

Sen gittin icimde sende kalan kırıntılar, bir sabah namazı eşliğinde icimde hic buyumemiş bir cocuk yanlızlığı, gozlerim suskun, yureğimde ayazlar, martılar firarda, bu bir veda.
Sen gittin karanlığa gomuldum, yalnızlığa suruldum, yureğimde catlaklar, yuzumde cam kırıklıkları.. Zamansız uyandım senli duşlerden, ruyalarım karmakarışık.Soylenmemiş sozleri iki dudak arasında sıkıştırıp kuruttum ve yazdım sensiz gecen her saniyenin kuf tutmuş duvarlarına sana dair pas tutmaya mahkum acı dolu sozleri.
Yarınlarımı avuc icinde parcaladım goz kenarında beklettiğim seni gozyaşlarıma teslim ettim. Kucuk bir cocuğun korkulu bakışları arasında yitirdim sabrımı. Hayallerim tepe taklak, nedenler yanı başımda sozlerim ağır, yureğimde acı.
Cevabı olmayan sorular biriktirdim sessizliğin koynunda.Yarını olmayan tozlu yollara saptım. Bir kelebeğin yaşamı kadar yaşam bictim kendime.
Yureğimi idam sehpası bilip nefesimi iki gozunun hayalleri arasında sallandırdım. Sen gittin yaşam ve sen arasındaki cizgiyi sırat bildim.
Yureğimde devrimler yarattım, hayallerimin sınırlarını aştım. Yarınlarımı avuc icinde parcaladım goz kenarında beklettiğim seni gozyaşlarıma teslim ettim.
Zamansız uyandım senli duşlerden ruyalarım karmakarışık. Bir şehir yaratmıştım duşumde icinde ağlayan cocuklar. Yağmurlar yağıyordu ic tenim ıslaktı benim. İsyanları coğalttım gozlerimin tetiğinde bir bir doktum mermi cekirdeklerini ayak uclarıma, Şimdi kelimelerim kor; cumlelerim topal kaldı. Sen gittin sen gecen tum yollar işgaldeHuzun işlemeli ağıtlar krosu eşliğinde bitirdim yokluğunun pas tutmuş umutsuz cığlıklarını.
Oksuz kalmış benliğimin zamanlarında kaybettim berraklığımı. Kendi masalımı yazıyorum olum bictiğim sonlarıma doğru bir varmışlarda bir yokmuşlar da diye başlayan.
Meşgul bir ton, kırık bir hece bıraktım ardımda. Donulmez tovbelere gomdum kendimi. Anonim turkulerin boşluğuna bırakıyorum parcalarımı. Sen gittin otenazi nobetlerinde sondurdum sensiz doğacak guneşi gozbebeklerimde.
Sen gittin sen gecen tum yollar işgalde...