Bir sus gelir dudaklarıma
Bir cinnet gelir duşuncelerimin ortasına
Bir uğultu gelip yerleşir
Beynimin en hassas noktasına


Bir cinnet gelir yerleşir duşuncelerimin ortasına
İnce bir cizginin uzerinde rakseder aklım
Bir adım otesi

Sabaha beş kala diyorum Gecenin bu saatlerine
Sabaha gec, Sevdaya gec, Bana gec...
Ne ilginc şey kendine gec kalmak


Her kışın sonu bahardı hani
Hani nerde kelebekler, nerde kuşlar, nerde cicekler...
Her bankta bir haykırışım kazılı
Her durakta...


Yureğimde ki yalnızlık; bağ bozumu olmuş yureğimde
Her aşk bir elveda buyuttu
Yeni bir sevda mevsimi... Ne zaman gelecek bilinmez...


Tutunmak istedikce dalından hayatın
Bir bir kopup kalıyor elimde kutukler
Can kayıyor bedenimden usulca...

Ilgıt ılgıt suzuluyor kıyılardan yaşlarım
Dudaklarımda belli belirsiz bir kıpırtı insafff...
insaf diyorum...


Tutamıyor
Tutunamıyor ve duşuyorum
Uşuyor...

Gaflet uykusunun pencelerinden kurtulamıyor...
Kurtulamıyor...
Kurtulamıyorum...
Uşuyor...
Duşuyor...
Oluyorum...

Menekşeler, papatyalar, laleler…
Ne zaman bir sevgili sulayacak gulleri ..?
Ne zaman donecek gidenler geri ..?

Yureğim hep kar boran yaşadı kışlarda
Elvedasız bir merhaba aradı bakışlarda
Ve gidenlerin ardına gozyaşı doktu...


Neden her gulumsemenin ardında bir hıckırık
Bilmem ki neden bir merhaba
ve arkasından ayrılık...
Yureğimde bir burukluk her zaman ...

(alinti)