikolog & Yaşam Kocu

[h=2]İzmir Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]