Selam dostlar. Bu konuda sizlere biraz antidepresandan ve kullanıp bırakma evresine gecmiş biri olarak tecrubelerimden bahsetmek istedim. Uzatmadan başlayayım.
Antidepresan nedir?​İnsanlar uzerindeki etkisi 70 ’li yıllarda keşfedilen molekul şeklindeki antideprasanlar, beyindeki hormonları (norotransmitter) değiştirmek icin kullanılmaktadır. Cunku dışardan verilen bu hormanların doğrudan kan aracılığı ile beyine gecmesi mumkun değildir. Bu ilaclar beyinde azalan ya da değişen hormonları, normal seviyesine duşurmekte veya yukseltmektedir.
Antidepresan ilaclar ne icin kullanılır?​Antidepresanlar, beyinde sinir hucreleri arasındaki iletişimi sağlayan ‘norotransmitter ’ adı verilen maddelerin dengesini değiştirmek icin kullanılan ilaclardır. Yani antidepresanlar bozulmuş dengeyi değiştirerek, beyinin yeniden normal bir şekilde calışmasını sağlamak icin kullanılmaktadır.

Antidepresan hangi hastalıkların teravisinde kullanılır?​Antidepresan ilaclar, depresyon tedavisinin yanı sıra obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ile zihinsel ve bedensel belirtisi olan ve ciddi psikolojik sorunlara neden olan bircok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Sadece depresyon icin değil, kaygı bozukluğu olan hastalar uzerinde etkili oldukları, yapılan araştırmalar sonucunda belirlenmiştir.

Şimdi gelelim benim tecrubelerime.

Ben yaklaşık 7 ay once yaygın anksiyete bozukluğu ve OKB (obesesif-kompulsif bozuluk) şikayeti ile psikoloğa gitmeden direkt psikyatriste uğrama kararı aldım. Carpıntı vs başlamıştı o derece anksiyete yani. Doktora derdimi anlattım ve ilactan pek haz etmediğimi soyledim. Oncelikle ilacsız, bilişsel davranışcı tedavi ile ilerlemeyi karar kıldık. Fakat sınav donemi olduğundan ve işler zamanla sarpa sardığından doktorum terapiye ek olarak ilac kullanmam gerektiğini soyledi bana. Her ne kadar cekinsem de (gerek cevrenin tepkilerinden, gerek ilaclarla ilgili duyduklarımdan), doktorumu dinlemeye karar verdim.

Bana yazdığı ilac Citoles 20 mg idi. Biraz araştırma yaptım. Bu ilac SSRI ilaclar sınıfına giriyor. He lafı gelmişken nedir bu "SSRI"? Merak edenler icin acıklamasını surprizbozan kısmına bırakıyorum: Surprizbozan: İlac Grupları Secici serotonin gerialım inhibitoru (SSRI)​Mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin, beyindeki pek cok farklı olayda gorev almaktadır. Duyguların duzenlenmesi, sinir ve ofkenin kontrolu, antisosyal davranışların engellenmesi, stres cevabı ve kaygı kontrolu gibi pek cok vazifesi vardır. Sinir hucreleri arasında iletişimi sağlayan norotransmitterler, bir hucreden cıkarak ve alıcı hucre tarafından alınarak etkisini gostermektedir. Serotonin, de vucuttaki bircok mekanizmada gorev alan bir norotransmitterdir. Temelde ise secici serotonin gerialım inhibitorleri, seratonin hucreye geri alımını engelleyerek uyaracağı alıcı hucrenin daha fazla serotonine maruz kalmasını sağlamaktadır. Vucuttaki serotonin duzeyinin artması depresyon seviyesinin artmasını engellemektedir. Bu gruptaki ilaclar; essitalopram, sitalopram, paroksetin, fluoksetin, fluvoksamin etken maddesi iceren ilaclardır ve anksiyete bozuklukları, depresif ve obsesif kompulsif bozuklukların tedavisinde kullanılır.

Serotonin- norepinefrin geri alım inhibitorleri (SNRI)​SSRI ’lara benzer şekilde calışan bu gruptaki antidepresanlar serotoninin geri alımını engellemek yerine, sinir sisteminde bulunan kimyasal haberci niteliğindeki norepinefrinin de hucre icine geri alımını engellemektedir. Bu ilaclar sayesinde alıcı hucrenin ulaşabileceği serotonin ve norepinefrin miktarı artmaktadır. Bu gruptaki ilaclar; venlafaksin, duloksetin etken maddesini icermektedir. SNRI grubu ilaclar depresyon tedavisinden farklı olarak fibromiyalji, diyabete bağlı sinir hasarı İle anksiyete bozukluğunda kullanılmaktadır.

Trisiklik antidepresanlar​Antidepresonlar arasında en eski olanlarıdır. Bu gruptaki ilaclar da SSRI ve SNRI grubu ilaclarda olduğu gibi serotonin ve norepinefrin duzeylerini ve eser miktarda dopamini artırmaktadır. Ayrıca bu ilaclar asetilkolin adı verilen bir başka norotransmitterin etkilerini de azaltmaktadır. Bunun icin ciddi yan etkiler gorulebilmektedir. Genelde SSRI ve SNRI grubu ilacların işe yaramadığı durumlarda hekim kontrolunde verilir. Amitriptilin, imipramin, nortriptilin, klomipramin etken maddesini iceren ilaclar bu gruptadır. Zona veya diyabete bağlı sinir hasarı anksiyete, fibromiyalji ile migren tedavisinin yanı sıra cocuklarda altına kacırma gibi sorunların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu gruptaki ilacların, bazen kalp ritminde bozulma (aritmi), kan basıncında yukselme, ayağa kalınca oluşan tansiyon duşmesi gibi ciddi yan etkileri olabilmektedir.

Monoamin oksidaz inhibitorleri (MAOI)​Bunlar da trisiklik gruptaki gibi eski antidepresanlar arasındadır. Norotransmitterlerin yıkımını engelleyerek serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi norotransmitterlerin duzeyini artırmaktadır. Depresyon, panik atak, anksiyete bozukluğu tedavisinde işe yaramaktadır. Genelde diğer antidepresan ilacları işe yaramadığında kullanılmaktadır. İzokarboksazid, fenelzin, selejilin, maklobemid etken maddeleri olan ilaclar bu grupta yer alır.

Serotonin antagonist ve gerialım inhibitorleri (SARI)​Serotonin antagonist ve gerialım inhibitorleri, diğer antidepresanların yaptığı gibi beyindeki serotonin duzeyini artırmak icin kullanılır. Beyindeki etkisi diğerlerinden farklı olan bu ilac panik atak ve anksiyete bozukluğunun tedavisinde hastalara verilmektedir. Trazodon, nefazodon etkin maddeli ilaclar bu grupta yer almaktadır. Ayrıca bir yan etki olarak ortaya cıkan uyku hali nedeniyle, uykusuzluk ve uyumada gucluk cekenlere verilebilir.

Diğer antidepresanlar​Mirtazapin, bupropion, vilazodon gibi etkin maddesi olan pek cok farklı ceşitteki antidepresanlar halen kullanılmaktadır. Vucuttaki benzer etkiler oluşturan bu ilaclar baş ağrısı, uyku gucluğu, baş donmesi, cinsel problemler ile yorgunluk ve gucsuzluk gibi sorunların tedavisinde olumlu etki gostermektedir.




İlk doz

Devam edelim. Tedavimin 2. ayında 10 mg doz ile Citoles antidepresana başladım. İlaca başlamadan once anksiyetem oyle bir durumdaydı ki, evden cıkamayacak, hatta yataktan kalkamayacak haldeydim. OKB o kadar artmıştı ki insanlarla normal iletişim kurmakta zorlanıyordum diyebilirim. Hep takıntılı sorular, irrite edici cumleler, ve en kotusu aynı hareketi defalarca kez yapma sorunu.

İlaca başladığım ilk gun bir sorun yaşamasam da, 2. gun yer yuzunde cehennemi yaşadım. Anksiyetem tavan yaptı. kendimi otobusten zor attım. Aşırı huzursuzluk hissi, kafa karışıklığı, ortama yabancılaşma gibi butun anksiyete belirtilerini aynı anda ve en şiddetli şekilde yaşıyordum. Hemen doktoruma yazdım. Doktorum ilaca alışma surecinde boyle şeylerin olabileceğini, beklemem ve telaşlanmamak gerektiğini soyledi. Oyle de yaptım. İlaca devam ettim.

İlk bir hafta boyle gitti diyebilirim. Genel olarak dalgalı bir ruh halineydim, ama bir şekilde idare ettim.

Dozu arttıralım

İlk haftayı oyle ya da boyle atlattım. Doktorumla randevumdan sonra 20 mg'a yukselmeye karar verdik. Kuşkuyla da olsa yukseldim. Mecbur hissediyordum kendimi.

Artık anksiyetem ilk haftaki kadar rahatsız edici değildi. Ama canlı ruyalar gormeye başladım. Cok canlı... Kabuslar, kabuslar... Bazılarının etkisinden cıkmam saatler suruyordu. Ama genel olarak iyiydim yani. En azından ilk haftaya gore biraz daha dinginleşmiştim. Zamana bıraktım ve 20 mg'dan devam ettim. Bu arada kontrollerim ve terapim de devam ediyor tabii.

20'den devam

İlaca başlayalı birkac hafta oldu. Nasıl mıydım? İyi gibiydim aslında. Kaygı azaldı, ama aynı anda sersemleştim sanki. Butun duygular korelmiş gibiydi. Sacma bir mutlumsu bir his vardı icimde. Sanki boyle ben bir evin icindeyim, guvendeyim, ama pencereden bakınca dışarıda fırtınalar kopuyor gibi. İşte ilactan once tam olarak oradaydım. Fırtınanın ortasında ve caresiz...

Gel zaman git zaman terapi+ilac surecimin 3. ayına falan geldik. İnanır mısınız bilmem ama cok cok daha "normal" bir hayat surmeye başladığımı fark etmiştim. Kendimi ifade bicimim gelişti, ozguvenim arttı, takıntılarım dibi gordu ve en onemlisi o lanet kaygılarım yavaş yavaş akıp gitmeye başladı. Konumuz ilac olduğu icin terapi kısmına fazla girmiyorum, ama şunu bilin bu hislerimin sebebi %35 ilac ise kalanı terapidir. Doktorunuzu iyi secmeniz onemli yani.

Her neyse, aylarca dershaneden, sosyalleşmekten vs kacan ben gayet rahat rahat her yere gidip gelmeye, işlevlerimi geri kazanmaya başladım. Cevremle ve kız arkadaşımla olan ilişkim rayına oturmaya başladı. Onceden 1 ders zor dayanan ben dershanede sonuna kadar kalmaya başlamıştım. Bu bile mucizeydi benim icin. Panik atağa evrilmeye başlayan bir kaygı bozukluğuna sahipken bir anda eskiye donmeye başlamak umutlarımı yeşertmişti.

Birlikteliğimizin son zamanları

Citoles ile yolumuzun sonu gozukmeye yavaş yavaş başlarken 10 uzerinden 7.5-8 bir hayat yaşıyordum. Artık ilacı istemiyordum acıkcası. Cinsel yan etkileri vs cok yıpratmıştı zaten. Hem iyiydim de. Doktoruma danıştığımda acele etmemem gerektiğini soyledi. İyi ki de oyle yapmışım. Derslerime cok asılmıştım bir suredir, dershanede ek derslere bile kalmaya başlamıştım. İstediğim yere de gidip geliyordum.

Tam bu donemler doktorumdan o emir gelmişti. 10 mg'a duşecektim. İşte o zaman ilacı bırakmak isteyen ben, bir anda vazgecme hissiyle dolmuştum. Eskiye donerim diye cok korktum. Ama doktorumu dinlemek istedim ve oyle de yaptım. Artık 10 mg kullanıyordum.

Sıkı tutunun, doz duşuyoruz!

10 mg'a duştuğumu soylemiştim. Ne mi oldu? Hicbir şey... Hala iyi hissediyordum. Bir iki gun "hafif" baş ağrısı cektim o kadar. Hayatımda hicbir şey değişmemişti. Halbuki internetteki bazı insanlar doz duşmekle ilgili korku salan soylemlerde bulunuyordu. "Cok kotuydu, olup olup dirildim" gibisinden. Hicbir şey de olmamıştı bana.

Gel zaman git zaman artık ilacsız bir hayata donmem gerektiğini hissediyordum. Her şey olması gerektiği gibi kontrolum altındaydı. Duygularım daha dengeliydi. Yaklaşık 1.5 ay sonra da bir karar verdik:

5 mg ilac olur mu?

Olur. Olur da işe yarar mı, işte orasını bilemem. Ama ben doktorumdan izin alıp 5 mg kullanmak istedim. Halbuki o gun aşırı 10 mg kullandırıp oyle bıraktıracaktı. Neyse, ben izni aldım sonucta.

Doz duştukten 1-2 gun sonra bir baş ağrısı ve mide bulantısı gelmeye başladı. Ani duygu değişimleri ve asabiyet de cabası. Ama cok onemli şeyler değillerdi. Kaygılarımdansa bunlarla başa cıkmak işime gelirdi. Ama bir de daha once tanışmadığım bir arkadaş olaya katıldı: Brain Zap.

-Bu arada brain zap kısmına gecmeden soyleyeyim, ilacın kaygıyı korelttiği gibi diğer duyguları da korelttiğini fark ettim. Ama cok muhim değildi. Anksiyetesi olanlar anlar beni, goz ardı edilebilir şeylerdi. Sonucta duygusal odunlaşma denilen tamamen duyguları yitirme safhasına hic gelmemiştim. Doz ayarı onemli.-

Nedir bu "Brain Zap"? Adından da anlaşılacağı surette beyindeki elektriklenme, boşalma, karıncalanma hissi. Ani hareketlerde daha cok ortaya cıkıyor.

Hee işte, geldik gunumuze dostlar. İki gun once bir randevum vardı ve doktoruma anlattım bu durumu. Asabiyet ve duygu değişimlerinin normal olduğunu, ilacın noronların aniden ateşlenmesini onleyen bir etkiye de sahip olduğunu soyledi. Brain Zap icinse yine ilacın yoksunluk belirtisi olduğundan ve biraz surduğunden bahsetti. Ne demek "biraz". İşte onu doktor da ben de bilmiyoruz. (Genellikle yoksunluk belirtileri 2 hafta - 2 ay arasında yok olduğu icin o kısma fazla girmeyeceğim, fakat aksi bir durum olursa konuyu guncellerim.) Yoksukluk sendromunu yenmek zor olabilir fakat imkansız değil. İlacsız hayatınızın haklı gururunu yaşamaya başlamanız en iyisi O ne demek şimdi dediğinizi duyar gibiyim. İşte asıl bu konuyu da acma sebebim olan mevzuya geldik:

Antidepresan Kullanmalı Mıyım?

Arkadaşlar, şunu kesinlikle bilmenizi isterim ki, her hastalığın tedavisi her hastada aynı değildir. Ve psikiyatrik ilaclar bazında konuşuyorum, her ilacın bireylerdeki etki ve yan etkileri farklı olabilir.

İnternetten araştırmaya kalktığınızda bazı insanlar cok rahat bir tedavi donemi gecirirken bazılarına ilacın negatif etki gosterdiğini de gorebilirsiniz. He neden mi negatif etkilenen hastalar fazla gibi gorunuyor? Cunku insanlar memnuniyetleri ve takdirlerinden cok şikayetlerini bildirmeye daha cok meyilli ne yazık ki.

Diyeceğim şu ki, psikiyatrik veyahut psikolojik bir sorununuz var ve doktorunuza guveniyor iseniz (ayrıca doktorunuz ilac oneriyorsa) kullanmaktan cekinmeyiniz. He yan etkileri yok mu, tabi ki var. Ama hastalığın yan etkisinden daha mı cok? Kesinlikle hayır. Başlamak ve bırakmak bazen zor gelebilir fakat size temin ederim ki doğru ilacı kullanıyorsanız kullandığınız surec boyunca rahat edeceksiniz.

Antidepresan ilaclar neredeyse 50 yıldan uzun suredir kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış ilaclardır. O yuzden kimseye kulak asmadan "sizin icin" programlanmış tedavinize ayak uydurmak size yarar sağlayacaktır emin olun. İnternette gezen yan etkilerin bir coğunu yaşamadım, yazmayanlardan bazılarını ise yaşadım. Bunye ve şans meselesi.

Kullandığıma pişman mıyım? Şimdilik hayır. Bıraktıktan sonra uzun surecte de cevremde kullananlardan gorduğum kadarıyla sorun cıkaran ilaclar değiller. Uzun lafın kısası, her ilac herkese fayda etmeyebilir, fakat bu denemekten cekinmemiz icin bir sebep değil. Cunku zihinsel de olsa fiziksel de olsa hastalık hastalıktır ve bir şekilde zamanla kalıcı hasarlar bırakabilir.

Buraya kadar okuyan arkadaşlar olduysa teşekkur ederim. Buradan sonrasında biraz daha meraklılarına bilgiler bırakacağım. Sağlıklı gunler dilerim

Antidepresanlar nasıl calışır? (Video)

OKB nedir, beyne zararı var mı?
Anksiyete nedir, beyne zararı var mı?

Antidepresanlar Plasebo mu?