Peşinen belirteyim, bu bir Biletix virali değil. Daha once calınan bisikletimi Letgo ’da nasıl bulduğumun hikayesini yazınca viral reklamın ne olduğundan bihaber olan ama oyle ya da boyle bu kelimeyi duymuş bazı kişiler soz konusu yazıya viral demişlerdi. O olayın davası yakın zamanda gorulecek ama o başka bir zamanın konusu. Bugunku konumuz ise Metin Zakoğlu ’nun Edepsiz Komedi isimli oyunu.
Aynı Gunku Gosteriye Bilet Almak
Sanırım biz hatayı daha en başta, o akşam gercekleşecek olan bir gosteriye bilet alarak yaptık. Akıllı telefonum ile Biletix ’in sitesine girdik ve İstanbul ’da o gun olan tiyatro gosterilerine baktık. Bazıları icin zaman olarak gec kalmıştık, bazı gosterilerin de bileti tukenmişti. Biraz gezindikten sonra Edepsiz Komedi ikimizin de ilgisini cekti ve bilet satın alma işlemine başladık. Dijital mi, baskılı mı olup olmadığı bile belli olmayan bir sistemden dijital teslim seceneği icin ekstra 4.5 TL odeyerek biletimizi aldık. Gosterinin fiyatı normalde 70 TL lakin bir alana bir bedava kampanyası olduğundan tasarruf yaptığımızı duşunuyorduk. Ama Metin Bey sağ olsun “daha karpuz kesecektik” edasıyla bizi oyle kolay bırakmayacaktı!
Tiyatro Kafe de ne ola?
Filmden cıkar cıkmaz Metrobus ile Kadıkoy ’e gecip oradan da gosterinin sergileneceği Cafe Theatre isimli yerin yolunu tuttuk lakin burada da ufak bir sorun var: Google Haritalar ’da Cafe Theatre araması yaptığınızda cıkan adres eski adresleriymiş. Guncelleme gereği duymadıklarından dolayı epey bir kişi de o yanlış adrese gidiyormuş. Ben orayı aynı isimle acılmış bir kafe sandım. Taşındıklarını oğrenince bir iyilik yapayım dedim ve Google hesabım uzerinden mekÂnın taşındığını ve silinmesi gerektiğini belirten bir geri bildirim yaptım Google Haritalar ’da.
Orayı kafe sandım dedim ya, Cafe Theatre ’ın halen daha tam teşekkullu bir tiyatro olduğunu duşunuyorum zira iceride bir perde mevcut. Tiyatro salonuna da o perdenin arkasındaki kapıdan gireceğimizi duşunuyorum. Perdenin arkasındaki kapının tuvalete acıldığını oğrendiğimde Matrix ’te ajanların bina icinde olması gereken bir kapıyı yok edip yerine tuğla duvar orduklerini fark eden Mouse ile aynı duyguları paylaşıyordum: buyuk bir hayal kırıklığı ve korku!
Metin Zakoğlu
Metin Bey ’i daha once TV ’de bir şekilde gormuştum, gorunce tanıdım. Kız arkadaşım da ismen tanımadığı ama simaen tanıdığı Metin Bey ’i gorunce sevindi zira beklentimiz, bizde guzel bir intiba bırakmış olan bu insanın burada da bu akşam guzel bir gosteriye imza atacağıydı. Ama gercekte durum hic de oyle olmadı.
Oncelikle 20:30 ’da başlaması gereken “gosteri” saat 21:00 ’de başladı. Mekanların buyukluğunu hesaplama konusuna cok tecrubem yoktur ama Cafe Theatre 40m2 ’den daha buyuk bir yer değil. Kafeye aynı anda en fazla sığabilecek insan sayısı 20 kişi. O akşam da zaten biz de dahil gosteriyi izlemeye gelen sadece 10 kişi vardı.
Gosteri Başlıyor…
Metin Bey karşımızda oturduğu masadan kalktı ve dakika bir, yan masada oturan beyefendiye yaşını sorup sonra da o yaşa gore ne kadar yaşlı gozuktuğunu soyleyerek gosteriyi başlattı. Bu o kadar absurd bir durumdu ki, ilk başta olayı kavrayamadığımdan dolayı oturan beyefendiyi gosterinin bir parcası sandım. Meğerse adamcağız Kıbrıs ’tan gelen cocuklarına eşi ile birlikte eşlik ediyormuş o akşam. Dort kişi ailecek buraya gelmişler. Metin Bey Kıbrıslı beyefendiyi yeterince gomdukten sonra sıra eşine geldi. Hanımefendinin yaşını sordu ama “bayanların yaşı sorulmaz” cevabı ile karşılaştı. Buna rağmen “siz ne kadar gencsiniz, kocanız ne kadar yaşlı” dayatmalarının ardı arkası kesilmedi.
Sıra bize gelecek diye korkuyordum ki korktuğum başıma biraz gecikmeli olsa da geldi. Metin Bey Kıbrıslı cift ile işi bitince solumuzda oturan beyefendi ve eşine sardı bu defa. “Ne işle meşgulsunuz?” sorusuna beyefendi ilk başta cevap vermek istemedi. Usteleme uzerine alınan “finans” cevabı da yeterli olmayınca adam en sonunda uluslararası piyasalarda buyuk miktarda paraları kontrol ettiğini belirtti. Kimse bundan bir şey anlamadı ama bu acıklama, Metin Bey ’in gosterinin ilerleyen kısımlarında beyefendiyi “mafya” olarak nitelendirmesi icin yeterli oldu.
Metin Bey ’den o akşam kurtulmak bu kadar kolay olmayacaktı, o kesindi. Sıra geldi beyefendinin Orta Asyalı genc eşine. Metin Bey esprili bir şekilde eğer bir kız kardeşi varsa kendisine ayarlamasını istedi.
Sıra Bizde!
Evet, sıra bize gelmişti artık. Kız arkadaşıma yaşını sordu: 22. Bana yaşımı sordu: 31. “Ne! 32 Mi? Yuh, sapık, aranızda 10 yaş fark var!” Bir insan kız arkadaşının elini nasıl tutarsa ben de oyle tutuyorum ama Metin Bey bunu da bir espri malzemesi yapmaya calışmaktan alıkoymadı kendini. “Niye kız kacıp gidecekmiş gibi tutuyorsun elini? Gerci doğru, bu tiple başkasını zor bulursun! Ehu ehu!” Ben yine sessizliğimi korudum.
Tamam, Edepsiz Komedi diye geldik ama acıklamada espriler sizin uzerinizden yapılacaktır diye bir uyarı yoktu. Yani bu gosteri o kadar vasat o kadar alt seviyelerdeydi ki, Biletix ’te biletinin satılıyor olması bile başlı başına sorgulanabilecek bir durum. Gosterinin yapıldığı kafe bir binanın altında yer alıyor ve oluşan gurultuden de komşular arada sırada rahatsız olup polisi cağırıyormuş. Komşular gercekten haklıymış.
“Muşteriler”
Metin Bey bu mekÂnın kendisine ait olduğunu belirtti. Onceki mekÂn ise nefret ettiği ve muteahhit olduğunu belirttiği Kadıkoy Belediye Başkanı tarafından yıktırılmış. Belediye başkanı kendisini cok seviyormuş. “Suratına tukursem yağmur yağıyor der” minvalinde bir cumle ile aralarındaki ilişkiyi acıkladı. Butun bu konuşmalar esnasında bir tiyatro sanatcısından cok karşımızda sanki bir esnaf var gibiydi. Bu “sanatcı” ile Tahtakale esnafı arasında devasa bir fark goremedim anlayacağınız.
Burada beni istisnasız en cok rahatsız eden nokta ise Metin Bey ’in gosterinin başlangıcında gelen herkesten bir şeyler icmesini istemesi oldu. Ustelik bunu yaparken de pişkin pişkin “para lazım” modunda idi ki bu mod zaten gosterinin başından sonuna kadar devam etti diyebilirim. Metin Bey adeta bir garson edası ile boşalan kadeh ve şişeleri kontrol ediyor, yenisini sipariş vermemizi istiyordu. Zaten bu berbat gosteriye 82.50 TL odemişiz, bir de ustune şişirilmiş fiyatlardan bir şeyler icmemiz isteniyordu. Ortam o kadar ufak ki, orada ben bir şey almayayım diyemiyorsunuz. Hem kız arkadaşınıza hem de diğer “muşterilere” karşı mahcup olmak istemiyorsunuz. İki bira alalım dedik ama yeterli değildi! “Cips de ister misiniz?” Alalım bari… Bu durum o kadar vahimdi ki, arac kullanacağından dolayı icki istemek istemediğini belirten bir tiyatro izleyicisine dahi “bir şey olmaz” diyerek bira satmaya calıştı Metin Bey. Birer bira icerek kurtulacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biram biter bitmez yenilemem icin baskılar başlamıştı. Tiyatro gosterisi izlemeye mi gelmiştim yoksa zorla sevmediğim Efes Pilsen icmeye mi belli değildi. Durum gercekten icer acısı idi.
Seks yaptınız mı?
Şunu tekrar tekrar soyleme gereği duyuyorum: Evet, Edepsiz Komedi adını bile bile gittik biz bu tiyatro gosterisi sandığımız gosteriye ama bu, esprilerin izleyiciler uzerinden yapılacağı anlamına gelmiyor, gelmemeli! Zakoğlu gosterinin ilerleyen zamanlarında ne kadar suredir sevgili olduğumuzu sordu. Kız arkadaşım ile tanışmam 2018 ’in başı olduğundan dolayı uzun sure diyerek geciştirdim. Daha sonra kız arkadaşıma hangi semtten geldiğimizi sordu. Antalya cevabı alınca şaşırdı. Hemen bana donup “Yalnız mı yaşıyorsun?” sorusunu iletti ve evet dedim. Kız arkadaşımın tek başına Antalya ’dan kalkıp yanıma gelmiş olmasına Metin Bey ’in verdiği tepki ile ilkokul okumasına bile izin verilmemiş mutaassıp annemin verdiği tepki arasında bir fark yoktu inanın. Sene olmuş 2019, lutfen bu zihniyetinizi değiştirin artık. Sizler modern gorunumlu yobazlarsınız. Gosterisinde ulkemizdeki erkeklerin seks konusunda ne kadar tecrubesiz olduğundan yakınan bir adamın kız arkadaşımla evde birlikte yaşıyor olmama gosterdiği tepki arasındaki tezatlığı yorumlamayı size bırakıyorum.
Sorular bununla da bitmeyecekti. Edepsiz Gosteri icin bir malzeme idik artık. Kız arkadaşıma “Seks yaptınız mı?” sorusu geldi artık, bunca ozel hayat sorusundan sonra. “Hayır” cevabı alınca “bu akşam yaparsınız artık ehu ehu” diye karşılık verdi sevgili Zakoğlu.
Alkışlasanıza!
Bu kadar paragraf yazı yazıp da halen daha gosterinin iceriği hakkında hicbir bilgi vermediğimin farkındasınız değil mi? Aslında bunun sebebi gosterinin iceriğinin olmaması. Evet, Edepsiz Komedi ’nin ozetle iceriği şu: daha once duyduğunuz ucuncu sayfa haberleri, daha once duyduğunuz duşuk seviye espriler ve Metin Bey ’in engin repertuarından şarkılar. Orijinal ve sizi guldurecek bir espri mi bekliyorsunuz? Cok beklersiniz.
Metin Bey daha gosterinin başında ertesi akşam bir yılbaşı etkinliğinde sahne alacağını ve bu yuzden bu gosteride sesini cok yormak istemediğini belirtti. Bu yuzden de bizden uzun uzun alkış tutmamızı istedi ve o alkışların da kendisine nefes payı olacağını belirtti. Kendisini kırmamak icin istediği gibi uzun uzun alkışlıyordum ama sağ olsun bunu da şu şekilde espri malzemesi yaptı: “bu akşam sevişeceksin dedik diye coştu bu da”. Evet Metin Bey, sayenizde bu akşam sevişeceğim. Siz olmasanız ne yapardım(!)
“Sana Koyuyoruz”
Zamanında belki komik bulduğunuz ama birden cok kez farklı kişilerden farklı şekilde duyduktan sonra artık bıktığınız espriler vardır ya hani, işe bu gosteride onlardan birine denk geleceğimi hic duşunmemiştim. Benim duyduğum surumde yuksek rutbeli komutanın biri kışlaları gezerken guzel yemek cıkan bir kışlaya denk geliyordu. Aşcıya “Yemekler nasıl bu kadar guzel oluyor” sorusunu soran komutana aşcının cevabı “Sana koyuyoruz komutanım” oluyor. Bunun uzerine komutan da “Peki, o zaman diğer boluklere soyleyeyim de onlar da Sana koysun” diye cevap veriyor. Edepsiz Komedi ’de bu bayat fıkranın Zeki Muren ’li surumunu duymak o dakikadan sonra inanın beni hic şaşırtmamıştı. Cunku o ana kadar beklentilerinizi zaten “daha kotusu ne olabilir ki” seviyesine cekmiş oluyorsunuz.
Ucuncu Sayfa Haberleri
Kız arkadaşım geldiğinden beri ofisten izin aldım ve sosyal medyadan da uzaklaştım. Bu sayede her gun gozume gozume giren olumsuz haberlerden de uzak, keyifli bir yıl sonu geciriyordum. Edepsiz Komedi ’de Metin Bey kendisi icerik uretememiş olacak ki, ısıtıp ısıtıp onumuze rulmana ve damacanaya tecavuz eden adamların haberlerini koydu. Tamam, biliyoruz, bunlar ulke gerceği de biz buraya gulmeye geldik, bu iki geri zekalının yaptıklarını duymaya değil.
Duyar Kasma Vakti
Metin Bey sanki kendisi cok matah bir komedyenlik yapmış gibi Cem Yılmaz ’ı eleştiriyor, Metin Akpınar ’ın ifadeye cağırılması konusunda tek bir laf etmemesinden dolayı. Ustune ustluk Cem Yılmaz ’ın, Cinemaximum ’un sahibi MARS Entertainment ’ın kadın muduru hakkında soylediği ağza alınmayacak sozler de cabası imiş. Evet, Cem Yılmaz ’ın uslubu yanlış ama sizin Cem Yılmaz ’ı eleştirmeniz ile gosteri arasındaki bağ ne? Biz buraya duyar kasmaya mı geldik? Ulkedeki adaletin halini zaten biliyoruz. İsmi Komedi olan bir gosteride bu gereksiz duyar niye?
Şarkı, Şarkı, Daha Cok Şarkı
Gosterinin ikinci bolumunde “sana koyuyoruz” esprisi dışında şarkıdan başka pek bir şey yoktu. İlk bolumde de repertuarından şarkı soyleyen Zakoğlu, ikinci bolumu neredeyse tamamen şarkılar ile geciştirdi. Esprilerin havada ucuştuğu bir gosteri beklerken kendimizi gazinoda şarkılara eşlik eden bir guruh edasında bulmuş olduk.
Hayal Kırıklığı
Kız arkadaşım da ben de durumdan inanılmaz derecede rahatsız olduk. Durumu anlattığım bir başka arkadaşımın tepkisi ise nasıl olur da bu gosterinin biletleri Blietix ’te satılır oldu. Gercekten de haklıydı. Eğer boyle bir gosterinin biletleri Biletix ’te satılabiliyorsa, sizin de yerel kafenizde komik fıkralar anlattığınız bir gosteriye guzel bir isim bulup biletini satabiliyor olmanız gerek.
Gosterinin sonunda Zakoğlu ’nun esprili bir şekilde “mafya” olarak nitelendirdiği beyefendi Selanik gocmeni olduğunu ve yakın zamanda bir siyasi parti kuracaklarını belirtti ve ekledi: “Mafya olarak nitelendirdiğiniz kişinin kim olduğunu bilmenizi isterim”. Zakoğlu bu sozlerden sonra yine espriyle karışık “kartınızı alalım da Kultur Bakanlığı ile işimiz olursa destek olursunuz, ehe ehe” sozlerini sarf etti, yine tam bir esnaf yaklaşımı ile.
Ozetle paranızla rezil olmak istiyorsanız Edepsiz Komedi tam size gore. Ama bir Tiyatro gosterisi bekliyorsanız cok yanlış gelmişsiniz. Perdenin arkası cok pis bir yere cıkıyor, onu de.