Kronik yorgunluk sendromu (KYS) halsizlik ve yorgunluk ile karakterize, farklı şiddette klinik belirtilerle kendini ortaya koyan, yeti yitimine yol acan karmaşık bir hastalıktır. Hastalar 6 aydan uzun suren, yatak istirahati ile duzelmeyen, mental veya fiziksel egzersiz ile cok daha kotuleşen, genellikle iyilik ve alevlenme donemleriyle seyreden halsizlikten muzdariptir. Bunun yanında baş ağrısı, tekrarlayan boğaz ağrısı, kas-eklem ağrıları gibi ozgun olmayan pek cok bozukluklardan yakınırlar. Tanısı icin halsizliğe sebep olabilecek diğer bircok hastalığın dışlanması gerekir. Klinik olarak değerlendirilmiş, tanımlanamayan devamlı veya tekrarlayan yorgunluğun yeni veya bilinen bir zamanda başlaması (orneğin yaşam boyunca olmaması), devam eden bir hareketlilik sonucu olmaması, esas olarak dinlenmekle hafiflememesi ve mevcut iş, eğitim, sosyal ve ozel yaşam aktivitelerinde belirgin azalmaya yol acması, kronik yorgunluk sendromunu akla getirir. Yıllarca surebilen bu bozukluğun henuz sebebi ve ozgul bir belirtisi tanımlanamamıştır. Ancak bu konuda yoğun calışmalar surdurulmektedir.
Onceleri Febricula, Nevrasteni, Da Costa sendromu, Royal Free hastalığı, Epidemik Noromiyasteni, İzlanda Hastalığı, 20. yuzyıl hastalığı, Fibromiyalji gibi isimlerle tanımlanmıştır. Centers for Disease Control (CDC) tarafından 1987 yılında tanı kriterleri ile Kronik Yorgunluk Sendromu (KYS) adını almıştır.
Tanı
Hastalık, bir calışma grubu tarafından 1987 yılında "Kronik Yorgunluk Sendromu" olarak adlandırılmış ve hastalığın ozgul bir sebebi veya bulgusu saptanana kadar bu adın kullanılmasına karar verilmiştir. Araştırmacılar aynı tarihte hastalığın tanısı icin kriterler belirlemişlerdir. Buna gore, hastada en az 6 aydır suren ciddi halsizliğin olması ve aşağıdaki belirti ve fizik bulgulardan en az sekizinin bulunması -halsizliğe sebep olabilecek diğer hastalıklardan uzaklaşıldıktan sonra- tanımlama icin gereklidir.
Bu kriterler hastalığın klinik olarak tanınması ve diğer hastalıklardan ayırt edilebilmesi icin yeterli değildir. Bu nedenle 1994 yılında yeni bir anlaşma cercevesinde bugun kullanılan tanı kriterleri belirlenmiştir. Buna gore iki major kriterle birlikte sekiz minor kriter ya da iki major kriterle birlikte altı minor ve en az iki fizik muayene bulgusunun olması gerekir.
Major kriterler;
1. En az altı aydan bu yana gunluk aktivitede % 50 azalmaya yol acan, istirahatle gecmeyen, tekrarlayıcı yorgunluk,
2. Bu tabloyu acıklayacak diğer fiziksel ve psikiyatrik durumların dışlanması.
Minor Kriterler;
1. Hafif ateş
2. Boğaz ağrısı
3. Servikal ve aksiller lenf nodlarında hassasiyet
4. Acıklanamayan kas gucsuzluğu
5. Kas ağrısı
6. Egzersiz sonrası bitkinlik
7. Baş ağrısı
8. Gezici eklem ağrısı,
9. Noropsikolojik yakınmalar (ışıktan rahatsız olma, unutkanlık, depresyon, aşırı huzursuzluk gibi)
10. Dinlendirmeyen uyku,
Aynı zamanda aşağıdaki belirtilerden 4 veya daha fazlasının bulunması ve bunların ardışık 6 ay veya daha uzun sure boyunca devam etmesi ve yorgunluktan daha once başlamaması gerekir.
1. Kısa sureli bellekte veya konsantrasyonda onemli bozulma
2. Boğaz ağrısı
3. Lenf bezlerinde hassasiyet
4. Kas ağrısı
5. Ceşitli eklemlerde kızarıklık veya şişlik olmaksızın ağrı olması
6. Yeni oluşan, şekil değiştiren veya ciddileşen baş ağrısı
7. Sabah uyanınca kendine gelememe (uykulu olma halinin devam etmesi)
8. Yapılan bir iş sonrası 24 saatten fazla surede gecen kırıklık
Nedenleri
KYS sebepleri konusunda ceşitli teoriler vardır. Ancak henuz tek bir etiyolojik faktor belirlenememiştir. Bulguların farklılığı, birden fazla sebep ve bozulmuş mekanizma sonucunda bu hastalığın ortaya cıktığını duşundurmektedir. Kronik yorgunluk sendromunun olası nedenleri 5 başlık altında toplanır:
1. İnfeksiyoz ajanlar (ozellikle bazı virusler suclanmıştır.)
2. İmmunolojik nedenler (bağışıklık sistemi ile ilgili)
3. Hormonal nedenler (hipotalamus-hipofiz-adrenal dongu ile ilgili), Stres
4. Noral nedenli hipotansiyon
5. Beslenme Bozukluğu
Belirtileri
KYS sıklıkla ani olarak başlar. Bazı hastalarda ise sinsi bir başlangıc vardır. Bozukluk, hastaların ucte birinde solunum sistemi, barsak sistem enfeksiyonu veya başka bir enfeksiyon, geri kalanında ise duygusal veya cerrahi işlem veya kaza gibi fiziksel bir stresi takiben ortaya cıkar. Hastalık sıklıkla belirtilerin alevlendiği bir donem ve takiben iyi hissedilen periyodlarla seyreder. Bazı hastalarda ise belirtiler surekli olarak vardır.
Hastalığın en onemli unsuru olan halsizlik ani veya giderek artan bir şikayet olarak ortaya cıkabilir. Sıklıkla periyodik olmakla birlikte surekli olarak da bulunabilir. Hastalık oncesinde yapabildikleri basit zihinsel veya fiziksel egzersizler bu hastalarda aşırı yorgunluğa sebep olur. Halsizlik 'uykululuk' ile karıştırılmamalıdır.
Hastaların buyuk bir coğunluğunda zihinsel ve duygusal değişiklikler vardır. Kısa sureli hafızada ve konsantrasyon yeteneğinde azalma hastalarca bildirilen en onemli şikayetler arasındadır. Hastalarda reaksiyon zamanı uzamıştır, ancak demans geliştirmezler. Duygusal değişiklikler irritabilite, duygulanımda dalgalanma, panik ataklar, keder ve umitsizlik şeklindedir. İntihar duşunceleri beklenmez.
Hastalarda ortaya cıkan bu duygusal belirtilerinin kaynağı, yeti yitimine ve tukenmeye sebep olan, bilinmezliklerle yuklu hastalıkları nedeniyle duydukları endişeler olabilir.
Bulanık gorme, ışıktan rahatsız olma, goruntunun dalgalanması, derinlik algısının kesilmesi, hareket eden cisimleri takip edememe gibi norosensoriyel bozukluklar da sık bildirilen şikayetler arasındadır.
Hastalarda uyku problemleri sıklıkla gorulur. Anksiyete veya depresif belirtileri olan hastalarda uyku problemi %25 oranında gorulurken major depresyonu olan hastalarda bu oran %60'dır. Bu hastalarda, şiftli calışanlarda veya denizaşırı seyahat edenlerde gorulen "jet lag bozukluğu"nda da izlenebilen, anormal sirkadiyen ritm olduğu saptanmıştır. KYS hastalarının yaklaşık olarak %96'sında norojenik hipotansiyon saptanmaktadır.
Daha oncekilere benzemeyen baş ağrıları, irritabıl kolon, bronş aşırı reaksiyonu, taşikardi, cene ağrısı, kulaklarda ağrı, bulantı, nefes alamama hissi gibi şikayetler de hastalarca sık bildirilir. Bu belirtilerin hiperventilasyon ile ilgili olduğu duşunulmektedir. Bazı calışmalarda KYS hastalarında alerji insidansının genel populasyona gore belirgin olarak fazla olduğu bildirilmektedir. Bircok olguda hastalıktan sonra allerjik reaksiyonlarında artış olduğu veya yeni allerjilerin ortaya cıktığı bildirilmektedir.
KYS'nun diğer psikiyatrik bozukluklardan ayrılması gerekir. Bu konuyla ilgili onemli ipucları aşağıda sıralanmıştır:
1. Belirti ve bulguları bilinen bir psikiyatrik hastalık kategorisine uymaz,
2. Hastaların psikiyatrik hikayesi yoktur,
3. Hastalık iyilik ve alevlenmelerle seyreder,
4. Psikiyatrik tedaviye cevap vermez.
Tedavi
Bu gune kadar onerilen tedaviler antiviral tedavi, immunolojik tedavi, antidepresan tedavi, kognitif davranışcı tedavi, fizik tedavi ve egzersiz ve diğer tedavilerdir.
Kognitif Davranışcı Terapi Programı; Bazı bozulmuş hisleri değiştirmek ve davranışları uygun hale getirmek, hastaların kronik yorgunluk durumları hakkında farklı duşunmeyi oğretmeyi, stresli durumları idare etmeyi ve karmaşık durumların duzeltilmesi yeteneğini sağlar. 6–20 seans arasında değişir.


[h=2]Ankara Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]