Stanford Hapishane Deneyi bir psikoloji deneyidir. Ozellikle 20.yuzyıl'da adından sıkca soz ettirmiştir, şu an ise hala tartışılmaya devam ediliyor.

1971'de ABD'nin Kaliforniya eyaletinde, Stanford Universitesi'nde psikolog Philip Zimbardo tarafından yapılan bir deneydir.

Bu deneyde 24 adet oğrenci kullanılacaktı ve oğrencilere katıldıkları her gun icin para verilecekti, bazılarına ise ekstra not verilecekti.

Bu deneyde bir hapishane ortamı simule edilecekti. Deney icin Stanford Universitesi'nin bodrumlarından birine bir sahte hapishane kuruldu(her şeyiyle gercekci bir hapishaneydi).

Deney icin secilen 24 oğrencinin bir kısmı mahkum, bir kısmı ise gardiyan olacaktı. Deney toplamda 14 gun surecekti ve denek oğrenciler analiz edilecekti. Deneyin ilk gunu mahkum olan oğrenciler gercek bir mahkum gibi tutuklandılar ve bu her şeyiyle gerceğe uygun bir tutuklamaydı. Bundan sonra ise hapishane araclarıyla kurgulanmış olan bodrum katındaki hapishaneye yerleştirildiler. Deneyi planlayan psikolog Zimbardo ise gardiyan rolunu oynayan oğrencileri yanına cağırdı ve onları gercek bir gardiyanmış gibi donattı. Deneyden once Zimbardo bazı tavsiyeler verdi. Gardiyanların mahkumlara fiziksel şiddet uygulamasını yasakladı fakat onları kontrol etmek ve hakimet sağlamak icin yapılması gereken her şey serbestti.

Deney 24 Ağustos gunu başladı ve 1.gun sorunsuz gecti fakat 2.gun işler karışmaya başladı. Gardiyan rolunu oynayan oğrenciler kendilerini rollerine fazla kaptırmaya başladı ve mahkumlara agresif teknikler uygulamaya başladılar. Gardiyanlar her şeye ceza veriyor ve mahkumlara karşı sozlu tacizde bulunuyorlardı. Bu olaylardan dolayı deneyin 2.gunu hapishanede isyan cıktı. Yataklarıyla hucrelerinin kapılarını kapattılar, mahkum numarasıyla kendilerine seslenilmesini reddettiler. Gardiyanlar ise bu isyanları bastırmak icin ciddi anlamda mahkumlara şiddet uyguladılar. Hatta bir mahkumu uzerini soyup bir tecrit odasına kapattılar.

Stanford Hapishane Deneyi cok cabuk kontrolden cıkmıştı. Gardiyan olan oğrenciler kendilerini rollerine cok cabuk kaptırmıştı. Ve mahkumlara hakim olma bahanesiyle daha hırcın, daha vahşi, daha acımasız olmaya başlamışlardı. Mahkumların ayakları surekli kelepceliydi, mahkumların duzenli olarak uyumasına izin verilmiyordu ve gecenin bir vakti ışıklar acılıyor ve onları zorla uyandırıp sayım yapıyorlardı. Mahkumlara gereksiz bahanelerle cezalar veriyorlardı.

3.gunde ise mahkumların psikolojisi alt ust olmuştu. Aralarında cıldıranlar, durmaksızın bağırıp ağlayanlar ve deneyden cıkmak icin yalvaranlar vardı. Mahkumların bu durumu gardiyanları yumuşatmak yerine daha da agresifleştirdi, daha da saldırganlaştırdı. Mahkumlar daha fazla tepki gosterdikce gardiyanlarda doğru orantılı olarak saldırganlaşıyordu.

4.gunde ise ise deney iyice zıvanadan cıkmıştı cunku gardiyanlar artık mahkumlara fiziksel şiddet uygulamaya başladı ozellikle guvenlik kameralarının olmadığı yerlerde mahkumlar copla dovulmeye başlandı. Mahkumların coğu deneyin bitmesini istiyordu, kacmak istiyordu. Bazılarının psikolojisi cokmuştu, bazıları isimlerini bile hatırlayamıyordu ve sadece sabıka numarasını(kendisine seslenildiği numarayı) biliyordu.

5.gunun akşamında gardiyanlar zalimliğin zirvesine oynuyordu ve işler artık kalıcı fiziksel hasara doğru ilerliyordu. Mahkumların hepsi deneyin bitmesini istiyordu hatta bazıları bunun bir deney olduğunu unutmuştu. Bu durumlardan dolayı Zimbardo'nun asistanı mudahele etti ve Zimbardo'ya deneyi sonlandırması icin baskıda bulundu. Zimbardo ise deneyde hapishane muduru rolundeydi ve o da rolune kendisini gardiyanlar gibi kaptırmıştı ve gardiyanlara şiddette bulunmamaları icin uyarıda bulunmuyordu hatta bundan memnuniyet duyduğunu bile belirtmişti. O yuzden 6.gunun sabahında deney sonlandırıldı.

Mahkumlar deneyin sonlandırılmasına cok sevindi fakat gardiyanlar pek mutlu olmadı ve deneyin devam etmesini istediler. Deneyden sonra yapılan goruşmelerde ise mahkum olan oğrenciler tuzağa duşurulduklerini, bunun bir deney olmadığını, kendi uzerinde yasal olmayan bazı calışmalar yapılacağını duşunmeye başlamışlardı. Gardiyanlar ise yaptıklarına hic pişman olmadıklarını soyledi hatta bazıları uyguladıkları şiddetten haz aldıklarını itiraf etti. 2 hafta surmesi gereken 6.gunde son bulmuştu.

Deney insan doğasının karanlığı hakkında bazı ipucları ortaya cıkarıyor. Bu deneyin en onemli amaclarından biri insanların uzerindeki sosyal rollerin etkisiydi. Deneyin sorduğu soru şuydu "biz ozgur irademizle hareket eden bireyler miyiz yoksa bizim davranışlarımız sosyal cevremizin bizi soktuğu bir şekil mi?". Bu deneye iyi veya kotu olmamızı cevremiz etkiliyor. Bu deneyin gosterdiği sonuc ise şu "nasıl bir insan olacağına kendin karar vermiyorsun, nasıl bir insan olacağına sosyal cevren karar veriyor". Guc ve denetimsizlik insanların karanlık tarafını ortaya cıkarıyor. Hicbir şekilde yaptığımız kotu davranışların bir yaptırıma maruz kalmayacağı durumlarda elimizdeki gucu karanlık tarafımız icin kullanıyoruz. Bu deneye gore yaptığımız kotu davranışlar karşısında ceza almayacaksak, yaptırım gormeyeceksek zorbalaşırız, vahşileşiriz.

Kısaca Stanford Hapishane Deneyi insanların uygun şartlar altında ne kadar acımasız ve kotu olabileceğini gozler onune seriyor.

Siz bu deneyin sonuclarına katılıyor musunuz?