Omrunu Olume Gelin Ediyorum







Bulutlar dokunsan ağlayacak. Guneş yavaş yavaş elini eteğini cekiyor gunduzden, birşeylere kızmışcasına kızarıp yok oluyor ufukta alaca parlak ihtişamıyla…Hangi burctan olduğu bilinmeyen ay doğuyor işte. Ve başlıyor coken karanlıkla suzulup gelen bir huzn-u gece…



Guneşin batışı, ayın doğuşu hep aynı… Bir ben farklıyım bu gece…

Notası olmayan unutulmuş bir melodi ile ayrılığın tadını cıkarıyorum. Dekorasyonu yarım kalmış aşkımı dayayıp doşuyorum suslu kelimelerle…Bu ayrılık buraya yakışmadı ama her neyse…Elimde bir tutam yaban heyecanı, bahcemde ki bulbulden muzdarip gullere anlatıyorum seni…Gozlerimde birikmiş bir nem var ama onemli değil, ağlamıyorum…Gunluk huzun randevularımın vazgecilmezi bu.Aşkının rutubetinden olacak ki ıslanıyor işte ben istemesemde…İcime cekmiyorum sensizliği, oksurtuyor bu aralar.Şarap yerine kahve iciyorum bak.Sonra resmini cekiyorum kahvenin kırk yıllık hatırla sarmaş dolaş…Seni icimdeki dipsiz, kor bir kuyuya atıyorum.Kırk hayalin cıkartamıyor…




Surulduğum dokuzuncu koydende kovuluyorum…

Yok sevgilim yok, olmuyor…Ben yalan soyleyemiyorum.Butun mazeretlerim izinli bu gece.Aleyhimde şahitlik yapıyor zaman…
[*]Bal gibi ağlıyorum işte, gozlerim kan revan…Unutamıyorum seni kahretsin, ozlemin icimde bir yerlerde yanıp kor oluyor durmadan…Dudaklarımda duruyor hala dudaklarının numarası, karda yuruyup izini belli edenlerdensin sende…

Hep aynı işte…Ayrıldığımızdan beri aynı tas aynı hamam…Hayatı sensizlikle paylaşmanın sacma muhasebesinde hesapsız bilancolar cıkarıyorum, beyan ediyorum seni kalbime…Gulu seversin diye gule en yakın diken oluyorum…Sus diyorsun, gozlerinin yakamozlarında sus pus oluyorum…Yeter artık bilesin, dayanamıyorum…

Herşeyindim hani…
Hani omrundum…
Haberin olsun…
Omrunu olume gelin ediyorum…


alinti​