"Sivrisinekler cok gereksiz değil mi ya?" Dedim kendi kendime. Tabii ki de her canlının bu dunya da bir eko sistemde yer aldığını varsayarak elbette bir gorevi vardır dedim. Fakat biraz araştırma yapmak istedim. "Nedir bu sivrisineğin olayı ya?" dediğimde karşıma cıkan şeyler gercekten şaşırtıcıydı.


Yapılan araştırmalara gore sivrisinekler A grubu kan taşıyan insanlara en az, B grubu kan taşıyan insanlara ortalama derecede, 0 grubu kan taşıyan insanlara da en fazla konuyor. Bunun artmasında vucudumuzda ki bakterilerinde onemli rolleri var tabi ki. Peki neden sivrisinek konarken hic bir şey hissetmiyoruz da ısırınca haberimiz oluyor?

-Sivrisinek uzerimize ayaklarının yapısı ve hafifliği sayesinde o kadar yumuşak konuyor ki hissedemiyoruz.




Daha sonra ağız cevresinde ki alet yardımı ile en uygun noktayı buluyor. Alt ve ust cene ile ilk delme işlemi yapılıyor. Bu hortumun icinde bulunan 4 kesici bıcak ile derimizi derinlemesine kesiyor. Sivrisinek duyuları sayesinde deri altında ki kılcal damarların yoğun olduğu bolgeyi belirliyor. Bu denemelerden sonra istediğini elde eden sivrisinek damarı buluyor ve actığı delikten iceri tup uzatıyor. İnce bir kan damarına girip emiyor ya da cevre de biriken kanı emiyor. Bu iğnenin muhteşem ozelliği ise eğilebilmesi. Derinin altında istediği gibi hareket ettirebiliyor ve adeta damar arayan bir hemşire edasıyla aradığını buluyor.

Tam burada sivrisineği bekleyen cok buyuk bir sorun var! İnsan vucudunda pıhtılaşma mekanizması vardır. Faktor 8, faktor 10, trombositlerimiz vs. Bu pıhtılaşma(koagulasyon) sağlayan enzim ve kucuk trombosit pulcukları acılan yarayı kapatmak icin oraya hucum eder. Bu pıhtılaşma ise sivrisinek icin kan emmeyi imkansız hale getirecektir. Fakat dahice yaratılmış olan sivrisineğin bunun icinde bir B planı vardır. Sivrisineğin diğer bıcaklarından birinden yaraya aynı zaman da antikoagulan(Bakınız: Heparin)
bir madde salgılanır. Bu sıvının icerisinde koagulasyona eşlik eden bir enzim daha var o da lokal anestezik. Kestiği bolgeyi uyuşturur. Deride kaşınmaya neden olan ve ısırıldığımızı hissetmememizi sağlayan şey de budur. Butun bunlar kac saniye icerisinde oluyor siz tahmin edin...

Bu bilgilerden sonra şu soru benim aklımı cok fena şekilde karıştırıyor arkadaşlar: Sivrisinek kanımızın pıhtılaşma ozelliği olduğunu nereden biliyor? Sivrisinek yaptığı işlemin acı vereceğini ve kurbanın bu acıdan, yaradan dolayı enzim salgılayacağını nereden bilmektedir? Ya da bilse de buna karşı bir sistem nasıl geliştirecektir?

Bildiğimiz uzere anestezi uygulamak ameliyattan once yapılan bir işlemdir. Sivrisinek bu ilime, bu bilime nereden sahip olmuş? Bu sıvıları uretmek icin bilim adamları laboratuvar ortamında uretmek bile o kadar gucken, doğuştan bu sıvıya nasıl sahip olabiliyorlar. Eğer bunu bir yaratıcı yaratmamış dersek, biz bu hayvanları birer anestezi uzmanı ilan etmiş oluyoruz. Bunu yapmak isteyen bir insan şu anda 4+4 sene ilk oğretim, sonrasında 4 sene lise ve 2 sene universite okuması gerekiyor. Ne kadar muhteşem bir yaratılış değil mi?

Biz biliyoruz ki işi yapanın işe gucu yetmesi gerekmektedir. Kucucuk bir sivrisinek bile bu kadar bilgi gerektiren şeyler yapabiliyor ustelik kendi doğasından. Hic bir lise, hic bir universite, hic bir doktora eğitimi almadan. Bu kodları bu canlılara koyan; ilim ve kudret sahibi muhteşem bir yaratıcı olması gerekmez mi sizce de?
İşte biz bu yaratıcıya Allah-u teala diyoruz.