Gundemi cok hızla değişen guzel ulkemizde surekli yeni gundemler oluşuyor. Gundem sıkıntısı cekmiyoruz ama asıl onemli bir noktayı gozden kacırıyoruz. Konu ya da gundem ne olursa olsun iletişimle ilgili buyuk bir sorun yaşıyoruz: Konuşamıyoruz!
Belki de toplumumuzun en onemli sorunu bu. İletişim kurmaktaki kısırlığımız.
Kendimizi ya da soylemek istediklerimizi ifade ederken kelimelerin ulaştığı yerlerde yaratacağı hasarı hesaplamıyoruz. Oncelikle vurgulamak isterim ki, protesto etmek demek, karşımızdaki insana ‘Allah belanı versin’ demek ozgurluğune sahip olmak demek değildir. Eleştirebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz, beğenmeyebilir, cok ofkeli olabilirsiniz ancak hakaret edemezsiniz. Bela okuyamazsınız. Ustelik kişler, devletin bir makamını ya da resmi kurumları temsil ediyorlarsa hitap şeklinizde daha dikkatli olmanız beklenir. Arkadaşınızla konuşur gibi konuşamazsınız. Saygısızlık yapamazsınız.
Ote yandan aynı şey, o makamları işgal eden kişiler icin de gecerlidir.
Cunku o makamlar vatandaşa hizmet etmek uzere oraya getirilen kişilerin gecici olarak bulundukları yerlerdir. İş yukunuz, sorumluluklarınız cok ağır olabilir, cok yorucu olabilir, gergin olabilirsiniz ama zaten butun bu sorumlulukları ve gorevleri taşıyabileceğiniz duşunulduğu icin o gorevlere getirildiniz. Kimse silah zoruyla calışmanızı istememiştir sanıyorum. Olgunluk ve kamil insan olmak sizi eleştirenlere de aynı iyi niyet ve guler yuzle davranmayı gerektirir. O eleştiriyi ve ofkeyi, vatandaşa hakaret ederek yok edemezsiniz ama onu dinleyebilirseniz, kulak verebilirseniz sizi eleştirseler dahi saygısızlık yapmalarının onune gecebilirsiniz. Kimsenin duşuncesini, şiddetle, ofkeyle, hakaretle yok edemez, olumluya ceviremezsiniz.
Bu iki yonlu yanlış davranış aslında tam da bizim ozetimiz. İkili ilişkilerde de, devlet vatandaş ilişkisinde de, anne cocuk ve aile ilişkisinde de boyle maalesef.
- Anne cocuğunun davranışını beğenmediğinde, yaptığına kızdığında olayı veya davranışı eleştirmek yerine, kişiliğine yonelik saldırıya gecer:
Diyelim ki cocuk kırık notlarla dolu bir karne getirmiştir. Olay cocuğun derslerine calışmaması iken ve bu durum eleştirilecekken, anne cocuğunun ne kadar aptal olduğundan başlar, başka cocukların ne kadar başarılı olduğundan dem vurarak onu başkalarıyla kıyaslar, ve zaten boyle giderse asla bir şey başaramayacağını, hicbir zaman adam olamayacağını soyleyerek butun guvenini ve ozsaygısını yerle bir eder. Oysa anne, bu zayıf notlardan dolayı cocuğuna kızgın olduğunu, hayal kırıklığı yaşadığını, bu şekilde devam etmesi halinde bazı haklarının elinden alınacağını soyleyebilir hatta ‘cok ofkeli olduğum icin şu an bu konuyu konuşmak istemiyorum’ bile diyebilirdi. Butun bu cumlelerde cocuğun kişiliğine saldıran herhangi bir soylem yok dikkat ederseniz.
- Benzer bir tutum, eşler arasındaki tartışmalarda da yaşanıyor:
Diyelim ki olay erkek eşin eve gec gelmesi ve haber vermemesi ise ve bu sure boyunca kadının gec gelen eşini ona ulaşamaması nedeniyle cok merak etmesiyse, kapı caldığında ‘ Seni cok merak ettim, başına bir şey geldi zannettim, keşke haber etseydin’ demesi beklenir. Ancak genellikle olan, ‘sen hep boyle yapıyorsun, zaten cok sorumsuzsun, cok duşuncesizsin, gecen sefer de boyle yapmıştın.’ Şeklinde yargılayıcı ve suclayıcı bir tavırla konuşmaktır. Bu şekilde bir konuşma belki yanlış davranan eşin doğru davranmasını sağlamaya yetmeyebilir ama kendinize ve karşınızdaki insana olan saygınızı yitirmenizin onune gecer. Başkası yanlış yaparken aynı yanlışı yaparsanız, doğruyu ve haklılığınızı savunamazsınız.
Yanlış bir soz ya da eylemle karşılaştığımızda konuşmaya calışmak yerine kolay yola başvurmak karşımızdakini ezmek, hakaret etmek, kufur etmek, şiddete başvurmak, ve boylelikle diğerlerini susturmak bir yontem gibi gorunebilir ama doğru bir yol değil. Cunku iletişim bu değil, sağlıklı ilişki bu değil.
- Eleştirilere sorgulayarak yaklaşmak,
- Kendimizi değerlendirmek,
- Eleştirenin gozunden gormeye calışmak,
- Neleri, nasıl duzeltebileceğimize odaklanmaktır doğru olan.
Eleştirilmek aslında sizden beklentiler olduğunu gosteren iyi bir geri bildirimdir.
Bu mesajı alabilenler kendisini gercekten geliştirebilir ve daha olumlu ilerlemeler kaydedebilirler. Eleştiren kişinin dili doğru değilse, yontemi yanlışsa, aynı yanlışa duşmek, eleştiren kişiye hakaret etmek, ofkesine yenik duşmek daha buyuk bir yanlış değil mi?
Herkes yanlışa karşılık yanlış yaparsa doğruyu nasıl bulacağız?

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]