Kohne gemiler geciyor icimden
hangi sokağa dalsam hangi kapıyı acsam
ardında sen


hep sesine bir kulac kala boğuluyorum
bilmem
sen mi erken demir alıyorsun
ben mi gec kalıyorum


ellerimi bıraktığın yerden
cığlar yuvarlanıyor ta şurama
her gece fırlatıp denizlere
yitirilmiş tebessumleri
bir cigarayla parmak uclarımı olduruyorum
curumuş ruyalardan arta kalan mirasınla
yolcusuz yollara dondum
alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası


fırtınalar kopuyor demişsin
yureğinin en ruzgarsız yerlerinde
oysa ben
bin mevsim sana fırtına landım
sen bilmedin


GİTTİĞİNE İNANSAM DONMENİ BEKLERDİM