Bu kuşaklar ilk kez James Van Allen tarafından keşfedildi. Bu kuşaklar enerji yuklu parcacıklardan oluşur. Bu kuşağın ismi de tahmin ettiğiniz gibi bunu keşfeden kişiden geliyor.

Dunyayı saran iki radyasyon halkası vardır. Bunlara Van Allen Kuşağı diyoruz. Kutup noktalarında bu radyasyon halkası yok.

Bu radyasyon halkası nasıl oluşuyor? Guneşin yaydığı elektromanyetik dalgalardan uzaya fırlatılan enerji yuklu parcacıklardan meydana geliyor bu halka.

Enerji parcacıklarının buyuk bolumunu elektron ve protonlar oluşturuyor. Dıştaki kalın tabaka elektron, ic tabaka ise proton iceriyor. Bunların dışında az miktarda helyum cekirdeği de icinde bulunduruyor bu halka.

Bu enerji yuklu parcacık bolgelerinin daha ufak olanları, yeryuzunden 1.000-6.000 kilometre uzaklıktadır. Daha uzaktaki daha buyuk kuşaklar ise yeryuzunden 13.000-60.000 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Bu mesafe aralıkları statik değildir; yani dinamik olarak, Guneş faaliyetlerine ve atmosferimizin şartlarına gore değişebilir.

Bu halkanın kaynağı guneştir kısaca.

Bu iki kuşakta radyasyon seviyesi cok fazladır, bu kuşakta uzun sure kalmak olume ve kalıtsal bozukluklara neden oluyor.

Boyle bir halka varsa insanlar nasıl uzaya gidiyor, gok kubbe aşılamaz diyenleriniz olabilir, duz dunyacıların, kutsal kitaplara dayandırarak bu safsatayı ortaya atıyorlar, elbette boyle bir şey yok. Van Allen Kuşağı zorluk cıkarsa da dunyanın dışına rahatlıkla cıkılıyor. Kutup noktalarında hic olmadığını oradanda direkt gidildiği zamanda sorun teşkil etmediğini haritaya bakarak anlayabilirsiniz.


Peki uzay aracları buradan nasıl geciyor bu konuya değinelim.

Bu enerji halkasının her yeri eşit miktarda enerjiye sahip değil. Kırmızı olan noktalar radyasyonun en yoğun olduğu yerler, mavi ise en az radyasyon yayan kısım. Sarı renkte kırmızıya gore daha az radyasyona sahip, yeşil ise sarıya gore daha az radyasyona sahip.

Uzay gorevleri yapılırken radyasyonun en az olduğu yerlerden rota belirlenip oyle roket fırlatılıyor boylelikle herhangi bir sorun teşkil etmeden dunyanın dışına cıkıyoruz.

30 bin kilometreden sonra bu enerji parcacıklarının yoğunluğu da duşuyor, boylelikle roketlerin hızı sayesinde radyasyona fazla maruz kalmadan dunya dışına coktan cıkmış oluyoruz. Bu halkadaki radyasyon seviyesi de insanı aniden olduremez. Uzay araclarında ayrıca radyasyon engelleyici malzemelerde kullanılıyor.

Nukleer santrallerde calışan insanlar yılda 5 rem'e maruz kalıyorlar, uzay gorevlerinde bu oran ozellikle ay gorevleri icin diyorum 0.8 rem civarıydı, şimdiye kadar uzay gorevlerde en yuksek radyasyona 1.14 rem seviyesine ulaşılmış. Bu değerlerde normal değerler, ortada bir anormallik yok.

Umarım faydalı olmuştur.