Kıl donmesi veya tıp dilinde pilonidal sinus olarak bilinen hastalık her ne kadar onemsiz bir hastalık olarak gorulse de hastaların gunluk hayatını surekli etkilemesi, yuksek tekrarlama riski ve toplumda yaygınlığı sonucunda ulke bazında tedavi masrafının yuksek olması nedeniyle onemini halen korumakta olan bir sağlık sorunudur.

Hastalık bolgesinde (coğunlukla kuyruk sokumu) ağrı, şişlik, ve akıntıya bağlı ciltte kızarıklık, kaşıntı, yanma ve koku problemleri hastanın hem genel sağlık durumunu etkiler ve hem de sosyal ve iş hayatında olumsuz durumlara sebep olur.

Hastalık genellikle kuyruk sokumu bolgesini secse de sakal bolgesi, koltuk altı, gobek ve kasıklarda da gorulebilmektedir. Hastalar coğunlukla kuyruk sokumunda ağrı ve/veya akıntı yakınması ile hekime başvururlar.

Pilonidal sinusun oluşumunda vucudun kıllarının deriye batması ve cildin altında bir keseciğin ortaya cıkması rol oynar ve tedavisi hemen her zaman cerrahidir. Pilonidal hastalığın tedavisinde secilecek cerrahi yontem hem hastanın hayat tarzı ve duzeni, hem hastalığın derecesi ve tabii ki operasyonu gercekleştirecek cerrahın kararı ile belirlenir. Uygulanacak ameliyat basit bir şekilde hastalıklı dokunun cıkarılması ve yaranın kendi kendine iyileşmesini sağlamaktan değişik deri yamalama tekniklerine kadar cok geniş bir yelpazeden secilir. Operasyon bolgesel uyuşturma (lokal anestezi), belden aşağı uyuşturma (spinal anestezi) veya tam narkoz (genel anestezi) eşliğinde gercekleştirilebilir.

Yaranın acık bırakıldığı teknikte ameliyat kısa surelidir ve genellikle lokal anestezi ile gercekleştirilebilir olması, işe donuş zamanının kısa oluşu ve tekrarlama şansının duşuk olması avantaj iken, gunluk pansumanların gereksinimi ve iyileşme suresinin uzun olması (3hafta – 3ay) olumsuz taraflar olarak sayılabilir.

Operasyon sırasında cıkarılan sinusun (kesenin) yerinin direkt olarak dikilmesi kolay ve kısa sureli bir operasyon olması , hastanın hızlı iyileşmesi (1-2 hafta) ve ekonomik olması olumlu gibi gorunse de operasyon sonrası enfeksiyon ve yara ayrılmaları, ve tekrarlama şansının yuksek olması nedeniyle cok tercih edilen bir yontem değildir.

Bir cilt yaması ile (fleb) operasyon yerinin kapatılması ağrısız ve konforlu bir yontem olmakla birlikte tekrarlama şansının duşuk olmasından dolayı en cok tavsiye edilen tekniklerden biridir. Bu yontemin olumsuz tarafları ise operasyondan sonra uzun yatak istirahatı suresinin (1-2 hafta) diğer yontemlere gore daha fazla olmasıdır.

Coğu zaman operasyon gunubirlik yatış-cıkış şeklinde (outpatient) gercekleştirilebilir. Yani sabah ameliyata giren hasta coğu zaman geceyi evinde gecirebilir.

Hastalığın oluşumunda rol oynadığı sanılan bazı faktorlerin operasyondan sonra ortadan kaldırılması da operasyon yonteminin secimi gibi tekrarlamayı engelleme konusunda etkili olabilir. Orneğin cilt hijyeninin yanı sıra hem operasyon bolgesinin ve hem de bu alanın ustundeki cildin kıllardan arındırılması tekrarlama riskini azaltabilmektedir. Ameliyattan sonra lazer ile epilasyon, kilo verme, dar giysilerden kacınma ve hastalık bolgesinin surekli darbe ve ezilmelerden korunması gibi onlemler tekrarlamayı engellemek konusunda sıkca tavsiye edilse de yararları halen tartışılmaktadır.
alternatif tedavi yontemleri olarak bolgenin kazınması, dondurulması, lazer ışınları veya elektrikli bıcaklar ile yakılması yanı sıra sinusun icine veya cevresine değişik kimyasal maddelerin uygulanması denenmiş olsa da hicbiri bilimsel cevrelerce benimsenmemiştir.

Sık gorulen tekrarlamalar icin secilecek tedavi yine cerrahi olmakla birlikte bir cok cerrah tekrarlamalarda bir onceki operasyonda uygulanan prosedurden farklı bir yontem kullanmaktan yanadır.

[h=2]İstanbul Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]