Korku oyle birşeydir ki ne vardır ne yoktur. Korku coğunlukla oğrenilmiştir ve korku tektir. Korkunun neye benzediğini bilemezsiniz ama bir cok sembolik tanımı vardır. Kedi , ucak, karanlık, kaybetme korkusu gibi. Bunlar bizim adlandırdığımız KORKUNUN turevleridir. Korku tektir o da sadece KORKUdur. Korkunun olduğu yerde olumlu benlik algısından soz edilemez. Korku varsa BEN yoktur. Korku tektir ve bulaşıcıdır.
İcimizde ki korku hissi zamanla zift gibi bulaşır ve dağılır. Yani her yaşta ve donemde , o yaşa ve doneme uygun şekilde kendini gosterir. Cocuklukta başka, ergenlikte daha başka ve yetişkinlikte bambaşka olabilir. Ama bazende her donemde aynı korku yaşanılabilir. Korkulu ve guvensiz bir yapınız varsa surekli olarak Korku nesnesi uretirsiniz. Ve her seciminizde etkilidir. Bir virus gibi dağılır ve inanılmaz etkilidir. Bu korku temeli kişide oluştuktan sonra , kişi korkusunu kendisi uretmeye başlar. Ve bu yuzdendir ki her zaman onunla birliktedir. Ortam , iş, eş ve şehir değişikliği bunu değiştirmez. Cunku her yeni şey icinde mutlaka Korku uretecektir Korku. Kacmak gercekliğini değiştirmek. Korkmamak, korku nesnesiyle yuzleşmekten daha cok , o korku nesnesinin korku nesnesi olma ozelliğini kaybetmesi ve hicbir anlam ifade etmemesi durumudur.
Şoyle orneklendirebilirim ; Kediden korkuyorsanız bu kedinin korkunc olmasından kaynaklanmaz. Cunku kedi temelde bizim notrdur. Eğer oyle olmasaydı hepimiz aynı şeyi hissediyor olurduk. Ama Kedi kimimiz icin ev arkadaşı , kimimiz icinse bir canavar ve tehdit unsuru. Kediden korkmayan bir kişinin beyni , kedinin nesinden korkulacagına dair bir veri uretmez. Yani aklına şuna dikkat et diye birşey gelmez. Korkusuz olmak boyle birşeydir. Korku nesnesinden uzak olmak ,bu durumla başettiğiniz anlamına gelmez. O nesne tekrar varlığını gosterene kadar bu durum devam eder. Kendi kendimize soylediğimiz yalandan başka birşey değildir bu. Korku kendimizi korumak icin devreye giren bir sistemdir. Gercek bir tehdit altında ortaya cıkması sağlıklı olabilirken bu bile kişiden kişiye değişir.
Korku devreye girdiğinde
1 - Saldırma
2 - Kacma
3 - Donup kalma
Bu 3 şeyden birisini yapıyor oluyoruz. Bir kişi size silah doğrulttuğunda sizin tepkiniz otekinden cok farklı olurken , bazende aynı tepkiyi veriyor olabilirsiniz yani kişiden kişiye değişebilir.
Korku 2 Turdur :
1- Gercek korku
2- Gercek dışı korku.
Gercek Korku: Gercekten karşı karşıya kalınan durumdur. Bir aracın size carpıyor olduğu , asma koprude yururken uzerine bastığınız tahta basamağın kırıldığı, bir ucak yolculuğunun ortasında motorun bozulup kaptanın duşuyoruz dediği an'da duyulan korku gercektir ve gercelikle ortuşuyordur.
Gercek Dışı Korku: Bu yaratılmış, uretilmiş veya oğrenilmiş korkulardır. Batıl inanclarda buna dahildir. Merdiven altından gecmemek, elden bıcak almamak veya vermemek gibi. Toplum karşısında rezil olma, hastalanma, zarar gorme gibi. Korkulu bir bireye bakacak olursak burada ki algı bozulmuş durumdadır. Yani herşey artık bir tehdit unsuru olarak algılanıyor. Surekli kendini koruma cabası icinde oluyor. Gercek dışı bircok korku uretilebileceği icin adrenalin salgılanımı bu kişilerde daha fazla oluyor. Bu nedenle bedensel semptomlarda korkuya eşlik etmeye başlıyor.
Fobik ( kedi, ucak, yukseklik,kusma,bocek vs) korkuları cozumlemek cok daha kolaydır. Emdr ve Duygu Devreleri Terapisi ile birkac seansta bunları cozume ulaştırabiliyoruz. Korkulu kişilere bakıcak olursak bu kişilerin aile dinamiklerinde de korku odaklı ebeveynler goruyoruz. Kacıngan veya endişeli bir ebeveyn profili bireyin korku referanslarını besleyen birer profildir. Cok hassas ve otoriter ebeveynler de aynı şekilde etkili olmaktadır. Bu profiller icinde yetişmişseniz guvenli bir ortamda buyumemişsiniz demektir. Bu ortamda yetişen ama benim korkularım yok diyende olabilir. Belki bu korkularla başetme yolu olarak Kacıngan veya Narsistik bir kişilik oluşturmayı secmiş olabilirsiniz. Veya belki de gercekten korkunuz yoktur
Korku işlenirken kişinin yaşam oykusu oldukca onemlidir. Korkunun gelişiminin danışan tarafından bilinmesi , danışanın farkındalığına buyuk katkı sunar. Farkındalık icin psikoterapi gerekiyor. İlac farkındalık kazandırmadan tedavi etme bicimidir. Sadece İlac kullanırken sorununuzun oluşumunu cozumleyemezsiniz. Ama azımsanamayacak kadar yuksek oranda bireyler sorunların cozumu icin caba harcamak istemiyor. Daha kolay ve yorulmadan birşeyler birden cozuluversin istiyorlar. Psikoterapi emek ve yatırım isteyen bir surectir. İlmek ilmek işlenmesi gereken bir surec. Puzzle yapmak gibidir, parcaları koyarsın ve butune ulaşıp ana resmi gorursun. Dolayısıyla bu yazılarda tedavi icin yeterli değildir. Evet katkıları vardır bu yazıların ancak sadece bilgi bazen tek başına işe yaramıyor. Bu surecin dışardan bir kişi tarafından yonetilmesi , bizim kendi savunma mekanizmalarımıza takılmadan yonetilmesi gerekir Her ruh sağlığı alanında calışan kişi yetkin bir terapist demek değildir. Bu becerileri geliştirebilmek adına kendimizi lisans eğitimlerimiz dışında da eğitmemiz gerekiyor. Yani tedavi icin lutfen PSİKOTERAPİ yapan bir uzmanla calışın. Bu Psikiyatristte olabilir , psikologta, psikolojik danışmanda.
Psikoterapi sureci tavsiye sureci değildir. Terapist tavsiye vermez cozum ve sorunların temeli icin rehberlik eder. Psikoterapi becerilerini ve bilgilerini kullanarak kişiyi cozume goturur. O yuzden neler yapabileceğinize dair bilgiler vermek bazen işe yarar şeylerde olmasına rağmen yeterli değildir. Kişi kendi icinde cok ozeldir ve bu ozel varlığı kendi icinde değerlendirmek gerekir. Kendi ailesi, sosyolojik yapısı, kulturel yapısı, ekonomik yapısı vs icinde değerlendirmek gerekir. Kendine guvenli bir yaşam icin...
Sevgilerimle
Ziya UNLUTURK

[h=2]Eskişehir Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]