Kıskanclık başka şeye benzemez. Can yakar. Oxford English Dictionary sozluğunun tanımına gore kıskanclık; şuphe, kurgu yada mevcut bir rekabetin farkında olmaktan doğan bir ruh halidir. En iyi şairlerimizde kıskanclığın insanın etine batan o iğnesine değinmeden gecmemişlerdir. Milton ondan, ‘’yaralı aşığın cehennemi’’ diye soz ederken ; Dryden ona ‘’ruhun sarılığı ’’;Shakespeare ise ‘’yeşil gozlu canavar’’ adını verir. Fransız ahlakcısı La Rochefoucauld da şoyle ekler: ‘’ Kıskanclık şuphenin olduğu yerde boy verir. Şupheden kesinliğe gectiğimiz anda ise ya deliliğe donuşur ya da kayıplara karışır.’’ Neresinden bakılırsa bakılsın kıskanclık patlamaya hazır bekleyen bir faciaya yonelik uygun bir tepkidir. Ancak kişi kendini korumak icin neden boylesine sancılı bir zihinsel araca başvurur? Kıskanclık akli bir bozukluk da değildir. Oyleyse insanın uzerine ikinci bir ten gibi yapışan boylesi korkunc bir hissin ardında yatan nedir? Yakından bakarsak kıskanclığın ozlemi duyulan pek cok temel hisse cevap verdiğini goruruz.
Her ne kadar kıskanclığın cektirdikleri kimilerini psikolojik yardım almaya yoneltse de, bu urkutucu hastalığın kolayca tedavi edildiğini soylemek zordur. Pek coğumuz sevdik mi kıskanc olmaz ki. Bu kendiliğinden oluverir. Kıskanclık. Kişiyi hicbir uyarı sinyali yollamadan, kendi değer ve cazibesinden şuphe ettirmeye başlar. Kişi nirengi noktasını kaybeder ve etrafında donen dunya aniden sonuverir. Kız arkadaşıyla ilgili, ‘’ cep telefonuna yanıt vermedi, arayanın ben olduğumu bildiği halde!’’ şeklinde yorumlar yapmaya başlar. Kıskanc bir adam bu guclu duygunun peşine kapılıp gitti mi, adeta dunyayla bağı kopar, buna odaklanır ve kolay kolay da vazgecemez. Kıskanclık artık onun icin hem aradığı hem de urktuğu bir heyecan halini almıştır.
Kıskanc insanlar psikanalistler icin de zorlu birer muhataptır. Analistin kendi pusulasından medet umarak hastayla birlikte onun yaşadığı tekinsizliklerin icine uzanan celme ve tuzaklarla dolu bir yolculuğa cıkması ve sonunda hastayı, kıskanclığın onun sevgisiz kaldığı anda benimsediği bir dublor olduğuna ikna etmesi gerekir. Kişi hicbir şey hissettirmemektense , caresizliğin panzehiri olarak kıskanclığı yeğler. Kıskanc erkeğin o sabuklama ve dırdırı sırasında suclunun ne sevgilisi ne de rakibi değil de. Gecmişinde bir yerlerde kendine ve sevdiklerine guvenini ve umudunu zedeleyen bir an olduğu aklının ucundan gecmez.
Bu, hayatlarının bir yerinde insana cehennem azapları cektiren kıskanclığın kollarına duşmuş sizin ve benim gibi insanların kitabıdır. Buradaki insanlar kariyer sahibi, normal yaşamlar surduren ve durumlarının ciddiyetini kavramaya istekli kimselerdir. Onların hikayeleri, daima bir sevgi ilişkisinin orta yerinde patlak veren kıskanclıklarına bakılırsa bu hissin bir sevgi olcutu ya da onun gerekli bir bileşeni olamayacağını gozler onune sermekte. Kıskanclığı tetikleyen şey kişinin kimliği, onun benlik algısıyla bağlantılıdır. Kıskanclığın kokleri kişinin kendisini guclu, bağımsız ve arzulanır hissettirecek sevgi ve erotizm dolu tepkilerden yoksun kaldığı cocukluk ya da ilk genclik cağına kadar uzanır. O halde kıskanclık, kişinin caresiz ve kucuk duşmuş hissettiği bir doneme verdiği gecikmeli bir tepki olarak da gorulebilir.
Kıskanc erkek aşk ilişkisinde , tıpkı onun iktidarını devirebilecek herhangi bir kacış girişimi ya da gizli komployu etkisiz hale getirmeye cırpınan bir fatih gibi davranır. Bu durumda elbette ki sevgilinin sozu teminat olmaz! Kıskanc kimse bir başkasına guvenemez. Şuphe eder, kuşku duyar ya da karşısındakinin maskesini duşurme cabasıyla sıradışı aldatma senaryoları kurgular. Gun gelir ve sonunda gercek onun bu yanılsamalar tiyatrosuna ve hatalı aşk tanımına yetişiverir. Her şeyi bilmesi ya da tahmin etmesi mumkun değildir. Sevgilisinin ona tam anlamıyla şeffaf olamayacağı da su goturmezdir. Her insanın kendi ozel alanına, gizli bahcesine ihtiyacı vardır. Ancak kıskanc kimse icin bu durum tahammul edilemezdir. Onun muhatabı uzerinde yuzde yuz hakimiyet kurmaya ihtiyacı vardır.
Kıskanc birini tedavi etmenin en zorlu yanı bu kişinin kıskanclık hissi olmadan hayatın nasıl olacağını tasavvur edememesinden kaynaklanır. Bu insan kıskandığı vakit, Dunyayı gorme kabiliyeti zayıflar. Gozleri bağlı adeta bir kor dovuşte, sevdiğini secmeye calışır. Onun aksine , sevdiği canının istediğini arzulamak ve gormekte hurdur. Kıskanclığın prangasından azade olan sevgili , kıskanc kişiye buyulu bir erişilmezlikte gorunur. Bu bakışın tek taraflı olduğunu bu kişi ilgi, saygı ve sevgiden mahrum, korkunc kaderine terk edilmiş hisseder. Mahremiyete kasteden bir cift gozden ibaret kalakalmıştır. Aynı zamanda sahici bir aldatma ile yaşadığı ıstıraptan kaynaklı kendi urettiği kurgusunu ayıracak beceriden de yoksundur artık. Coğunlukla da neler olup bittiğini hic anlamaz aslında. Sadece kıskanclığın o kavurucu labirentinde perişan bir halde, bir cıkış bulma umidiyle arzudan yana yana dolanır. Ne tam olarak sevebilir ne de tam nefret edebilir. İkisi arasında durmadan gidip gelirken , sevdiğinin hayatını taciz etmeyi surdurur ve en sonunda sevgilisinin, onun o pek korktuğu tahminlerini haklı cıkarıp gitmekten başka caresi kalmaz.
Diğer zamanlarda ise kıskanc kişi kıskanclığını, sanki huzurlu bir ilişki olumle eş anlamlıymışcasına, ihtirasını alabildiğine ateşlemek icin kullanılır. Bir şeylerin yolunda olmadığını hissettiğinde kıskanclığın o amansız mantığı kişiyi hissinin muhakkak doğru olduğuna ikna eder. Kıskanclık adeta bir boşluğu doldurur. Hatta eski sevgilisi yeni biriyle beraber olduğunda birden kendini ona tekrar aşık halde bile bulabilir. Aslında butune bakılacak olursa kıskanclığın nadiren sahiden sevgilinin ihanetiyle tetiklendiği gorulur. Kıskanc erkek kıskanclık sahnesinde genelde yalnızdır ve birlikte calıştığı analistin bu oyuna katılmasına izin vermeye de hic gonullu değildir. Bir yandan delicesine kurtarılmayı arzularken, diğer yandan onu sefaletinden cekip cıkaracak eli iter.
Kıskanclığın etkili tedavisine yonelik hazır receteler yoktur, bunun nedeni, bu hissin koklerinin kişinin şahsi gecmişindeki belirli durumlarda gizli oluşudur. Ancak her ne kadar hicbir gecmiş bir diğerine benzemese de bu ıstırabı ceken erkek ve kadınların hikayelerinden oğrenilecek cok şey var. Kıskanclık insanı once şaşırtır sonra afallatır. İcindeki bu krizi dindirmek icin olay mahallini durmadan ziyaret edip, işlenen ‘suca’ bir acıklama bulmaya calışırken bir yandan da ‘şupheliyi’ sucundan azat etmek ya da aklamak arzusuyla kıvranır. Ancak aradığı yanıt burada ve şimdide değildir. İyileşmeye giden yol bakış acısında ciddi bir değişiklik yapmasını gerektirir. Sıklıkla rastlantısal bir olay, beklenmedik bir patlama, ya da luzumsuz bir ayrıntıya gosterilen şiddetli tepki kıskanclığı ilk başta hizmet ettiği amactan saptırıp bir başka alana taşır. Bahis konusu gecikmeli bir kıskanclıksa , kıskanc hastanın tedavi seanslarının sonuc vermesi de gecikmeli olacaktır. Ancak analistin doğru anı yakalayıp, ozdeki travmayı gozler onune sermekte tereddut etmemesi gerekir. Analist ve hasta arasında kurulan ilişki aracılığıyla hasta, kıskanclığı sonunda kaynağına geri yollayacak donemec ve virajlı yollardan gecer. Kıskanclık bizi insan yapan unsurların buyuk bir kısmının ardında, pusudadır. Dolayısıyla hayatımızı kıskanclığın merceğinden bakarak masaya yatırdığımızda, hayatımızın donum noktalarını daha iyi anlama şansını da elde etmiş oluruz.
Kıskanclık cetin bir cevizdir, sabır, kararlılık ve karşısında sağlam durmayı gerektirir. Analistin elde ettiği bulgular yazılı psikoloji kuramlarından cıkma değil, bizzat uzerinde calıştığı sahadan toplanmadır. Analist, kıskanclık kaynaklı acılara temas ederken hastayı icinde bulunduğu cıkmazdan cıkaracak hazır bir pusula değildir. Daha cok şiddet ve tutku dolu bir dunyaya dalma riskini alıp, kıskanclığın hukmunu yıkabilmek icin yolunu kaza sesini duyabileceği boş bir alan yaratma peşindeki bir işcisidir aslında.
Kıskanc aslında sevginin en gozde tuzağıdır. Ondan vazgecmenin zorluğu da bundan doğar. Bu hikayeler acıkca gosteriyor ki hem kadın hem erkekler sevgi ya da erotik arzunun gizemleriyle baş edecek araclardan yoksun olduklarında kıskanclığa sığınırlar. Oysa kıskanclığı geride bırakmak insanı yepyeni bir hayat ve sevme kapasitesiyle taclandırır.
[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Kıskanclık ve nedenleri
Sağlık0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Kıskanclık ve nedenleri