İnsanlar yaşamları boyunca en az bir defa birşeyden ya da birşeylerden korkar. Yaşanılan korku duygusu bazı kişilerde farklı olaylarla pekişir ve artık kişi korkmasına neden olan nesneyi her gorduğunde zihnin genelleme becerisi devreye girer ve kişinin o nesneden korkmasını sağlar. Sağlar diyorum cunku bu durum bilincaltının bir koruma mekanizmasıdır.

Cocukluktaki ya da bebeklikteki olaylar ya da daha sonraki yaşantılarımız korku duygusunu fobik hale getirir ve fobik reaksiyon denilen durum ortaya cıkar.

Cocuklukta ve bebeklikte dunya cok buyuk ve anlayışımız ise cok kısıtlıdır. Zaten coğu yeteneğimizin olmadığını ve bakıma muhtac olduğumuzu soylememe bile gerek yok.

Bu yuzden bu yaşlarda yaşadığımız korkular, eğer bir şeyler yapılmazsa sonsuza kadar devam ederler. Buna guzel bir ornek kedi ya da kopek korkusudur.

Bu korku o kadar kolay oluşur ki, bir ornek vermek gerekirse; bir gun cocuk pazarda dolaşırken onunde yanından arkasından ya da herhangi bir yerden gelen ani kopek havlaması cocukta bu korkuyu oluşturabilecek kadar kolay bir olay olabilir.

Bu urpertici sesi duyan cocuk, kopeğin onu yiyeceğini duşunur ve korkar. Bu tek vuruşluk oğrenmeyle gercekleşen tramvatik olay, hemen belleğe kazınır.

Bundan sonra o cocuk ne zaman kopek gorse bilincsiz gerileme meydana gelir ve zihnimiz hemen o ilk kopek havlamasının olduğu zamanı hatırlar.

Korku ve fobiler hassas ve yeniden harekete gecirilebilecek olaylardır ve yetişkin bakış acısıyla kolaylıkla duzeltilebilirler ve yeniden ayarlanabilirler.

Orijinal, hassaslık yaratan olay, genellikle bu karşılaşmaların ilkidir ve insan boyle durumlarda neden nefret ederse ona karşı hassas olur.

Faal olay, fobiyi yeniden insana yaşatan olaydır. Bu, fobiyi yaratan olay ya da yıllar sonra gercekleşen bir olay olabilir.

Şaşırtıcı bir şekilde, boyle korkular yaşayan insanlara, bir bilginin oğrenilmesi kadar kısa bir sure icinde yardım edilebilir. Bu insanlara bu korkuları yaşatan şeyler silinebilir.

Boylece bunlarla mucadele etmek de daha kolay hale gelir. Bunlar icin hızlı fobi tedavisi gibi teknikler ya da korkulan şeklin yeniden ayarlanması yoluyla kişiye yardımcı olan farklı teknikler bulunmaktadır.

Aşağıda fobi ya da korkuları hafifletmek icin kullanılan mudahalelerin temel adımlarına bakacak olursak;

1. Rahatlama: Hipnotik induksiyon tekniklerinin coğuyla başarılabilir. Kaygı ya da diğer gerilimler fiziksel rahatlama telkinleriyle birlikte derin yavaş nefeslerle sağlanabilir.

2. Hipnoanaliz: Hipnoanaliz başka bircok hipnotik teknikle korku ve bunların sebeplerini oğrenmede kullanılabilir.

3. Strateji kopyalamanın gelişmesi ya da ego guclendirmesi: direk hipnotik telkinlerle cocuğa bu korkuyla baş edebileceği aşılanabilir.

4. Durumlarda değişen nitelikler: olaylar hipnoanaliz, metafor, tekrar cerceveleme ve diğer tekniklerle değiştirilebilir.

5. Guvenli bir yerde korkulan uyaranla yuzleşme: bir cok terapistin de soylediği gibi korkuyla yuzleşmek problemi cozmede her zaman yardımcıdır. Hasta hipnoanalizlerle cocuk korktuğu uyaranla guvenli bir yerde bir arkadaş ya da bir oyuncakla gibi karşılaşarak korkuyu yenebilir.

6. Kendi kendine yeterliliğin ve kontrolun artması: kendi kendine yeterlilik

7. Kişinin travma ile yuzleştirilmesi (guvenli yer)

8. Bedensel ve duygusal farkındalık

Birey hayatının herhangi bir doneminde de fobik reaksiyonlar geliştirebilir. Hayvanlardan korkma, yukseklik korkusu, ucak korkusu, kapalı alan - acık alan korkusu, bocek korkusu, asansor korkusu vs.

Yukarıda saydığım ve daha bircok fobik tepkilerin ozunde kişinin yaşadığı olay ya da olaylar zinciri mevcuttur. Nasıl ki her insan bir tabak yemekle doymaz ya da aynı numara ayakkabı giymez ise kişinin yaşadığı olaylar sonrasında olaya kattığı anlamda farklı olabilir.

Herkes depremi yaşayabilir ancak herkes depremden aynı derecede etkilenmez. Deprem sonrasında bazı kişiler normal hayatına devam ederlerken bazıları ise ciddi fobik tepkiler gosterebilir. Burada onemli olan nokta kişinin yaşadığı korku ya da korkuların nasıl anlamlandırıldığı ve olay anında kişinin neyden nasıl ne şekilde etkilendiğinin ortaya cıkarılmasıdır.

Spesifik olunmadığında kişi hicbir zaman korkularından kurtulamaz ve hep bir arayış icinde korkularıyla yaşamaya mahkum olduğunu duşunur ama aslında gercek boyle değildir.

Zihin olay anında bircok anın fotoğrafını ceker ve cekilen fotoğraf korku nesnesiyle birleştirilir. Kişi ne zaman o olayı hatırlatacak yere gider ya da o olayı hatırlatacak zamanlar yaşarsa aynı fobik durum tekrarlanır.

Bu durum cocuklarda da yetişkinlerde de aynı şekilde seyir eder burada onemli olan nokta fobinin ne zaman başladığı ve bir ağacın dalları gibi farklı bakış acıları var mı buna bakmak onemlidir. Orneğin kişi kapalı alandan korkuyorum diye yakınabilir ancak zihin kapalı alan ile farklı bir durumu bağlamış olabilir ancak kişi bunun farkında olmadığı icin kapalı alanlardan korktuğunu duşunur. aynı durum hayvan korkusunda da soz konusu olabilir yani kişi kopekten korkuyorum zanneder ancak korku duygusunu ilk defa yaşadığı anın fotoğrafına bakıldığında kopek korkusunun altında başka durumlar yatabilir. bu bakımda spesifik olmak fobik reaksiyonlarda onemle uzerinde durulması gereken bir durumdur.

Yukseklik korkusunun altında kontrolu kaybetme olabilir, ucak korkusunun altında yukseklik korkusu olabilir...

Ozetle ifade etmek gerekirse yaşadığımız bir problemin bize gorunen tarafı vardır bir de bize gorunmeyen bir tarafı vardır bu iki durumun ayrımına varmak sorunun cozumu icin ilk aşama ilk adımdır.

Bireyler olarak yaşadığımız olaylar ve bu olaylara kattığımız anlamlar bizim mutluluğumuzun ya da mutsuzluğumuzun temelini oluşturur. Bu acıdan bakıldığında ise algılarımızın ne kadar onemli olduğu apacık ortada.

Her bireyin olayları anlamlandırma algılama ve tepki verme duzeyleri ya da şekilleri farklı olsa da sağlıklı tepkiler icin sağlıklı algılara ve anlamlandırmalara ihtiyac vardır.

Sağlıklı algılarda fobik reaksiyonlar geliştirmemizi engeller ve olayları anlamlandırma becerimizi geliştirir.

Fobik tepki geliştiren birey eğer bu tepkisi ile başa cıkabilecek enstrumanlardan yoksun ise bir sure sonra depresif tepkiler hayatında yer edinmeye başlayabilir. bu durumu sahip olduğumuz bir aracın zamanında yapılmayan bakımlarına benzetebiliriz eğer zamansız bakım yapılırsa ilerleyen zamanlarda cok daha ciddi sorunlar yaşayabiliriz.

Erken mudahale her zaman kişinin doğru tepkiler kazanabilmesi icin gereklidir. Fobiler ve korkular bizim hayat kalitemizi duşurur ve yaşama dair mutlu olma potansiyelimize zarar verir. Kendimize olan inancımızdan tutun da cevremizle olan ilişkilerimizi olumsuz yonde etkiler.

İş hayatımızda ya da ozel hayatımızda bizim performansımızı ve sağlıklı yaşamamızı engeller.

Bu durumla başa cıkabilmek ise hayat kalitemizi artırır ve mutluluk duygusunu daha derinden yaşamamıza fırsat verir.

Fobisiz, sakin, rahat ve cesaretli gunler dilerim...

[h=2]Denizli Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]