KISKANC MIYIM ? YOK CANIM ! AMA BELKİ DE KISKANMAM GEREK…
Kıskanclık ! Sık sık duşunduğumuz ama coğu kez anlam veremediğimiz duygu. Kıskanclık daha cok ikili ilişkilerimizde yaşadığımız ve kullandığımız bir duygu aslında.Bu duyguyu hic yaşamayanımız var mı ? Sanmıyorum.Sadece şiddeti ve tepkilerimiz farklılık gosterebilir.
Peki kıskanclık,olması gereken bir duygu mu ?Yoksa bir hastalık mı ?Bazen her ikisi de olabilir. Ruh sağlığını ve ilişkileri etkilemeye başladığı zamanı bilebilmek onemli.
“Seven kıskanır, kıskanmak sevginin gostergesi değil midir?” .Ve sonra bir kac derin soluk alma, arkasından da şu klasik soru “Bu kıskanclığa karşı ne yapabilirim, sizce normal mi?”
İki kişi arasındaki bir ilişki ucuncu bir şahıs tarafından tehdit edildiğinde kıskanclık ortaya cıkar. Hatta bazen bu ucuncu kişiler hayali olsa bile. Ancak bu risk algısı hemen bir davranışa donuşmez.
Birey oncelikle bu tehdidin kendisi ve ilişkisi icin onemi ve onunla nasıl başa cıkabileceği uzerine duşunmeye başlar. Daha sonra duruma ilişkin bir tepkide bulunur.
Kıskanan partnerin tepkileri,
canlılık,eşinin ilgisini cekmeye calışma gibi olumlu sıkıntı, stres, ilişkiye yonelik kaygı, eşe yonelik duşmanlık gibi olumsuz olabilir sevgilisinin butun zamanını tekeline almaya,onun sosyal yaşantısını kısıtlamaya calışabilir partnerinin konuştuğu her kişiyi potansiyel bir tehdit gibi algılayabilir partnerlerine yaklaşan ucuncu şahıslardan daha ustun, daha guzel/yakışıklı, daha onemli, daha zeki, daha zengin, daha…olduklarını kanıtlama cabalarına girebilir ilgiyi, sevgi sozcukleri ve abartılı hediyelerle kendi uzerlerinde tutmaya calışabilir sevgilisini kıskandırmaya calışarak kaybetmekten korktuğu ilgiyi kendi uzerinde tutmaya caba gosterebilir yaşadıkları caresizlik sonucu ilgiyi koruyabilmek adına intihar tehditleri, hatta intihar girişiminde bulunabilirler.
Aşk ateşinin uzun surmesi ancak bu romantik ateşin ara sıra koruklenmesi ile sağlanır. Sahiplenme durtusunun kamcıladığı kıskanclık her zaman olumlu sonuclar getirmese de ateşi korukleyen bir duygudur.Sahiplenme insan turunde oylesine yaygındır ki amacının,sevileni ya da sevgiyi koruma olduğu soylenir ve doğalmış gibi algılanır.
Kıskanclık abartılı yaşanmadığında aşkın omrunu uzatabilir.İlişkide sadakat ve bağlılık kavramlarının oneminin tekrar tekrar gundeme gelmesini sağlayarak,karşılıklı verilen guvenceler aracılığıyla aşkın suresini uzatabilir.
Kıskanclık aşkı besleyebileceği gibi aşkın olumune,hatta ceşitli trajik sonuclara da yol acabilmektedir.Aşk bittiğinde oluşan kıskanclık,değersizlik duşunceleri,boşluk hissi ve yaşanan kaybı protesto etme ihtiyacı bazılarında hayal edilemeyecek duzeyde yıkıcılık,ofke,saldırganlık,hatta şiddet ortaya cıkarabilmektedir.Bu tur durumlarda bazen aşk bir trajedi ile de sonuclanabilmektedir.Kıskanclığın ortaya cıkardığı davranışlar aşk gibi ‘’kor’’dur.Sınır tanımaz
KADINLAR MI ? ERKEKLER Mİ ?
İkisi de kıskanıyorlar birbirlerini ama erkekler daha cok cinselliği kıskanırken,kadınlar duygusal yakınlaşmalara yoneltiyor duygularını.Yani iki cinsin ilişkiye dair korkuları farklı yerlere yoğunlaşmış durumda .Bunun ilginc bir acıklamasını yapanlar da var.Onlara gore fark, ’kadının ureme acısından daha değerli bir cinsiyet olması’ ile ilgilidir.
KISKANC MISINIZ ?
Kıskanclığın derecesini olcmek zor.Hani ara ara yayınlanan anketler neyi olcuyor aslında?Gercekte yanıtı bilinmesi gereken soru bu değil galiba.’’Kıskanc değilim,’’ diyebilen ve bunu yurekten soyleyen kac kişi cıkar ki ?....Asıl onemli olan şey,bu duygunuz hastalıklı mı,sağlıklı mı ?
Kıskanclık,sevdiğiniz kişiyi sakınmak,kaybetmemek icin caba gostermek,onu bunaltacak duzeye gelmediği surece sağlıklı olarak kabul edilebilir.Onu devamlı sorgulamaya başladıysanız,sevgisini,bağlılığını ispatlamasını fazlasıyla ister olduysanız ilişkiniz yolunda gitmiyor demektir.Yani kıskanclığınız hastalıklı olmaya başlamıştır.Bu aşamada en iyisi temel guven duygunuzu sorgulamak ve uzman yardımına başvurmak olabilir.
HASTALIKLI KISKANCLIK
Bu duygunun eşlerin birbirlerine ve cocuklarına bağlanmalarına sağlıklı etkiler yapabilmesine karşın abartılı bir seviyeye ulaştığında kıskanclık tehlikeli ve saplantılı bir duygu halini alabilir ve uzmanlar bununla baş etmekte gucluk dahi yaşayabilirler
Otello Sendromunda olduğu gibi kıskanclık patolojik bir hal alabilir.İnsanlar bazı hallerde en ufak sadakatsizliğe dair olası ipuclarını toplarlar ve onları yanlış okumaya başlayabilirler. Bu durumlarda birey partnerinin parfumlerini koklayabilir.Hatta eşini takibe alabilir.
Bazı durumlarda danışmanlık almak işe yarayabilir ancak kıskanclık iyice yerleştiğinde yapılabilecek cok az şey kalır.Ağır olgularda ilacların kullanılması uygun olabilir.
“Ama birlikteliğinizde bir mesafe olmalı
Ve cennetin meltemleri aranızda esmeli.
Birbirinizi sevin ama bunu bir bağımlılığa cevirmeyin.
Bırakın,ruhlarınızın kıyılarına dalgaları vuran bir deniz olsun.
Birbirinizin kadehinden icin ama tek kadehten icmeyin.
Birbirinize ekmeklerinizden verin ama aynı ekmeği yemeyin.
Birlikte şarkı soyleyin,dans edin ve eğlenin ama yalnız da kalmaya izin verin.
Bir lavtanın telleri ayrıdır ama aynı melodiyi calarlar.
Kalplerinizi verin ama birbirinizinkini esir almayın.
Sadece yaşam’ın eli kalplerinizi birleştirsin.
Birlikte durun ama cok yakın durmayın ;
Tapınağın sutunları da ayrıdır,
Ve meşelerle,selviler birbirlerinin golgesinde buyumezler…”
HALİL CİBRAN (Ermiş adlı şiiri)
[h=2]Antalya Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]