“Konsantrasyon, bezginlik duymadan fiziki ve zihni enerjiyi tek bir noktaya surekli uygulama yeteneğidir.” Thomas Edison
Konsantrasyon, butun dikkatin bir noktaya toplanması, butun oğrenme mekanizmalarının aynı noktaya yonlendirilmesi, butun alıcıların oğrenmeye hazır hÂle getirilerek algının en yuksek performansına ulaşmasıdır.
Dikkati kuvvetlendirmek, ilgisizliği yenmek, fiziksel ve ruhsal kuvvetlere hakim olmak icin dışarıdan gelen uyaranlardan kendini tecrit etme sanatı olarak tanımlayabileceğimiz konsantrasyon, ruhun tek bir şey ya da fikir uzerine butun dikkatini vermesidir.
Konsantrasyon suresi, kişiden kişiye değişebildiği gibi; aynı kişide konu ve yapılan işe gore de değişiklik gosterebilir. Genellikle sevdiğiniz, merak ettiğiniz, onemsediğiniz ve yapabildiğiniz işlere daha uzun sure konsantre olabilirsiniz. Dış gorunuşu itibarıyla sanki dikkat alanı daralmış gibidir. İc gorunuşte ise, zihin gucunun aynı noktaya cevrilmesine dayanır. Tek bir konu uzerinde yerleşerek yayılmayı azaltmaktır
Derin konsantrasyon, dikkati hicbir şey uzerine yoneltmeden, zihni bu sabit dikkat halinde tutmaktan ibarettir. Bu şartlar altındayken zihinde hicbir imaj yoktur. Tam bir sukûnet soz konusudur, zihin pasifleşmiştir. Zihnin tamamıyla boşalması ise, konsantrasyonun son aşamasıdır. Bu ancak derin meditasyon durumlarında yakalanabilen bir durumdur. Konsantrasyonu sağlamak icin zihnin belli bir konu uzerinde kalmasına engel olan uyaranları zihinden uzaklaştırmak gerekir. Bu nedenle zihin yuzeyindeki sukûneti bozan etkilerin neler olduğunu iyi bilmek gerekir.
Zihni tedirginlikten kurtarmak ve konsantrasyonu sağlamak, zihni denetim altına alabilmek ve duyu organlarından bağımsız hale getirmektir.
Dağılmış kuvvetleri merkezleştirmek, enerjiyi biriktirmek, ulaşmak istediğimiz amaca varmak icin konsantrasyondan yararlanabiliriz. Duşuncesini toplamasını bilen, onu saptırmadan ve kesinlikle kaybetmeden varmak istediği amaca doğru sevk eden kişi, guc ve etki araclarını bir hayli artırır.
Dikkati ve Konsantrasyonu Engelleyen Faktorler
1. Dışsal Sebepler
- Cevredekiler, TV, rahat bir koltuk, gurultu, poster, telefon, afişler v.b.
2. İcsel Sebepler
Fiziksel Sebepler (Aclık, uykusuzluk vb.)
Sıkılma (Hoşlanmama, ilgi cekici bulmama vb.)
Endişe ve Kaygılar
Korku (Hata yapma veya başaramama korkusu)
Hayal Kurma
Kontrolsuz ic konuşmalar (takıntılar)
Yoğun duygusal anılar ve etkisi devam eden gunluk olaylar
Ana fikri yakalamadan okuma
Stres, gerilim gibi olumsuz duygu durumları.
Konsantrasyon bozukluğu belli bir sure sonra yoğunlaşmayı kaybetmek yani dikkatin bazı nedenlerden dağılmasıdır.
“Konsantrasyon zayıflığı” ise duşunceleri uzun sure bir konuda sabit tutma yeteneğinin olmamasıdır. Bu yeteneksizliğin bircok sebebi olabilir: Zihnimizde oluşan cağrışımlar, bir konu uzerinde calışırken kapıldığımız duygular, icsel şaşkınlık veya sadece yetersiz ilgi.
Bu yeteneğimizi sık sık calıştırmak onun gelişmesi acısından cok faydalıdır, cunku duşunme kabiliyeti kullanılmadığı veya yanlış kullanıldığı zaman zarar goren ve korelen bir kasa benzer. Yapılan istatistiklerin bircoğu az sayıda kişinin zihinsel-ruhsal yeteneklerinden en iyi şekilde yararlandığını gostermektedir.
Zihniniz bir şeyden diğerine kayıyorsa, yoğun tempolu iş yaşamınız veya ilgilendiğiniz konu size sıkıcı, zor gelmeye başladıysa doğal olarak konsantrasyon sorunları yaşamaya başladınız demektir.
1- Yaşamınızda endişeler varsa
2- Mutsuz bir evlilik, ilişki yaşıyorsanız
3- Yoğun stres altında calışıyorsanız
4- Cozumleyemediğiniz suregelen sorunlarınız varsa
5- Dıştan gelen etkenler sizi zorluyorsa
6- Beslenme bozukluğu ve fiziksel aktivite azlığınız varsa
Konsantrasyon eksikliği yaşanır ve yeterince uzerinde durulmazsa, gitgide ilerler.
Aşırı heyecansal durumlar, zihinsel ve bedensel yorgunluklar, keder, sıkıntı ve ofke sırasında dikkat azalır. Depresyon, anksiyete, şizofreni ve bazı organik ruhsal bozukluklarda dikkati azaltır.
Dikkat ve konsantrasyon sorunlarının oluşmasında en onemli etkenlerden biri duygusal hayatımızın genelde bir karmaşa icinde olmasıdır. Butun kaygı ve endişe halleri, sinirlilik, ofke, eş koşmalar zihnimizde surekli bir calkantının oluşmasına neden olur. Nasıl ki, calkantılı bir su birikintisi bulanık bir duruma gelirse ve bu bulanıklık icinde dibi gormek mumkun olmazsa zihnimiz icin de aynı şeyi duşunebiliriz. Calkantılı bir zihne sahipken ne dikkatli olabiliriz ne de istediğimiz bir konuya konsantre olabiliriz. Cunku hemen icsel konuşmalar, gunduz duşleri dediğimiz hayaller devreye girmeye başlar ve cok kısa bir sure sonra kendimizi zihinsel acıdan yapmak istediğimizden cok uzak bir yerde bulabiliriz. Berrak bir zihin kadar sağlığa ve mutluluğa katkıda bulunan bir şey yoktur. Zihin neşeli oldukca butun hayat faaliyeti normal olur, vucudun her tarafında uyum ve sağlık hukum surer. Ustune basarak vurgulamakta fayda var ki, duygularımızın kokeni ruhsal değildir. Duygular ruha değil, bedene ait ozelliklerdir. Sinir sistemine, beyin fonksiyonlarına bağlıdır. Bilindiği gibi duygu durumunda ilk gozuken şey, kalp ve damar sistemindeki değişikliklerdir. Heyecan durumunda nabız hızlanır, duzensizlik gosterebilir, kalp arada bir tekler vaziyette carpabilir, goğus sıkışabilir. Boyle bir fiziksel durum icindeyken de dikkatli olmamız ve herhangi bir konuya konsantre olabilmemiz mumkun değildir. Bu nedenle konsantrasyon ve dikkat artırma egzersizlerine başlarken fiziksel ve zihinsel bir gevşeme icinde olmak gerekir.
Konsantrasyonunuzu etkileyen en onemli etkenlerden biri de; olumsuz duşunceler ve cozumlenemeyen problemlerdir. Olur, olmaz zamanlarda kendinizi bu tip sorunlarla boğuşurken fark ediyorsanız, kendiniz icin sadece bunları duşunmeye zaman ayırmanız faydalı olabilir. Sorunlarınızı yerli yersiz duşunmek ve veriminizi duşurmek yerine sadece bu sorunun cozumune yonelik neler yapılabilir şeklinde 10-20 dakikalık zaman dilimleri ayırarak konu uzerinde kendi baskınızı gosterebilirsiniz. Bir anlamda zihniniz size itaat etmeyerek surekli problemleri aklınıza getireceğine, sadece sizin belirlediğiniz zaman dilimleri icinde bu sorunu cozmek icin uğraşmanız, hÂkimiyetin sizde olduğunu daha belirgin bir şekilde hissettirecektir.
Uzm. Psik. Nihal ARAPTARLI

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]