KLOSTROFOBİ ( KAPALI ALAN KORKUSU)
Klostrofobi nedir?
Klostrofobi, kapalı alanlarda kalma korkusudur. Klostrofobide kişiler kapalı ve kucuk yerlere girmekten korkarlar. Bu yerlere girdiklerinde panik atak gecirerek, nefessiz kalmaktan ve boğulmaktan yoğun endişe duyarlar. Bu kişiler bir ortamda kilitli kalmaktan dolayı da korku yaşarlar. Fobinin ciddiyeti ve derecesi kişiden kişiye farklılık gosterebilmektedir. Kişiler, kucuk yerlerde, asansorlerde, buyukte olsa kapalı mekÂnlarda bu korkuları surekli yaşarlar. Bazıları ise lunapark gibi eğlence parklarındaki emniyet kemeri kullanılan trenlerde bile buyuk korku yaşayabilirler. Toplumda yaşayan kişilerin % 7–10 oranında farklı seviyelerde kapalı alan korkusu bulunmaktadır. Şiddetli olan klostrofobi ise toplumun % 2 ‘sinde gorulur.
Klostrofobi belirtileri nedir?
Klostrofobisi olan bir birey, kendini bulunduğu ortamlarda kapana kısılmış gibi hissedebilir, kontrolunu kaybediyor ve duvarların uzerine geliyormuş gibi duşunebilir. Bunun dışında kişilerin bu ortamlarda nefessiz kalıp boğuluyormuş gibi hissetmesi oldukca sık gorulur. Klostrofobiye, coğu zaman panik nobetleri eşlik eder. Panik nobetleri, ozellikle kapalı mekÂnlara girildiğinde veya girme ihtimali belirdiğinde ortaya cıkan yoğun bir kaygıyla kendini belli eder. Vucutta terleme, baş donmesi, baş ağrısı, carpıntı, titreme, havasız kaldığını hissetme, nefes darlığı cekme, bayılacakmış hissi duyma, vucudun değişik bolgelerinde uyuşma ve karıncalanma, ağlama krizleri meydana gelebilir. Bazen, kaygı cok yoğun olarak yaşanıyorsa, kontrolu kaybetme korkusu, olum korkusu gibi psikolojik belirtiler de gozlemlenebilir. Bu korkuların ust uste yaşanması halinde, kişi buralardan uzak durmaya calışır. Asansorden kacınır, ucağa binmek istemez, tiyatro ve sinema gibi kapalı alanlara giremez, sağlığı tehlikede olsa bile kapalı yerde yapılan MR cekimlerini aksatır. Oyle ki kişiler MR cekimi sırasında ilk kez bu fobilerini oğrenebiliyor ve panik ataklar gecirebiliyor. Kişiler kapalı alanlara girmek zorunda kalırsa, ilk yaptıkları pencereleri ve kapıları kontrol etmek, olabildiğince cıkış yerine yakın yerlerde oturmaktır.
Panik Nobeti Geldiğinde Ne Yapmalı?
Kapalı bir yerde kaldıysanız ve yukarıda saydığımız belirtilerin yoğun bir kaygıyla birlikte yukselmekte olduğunu fark ederseniz oncelikle olduğunuz yerde kalmaya calışın, bulunduğunuz yerde kendinizi tutmaya calışın. Eğer araba kullanıyorsanız, mumkunse kenara cekin ancak asla aceleci davranarak hemen arabadan cıkmayın. Camları acın ve arabada sakinleşmeyi bekleyin, sakinleştikten sonra arabadan cıkın. Panik nobeti, genellikle 5 dakika ila yarım saat icinde son bulur ancak nadir durumlarda 1 saate kadar uzadığı olabilir. Bu sure icerisinde guvenli bir yerde olmanız onemlidir. Panik nobeti bir deniz dalgası gibidir. Birkac dakika icinde yukselecektir. Fakat deniz dalgasında olduğu gibi belli bir sure sonra sonlanacaktır. Sanki panik nobeti hic gecmeyecek, hep aynı şiddette kalacakmış gibi duşunup, paniği azaltacak kacınma davranışları sergilemeniz paniği kısa vadede azaltacaktır. Fakat uzun vadede paniği, kacarak ya da kacınarak azaltmaya calışmak panik halinin daha da yerleşmesine neden olacaktır. Ve panik kısır dongusu surecektir.
Nobet esnasında deneyimlediğiniz her tur duygu ve duşuncenin panik belirtisi olduğunu ve az sonra gececeğini kendinize hatırlatın. Cevrenizdeki zararsız bir şeye odaklanmaya calışın. Orneğin saatinizin saniye kolunu takip etmeyi ya da eğer nefes egzersizi biliyorsanız, nefeslerinize odaklanıp, nefeslerinizi egzersize uyumlu hale getirip kendinizi sakinleştirmeye calışın.
Panik nobeti esnasında coğu zaman kişinin nefes alışverişi hızlanır ve sığlaşır. Bu durum, bedene giren oksijen miktarının azalmasına yol acarak baş donmesi, bayılacakmış gibi olma vb. belirtilerini ortaya cıkarır. Dolayısıyla, panik nobeti sırasında nefesinize odaklanmanız, mumkun olduğunca yavaş ve derin nefesler almanız kaygınızla birlikte bircok bedensel belirtinizin de azalmasına yardımcı olabilir.
Korku Duygusundan Korkmak: panik atak gecirmekten korumak !!!!!
Bazı durumlarda, ister klostrofobiye bağlı olsun ister başka bir duruma bağlı olsun, panik nobeti deneyimleyen kişilerde bir sure sonra panik belirtilerini yeniden yaşamaya yonelik ciddi bir korku ortaya cıkabilir. Orneğin asansorden korkuyorum diyen bir kişi asansorun bozulup icinde kalmaktan korktuğu icin asansore binemiyor olabilir. Panik bozukluğu olan bir kişi ise asansorde panik nobeti gecirme korkusu sebebiyle asansore binmekten kacınır, uzak durur. Panik belirtileri o asansordeyken ortaya cıkarsa kendisini dışarı atamayacak olması, oradan uzaklaşamayacak olması onun icin başlı başına bir kaygı sebebidir. Dolayısıyla panik bozukluğunda kişiler aslında korkunun kendisinden korkarlar.
Klostrofobi nedenleri nedir?
Bu fobinin tek bir nedeni yoktur. Cocukluk ya da ergenlik cağında yaşanmış olan kabul edilemeyecek bir olay klostrofobiye neden olabilir. Bu cocuğun cezalandırılması icin kapalı bir yere kilitlenmesi, bir filmde ya da ruyada gorulen esir olan bir kişinin icinde bulunduğu durumdan etkilenme gibi olaylardan kaynaklanabilir. Anne, baba ya da kardeşlerin kaygılı olmaları, aşırı evhamlı olmaları, korkularını kontrol edememeleri durumunda fobinin oluşmasına zemin hazırlanabilir.. Klostrofobi başlangıcı cocukluk ya da ergenlik doneminde olabileceği gibi, yetişkinlik doneminde de başlayabilir. Panik atak, agorafobi, travmayı takiben stres gibi anksiyete bozukluğu olan kişilerde klostrofobi aynı anda ortaya cıkabilir.
Ebeveynlerimizden bir korkuyu model alabiliriz ve bir korku karşısındaki davranışlarını taklit yoluyla biz de bir korkuya sahip olabiliriz. Hayvan deneylerinde korkunun ana babadan cocuğa gecebildiği gibi korkusuzluğun da oğretilebildiği gosterilmiştir. Yılan gorunce korkan yavrular korkusuz bir anne veya başka bir yetişkini model alıp korkusuzluğu oğrenebiliyorlar. Onceden dişciye gitme ve diş cekme oyunu oynatılan cocukların dişcide cok daha az korku yaşadıkları gosterilmiştir. Strese karşı aşılama uzun yıllardır bilinen ve başarıyla uygulanan bir modeldir. Ozgul fobilerin bircoğu cocukluk ve ergenlikte başlar. Bu korkuların hepsi erişkinliğe kadar surmez, ancak cocukken fobisi olan kişinin erişkinlikte fobi geliştirme riskinin yuksek olduğu bilindiği icin anne babalara onemli bir rol duşmektedir. Cocuklara hem korkusuz erişkin modeli olarak, hem de korkularının uzerine gitme konusunda onları cesaretlendirerek onleyici bir rol oynamaları yararlı olacaktır
Klostrofobi tedavisi nasıl yapılır?
Kişinin gunluk yaşamını yani iş hayatını ve sosyal ilişkilerini kısıtlayacak, ruh sağlığını bozacak bir durum soz konusuysa, mutlaka psikiyatriste gidilmelidir. Klostrofobi depresyon ya da anksiyete bozukluğuna neden olmuşsa, tedaviye ek olarak ilaclardan faydalanılır. Antidepresan ilaclar kullanılarak hastanın tedavisi gercekleştirilir. Ozgul fobilerden klostrofobinin tedavisi hem mumkundur, hem de başarı oranları yuksektir. Klostrofobi tedavisinde en sık kullanılan yaklaşım bilişsel-davranışcı yaklaşımdır. Bu yaklaşımı başvurmuş olduğunuz, bilişsel-davranışcı yaklaşım eğitiminden gecmiş psikiyatristten ya da psikologdan alabilirsiniz.
Bunaltı bozukluklarında yaygın bicimde kullanılan davranışcı tedaviler ozgul fobilerde ilk secenektir. Alıştırma (exposure) adı verilen yontem en yaygın kullanılan davranışcı tekniktir. Bu teknikte kişinin korktuğu durumun ayrıntılı bir değerlendirmesi yapıldıktan sonra korkulan durumla gitgide artan derecede karşılaşması( yuzleşmesi) sağlanır. Başlangıcta sıkıntı ve korku verici olan bu işlem, hasta korkulan ortamda yeteri kadar sure kalabilirse alışmayla (ve korkunun azalmasıyla) sonuclanır. Tedaviye istekli olan ve tedavi uyumu iyi olan vakalarda birkac seansta onemli oranda bir duzelme elde etmek mumkundur.
Alıştırma( maruz bırakma) tedavisinin, olabildiğince, gercek nesne veya ortamda yapılmasının uygun olduğu duşunulur. Ancak bu her zaman şart da değildir, mumkun de olmayabilir. Orneğin ucak fobisinde her zaman deneme yapmak kolay olmayabilir. Boyle durumlarda hastanın korkulan durumlarla hayalinde karşılaşması sağlanabilir ve bu da gercek durumla karşılaşma kadar yarar sağlayabilir.
Gercek ortamlarda mazru bırakma ( Alıştırma) yapılması teknik olarak ve zaman olarak zor olduğunda bu uygulamalar hipnoterapi ile gercekleştirilebilir. Maruz bırakmak istediğimiz durumu kişinin zihnide oluşturabilir ve maruz bırakmak istediğimiz duruma kontrollu bir şekilde maruz bırakılbilir. Hipnoterapiyi bu konuda ayrıcalıklı kılan yonlerden bir tanesi de, kişi hipnoz altındayken telkin almaya acık hale geldiği icin kişiye korkulan durumu aşmasına ve bu konuda oz-guvenini arttrımaya yonelik destekleyici telkinler verilebilir. Boylelikle kişi gercek yaşamda karşılaştığı korktuğu durumla daha cesaretli bir şekilde yuzleşebilir. Ve bu şekilde, kacındığı bir durum artık gitgide daha az kacındığı bir durum haline gelir. Hipnoterapi klostrofobi tedavisinde yardımcı bir teknik olarak kullanılabilir. Yine bu teknikle ilgili yardımın, hipnoterapi eğitimini supervizyon ile birlikte almış bir terapistten alınması gerekmektedir.
Psikolog/Psikoterapist
Umit Karabulut

[h=2]Kocaeli Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]