İkinci bolumde Cem Yılmaz katıldı Tolgshow'a.

Sadece şovun işleyiş bicimi yuzunden (Gorunmez yonetmen bir komut verir, Tolga veya gelen konuk o komutu uygulamaya calışır) gercek bir Cem Yılmaz şoleni izleyemedik.

Bu ilginc bir durum cunku bir sanatcının katıldığı bir talk show programında genelde kendini iyi ifade edememesine yol acan şey ya kotu bi' gun gecirmiş olmasıdır, ya canlı yayında biriyle tartışır ya da başka bir şey.

Fakat burada sanatcının cevherini goremememize sebep olan şey bunlardan hicbiri değil!

Komik!

Yalnızca programın formatı!

Mikrofonu yeterince elinde tutamıyor, haliyle buyuk espriler yapamıyor.

Cunku orada (piyanistle beraber) iki kişi daha var ve yonetmenin onlarla da komut vererek ilgilenmesi icap ediyor.

O akşam ucretsiz Spotify gibi duşun.

O akşam son derece sınırlı bir Cem Yılmaz izlemek zorunda kaldım.

Bu cok kotuydu.

Program eğlenceli miydi?

Kesinlikle.

Ama adeta Cem Yılmaz'ın elleri bağlıydı.

Anlayabiliyor musunuz?

Orneğin burada Cem Yılmaz'a daha cok gulmeniz cok olası.



Cunku yaptıkları şey basit.

Bir araya gelmiş sohbet ediyorlar.

Ne kadar sade ve guzel değil mi?

Ceza sahası boş.

İstediğin zaman gole gidebilirsin bir komedyen olarak.