İnsanoğlu yuz yıllardan beri yaşlanmayı yavaşlatmak ,yaşam kalitesini yukseltmek ve genc gorunmek icin yen arayışlar icine giriyor. Canlıların genetik ozelliklerine bağlı olarak onceden kurulmuş bir saat niteliği taşıyan yaşlanmanın hızı aynı tur canlıların arasında bile farklılık gosterebilir. Bu karmaşık surecte belirli zaman diliminde insan vucudunun hucreleri zayıflamaya başlayıp fonksiyonlarını yavaş yavaş kaybediyorlar. İlerleyen zamanla ortaya cıkan eklem rahatsızlıkları,kalp ve damar sorunları, endokrinolojik hastalıklar , deride kırışıklıklar ve tuylerin beyazlaşması gibi belirtilerle yaşlanma geldiğini haber veriyor .Yaşlanma belirtilerini ilk olarak gosteren deri bu surecte kronolojik yaşlanmanın genetik,metabolik ve endokrin faktorlerinin yanında ultraviyole maruziyeti ,sigara,soğuk,ruzgar,nemin azalması,alkali sabunların kullanımı gibi cevresel faktorlerden de etkilenmektedir. Yaşlanma ile guneş gormeyen bolgelerde goze carpan değişiklikleri kuruluk, deride incelme, ince kırışıklıkların belirmesi, elastikiyet kaybı ve lekelerin ortaya cıkması ve sayılarının artması olarak sıralamak mumkun . Ultraviyole ışınları goren bolgelerde deride kalınlaşma ve kabalaşmanın yanında, elastikiyette bozulma, ve derin kırışıklıkları ortaya cıkar.
Yaşlanma surecinde derinin dokusu, metabolik ve fizyolojik fonksiyonlarında değişiklikler ortaya cıkmaktadır. Orneğin hucrelerde DNA hasarı tamir kabliyeti , D-vitamini oluşturma gucu, savunma sistemin koruyucu ozelliği, deri bariyerinin yenilenme kapasitesi, yağ salgısı ve melanin adlı pigmentinin uretimi gibi fonksiyonlar azalır. Cevresel faktorler ozellikle fotoyaşlanma sureci sonucu deri altının onemli yapı elemanlarından olan Kollajen ve Elastin adlı proteinlerde duzensizlikler ve bozulmalar ortaya cıkar. Zamanla derinin nemli kalmasını sağlayan Hiyaluronik asit miktarı da azalır. Yavaş yavaş deride aşırı kuruluk oluşur, yuz ifadesini sağlayan adale kutlesi kuculur, deri altı yağ dokusu, kemik yapısı ve kıkırdak doku azalır. Adale yapısı bozulması sonucu goz cevresi ve burun kenarı oluklar derinleşir . Kaşlar duşer ,ust goz kapaklarında duşukluk ve alt goz kapaklarında sarkmalar meydana gelir. Ozellikle alt ve ust goz kapaklarında sarkma ve torbalanma yanında yanaklarda ve ensede de kırışıklıklar gorulur.
Yaşlanma surecinin kacınılmaz sonuclarından biri sayılan derinin ince cizgileri guneş hasarları ve cevresel faktorlerden cok etkilenmektedirler. Derin kırışıkları değerlendirirken onları dinamik ve statik olmak uzere iki bolumde ele alıyoruz. Goz cevresinde olduğu gibi dinamik cizgiler yuz kaslarının hareketi ile ortaya cıkarlar. Statik cizgiler ise kas hareketi ile değişmezler. Dinamik cizgiler zamanla statik hale gelebilirler.
Kırışıklıkların tedavisinde iyi sonuclar elde etmek icin bir cok işlemin kombinasyonuna ihtiyac vardır.
İlk olarak ve en onemlisi olarak guneşten korunmak icin gozlukler,giyisiler,geniş kenarlı şapkalar kullanıp acıkta kalan yerlere guneşten koruyucu kremler surmek gerekiyor. Hava kirliliğinden korunmalı ve sigaradan uzak durmak gereklidir. Kurumayı azaltmak ve yaşlı deriyi daha iyi gorunmesine yardımcı olmak icin surekli nemlendiriciler kullanmak ve gunluk 8 bardak su tuketilmelidir. Nemlendiriciler ve guneşten koruyucuların yanında dışarıdan surulen retinol ,C vitamini ,alfa hidroksi asitler gibi antiaging urunlerin kullanımı deride kırışıklıkları azaltmakta kullanılan yontemlerdendir.
Deride statik cizgileri azaltmak,deinin su tutma kabliyetini arttırmak , kollagen uretimini tetiklemek ve deride renk duzensizliklerini duzeltmek amacıyla kimyasal peeling yapılabilmektedir. 4-6 seanslık tedavi kurleri olarak uygulanan kimyasal peeling işleminde meyve asitlerinden glikolik asit , salisilik asit ,laktik asit ve trikloroasetik asit kullanılıp derinin yuzeyel olarak soyulması sağlanır. Anesteziye gerek duymayan ve iş kaybına neden olmayan Kimysal peeling deriyi daha şeffaf ve tazelenmiş gosteriyor .
Derimizde doğal olarak bulunan ve zamanla azalıp yaşlanma belirtilerinin ortaya cıkışını sağlayan hiyaluronik asit ve kollajen gunumuzde dolgu enjeksiyonları olarak derin cizgilerin giderilmesi ve daha iyi gorunmesini sağlamak icin kullanılır. Dolgu maddeleri genellikle yanaklar,goz altı olukları, goz cevresindeki cizgiler,dudak cevresindeki cizgiler ve cenede ortaya cıkan derin cizgileri doldurup kişiyi daha genc gosterir. Derin cizgileri doldurmak icin bir diğer yontem hastanın kendi yağ hucreleri ile kırışıklıklarının tedavi edilmesidir. Bu tedavi yonteminde hastanın yağ hucreleri bir enjektor yardımı ile kendi vucudundan alınır ve daha sonra kırışıklık olan alanlara enjekte edilir. Genellikle 8 ay ile 12 ay arasında kalıcılığı olan dolgu madde enjeksiyonlarının yapılması cok kolaydır ve kişinin gunluk hayatını etkilemez .

Botolinum toksin enjeksiyon tedavisi yuz kaslarında mimik hareketleri gecici olarak durdurma sonucu gelişen dinamik kırışıklıkların tedavisinde kullanılır. Ozelikle kaşlar arasında, goz cevresi ve alında ortaya cıkan bu kırışıklıklar derinin altına yapılan botox enjeksiyonu sonucunda kaz ayağı, kaş catma ve alın cizgilerini tedavi eder. Etkisi 4-6 ay devam eden botolinum toksini mutlaka uzman hekimler tarafından yapılmalıdır.
PRP (trombositten zengin serum ) tedavisinde, hastanın kendi kanının kırmızı kan hucrelerinden ayrışan plazma kısmı, mezoterapi veya dolgu yontemi ile cilde uygulanır. PRP tedavisinde elde edilen bu plazmada, yoğun miktarda trombosit (pıhtı hucreleri) ve lokositler (beyaz kan hucreleri) mevcuttur. Buyume faktorleri salgılayan aktive olmuş trombositler ve lokositler kok hucrelerin gocunu ve coğalmasını tetikler. Boylece derinin dokusu ve ceşitli fonksiyonlarında yenilenme meydana gelir.


[h=2]Ankara Dermatolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]