Hollanda'nın NRC gazetesinde yer alan analizde, Avrupa Birliği'nin (AB) Yolsuzlukla Mucadele Ofisinin (OLAF), Birliğin dış sınırlarının korunmasından sorumlu kurumu Frontex'in, Yunan sahil guvenliğinin gocmenleri Turk kara sularına yasa dışı olarak geri itmesini ortbas ettiğine ilişkin raporunun hemen ardından Mitarakis'in Turkiye'yi suclayan bir tweet atmasının şupheyle karşılandığına dikkat cekildi. Analizde, bunun dikkatleri OLAF'ın raporundan başka yone cekme cabası olduğu kaydedildi. Gazete, Mitarakis'in Turkiye'nin kotu muamelede bulunduğunu iddia etiği cıplak haldeki 92 multeciyi kurtardıkları şeklindeki paylaşımını, Yunanistan'ın rapordan "derin utancını ortbas cabası" olarak değerlendirdi. Analizde, Frontex ’in operasyonlarda yer almamasının "Yunan guvenlik birimlerinin muhtemel geri itmelerinin gorulmemesi icin" olabileceği tahmini paylaşıldı. Analizde, Yunanistan'ın gocmenleri deniz sınırından geri itmesi ve hak ihlallerine goz yuman Frontex'in de sorumlu olduğu kaydedildi. Analizde, sınırı askeri bolge ilan ederek gazeteci, STK gozlemcisi ve sivilleri almadığı icin Yunanistan ’ın iddialarını teyit etmenin cok guc olduğuna vurgu yapıldı. Yunanistan ’ı eleştiren gazetelerin calışma izinlerini kaybetme tehlikesiyle karşılaştığına değinilen analizde, ulkedeki STK ’lara hukumetin soylemlerini desteklemeleri yonunde baskı yapıldığı vurgulandı. AA'nın aktardığı bilgilere gore analizde, Yunanistan'ın geri ittiği ve Meric Nehri uzerindeki bir adacıkta ac kalıp akrep sokması yuzunden olen beş yaşındaki Suriyeli multeci kız cocuğu olayında da benzer şekilde Turkiye ’nin suclanıp sonrasında sorumluluğun Yunanistan ’da olduğunun kabul edildiği hatırlatıldı. Soz konusu olayla ilgili Sınır Şiddeti İzleme Ağı (BVMN) kuruluşu yetkilisi Hope Barker'ın "Yunanistan gozetleme kuleleriyle 3 mile kadar olan bolgeyi termal kameralarla izleyebildiğiyle ve bu sayede gocmen gecişlerini engellediğiyle ovunuyor. Fakat sınırda ac ve susuz bekleyen multeciler sorulduğunda bunları goremediklerini, bulamadıklarını belirtiyorlar." şeklindeki eleştirilerine de yer verildi. Analizde, Barker'ın, Yunan makamlarının kız cocuğunun olduğunu iddia ettiğini ve sonrasında kızın ebeveynlerine de kızlarının olmadığı şeklinde beyanatta bulunması icin baskıda bulunduğu şeklindeki ifadeleri aktarıldı.