Kaygı bozuklukları ve psikoterapinin tedavideki roluHer insan zaman zaman kendini stres altında ya da kaygılı hisseder. Buna neden olabilecek ceşitli durumlar arasında yetiştirilmesi gereken işler, trafikte uzun zaman harcamak ve bir adım ilerleyememek yer alır. Genelde kaygı, canlıların dış ortama uyum cabasında koruyucu bir tepkidir ve korku ve stres ile birlikte ele alındığında, insanın hayatta kalması acısından doğal bir tepkidir. Kaygı, insanın kendini tehlikelere karşı korumasını sağlar. Bu tepki canlılarda normalde tehdit tehlike karşısında savunma ya da saldırı amaclı bir davranışın ortaya konması icin gereklidir. Denetim dışına cıkıp kaygı cok yoğun ve surekli olduğunda yani kişinin işlevselliğini aksattığında ise bir rahatsızlık olarak ortaya cıkar. Bu rahatsızlıklara kaygı bozuklukları diyoruz. Ancak bu bozukluklar etkili tedavi yontemleri ile iyileştirilebilir ve insanlar normal hayatlarına geri donebilirler.

Kaygı bozukluklarının ozellikleri:

Ayrı karakteristik ozellikleri olan ceşitli kaygı bozuklukları vardır.
Kaygı, kişi gundelik hayatta karşı karşıya geldiği durumlarla ve olaylarla ilgili aşırı bir endişe halindedir. Bunun yanı sıra, sağlık ve finans konularında da aşırı bir endişe halindedir. “Her an kotu bir olay olabilir” beklentisi icindedir. Bu yaşanılan yoğun kaygının nedenini irdelemek zordur. Ama kişinin yaşadığı kaygı oldukca gercekci ve kişiyi gundelik hayatta konsantre olmasını engeller.
Panik Bozukluk ise, aniden başlayan ve coğunlukla tekrarlayan, insanı yoğun sıkıntı ya da korku nobetlerinde bırakan bir rahatsızlıktır. Kişiler coğunlukla gelecek panik atakların da sıkıntısını yaşarlar. Buna bağlı olarak, gundelik aktivitelerini aksatırlar.
Fobiler, bir nesneye ya da duruma duyulan yoğun korku bozukluğudur. Fobilere ornek vermek gerekirse; belli başlı hayvanlara duyulan fobiler, ucak fobisi, ve sosyal fobi. Mesela, toplum onunde konuşmak, yemek yemek gibi.
Obsesif Kompulsif bozuklukta ise; istemli bir caba ile zihinden uzaklaştırılamayan, istemeden oluşan, kişiye ters gelen, ısrarlı, genellikle olumsuz duşunceler vardır ve bunları yok etmeye yonelik davranışlar vardır. Ornek olarak; elleri defalarca yıkamak, evi surekli temizlemek, mikroplardan korkma, elektriği suyu kapadım mı diyerek surekli kontrol etme.
Bir tur doğal felaketle, yaşanılan bir sucla (tecavuz, gasp vb.) karsilaşıldığında direncli anksiyete belirtileri ortaya cıkabilir. Buna Post-travmatik Stres Bozuklugu denir. Herhangi bir olay, duşunce, ya da davranış esas travmatik olayi animsatabilir.
Nefesin kesilmesi, kalp atışının hızlanması, titreme, baş donmesi gibi fizyolojik belirtiler ceşitli kaygı bozukluklarına eşlik eder. Anksiyete bozuklukları her donemde ortaya cıkabilir, genelde ergenlikte başlayıp erken yetişkinlik doneminde patlak verir. Kaygı bozukluklarında genetik faktorlerin etkisi ve ailesel yatkınlık onemli bir ipucudur.

Bu rahatsızlıklar icin tedavi olmak neden onemlidir?

Eğer tedavi edilmezlerse cok ciddi sonucları olabilir. Bunlara ornek vermek istersek; iş kayıpları, ailesel konularda disfonksiyonlar, korkulan herşeyden ve sosyal hayattan geri cekilme hastalığın ciddi sonucları olabilir. Eğer tedavi edilmezse, başka diğer hastalıklar de kaygı bozukluklarına eşlik edebilir. Bunlara ornek vermek gerekir ise; alkolun kotuye kullanımı, depresyon, madde kullanımı vs.

Kaygı bozuklukları icin etkin tedavi yontemleri var mıdır?

Kesinlikle. Kaygı bozuklukları profesyoneller tarafından (klinik psikolog ve psikiyatristler) tedavi edilebilir.

Ozellikle bilişsel davranışcı terapiler, kaygı bozukluklarının tedavisinde buyuk rol oynar. Terapi, kişinin hastalığını tedavi etmek bir yana hastalığa neden olan anksiyete faktorlerini de yonetebilmeyi de oğretir.

Ulusal Ruh Sağlığı Ensititusune gore; davranışsal terapiler ve bilişsel terapiler kaygı bozukluklarını tedavi etmede oldukca etkindir. Davranış terapileri iclerinde, istenmeyen davranışların sonlandırılmasını, danışanın kendini rahatlatmasını oğrenmeyi barındırır. Rahatlama, doğru nefes alma tekniklerini benimsemeyle oğrenilir. Bu sayede kaygı bozukluklarında ortaya cıkan belirtiler giderilir. Bilişsel terapiler ise; kişinin duşuncelerini daha iyi anlamasına, negatif duşuncelerini pozitif olanlarla değiştirmeyi hedefler. Duşuncelerimiz, duygularımızın ve davranışlarımızın tetikleyicisidir.

Ornek olarak:
Eğer evinizde gece uyuyorsanız ve birden ani bir ses duyduysanız ve bunu “camda kuş var” olarak yorumlarsanız korkmazsınız ve yatagınızdan kıpırdamazsınız bile. Ancak; eve hırsız giriyor şeklinde yorumlar yani duşunurseniz, yaşayacağınız duygu korku olur ve davranışısınız da ya kacmak ya da saldırmak olacaktır.

İlac tedavisi belli noktalarda gercekten onemlidir. Ancak sadece ilacla kaygı bozuklukları tedavi edilemez. Mutlaka uzman bir klinik psikologtan psikoterapi gorulmesi gerekmektedir. Cunku bu hastalığın tekrar etmesini azaltır ve hastalığın duşunce boyutunu irdelemeye de yardımcı olur. Unutulmamalıdır ki; ilacların yan etkileri de vardır. Bu yan etkiler psikiyatristler tarafından kontrol edilmelidir.

Uzman Klinik Psikologlar Kaygı Bozukluğu Yaşayan bir danışana nasıl yardım edebilir?

Uzman Klinik Psikologlar, tanı koyabilir ve kaygı bozukluklarını tedavi edebilir. Bu rahatsızlıklardan kurtulmak isteyenler, bilişsel-davranışcı yaklaşımını benimsemiş psikologlardan yararlanmalıdırlar.

Aile terapisi ve grup terapisi de secenekler arasındadır. Ozellikle kaygı bozukluklarıyla calışan kliniklere gitmek ya da haygı bozuklukları ile calışan profesyonellere yonlenmek de faydalıdır.

Psikoterapi ne kadar zaman alır?

Şunu belirtmek gerekir ki; kaygı bozukluklarında tedavi hemen cevap vermez. Danışan terapistten ve uygulanılan tedaviden memnun olmalıdır ve kendini rahat hissetmelidir. Danışanın tedaviye uyumu cok onemli bir etkendir. Terapist ve danışan kaygı bozukluklarını ortadan kaldırmak icin ekip halinde calışmalıdır.

Her tip tedavi her danışan icin uygun olmayabilir. Tedavi, kişinin ihtiyaclarına ve rahatsızlığına gore değişir. Daha once de belirtildiği gibi, terapist ve danışan ekip halinde beraber calışmalıdır. Cogu danışanlar 8-10 seansta belirgin gelişmeler gostermektedirler. Tabi bu tedavi planına uyum gosterenler icin sunulmuş bir rakamdır.

İnkar edilemez nokta şudur ki; kaygı bozuklukları insanların işlevselliğini bozar. Kişi işine gidemez, aile ve sosyal cevresiyle sorunlar yaşar. Bu yuzden doğru profesyoneli aramak onemlidir.

Duyguların ve duşuncelerin kontrolu ile birlikte, kişilerin yaşamları da kontrol altında tutulabilir.

Referans: http://apahelpcenter.org/articles/article.php?id=46

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]