Fahiş kira fiyatları beraberinde yeni uygulamaları da devreye soktu. Bu donemde sıkca karşılaştığımız bir uygulama da evden cıkmayı kabul eden kiracıların, kiraya verenden boyle bir yukumluluğu varmışcasına taşınma masraflarını istemesi oldu. Kiracılar, ayrıca mulk sahibine yeni eve cıkana kadar kira vermemeyi de teklif ediyor. Kiracıların yeni evin depozitosunu ev sahibinden almak istemesi de yeni devreye giren farklı taleplerden biri oldu. Hukuken, iki tarafın aralarında anlaşarak iyi niyetli olarak birbirlerini zorlamayacak şekilde yardımcı olmalarında hicbir sorun yok ama bi talepler ne kadar doğru? Bu sorunun cevabını Av. Burak Onder, Ensonhaber okurları icin yanıtladı.

Onder, kiracıların taleplerinin hukuki bir dayanağı varmışcasına aktarmaları halinde kotu niyetli sayılacaklarını belirterek konuya soyle acıklık getiriyor:
"Hukuken kiracı, kirasını duzenli oduyorsa, kiralanan yeri de konut olarak kullanıyorsa, kanundaki belirli durumlar dışında 10 sene boyunca mulk sahibi kiracıyı tahliye edemez. 
Kanun koyucu zaten kiracıyı bu anlamda korumaktadır. Ama kiraya verenin de kiracıyı evden cıkarmak icin haklı sebepleri varsa buna ornek olarak cocuğunu evlendirecek olan ev sahibinin kiracı bulunan evde cocuğunu oturtacak olması durumunu duşunebiliriz. Bu da yine kanunun kiraya verene tanıdığı bir haktır. Kiracının bahsettiğimiz gibi taşınma masrafları ya da para istemek, kalan aylarda kira odememek ve yeni evin depozitosunu almak gibi taleplerde bulunmasının hukuken bir dayanağı yoktur. Burada en onemli şey kiracı da olsak kiraya veren de olsak haklarımızı ve sorumluluklarımızı bilme noktasıdır. Herhangi bir hak kaybı yaşamamak icin her aşamada hukuki destek almak en doğrusu olacaktır."